Çamlıca Camisi'ni Hacı Mehmet Güner yapacak!
Zeynep Göğüş Cumhuriyet'teki yazısında Çamalıca Tepesi'ne yapılacak olan camiinin mimarının olacağını belirtiyor
Bu yazıyı Büyük Çamlıca Tepesi'nde, cami yapılacak olan yere yakın bir noktadan İstanbul'u seyrederek hazırladım. Orada, Ankara'nın 2'nci sınıf mimarı şanslı Holzmeister'dan başlayıp, sakil Levent gökdelenlerine uzanan, Mimar Sinan'ı, 20'nci yüzyılın en büyük iki mimarı olan Le Corbusier ile Frank Llyod Wright'ı anmama yol açan geniş bir ufuk turu yaptım.
Çocukken heyecanla çay içmeye gittiğimiz Çamlıca Tepesi şimdi orta halliden iyice bir taşra kasabası görünümünde.
Tepeye çıkarken yol kenarında Mimar Sinan'ın adını taşıyan Güzel Sanatlar Meslek Lisesi var. Çamlıca'ya cami yapılmasını tartıştığımız kadar 500 yıldır ikinci bir Mimar Sinan çıkaramamış olmanın nedenleri üzerinde de düşünmeliyiz. İstanbul trafiğinin keşmekeşinde, mimari olarak çoğu taklit, hiçbiri dünya çapında olmayan ama mimarlarını baş üstünde gezdirdiğimiz trafik katili gökdelenlerin arasından geçerken buna bol vaktimiz var.
Yetenek öğüten bu ülkede Çamlıca'ya yapılacak cami için yarışma açsan kaç yazar? Yine gidip kendi adamlarına kazandırtmayacaklarına dair güven duygunuz var mı?
Benim yok!
Böyle olması sadece AKP hükümetine özgü değil. Hep böyle oldu.
Seçiciler bilgisiz olunca ne yapsanız boş.
Mimari de başka alanlar gibi kendi çetelerinin egemenliğinde.
Başbakan Kahramanmaraş'ı gezerken bir cami beğenmiş, o mimara verilecekmiş Çamlıca Camisi işi... Mimar Bey de ergenliğe giriş dönemi çocuklarının vereceği bir tepkiyle Çamlıca'ya dünyanın en uzun minarelerini dikeceğini söylemiş...
Cemil Meriç hayatta olsaydı ne derdi bilmiyorum, ama sağ kesimde de estetik duygusu gelişmiş insanlar susamadı. Ahmet Turan Alkan gibi yazarlar eleştirmekten geri durmadılar bu tuhaf üslubu.
Çamlıca'ya yapılacak cami ile ilgili olan biten bu satırların yazarını da çileden çıkarıyor, ama dünyada bu iş hep böyle oldu. Seçiciler, ki buna eski Fransa Cumhurbaşkanı Mitterrand da dahil, hep kendi yakını olanlara mimari işleri dağıtıyor. Tek fark, orada bilgi daha fazla.
Ankara'yı yapan adam Holzmeister kimdi ki? Dünyada çok az sayıda tanınan bir ayrıcalığı kullanan bu Avusturyalı çok mu büyük mimardı? Mimarlık tarihine mi geçti? Dönemin Viyana'daki Türk büyükelçisi, şoförüne “Senin mimar tanıdığın var mı” diye sormasaydı, Holzmeister Ankara'yı nereden bulacaktı? Bir de utanmadan, yazdığı kitapta kendine o büyük fırsatı tanıyan ülkeyi ve insanlarını kötüledi.
Ankara'yı Viyanalı şoförün tavsiye ettiği Holzmeister yerine, o sırada maddi sıkıntı içinde olan 20'nci yüzyılın en büyük mimarlarından Frank Lloyd Wright ya da Le Corbusier yapsaydı, bugün dünyada farklı konumda bir başkentimiz olurdu. Teklif edildi de gelmediler mi?
Demek istediğim, seçiciler aynı hatayı her yerde ve her dönemde tekrarlıyorlar.
Onun için derim ki, tartışmayı yanlış yerden yapıyoruz...
Çamlıca Camisi, dilerim mimari alanda yapılan seçim hatalarının tartışılmasına fırsat olsun.
Türkiye'de ve dünyada pek çok mimar yeteneğini segilemekten yoksun, iş bulamıyor.
Gazetecilerin en iyileri bugün nasıl itilip kakılıyorsa, aynısı mimarlar için de geçerli.
Onun için Çamlıca'yı Başbakan'ın seçtiği Kahramanmaraşlı mimar yapacak.
Biz konuşaduralım...
Zeynep Göğüş / Cumhuriyet
Yorum Yaz