Maslak 42 projesi standartları değiştiriyor!
Bay İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi Ve 42 Maslak Yürütme Kurulu Başkanı Erol Özmandıracı Ve Bay İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Şafak Levi "Maslak 42 Projesiyle Yeni Bir Yaşam Başlatıyor
Bay İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi Ve 42 Maslak Yürütme Kurulu Başkanı Erol Özmandıracı Ve Bay İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Şafak Levi "Maslak 42 Projesiyle Yeni Bir Yaşam Başlatıyor
Bay inşaat mega bir projede butik yaklaşımı, 42 maslak ile gerçekleştiriyor
E.Ö: bay inşaat-42 maslak projesinde ise "yaşam başlı başına bir sanattır" felsefesinden yola çıkarak, Türkiye'nin ilk temelinden itibaren sanat konseptiyle inşa edilen projesini tasarladık. Bay inşaat-42 maslak projesi ile birlikte geliştirdiğimiz yeni konsepte ise "artful living" adını verdik. İnşaatta sanat anlayışı ile İstanbul'daki ilk konsept projeyi gerçekleştirirken, sanat ve sosyal sorumluluğu bir araya getiriyoruz.
E.Ö: öncelikle sanat konseptiyle diğer projelerden ayrışıyor. Dünyanın ve türkiye'nin ünlü mimarları tarafından tasarlanan ve Türkiye'de bir ilk olan 'artful living' konseptli inşaat projesi. Bunun yanı sıra bay inşaat-42 maslak, bir karma proje.
İstanbul'un merkezinde inşaatı devam eden en kapsamlı ve en iddialı karma projelerden birisine imza atmaya hazırlanan Bay İnşaat, doğal ve konforlu yaşamın niş hayat biçimi ile paralel olabileceği projesi ile hem İstanbul'a, hem de Maslak bölgesine yeni bir bakış açısı getiriyor. Bay İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi ve 42 Maslak Yürütme Kurulu Başkanı Erol Özmandıracı ve Bay İnşaat'ın Yönetim Kurulu Başkanı Şafak Levi ile inşaatına başlanan 42 Maslak projesi hakkında keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
Yapmakta olduğumuz 42 maslak projemizde sanatla ve sanatçılarımızla daha içi içe olmak istiyoruz. projenin içinde sergi ve sanatçıların çalışabileceği atölye alanlarıyla, canlı performans sergilenebilecek salonlar ile maslak'ta ruhumuzu dinlendirebilecek bir vaha yaratma düşüncesindeyiz.
Erol Bey sizi kısaca tanıyabilir miyiz? Eğitim ve kariyerinizden bahseder misiniz?
E.Ö: Türkiye'de ilkokulu okuduktan sonra yurtdışında orta ve liseyi bitirdim. Orada seçme daha fazla Türkiye'deki gibi değil. Fizik ve matematik ağırlıklı bir eğitim aldım. Orada Amerika'da üniversiteyi ekonomi lisansıyla bitirdim. Sonra Türkiye'ye dönüp iş hayatına başladım. 1997 yılından beri ise Bay İnşaat'ta Yönetim Kurulu Üyesi olarak görevimi sürdürüyorum. Aynı zamanda kurucu ortak olarak da yer aldığım Bay İnşaat, Nesim Özmandıracı liderliğinde, 40 yıldır arkadaşlıklarını ve ortaklıklarını sürdüren Taner Tombuloğlu, Şafak Levi ve Elazar Yakar ortaklığı ile kuruldu. Bay İnşaat olarak bugüne kadar aralarında Bay Inşaat-Hilpark Suites Istinye, Hilpark Sitesi, Tarabya Beyza Konakları, Bay Istinye Konakları gibi birçok projeye imza attık. Şu anda da Türkiye'de bir ilk olan "Artful Living" konseptli projemiz Bay İnşaat-42 Maslak'ın inşasına devam ediyoruz.
Yaşam başlı başına sanattır konseptiyle çıktığınız proje fikriniz nasıl doğdu?Bay İnşaat-42 Maslak Projesi nasıl bir konsept oluşturuyor?
E.Ö: Proje çalışmasına başlamadan önce Maslak'da neyin eksik olduğunu tespit etmeye çalıştık. Gördüğümüz manzara ofis ağırlıklı, iş yaşantısının kuvvetli olduğu ve bir yaşam girişiminin kuvvetlice denendiği bir bölge olarak gözlemledik. Bu bağlamda da nasıl bir yaşam alanını geliştirebiliriz diye düşündüğümüzde bölgede ofis ile rezidansı birleştiren bir proje çıktı ortaya ve bunu gerçekten yaşamı tamamlayacak bir alışveriş merkezi ve otel ile tamamlamak istedik. Benim için Yaşam başlıbaşına bir sanattır. Dolayısıyla biz de buna şu gözlemi de eklediğimiz zaman oto sanayinin yavaş yavaş bir sanat merkezi haline dönüştüğünü, daha doğrusu sanat üretim merkezi haline dönüştüğünü gözlemledikten sonra projemizin ana konseptini sanat olarak belirledik. Her bölgeyi sanata odaklayamazsınız ama Maslak İstanbul'un merkezinde bir bölge. Sanatla ilgilenen çok kişinin yaşadığı bir bölgenin içinde... Dolayısıyla çağdaş sanata yeni bir merkez getiriyoruz yaklaşımıyla sanatı merkeze aldık. Zaten Bay İnşaat olarak kurulduğumuz günden beri sanata ve doğaya karşı üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeyi ilke edinmiştik. Bay İnşaat-42 Maslak projesinde ise "Yaşam başlı başına bir sanattır" felsefesinden yola çıkarak, Türkiye'nin ilk temelinden itibaren sanat konseptiyle inşa edilen projesini tasarladık. Bay İnşaat-42 Maslak projesi ile birlikte geliştirdiğimiz yeni konsepte ise "Artful Living" adını verdik. İnşaatta sanat anlayışı ile İstanbul'daki ilk konsept projeyi gerçekleştirirken, sanat ve sosyal sorumluluğu bir araya getiriyoruz. Projenin inşasına başladığımız günden bugüne kadar sanat dünyasının içinde aktif rol oynamaya çalışıyoruz. Projemizin Maslak'daki kulesinin zaman içinde gerçekten bir sanat merkezi haline gelmesi için gereken bütün çalışmalara başladık.
Bay lnşaat-42 Maslak projesinin standart projelerden farkı nedir?
E.Ö: öncelikle sanat konseptiyle diğer projelerden ayrışıyor. Dünyanın ve Türkiye'nin ünlü mimarları tarafından tasarlanan ve Türkiye'de bir ilk olan 'Artful Living' konseptli inşaat projesi. Bunun yanı sıra Bay İnşaat-42 Maslak, bir karma proje. Karma proje adını çok duyuyoruz ancak bu kadar kapsamlı karma proje İstanbul'da çok az. Proje içerisinde rezidans, otel, ofis ve alışveriş merkezi bulunduran parmakla sayabileceğiniz az proje var. Özellikle bu, şehir merkezinde daha da az. Bir kere ciddi bir büyüklükte olmanız gerekiyor, bu söylemde bulunabilmek için.
Bay İnşaat-42 Maslak, 250.000 metrekare bir inşaat alanına sahip ki, bu İstanbul'da bizi merkezdeki en büyük birkaç proje içine yerleştiriyor. Proje kapsamında 167 metre yüksekliği ile bölgenin en yüksek ikiz kulesi olacak, tamamı 4 metre tavan yüksekliğine sahip balkonlu 442 adet rezidans daire, yine, tavan yüksekliği 8 metre olan 16 tovver penthouse daire, 5 yıldızlı otel, A+4- ofisler ve AVM yer alıyor. Toplam 250.000 m2'lik inşaat alanına sahip projenin 59.000 m2'lik bölümü ofis, 32.000 m2'lik bölümü ise mağaza, yeme-içme ve eğlence noktalarından oluşuyor. Sanata dair alanlar ise projenin bütününe yayılacak şekilde tasarlandı. Ancak bizi ayrıştıran en önemli özellik bunların hepsinin mükemmel bir harmoni içinde birlikte olması. Bu projede biz, mimarımıza çok güvendik. Chapman Taylor dünyanın 14 ülkesinde ofisleri olan, 400 üzerinde mimar çalıştıran bir mimarlık bürosu.
Onların yoğun çalışmasının ardından çıkan projenin ne kadar başarılı olduğunu çok net görebiliyoruz. Bütün girişler çıkışlar hatta asansör çekirdekleri loby alanları bile birbirinden bağımsız. Ancak aynı anda da bütün bir hayatı bir anda yaşayabiliyorsunuz; kültür, sanat, eğlence, yeme-içme, spor, iş ve yaşam. Kolay bir iş değil bir projeyi bu kadar farklı konseptlere doğru oturtabilmek. Çünkü iş çıkışları, yaya trafiği, araba trafiğiyle beraber, AVM trafiği, yaşam trafiğiyle beraber vb. Bu bağlamda dahi mükemmel bir karma proje çıkardık ortaya.. Alışveriş merkezimizin adını "Artful Living" konspetinden yola çıkarak Shops&Art koyduk ki, bu sanata ne kadar önem verdiğimizin de vurgusu. Alışveriş merkezimizin konsepti de yeme, içme, eğlence, gösteri ve sanat dolayısıyla gerçek bir yaşam merkezi yaratmaya çalışıyoruz. Klasik bir alışveriş merkezi değil de, hayatı tamamlayan bir çalışma olsun istedik. Oradaki ofislerdeki, rezidansdaki ve otellerdeki hayatı tamamlayan bir alan olarak planladık. Bu bağlamda da çok farklı. Otelle beraber bir alışveriş merkezinin iç içe olması onların ofislerle beraber olması müthiş bir dinamizm farklılık yaratıyor. Hepsi birbirinin hem ekonomisini, hem yaşamını, dolayısıyla hem de yatırım değerini destekliyor.
Sanat ekonomisi hakkında ne düşünüyorsunuz?
E.Ö: İletişim çağının çok yaygınlaştığı bu dönemde artık kentler, farklılıklarını sadece yaratıcılıklarıyla ortaya koyabiliyorlar. Bunun sonucunda da yaratıcı kentler kavramı ortaya çıktı. Bütün bunlara bağlı olarak kültür turizmi, sanat ekonomisini ortaya çıkarıyor. Son 5 yılda AB ülkelerinde toplam istihdamın %8'i, yaratıcı endüstri alanında hizmet veren kuruluşlar tarafından yapılmıştır. Türkiye'de de kültür sanat alanında çok daha fazla yatırım yapılmalı ki hem sanatın estetik güzelliğinden hem de istihdama yapacağı katkılarından yararlanabilelim. Kültür turizmine baktığımızda ekonomiye sağladığı katma değer çok farklı, örneğin; sıradan bir turistin seyahatte günde ortalama 1 dolar gelir bırakıyorken, kültür-sanat turisti seyahatinde günde ortalama 13 dolar bırakıyor. Sadece bu açıdan bile bakıldığında müthiş bir gelir farkı! Bugün baktığınızda Amerika'nın çok köklü bir kültürü yok ama müthiş bir yaratıcı bir endüstrisi var. Bizim ise müthiş bir kültürel geçmişimiz var. Sanat ekonomisi ve yaratıcı endüstriler alanına artık ciddi yatırımlar yapmamızın zamanı geldi. İstanbul finans merkezi oluyor ancak sadece finans merkezi olduk demek yeterli değil; bu insanların kalite, sanat ve yaşam standartını da burada yaratmamız gerekiyor. Bu ise sanatın dolayısıyla sanatçıların daha çok desteklenmesine getiriyor olayı..
Bay lnşaat-42 Maslak projesinde hangi ünlü mimarlara ait imzalar bulunuyor?
E.Ö: Chapman Taylor ana mimarımız. Onunla beraber Türkiye'deki ruhsat ve uygulama projelerinde Piramit Mimarlık Turgut Toydemir ile çalışıyoruz. Maslak'ın kurucu mimarı diyebilirim, tüm Atatürk Oto Sanayi'nin ve İstanbul'daki birçok projenin ana mimarı, şehir planlamacısı. Onunla beraber çalışmaktan keyif alıyoruz. O bize Chapman Taylor ilgili bölgesel kararlarda destek oluyor. Bununla beraber rezidansların iç mimarisinde Sinan Kafadar, Metex Mimarlık ile çalışıyoruz. O İstanbul'un şu anda en popüler mimarlarından bir tanesi. İstanbul'un en büyük 5 yıldızlı otel gruplarının ve proje gruplarının uygulama mimarlığını yapıyor. Peysaj mimarımız ise Deniz Aslan DS Mimarlık. Bence Türkiye'nin en iyi peyzaj mimarı. Bütün bu ekipler ve bizim kendi mimarlarımız koordine bir şekilde çalışıyor. Bu yoğun çalışma Bay İnşaat'ın 40 senelik tecrübesiyle beraber daha da etkili oluyor. Bana göre bir inşaat firması ne kadar kuvvetli, tasarımda ve konsept geliştirme de başarılıysa mimarlar da o kadar başarılı oluyor. Sadece iyi bir mimarla iş çözülmüyor. Bu işin ekonomi kısmı da var. Bu işin rasyonel tarafları da var. Bu rasyonelliğinde ekonomisini de en iyi kontrol edebilecek yer inşaat firmasıdır. İnşaat firmasının verdiği briefler doğrultusunda projeler üretilir. Bizim mimarlarımızla beraber çok güzel bir sinerji yarattık. Tecrübemizle onların dünya görüşleri ve tasarım güçleri muhteşem bir konsept ortaya çıkardı.
Projeniz tam olarak ne zaman tamamlanacak?
E.Ö: 2013 Aralık itibariyle 42 Maslak yatay ofislerin teslimlerine başlıyoruz. Rezidansların teslimleri ise Haziran 2014'te başlayacak. Projenin bütününe baktığımızda 442 tane dairemiz var, onlarla beraber 1 6 tane penthouse, 59.000 metrekare ofis alanı ve 200 odadan fazla bir otelden bahsediyoruz. Alışveriş merkezi ise 32.000 metrekare. Bu nedenle tüm farklı fonksiyonlar kademe kademe teslim ediliyor olacak. Ortaya çok başarılı, çok inandığımız bir proje çıkacak. Bence beklemeye değer.
Şu anda projeye ilgi nasıl? Satışlar başladı sanırım?
E.Ö: Satışlar 2011 'in Mayıs ayında başladı. Lansman döneminde müthiş bir başarı yakaladık ve hedeflediğimiz satışların çoğu gerçekleşti. O dönemden bugüne kadar da yine çok başarılı bir grafik içerisindeyiz. Piyasada benim baktığım aldığımız pastadır. Bay İnşaat'ın lüks konut segmentinde çok iyi bir pastası var. Durgunluklar, krizler atlatıyoruz tabii ki sorunları atlatıyoruz. Ancak gerek satışlar, gerekse aldığımız ödüller ne kadar doğru bir iş yaptığımızı teyit ediyor. Türkiye'de ancak iyi projeler ödüllendiriliyor. Bu projemiz de çok başarılı ve fiyat olarak da gerçekten rakiplerimizle kıyaslanamayacak bir ulaşılabilirlik içinde. Bu da konseptimizin kuvveti, proje içerisine sanatı çok iyi bir şekilde entegre etmemiz ve keyifli bir proje imajı yaratmamızdan kaynaklanıyor. Yatırım amaçlı gelen birçok müşterimiz de var, kendi yaşama arzularıyla dairelerini alanlar da. Yatırım amaçlı gelip projeyi inceledikten sonra şahsi kullanım olarak değerlendirmeye karar veren müşterilerimiz de oluyor. Bu da bize çok keyif veriyor.
Bu projeyle ilgili olarak aldığınız ödüllerden bahseder misiniz?
E.Ö: Şu ana kadar projenin reklam çalışmalarıyla 4 ödül aldık. Reklamlarda projemizin ana konseptinin sanat olduğunu vurgulamaya çalışıyoruz, bu nedenle diğer inşaat şirketlerinin rutin reklam politikasının ötesine geçtik. Reklamda biraz daha farklı ve tasarımsal yaklaşımları ile öne çıkan, dünyanın en iyi ajanslarından biri olan TBVVA ile anlaştık. Tasarımı kuvvetli bir reklam ajansı. Onlara söylediğimiz, farklı olmak ve sanatı ön plana koymaktı. Bu bağlamda güzel, farklı çalışmalar yaptılar. İnşaat işçilerini rengarenk giydirmekten tutun, iş makinelerini boyamak, onlara rengarenk bir kimlik katmak.
Bununla beraber çok güzel fotoğraf çekimlerimiz oldu. Reklamlarımızla sektörün en itibarlı ödüllerinden olan Kırmızı ödülleri ile MediaCat Out of Home ödülleri'nin çeşitli kategorilerinde toplam 4 ödülün sahibi olduk. Bunlardan biri Kırmızı ödülleri'nde "Basında En İyi Konut Reklamı Başarı ödülü". Diğerleri ise Türkiye'nin en yaratıcı açık hava reklamlarının yarıştığı MediaCat Out of Home Avvards'da "En İyi Araç Giydirme" kategorisinde birincilik, "En İyi Ortam Uygulaması" kategorisinde başarı belgesi ve "En İyi Açıkhava Reklamı" kategorisinde de büyük ödül oldu. Bunlar gurur verici tabii ki. Şimdi bildiğimiz kadarıyla TBVVA, Kristal Elma'da 4-5 ayrı kategoride de bizimle ürettiği reklamlarla başvurdu. Oradan da ciddi anlamda beklenti içindeler. Çok keyif alıyoruz.
Bu reklamlardan aldığımız geri dönüş de çok olumlu, farkımızı anlıyorlar. Bir tasarım dokunuşu olduğunu ve ciddiyet olduğu projeden görülüyor. 250.000 metrekareye sanatı yayacağız. Bu kolay değil, her katı koridorları bile farklı tasarlıyoruz. 42 katın 42 katı farklı olacak, asansörü açtığınızda karşınızda farklı bir tasarım göreceksiniz. Sanatın her alanına, mimaride de sanata önem veriyoruz.
Bay inşaat sanatla ilgili birçok projeye destek veriyor. Sanat alanında sponsorluk yapmaya ne zaman başladınız ve bugüne kadar hangi projelerde yer aldınız?
E.Ö: Sponsorluk olarak iki projeyi destekledik. Birkaç projemiz daha var başlamak üzere olan. Stars of İstanbul'u destekledik. Gürbüz Doğan Ekşioğlu tarafından Bay İnşaat-42 Maslak için tasarlanan "Barışın Yıldızı" Kanyon' da sergilendi. Bunun dışında en büyük projemiz Açık Kapı Sosyal Sorumluluk Derneği işbirliğiyle beraber uyguladığımız Sovereign Art Foundation'ın çocukların sanatsal aktivitelerine destek amaçlı gerçekleşti. Ana sponsorluğumuzda yapılan Avrupa Sanat ödülü Yarışması Hasköy Yün İplik Fabrikası'nda sanatseverlerle buluştu. Bunu farklı projeler de takip edecek. Şu anda Bay İnşaat-Hilpark Suites Istinye'de genç tasarımcılara destek olabilmek için 1 Haziran 2012 tarihinde sergi açıyoruz. Sergide 4 tasarımcının eserleri yer alacak. Bunlar Merih Akoğul'un Bahçeşehir Üniversitesi'nde mezuniyet projelerinde birlikte çalıştığı dört öğrencisi. Profesyonelliğe ilk adımlarında bu gençlere destek olmak istedik.
Desteklediğimiz, yatırım yaptığımız önemli sanat alanlarından biri de fotoğraf sanatıdır. Hilpark projemizde de sanat konseptini işliyoruz. Henüz tamamlanmamış boş betonarme konumundaki dairelerin içini aktif duruma getirmeyi planlıyoruz. Bu 3. projemiz olacak. Ayrıca sanat ve çocuklar üzerine duruyoruz. Avrupa Sanat ödülleri'ne desteğe de devam etmeyi düşünüyoruz. Sosyal sorumluluk haricinde destek verdiğimiz projeler var. Bunların başında Sakıp Sabancı Müzesinde son 5 yıldır The Seed konser salonunda gerçekleşen İstanbul Resitalleri geliyor.
2011-2012 sezonunda İstanbul Resitallerinde yer alan 10 adet piyanistin Türkiye'deki konserini içeren program üç tanesine ana sponsor olup Türkiye'ye biz getirdik. Eric Le Sage, Igor Levit, Mona Asuka gibi ünlü sanatçıların konser sponsorluğunu üstlendik. Eylül ayında yine inşaat ve sanat kapsamında yine, bunun gibi büyük bir projemiz daha olacak. Onun da çalışmaları devam ediyor. Bütün bunların dışında da; klasik müzikle birleştirmek istediğimiz çok enteresan inşaat sesleri projesi var. Ayrıca farklı bir başka projemiz için heykeltıraşlarla görüşmeye başladık. Yani 42 Maslak bittiğinde 250.000 metrekare alanın her tarafında geçici veya kalıcı sergi alanları göreceksiniz. 42 Maslak Shops&Art alışveriş-yaşam merkezimizde aynı zamanda da birçok sanat galerisi de bulunacak... Maslak'ta hayat değişiyor ve de 42 Maslak ile gerçek hayat başlıyor.
Her şeyi bir arada bulunduran projenizde yer alan otel konseptinizden bahseder misiniz?
E.Ö: Otellerle görüşmelerimiz yoğun devam ediyor. Otelimizi mülk olarak da satıyoruz. Dolayısıyla sadece bir operatör aramıyoruz. Otelimizin bir konsept otel olması için gayret gösteriyoruz. Projeye katma değeri yüksek olsun istiyoruz. Otelci değiliz ve otel konusunda tecrübeli değiliz ancak konsept konusunda çok tecrübeliyiz. Bu tecrübemizle işinin uzman danışmanlarını da yanımıza alarak doğru konseptte bir otel arayışımızı sürdürüyoruz.
Ofis alanlarının özelliklerinden bahseder misiniz?
E.Ö: Türkiye'de ilk kez Bay İnşaat-42 Maslak'ta sunulan Multi Office sistemiyle klasik ofis anlayışına yeni bir boyut getirdik. "Multi Office"ler, ev olarak kullanıp aynı zamanda tam donanımlı ofis hizmeti alabileceğiniz yepyeni bir ofis modeli. A'dan Z'ye her şey içinde olan, hazır bir model olarak geliştirdik. Multi Office'ler full concierge otomasyonu ile akıllı ofis teknolojisi, ortak toplantı salonları, VIP lobi girişi, vale parking, sadece onlara özel fitness merkezine kadar daha sayamayacağım pek çok hizmet sunuluyor.
Müşterilerimize konaklamalı ve konaklamasız olmak üzere iki seçenek sunuyoruz. Bu konseptte en büyük daire modeli 188 metrekare, en küçüğü ise 76 metrekare. Bu ofislerden proje içerisinde 91 adet bulunuyor. Bunun yanı sıra yatay ofisler dediğimiz içinde cafelerin olduğu, ofis sokaklarının bulunduğu, günümüzün modern klasik ofis anlayışına göre çok farklı, İstanbul'un merkezinde pek bulunmayan bir model yarattık. Kulelerimizin altında sokaklar planladık. İçinde kafeleri, süs havuzları olan çok enteresan bir alan.
Bunlar 339 metrekareden başlayan ofisler. Kendilerine ait 4 ayrı grubun 4 ayrı loby alanı var. Yürüyen bir merdivenle direkt Barlar ve Restaurantlar sokaklarına ulaşabiliyorlar, özel otopark alanlarının dışında tabii ki özel vale hizmetleri de bulunmakta.
Bu arada otopark alanımızda biz Hybrid araçlar için otopark elektrik sistemine entegre edilmiş araç şarj istasyonu kuruyoruz. Geleceği iyi planlamak lazım. Bütün ofis alanlarının ortak bir noktası var o da, Business Club. Business Club, hem ofis hem rezidans sakinlerinin kullanımına açık. 1.500 metrekare kapalı, 500 metrekare açık alana sahip. Business Club ile özellikle ofis çalışanlarının yaşam alanlarını genişletmeyi, çok daha fonksiyonel ve verimli çalışma ortamları yaratmayı hedefledik. Burada çok fonksiyonlu toplantı odalarından İT hizmetleri ofisi ve internet cafe'ye, business lounge ve business terrace'tan çok amaçlı konferans salonu ve video konferans odasına, ilkyardımdan, entertainment room ve catering hizmetlerine, exclusive vale servisinden arşiv odasına kadar tüm üniteler çalışanların konforu için tasarlandı. Bay İnşaat'ın Multi Office yatırımcılarına özel olarak geliştirdiği 'Extended Stay' modeli ise ofislerin ihtiyaca göre haftalık ya da aylık kiralanmasına imkan sağlıyor. Bu da hem dönemsel ofis ihtiyacını karşılaması açısından iş dünyasına cazip geliyor, hem de yabancı iş adamlarının-yöneticilerin oldukça ilgisini çekiyor.
Gelecekle ilgili hedefleriniz neler?
E.Ö: Proje içerisinde yer alan 4 fonksiyon, sanki 4 farklı proje yapıyormuşuz gibi. Bu nedenle şu an Bay İnşaat-42 Maslak projesine çok odaklıyız. Bunun dışında arsa geliştirmesi çalışmaları kapsamında arsa arayışları içerisindeyiz. İstanbul'da inşaatçılık arsa geliştirmek demek bir anlamda. Arsa geliştiremediğiniz sürece inşaatçı olamazsınız.
Şafak Bey sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
Bay inşaatla ne zaman ve nasıl ortak oldunuz?
Bay İnşaat 19.11.1997 yılında kuruldu. Bay İnşaat'ın kurucu ortağıyım. Bay İnşattaki ortağım ve sınıf arkadaşım olan İnş. Müh. Taner Tombuloğlu ile 1973 yılından beri ortağız. Birlikte kurduğumuz Engin İnşaat firmasındaki ortaklığımızı Bay İnşaat bünyesinde de sürdürmekteyiz.
Sanat sizin için ne ifade ediyor?
Ş.L: Sanat hayatın olmazsa olmaz bir parçası. Kültür dediğimiz şey gelenek ve göreneklerimizin yanı sıra bilim ve sanattan oluşur. Sanat, Kültür hayatımızın güzelliğidir. Günlük yaşantımızda etrafımızda gördüğümüz ve bize hoş gelen, zevk veren her şeyin içinde sanat vardır. Yurdumuza gelen misafirlere iftihar ederek gösterdiğimiz eserler, dinlettiğimiz müzik sanatçılarımızın eseridir. Bunların çoğunda da birçok sanatçının katkısı vardır, örneğin
Mimar Sinan'ı büyük yapan; dehası kadar, devrinin en yetenekli sanatçılarına eserlerinde yer vermesidir. Dün o eserlerdeki ebru, hat, çini mermer, ahşap, vitray gibi sanatsal güzellikleri sergilerken, bugünde benzer şekilde gelişen teknoloji sayesinde çeşidi artan malzemelerle ve sanatçıların katkısı ile yaşam kalitemizi yükselmekteyiz.
Çalışmalarınızda sanat yer buluyor mu?
Ş.L: Çalışmalarımızın hep sanatsal bir yönü olsun istemişizdir. örneğin 1974 yılında yaptığımız Yeşilyurt inşaatımızın önünde, 1975 yılında inşa ettiğimiz Salat Yağ Fabrikası giriş holünde büyük sanatçılarımızdan Jale Yılmabaşar'ın seramik panoları vardır. Bir dönemde hep Gorbon Işıl'ın münferiden özel olarak yaptığı banyo mutfak seramiklerini tercih ettik. Esasen Mimarlar birer sanatçıdır. Projelerimizde Mimar arkadaşlarımızın katkılarını hep mühimsedik. 40 yıl içinde son derece değerli mimarlarla çalıştık. Bunlar arasında Yılmaz Sanlı'yı, Haluk Üner'i Han Tümertekin'i , Adnan Kazmaoğlu'nu, Tatsuya Yamamoto Gökhan Altuğ'u ve Turgut Toydemir'i sayabilirim. Son projemiz olan 42 Maslak'ta da Dünyanın en büyük mimari ofisi olan Chapman Taylor Spain ile çalışıyoruz. Bu çalışma yalnız konsept bazında kalmamakla, işin tamamında onların görüş ve önerileriyle hareket etmekteyiz.
Yurtdışıyla kıyasladığınızda Türkiye'de sanatın gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ş.L: Bu konuda sanatın dallarını ayırarak konuşmak daha doğru olur düşüncesindeyim. Sözlü başlayan Halk Edebiyatı'nda ve müzikte her ülke kültürü ile yarışabileceğimize inanıyorum. Bugün yazılı edebiyatımızda Nobel ödülü alan sanatçımızın yanında Dünya çapındaki operacılarımızla, ressamlarımızla, müzisyenlerimizle de iftihar ediyoruz. Bunları söylerken hep ulusal hislerimin yanında evrensel düşünceyi göz ardı etmemeye çalışıyorum. Çünkü bence büyük sanatçıları, yalnızca çevrelerinde değil tüm Dünya da kabul görmesiyle tanımlamalıyız. Yine mesleğimizle ilgili olarak, mimarlarımızın bugün için dünyanın her yerinde saygı ile kabul edildiğini belirtmem gerekir. Bu bir de sanatçılara gereken iklimi, ortamı yaratan zamanına göre padişahları, devlet yöneticilerini, holdingleri, aileleri, yani sermayeyi de takdirle anmalıyız. Neticede Cumhuriyet dönemimiz sanat gelişimi açısından bir başarı öyküsüdür.
Yaptığınız projelerinizden bahseder misiniz?
Ş.L: Yapmakta olduğumuz 42 Maslak projemizde sanatla ve sanatçılarımızla daha içi içe olmak istiyoruz. Projenin içinde sergi ve sanatçıların çalışabileceği atölye alanlarıyla, canlı performans sergilenebilecek salonlar ile Maslak'ta ruhumuzu dinlendirebilecek bir vaha yaratma düşüncesindeyiz. Yoğun ve gürültülü yaşamımızda nefes alabileceğimiz modern, yaşam gustosu sergilenen mekanları yaratmayı hedefliyoruz.
E.Ö:Türkiye'de ilk kez bay inşaat-42 maslak'ta sunulan multi offıce sistemiyle klasik ofis anlayışına yeni bir boyut getirdik. "multi offlce"ler, ev olarak kullanıp aynı zamanda tam donanımlı ofis hizmeti alabileceğiniz yepyeni bir ofis modeli. A'dan z'ye her şey içinde olan, hazır bir model olarak geliştirdik.
Mine Yurdabak/Alem
Yorum Yaz