YENİ BİR ŞEHİR KURULUYOR
Bugünlerde çok büyük bir iş üzerinde çalışıyor. 3 bin 123 konutun olacağı ve 15 bin kişinin yaşayacağı küçük bir şehir kuruyor. Adı, Batışehir. Ve görünen o ki, Batışehir, Türkiye’nin doğusunda bir kaos döneminden göçen Ortadoğu coğrafyasındaki işadamları için de Batı’daki sığınılacak şehirlerden biri olmuş.
MESLEK
MESLEĞİM
ÇOK BÜYÜK BİR AŞK
Çok büyük bir aşkla ve şevkle yapıyorum. En büyük keyfim ortaya bir eser çıkarabilmek ve o eser, uzun yıllar yaşayabiliyor. Üstelik, onların çevresiyle birlikte gelişimini de takip edebiliyorsunuz. Çevresini nasıl geliştirdiğini, yanına hangi yapıların geldiğini… İnsan, nasıl kendi çocuğunun gelişimini takip eder… Bu da öyle bir şey… Kopamıyoruz.
Bir de her şantiye kendi başına bir maceradır. ‘Ben bir tane apartman yaptım. Gidip bir tane daha yap acağım' diye bir şey yok. Her şantiye sizi farklı bir maceraya sürükler.
BU MESLEĞİ YAPMASAYDIM…
DEDEKTİF OLMAYI HAYAL ETTİM
Sanırım endüstri mühendisliğini tercih ederdim. Bu, çocukluk ve ilk gençlik yıllarından çıktığımda verdiğim bir karar. Daha öncesi için polis ya da dedektif olmak gibi bir hayalim vardı. O dönemde polisiye diziler vardı. ‘Moonlighting' (Mavi Ay), Komiser Columbo dizilerinden çok etkilenmiştik. Bruce Willis'in yarattığı David Addison ve Peter Falk'ın Komiser Columbo karakterleri, benim için de önemli birer figürdü.
İLK PARA
YAZLIKTA 1.5 MİSLİ FİYATINA MİKS
Kendi emeğimle ilk para kazanmamın tarihi çocukluk yıllarımdı. Büyükçekmece'deki yazlığımızda arkadaşlarla birlikte kola ile portakal suyunu karıştırarak miks yapardık. Ve, değerinin 1.5 misli üzerinde satardık.
Profesyonel anlamdaki ilk paramı ise üniversiteyi bitirdiğimde staj için girdiğim ama daha sonra part time çalışmaya başladığım işyerimden kazandım. Büyük bir konsorsiyumdu. Yıl, 1993'tü. Aldığım ilk aylığın miktarı ise 3 milyon lira idi.
EKİBİMDE OLMAZSA OLMAZ
SADAKAT
Sadakat her şeyin baş benim için. Hiçbir çalışanımdan vazgeçmem, sadakatsizlik söz konusu olmadığı sürece. Bu tanım, yanlış bir yola sapmamayı ve ahlaksızlık yapmamayı da kapsıyor. Bugüne kadar ne güzel ki, kimseyi işten çıkarmadım, kimseden vazgeçmedim. Demek ki, böyle bir yapı kurulabilmiş.
Benim için bir de başarma arzusu çok önemli. Mesela, önemli pozisyonlar için işe alımlarda ben doğrudan bulunurum. Ve bu arzuyu görmek, karar vermemi doğrudan etkiler. Kararımı olumsuz etkileyen ise, egonun yüksek olmasıdır.
İŞYERİNDE ŞEYTANIN AVUKATI
O HEP MASADA OLUR
Takım ruhunu son derece önemserim. Son karar verici icranın başındaki kişidir. Ama, eleştiriye ve karşı görüşe açığım. Herkesin ihtisas alanına ve profesyonelliğine ilgi duyarım. İşleri bu doğrultuda yürütürüz. Şeytanın avukatına gelince… Mesela bir tanesi (Şirketin Pazarlama iletişimi Yönetmeni Pelin Kaya'yı işaret ederek) şu anda bu masada bulunuyor.
GÖZBEBEĞİ PROJE
BAŞYAPITIM BATIŞEHİR
Hiç kuşkusuz Batışehir. Diyecek başka bir şey yok. Benim ve ekibimizin baş yapıtı.
KEŞKE TÜRKİYE'DE BU PROJEYİ YAPABİLSEK
TARİHİ YARIMADAYA TURİZM KENTİ
Benim projeler yapmak istediğim birinci şehir İstanbul. Çünkü, hepsi de dünyanın bugününü belirlemiş medeniyetlerin önemli bir kısmına ev sahipliği yapmış olması benim için çok etkileyici. Gerçekleştirmek istediğim projeye gelince… İlk olarak çarpık yapılaşmayı gideririm. Eski şehir, yani tarihi yarımada ile yeni İstanbul'u birbirinden soyutlardım. Eski şehri, dünyanın turizm destinasyonu haline getirirdim. Örnek vermek gerekirse, Tarlabaşı projesinin birebir benzerini uygulardım. Geri kalan yerleri ise serbest bırakırdım. Ama, tek tip bir mimaride hareket edilmesini de istemezdim. Değişik yapılar, tarzlar…
KEŞKE DÜNYAYA BU PROJEYİ YAPABİLSEK
NEW YORK'A GÖKDELEN, ZİRVESİNDE BEN
Dünyada en çok ilgimi çeken yer New York. Büyük bir metropol. Orada bir gökdelen yapmak çok heyecan verici olurdu. Karma kullanımlı bir proje yapardım. Yani, otel, alışveriş merkezi, rezidans pek çok şeyin içinde olduğu bir yer. Ve, o gökdelenin en tepesindeki rezidansı da En tepesini de kendime ayırırdım.
BEŞ YILLIK PLANLAR
SAMSUN'A 119 METRELİK OTEL
Öncelikle gözbebeğimiz Batışehir'i tamamlayacağız. Kartal'da bir rezidans kulemiz var. Yine Anadolu yakasında bir ofis projemiz daha var. Bu, bizim gayrimenkul geliştirmeci olarak gerçekleştirdiğimiz çalışmalar. Ama, benim çok zevk alarak yaptığım bir de müteahhitlik tarafım var. Bu işlerde özel teknolojileri uygulamak inşaat mühendisi tarafımı tatmin ediyor. Mesela, Beşiktaş'ta Tanrıverdi Holding için yapımına devam ettiğimiz yedi yıldızlı Shangri La, bunlardan biri.
Şimdi yine aynı grup için Samsun'da bir otel inşaatı gerçekleştireceğiz. 119 metrelik boyu ve yaklaşık 30 katlık yapısıyla Karadeniz'in en yüksek otel binası olacak. 20 dönüm arazi üzerine geliştirilecek. Kontratı imzaladık. Binanın 119 metre olmasının özel bir nedeni var. Çünkü, 19 Mayıs 1919 tarihine gönderme yapılıyor. 24 ayda tamamlanacak.
PROJELERDE GÖRÜNMEYEN KARELER
ÖZEL TEKNOLOJİ İÇİN PANAMA'YA YOLCULUK
Ben bir gayrimenkul geliştirmeciyim ama, bir bu kadar tatmin alarak yaptığım iş daha var: Müteahhitlik. İki alanda da inşaat mühendisi olmam nedeniyle teknolojinin zorlu kulvarlarında koşturmak beni çok tatmin ediyor.
Bunlardan biri, Beşiktaş'ta Tahincioğlu Holding için yaptığımız Shangri-La Otel. Denizin yedi kat altına giriyoruz burada. Bu, sadece bizim için değil, Türk mühendisliği için de özel bir başarı. Dünyada da sınırlı uygulamaları var. Deniz seviyesinin 25 metre kadar altına inip yedi bodrum kat oluşturabilmek için genellikle metro istasyonları derin kazıları için kullanılan ‘top-down metodu'nu uyguladık. Metodu uygulayabilmek için Türk usta ve işçileri Panamaya'gönderdik.
Bu arada bu sistem, Londra'nın finans merkezi ‘canary Wharf', Rusya'da ‘The Alfa Abrat Center ve Hilton Oteli', Avustralya'da ‘Oneoneone Tower'da uygulanmış.
HAYRAN OLDUĞU MİMAR
ZAHA HADİD MUHTEŞEM
Zaha Hadid benim mimarım diyebileceğim kadar özel yapılar ortaya koyuyor. Yapılar arasında kurduğu akışkanlığı çok beğeniyorum. Fütüristik yapılar yaratıyor.
HAYRAN OLDUĞU YAPI
BURJ HALİFE, DÜNYANIN EN YÜKSEĞİ
Burj Halife. Çok beğeniyorum. Çünkü, dünyanın en yüksek binası. Bugüne kadar zirvesine üç kere çıktım. En son altı ay önce gitmiştim. Dubai'ye her gidiş, benim için Burj Halife'yi de görmek demektir. Büyüklüğü de bir o kadar etkileyici. Çöl çiçeğinden esinlenerek yapılmış.
.
GEÇMİŞ VE MİMARİ
DOLMABAHÇE'Yİ GÜNÜMÜZE UYARLAMAK
Osmanlı dönemini titizlikle inceliyorum ve çok beğeniyorum. İmparatorluk, geniş coğrafyalara yayıldığından birçok farklı kültür mozaiğini bir araya getiriyordu. Dolmabahçe Sarayı, bunların içinde en özellikli olanlardan biri. Saray, farklı mimari akımlardan faydalanılarak yapılmış bir eser. Bu dönemi projelere yansıtmak güzel olabilir, ancak o eserlerin birer kopyası yerine, bugünkü mimariye göre yorumlanmış şekliyle bir çalışma yapmak daha keyifli olsa gerek.
YAŞAM
EN ÖNEMLİ SERMAYEM
KESİNLİKLE BİRİKİMİM
Bu sorunun yanıtı benim için kesinlikle bilgi birikimimdir. 37 yaş, sektördeki diğer isimlerle karşılaştırıldığında oldukça genç olsa da diyebilirim ki, ilkokulun son dönemlerinden itibaren bu sektörde yer aldım. Babam harita mühendisiydi. Ve yer aldığı projelerde tatil zamanlarımda ben de bulundum. Jalon'u (uzaklık saptamaya, hizalamaya yarayan alet) kullanırdım. O dönemlerde her ne kadar dedektif ya da polis olma hayallerim olsa da kafamda inşaat mühendisliği de şekillenmeye başlamıştı. Zaten Kadıköy Anadolu Lisesi'ni bitirince İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İnşaat Fakültesi'ni kazandım ve 1'inci sınıftan itibaren de çalışmaya başladım.
Altuniza'de de şu anda Rainbow ismiyle hizmet veren bina, benim stajyerlik yaptığım Atlas İnşaat'ın içinde bulunduğu konsorsiyum tarafından yapılmıştı. Zaten üniversiteyi bitirince de yine o grupla devam ettim. Sekiz yıl, yani 2005'e kadar, saha mühendisliğinden koordinatörlüğe kadar onlarla birlikte çalıştım. Şu anda NTV'nin hizmet verdiği buna, Altunizade'de pek çok villa ve daha pek çok yapı inşa edilirken birebir içinde bulundum.
Sonra yollarımız ayrıldı. Bir arkadaşımla birlikte Eser İnşaat'ı kurduk. Sonra da, daha doğrusu beş yıl önce Ege Yapı'ya hayat verdik.
Ege, eşimin ismi. Üniversiteyi bitirmeye yakın onunla tanışmıştık. Benim için büyük bir değeri var. Ege Yapı'dan önce de hedeflerim büyüktü. Kurduktan sonra daha da büyüdü. Önce Sarıyer'de Şifa Suyu Konakları, Esenyurt'ta Orion Park olmak üzere iki butik ve projeyle başladık. Ardından Kartal'da İz Tower geliyor. Ve şimdi de 15 bin nüfusa kucak açacak Batışehir. Kısa zamanda büyük bir birikim aslında.
ÇOCUKLARIM
PAZAR GÜNLERİ ŞANTİYE GEZİLERİ
İki çocuğum var. Ve sanırım ikisi de bu sektörün içine girecek. Kızım Dilara 14 yaşında ve gelecekteki mesleğini mimarlık olarak seçmiş durumda. Oğlum Berk ise henüz 10 yaşında ve inşaat mühendisi olma kararını aldı. Yani, Ege Yapı'da ikinci kuşak yolda diyebilirim. Berk ile pazar günleri şantiyeleri gezeriz. Çoğu zaman bu gezilere eşim Ege ve kızım Dilara da katılır.
KISA KISA KISA…
İYİ Kİ BU KARARI ALMIŞIM: Neredeyse birlikte büyüdüğüm eşime evlilik teklif etmek.
KEŞKE YAPMASAYDIM: Çocuklarımı ve eşimi düşündükçe keşke daha az çalışsam diyorum. Büyükler, çocuklardan bu denli ayrı kaldığım için bir gün pişman olacağımı söylüyorlar. Yani, gelecekte şu andaki yoğun çalışmam için, ‘keşke yapmasaydım' diyebilirim.
HAYATIMIN EN ÖNEMLİ DERSİ: Dürüst olmayanların hep kaybettiğini gördükçe dürüst olmanın önemini daha da kavradım. Dürüst olmak, bana hep kazandırdı.
BİR GÜN MUTLAKA: Dünya turuna çıkacağım. Ama, uçarak… Farklı kültürleri görmek bizi çok heyecanlandırıyor. Şu anda da buna kısa kaçamaklarla zaman ayırabiliyoruz. En son eşimle Washington'a gitmiştik, sırada Malezya var.
SABAH VE AKŞAM RİTÜELLERİM: Sabah 06:30'da kalkarım. Gazeteleri okurum önce, sonra da internette gezinirim. Elimden geldiğince evde olmaya çalışırım. 9'dan önce olmuyor.
STRESİ BÖYLE YENİYORUM: Spor yapmaya çalışırım. Fitness ve basketbol. Bu ar ada çocuklarımla play station oynamak da terapi gibi.
HİÇ ERTELEMEM: İş, benim için hiçbir zaman ertelenemeyecek olandır.
DOSTUM: Bu açıdan sanırım oldukça şanslıyım. Dostum diyebileceğim 20'nin üzerinde insan var.
BENİM ŞEHRİM: Kesinlikle İstanbul.
TÜRKİYE
TÜRKİYE'NİN EN ÖNEMLİ SORUNU
İSTİHDAMI ÇÖZMEK GEREK
İstihdamın artırılması gerekiyor. Bu açıdan inşaat sektörün çok özel bir dinamiği var. Bugün 300 yan sanayiye iş alanı açıyor. Üstelik bu, tüm Türkiye coğrafyasını homojen olarak etkiliyor. Mesela, Tekirdağ'da bir tuğla üretilir, burada kullanırız. Doğu'dan şapçısı, tesisatçısı bu projelerde çalışır. Yani, Türkiye'nin her yerinde bir ocağı mutlaka kaynatır. Ve bu yanıyla sosyal barışı destekler.
FİYATLAR GERİYE GİDER Mİ?
ÖYLE BİR ŞANS YOK
ABD'de bu sektör, ‘hasta adam' olarak nitelendirilse de Türkiye, son derece dinamik. Çünkü genç bir nüfus var. Bunun birinci noktası genç nüfusumuz. Avrupa'da beş yıl sonra yaş ortalaması 48 olacak, Türkiye'ninki ise 32. İkincisi, evlenme ve boşanma oranlarının artması. Ve üçüncüsü beş yıl sonra kentleşme oranının yüzde 79'a yükselecek olması. Bütün bunlar, ihtiyaç doğrultusunda daha fazla konut anlamına geliyor. Bu durumda Türkiye'de gayrimenkul fiyatlarının geriye düşme şansı olmaz. Üstelik, enerji ve diğer emtia fiyatları sürekli artarken…
KRİZ KONUTUN KAPISINI ÇALAR MI?
YAŞARSA GİŞE DIŞI TEHLİKE YAŞAR
Öyle bir ihtimal görmüyorum. Fakat, eğer olursa da dış çeperlerde, yani şehrin dışında kayıplar yaşanabilir. Dış çeperlerle kastim, gişelerin dışındaki İstanbul'dur. Ama, gişelerin içinde fiyat düşmez. Zaten talep de oldukça yüksek.Ayrıca, gayrimenkul fiyatlarının düşmesi bir yana mutlaka zam yapmamaları şansı yok.
Aslında hem dövizdeki hem altındaki artışla talebin daha da arttığını söyleyebilirim. Çünkü, şu anda insanlar yüzde 20-25 ucuza satın alma yapıyor. Mütekabiliyet Yasası'nın kalkması ve kentsel dönüşüm gibi ivme yükseltici projeler olması halinde talep daha da yükselecektir. Ve fiyatlar da…
KONUT FİYATLARI ŞİŞMİŞ OLABİLİR Mİ?
CHAMPS ELYSEES'DE KÜÇÜK BİR DAİRE 15 MİLYON EURO
İstanbul büyük bir megapol. Londra, Newyork Roma, Singapur. Buradaki fiyatlarla karşılaştırdığınızda çok ucuz. Bu kentlerdeki ortalama metrekare fiyatları 5 bin euro'ya oturmuş durumda. Rakam, 15-20 bin euro'ya kadar yükselebiliyor. Paris'in ünlü caddelerinden biri olan Champs Elysees'de küçük bir dairenin fiyatı bugün 15 milyon euro. İstanbul'da şehir içinde bu rakamlara; kentsel dönüşümün de tamamlanmasıyla ulaşılabilir.
YABANCI
PARASINI PULUNU ALAN TÜRKİYE'YE GELİYOR
Eğer Mütekabiliyet Yasası'nda düzenleme yapılırsa, 1 yıl içinde 10 milyar dolarlık gelir kaçınılmaz görünüyor. İspanya, yabancıya 14 yılda 380 milyar dolarlık satış yapmış.
Sermayenin akacağı coğrafya için başbakanın etkili olduğu hemen tüm coğrafya diyebilirim. Onların hepsi Türkiye'de ayağı olsun istiyor. Zaten şu anda bile mütekabiliyetin olmadığı ülkelerden ne olacaklarını bilmedikleri için parasını pulunu alıp Türkiye'ye gelen çok işadamı var. Çünkü, onlar için en güvenli liman burası. Suriyeli altı-yedi işadamı bizim projeden daire satın aldı. Yemen, Bahreyn ve Ürdün'den gelen var. Bize açıkçası kaçtıklarını söylediler. Azerbaycan'dan müşterimiz var. Şu ana kadar Batışehir'de yaptığımız 800 adetlik toplam satış içinde yüzde 5'i bu satışlar oluşturuyor.
Yavuz Karaman
Yorum Yaz