Bankalar konut kredisini yapılandırmaya yanaşmıyor!
Konut kredisi faiz oranlarında yüzde 1'i altına inen bankalar, kendilerinden yüksek faizle konut kredisi alan müşterilerine yapılandırma uygulamıyor.
Geçtiğimiz Ağustos ayı başında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın “Konut kredilerinde faiz yüzde 1'in altına indirin” çağrısı üzerine konut kredisi faiz oranlarını vadeye göre 0,70'lere kadar indiren bankalar daha yüksek faizle kredi kullanmış müşterilerine yapılandırma yapmaya yanaşmıyorlar.
Kendilerine başvuran tüketicilere kapıyı gösteren bankaların bu tavrının tüketici ve rekabet hukukuna aykırı olduğunu ileri süren Tüketici Başvuru Merkezi Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu, “Ortaya çıkan tablo çok enteresan, bankalar, konut kredisini yapılandırmak isteyen müşterilerine ağız birliği etmişçesine ret cevabı veriyorlar. İş bu kadarla da kalmıyor, kredisini başka bankaya taşıyarak yeni faiz oranıyla yapılandırmak isteyen tüketiciler diğer bankalardan da ters yüz geri çevriliyor, sadece yeni konut alımında yeni ve düşük faiz oranlarını uyguladıklarını ifade ediyorlar. Yani tüketicilere karşı ortak eylem sergileniyor. Kartel oluşturulmuş durumda bu suçtur.” dedi.
Tüketicilerin bankalardan geri çevrilmesi durumunda mutlaka o bankaların internet sitelerinden veya iadeli taahhütlü posta ile yazılı şekilde başvurmalarını öneren Ağaoğlu, bankanın başvuruyu mutlaka cevaplayacağını belirterek, böylelikle durumun belgelenmiş olacağını ifade etti.
Ağaoğlu sözlerinin devamında, “Burada dikkat edilmesi gereken husus krediyi yapılandırmayan bankanın ve kredinin taşınmasını ret eden diğer bankaların ortak tavır belirlediklerinin belgelenmesidir. Çünkü somut olayda yeni bir kredi kaynağı gerekmiyor, mevcut kredi yeni faiz oranından sürdürülmek istenmekte. Borç miktarı, borçlu, teminat gösterilen konut yani her şey aynı, değişecek olan sadece faiz oranı. O halde bankalar bu talebi kabul etmek zorundalar. Zaten bu nedenle Tüketici Kanununda, kredinin erken kapatılması halinde bankaların tüketiciden anaparanın yüzde ikisine kadar erken kapama tazminatı alma imkanı tanınmıştır. Bankalar, Cumhurbaşkanının önerisini yerine getirmiş gibi davranırken ilan ettikleri yeni düşük faiz oranlarını özellikle büyük firmaların oluşturduğu Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) üyelerinin projelerinden ev alacaklara uyguluyorlar. Açıkçası görünen tabloda, bankaların faiz indiriminin yüksek fiyatlarla satışa sunulmuş, ancak satılamamış yapı stoklarının eritilmesi için yapıldığı anlaşılıyor.” diye ekledi.
Tazminat ödemek zorunda kalabilirler
Aydın Ağaoğlu, 2007 ile 2011 yıllarında piyasanın neredeyse tamamına hakim 12 büyük bankanın aralarında karar alarak müşterilerine yüksek faiz ödediklerinin Danıştay kararıyla da pekiştiğini hatırlatarak, “O dönemde bu bankalara Rekabet Kurulu tarafından 1 milyar 116 milyon ceza uygulanmış, bankalar da cezanın iptali için yargıya başvurmuşlardı. Ancak geçtiğimiz günlerde yüksek yargı da bankaların talebini ret ederek, Rekabet Kurulu'nun kararını, yani bankaların tüketicilere ortak faiz belirlediklerini onayladı. O dönemde kredi kullanan yaklaşık 33 milyon tüketici yüksek faiz farkının 3 katını geri alabilmek için dava açma hazırlığındayken, şimdi konut kredisini yapılandırmak isteyenlere karşı bankalarca sergilenen tavır, ortak eylem kararı alındığı kuşkusunu uyandırıyor.” şeklinde konuştu.
Kredisini erken kapamak veya yeniden yapılandırmak isteyen tüketicilerin geri çevrilmesinin 6502 sayılı Tüketici Kanunu'nun 6. Maddesinde yer alan satıştan kaçınmayı yasaklayan hükmüne de aykırı olduğunu ifade eden Ağaoğlu, “Bankalar tüketicinin bilgi eksikliğini ve zafiyetini istismar ediyorlar. Çünkü kredi kullanmış olan tüketici genellikle dar gelirli kesimdendir. Avukat tutarak, dava açma imkanları sınırlıdır. Üstelik bugün açılan bir dava Yargıtay süreci ile birlikte ortalama üç yılda sonuçlanmaktadır. Ayrıca davanın kısmen bile kaybedilmesi halinde bazı yargılama giderlerini de tüketici ödemek zorunda kalıyor. Bunu bilen bankacılık sektörünün temsilcileri tüketicilere karşı direnç gösteriyor ve düşük faizden yapılandırma veya kredisini başka bankaya taşıma taleplerini görmezden gelerek ret ediyorlar. Ancak tüketiciler dava açtıkları takdirde belki süreç uzar ama finans kuruluşları yüksek miktarda tazminat ve mahkeme masraflarıyla karşı karşıya kalabilirler.” dedi.
Kredi kartı borçlarına 72 ay vade hayal
Ağaoğlu açıklamalarını şöyle sürdürdü. “Cumhurbaşkanının konut kredi faizlerinin indirilmesine yönelik önerisini yerine getiriyor gibi yapıp da gerçekleştirmeyen bankacılık sektörü aynı tutumu kredi kartı borç yapılandırmasında da sergiliyor. Geçtiğimiz günlerde Başbakan Binali Yıldırım'ın kredi kartı ve tüketici kredi borçlarının 72 ay vadeye kadar yapılandırılabileceğine yönelik açıklamasının ardından tüketici kredisi ile kredi kartı borçlarının 72 ay vadeye kadar yapılandırılabileceğine dair Yönetmelik yayınlanmıştı. Ama hiçbir banka dikkate almadı. Hatta gazete ve televizyon kanallarının uydurması olduğunu ileri süren bankacılar oldu. Oysa kart borcunun asgari ödemesini yaparak günü kurtarmaya çalışan ve yüksek faiz girdabında çırpınan 11 milyon kişi ile icralık olmuş, borcu Varlık Yönetim Şirketlerine devredilmiş yaklaşık 3,5 milyon tüketici Başbakan'ın 72 ay vade ile yapılandırma imkanı tanınacağına yönelik vaadi ile ardından yayınlanan yönetmelikle umutlanmıştı. Bazı bankalar kendilerine başvuran borçlulara sadece temerrüde düşmüş borçları 48 aya kadar yapılandırdıklarını söylerken, bazıları da temerrüt hali oluşmamış canlı kredileri yeniden yapılandırabileceklerini belirtmektedirler. Açıkçası başvuran kişinin durumuna göre cevaplandırarak kapıdan ters yüz geri gönderiyorlar.
Mehmet Şimşek ve BDDK devreye girmeli
Yapılandırma imkanı sağlandığında milyonlarca insan kara listeden çıkma imkanına kavuşacak, finans sektörü de batmış ve batması muhtemel alacaklarını tahsil edebilecektir. Diye konuşan Ağaoğlu, “Tahsil edilen bu bedeller bankaların zarar hanesine atılmayacak, böylelikle devletin de vergi açısından kazancı olacaktır. Ama daha da önemlisi borcundan ötürü huzursuz ve başı eğik milyonlarca vatandaşımız borcundan kurtulmanın mutluluğunu hissedecektir. Örneğin, 7 bin lira civarında banka borcu bulunan asgari ücretli bir kişi 72 ay yapılandırma halinde faiziyle birlikte aylık 150, 160 lira gibi taksitlerle borcunu kapatma imkanına kavuşabilecektir. Her ne kadar serbest piyasa ekonomisi kuralları benimsenmişse de Anayasamızda işaret edilen sosyal hukuk devleti olmanın gereği, yayınlanan Yönetmeliğin hayata geçirilmesi toplumsal huzur ve refaha katkı sağlayacağından, sayın Mehmet Şimşek'in ve BDDK'nın devreye girerek yönetmelikte yer alan hususların uygulanmasını gerçekleştirecek adımlar atılmalıdır.” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.
Yorum Yaz