Van Erciş'te yeni imar planı depremzeleri zor durumda bıraktı!

İçinde bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi bulunan mübarek Ramazan-ı Şerif ayınızı tebrik ediyor, feyiz ve bereketinden istifade edenlerden olmanızı Yüce Rabbimizden niyaz ediyorum. Hepinizin malûmu olduğu üzere ilçemiz Erciş'te 23 Ekim 2011 tarihinde yaşadığımız depremden dolayı oldukça sıkıntılı günler yaşadık ve hâlen de yaşamaktayız. Yıkılan işyerlerinin yerinde prefabrikten işyeri yapmaya bile müsaade edilmeyen esnaflarımızın önüne "Şehrin yeni imarı çıkana kadar hiçbir şey yapamazsınız" diye sed çektiler ve yaklaşık 10 gündür sadece esnafların yoğun olduğu bölgenin imarı açıklandı. Ve yeni açıklanan imar ile hepimiz hayal kırıldığına uğradık, yeni imarda birleşik nizam tamamen kaldırılmış, önden 5 metre, iki yanlardan ve arkadan da 3'er metre çekme zorunluluğu getirilerek ev ve işyerleri yıkılan vatandaşlarımızın yeniden kendi imkânlarıyla inşaatlarını yapma şansları yok edildi. 200 metrekare üzerine altı işyeri ve üstü 5 kat ev olarak yapılan ve depremde yıkılan aynı yer üzerine şimdi bırakın ev yapmayı bir oda bile bu imara göre yapamıyorsunuz. Erciş'imizde depremde yıkılan ve ağır hasar olup da yıkılma sırası bekleyen 5 bine yakın ev var ve bu insanlar şu anda perişan bir vaziyette ve adeta bu insanlar sefilleri oynuyorlar. Depremin üzerinden yaklaşık 10 ay geçmesine rağmen daha sadece esnafların yoğun olduğu bölgenin birinci etap imarı yeni açıklandı ve ikinci ile üçüncü etap imar ise Ekim ayında açıklanacağı belirtiliyor. Ve burası kış memleketi olması hasebiyle bir yıl daha bu insanlar inşaat yapamayacak demektir.

 

İkinci bir hususu daha sizlerle paylaşmak istiyorum, Erciş'te kentsel dönüşüm projesi uygulanacağından, iş düzeni bozulan ve iş yapamayan esnaflarımızın bir çoğu iflâsın eşiğinde, iş değişikliği yapmak istiyor, ama önünü göremediği için cesaret edemiyor. Ne zaman bu projenin uygulama safhasına geçeceği hiçbirimizin malûmu değil, bu yüzden de karamsar bir şekilde beklemekteyiz. Daha önceki yazılarımda da değindiğim gibi deprem esnasında buraya gelen yardım sınırsızdı ve umulananın çok üzerindeydi. Fakat dağıtımda yaşanan organizesizlikten dolayı gerçek mağdurlara değil, hiç alâkası olmayan ve depremde zarar görmeyen köylere TIRlar yönlendirilerek boşaltıldı ve bu sayede de bir sürü deprem zengini türedi. Evleri, işyerleri yıkılanların gelen yardımlardan haberleri bile yoktu ve bu insanlar enkazdan ne kadar canlı çıkarırızın hesabıyla meşgul idiler. Bunların bir kısmının cenazelerine 5,6 gün sonra ancak ulaşılabildiler ve 24 saat kesintisiz enkazların başlarında aç-susuz nöbet tutarak kurtarma ekiplerinden gelen müjdeli haberi beklemekle karşı karşıyaydılar. Ve bunların sayısı oldukça fazlaydı, birileri bu insanlara bir lokma birşey ulaştırdıysa yerler, yoksa aç ve susuz beklemek zorundaydılar. Öte yandan da hiçbir zararı olmayan insanlar yardım kuyruklarına girerek haksız bir şekilde hak gaspı yapmaktaydılar. Erciş Kaymakamı Ramazan Fani ile yaptığım bir görüşmemizde bu konuları kendisine sorduğumda: "Ben de aynı sizler gibi deprem şokundaydım, ilk haftalar büyük bir acemilik yaşadık ve daha sonra bunları telâfi etmeye başladık, sizler de takdir edersiniz ki köylerle beraber 200 bin nüfuslu bir ilçe, bir çok insan dışarıdan vur gun için gelmiş ve bunları teşhis etmek oldukça zor. Bir yandan barınma sıkıntısı had safhada, bir yandan da insanlar aç, herkes bir şeyler istiyor ve bir anda bu insanların ihtiyaçlarını karşılamak öyle kolay olmasa gerek, bütün aksaklıklara rağmen kısa sürede çadır kentler oluşturduk, vatandaşlarımızı oralara yerleştirdik, iâşelerini temin ettik, ondan sonraki süreçte de mahallelerdeki mağdurları tesbit etmek için bir komite oluşturduk ve peyderpey oralara da yardımları ulaştırmaya çalıştık. Bunları istediğimiz şekilde maalesef dağıtamadık, çünkü her mahallede vurguncu ve talancılarla karşı karşıya kalıyorduk ve bu tür olumsuzluklar yü zünden birçok zorluklarla karşılaştık" diyordu.

 

Sayın Kaymakamımıza: "Depremde hayvanları telef olan vatandaşlarımıza devlet telef olanların yerine hayvan verdi ve bununla birlikte 32 milyon da hibe para köylerimize dağıtıldı, bunun yanında 87 milyon zararı olan işyerleri pert olan esnaflarımızla birlikte, evleri yıkılan binlerce cenazesi olan vatandaşlarımıza devletimiz bugüne kadar niçin yardım yapmadı ve bu insanlarımızın bir hayvan kadar değeri yok muydu?" diye sitem ettim. Kaymakam Bey de "Haklısınız, ben bu konuyu gelen tüm Bakanlarımıza ilettim, asıl sıkıntıyı yaşayan ve depremde birinci derecede mağdur olan şehir merkezinde yaşayan insanlarımızla esnaflarımızın olduğunu her platformda dile getirdim, fakat bugüne kadar bir neticeye ulaşamadık, ilgili bakanlarımız da bu işin takipçisi olduklarını beyan ediyorlar ve inşaallah 10 aydır evinde yatmak zorun da olan bu esnaflarımızın zararları en kısa sürede ödenir ve bu esnaflarımız da normal iş düzenlerini kurarak ayakta kalma mücadelesi verirler" dedi. 

 

Erciş Kaymakamımızın temennilerine biz de "inşâal lah" diyerek gerçekleşmesi için idarecilerimizin duyarlı davranmalarını, bu insanlarımızın sıkıntılarını gidermelerini, depremde cidden herşeyini kaybeden mağdurların acilen yaralarının sarılmasını istiyor ve bekliyoruz. Şu anda ilçemizde TOKİ'lerin dışında ciddî manada bir çalışma söz konusu değil, iki ay sonra okullar açılacak, özel bir şirket tarafından yapılan bir okulun dışında hiçbir okulda çalışma yok. Merkezdeki bütün camiler ağır hasarlı olmasına rağmen henüz yıkımları bile gerçekleşmedi ve bu camiler ibadete ka palı. Yapılan TOKİ evlerinin 80 metrekare oluşu ayrı bir sıkıntı, çok nüfuslu ailelerin buralara yerleşmesi imkânsız, öyle anlaşılıyor ki TOKİ evlerinin hepsi sa tılmadan şehirde bir yapılaşmaya gidilmeyecek. 

 

Hiç kimsenin ortalığı toz pembe göstermeye hakkı yoktur, görünen köy ldavuz istemez. Sayın Başbakanımız geçen Van ziyaretinde Erciş'e geleceği ve TOKİ'lerde inceleme yapacağı anons edildiği halde maalesef gelmediler. Gönül arzu ederdi ki Erciş'te yapılan hizmetleri bizzat yerinde görerek inceleme fırsatı olsun ve halkın ne kadar perişan olduğunu müşahade etsin. Her ne hikmetse perde arkasındaki bir güç bizi idare edenlerin gelip bunları görmesini istemediği için hep engelliyorlar. Biz burada kesinlikle siyaset yapmıyoruz, birilerini karalama politikası da gütmüyoruz ve böyle bir niyetimiz de asla olamaz. Bu sıkıntıları bire bir yaşayan bir kardeşiniz olarak ve benim gibi bu sıkıntıları yaşayan deprem mağduru binlerce kardeşlerimizin hissiyatına tercüman olarak bizleri idare edenlerin nazar-ı dikkatlerine sunmak için bunlara değindim. İleriye dönük çok güzel projeleri olabilir, belki iki yıl sonra Erciş çok daha mükemmel bir şehir olma şansını yakalayabilir. Her ne yapılacaksa bir an önce hayata geçirilsin ki, bitme noktasına gelen esnafımız yeniden bir soluklansın, önünü görerek bu memlekete katma değer katsın, hayatiyetini devam ettirsin. 

 

Şu mübarek Ramazan ayında sıcak bir çorbaya hasret olan, ocağı tütmeyen, evine ekmek götüremeyen yüzlerce deprem mağduru insanlarımızın olduğunu lütfen unutmayın. Sizler iftar sofranızda türlü türlü yemeklerinizi yerken kendinizi bir an bu insanların yerine koyun ve muhasebenizi yapın. Hiç olmazsa zekât, fitre ve sadakalarınızla bu insanlara bir kez daha ulaşın ki bu vebalden kurtulun ve bu sevabın hazzını doya doya yaşayın.