Doğan Kuban: Türkiye’de koruma bilinci için eğitim ve kültürel birikim yetersiz!
İstanbul Serbest Mimarlar Derneği’nin konuğu olan Doğan Kuban, Istanbul’un kimlik kaybına vurgu yaparak, hiçbir koruma planının uygulanmadığını söyledi
İstanbul Serbest Mimarlar Derneği (İstanbulSMD) tarafından Point Hotel'de düzenlenen, “Mimarlar Bu Ay Neyi Konuşuyor?” konulu aylık toplantılarının son konuğu olan ünlü mimar Doğan Kuban, konuşmasında İstanbul'un kimlik ve kentsel koruma sorunlarının çok ileri boyutlarda olduğunun altını çizerek, eğitim ve kültürel altyapı yetersizliğinden yakındı.
İstanbul'un önde gelen mimarlarının katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda, açılış konuşmasını İstanbulSMD Başkanı Ersen Gürsel yaparak, kentsel tasarım ve İstanbul'un sorunları açısından gündemdeki sorunları aktardı. Toplantının konuk konuşmacısı Doğan Kuban ise, kentsel korumanın bir kültür sorunu olduğunu belirterek, Avrupa'da korumanın 18. yüzyılda aristokratlar tarafından başlatıldığını; Türkiye'de ise koruma bilinci için eğitimin ve kültürel birikimin yetersiz olduğunu söyledi.
Doğan Kuban konuşmasında, kentsel korumanın dokuyu koruma anlamında ele alınması gerektiğini vurgulayarak, konuya bütünlüklü yaklaşılması gerektiğini söyledi. Tek bina bazında korumanın yetersiz olduğunu ve tekil yapılar üzerinden kimlik oluşmasının mümkün olmayacağını belirten Kuban, kent estetiğinin de giderek önemini kaybetmesinden yakındı. Kuban konuşmasını İstanbul üzerinde sürdürerek, İstanbul'un kimlik kaybının çok büyük boyutlara ulaştığı vurguladı.
“İstanbul'da korunacak ne kaldı?”
Doğan Kuban, kentsel korumanın, ekonomik, sosyal, tarihsel ve kültürel korumanın tümünü içermesi gerektiğini, bu ilkeler izin verdiği takdirde eski bir binanın içine veya çevresine yeni bir ek de yapılabileceğini anlattı. Louvre Müzesi'ne değinen, ünlü mimar, müze avlusuna yapılan modern piramidin, eski bina ihya edilirken, yeni işlevlerin de kendine yer bulabildiği önemli bir örnek olduğunu söyledi.
Diğer yandan, sosyal ve kültürel koruma açılarından önemli bulunan ve yapı olarak korunmak üzere tescil edilen binaların, iç düzen ve bezemeleriyle birlikte korunması ve Emek Sineması'nın da bu bağlamda değerlendirilmesi gerektiği, Kuban'ın konuşmasında değindiği konular arasındaydı.
Yorum Yaz