İki Design Group 5.5 milyar dolarlık beş projeye imza attı!
İki design group’un kurucu ortağı mimar Murat Kader, İstanbul siluetinin mutlaka MURAT KADER korunması gerektiğini söylüyor, İstanbul'da toplam yatırım bedeli 5.5 milyar dolarlık beş büyük projeye imza atan grup, dünyanın birçok noktasında iddialı projeler yapıyor
Gayrimenkul sektöründe bir süre öncesine kadar sadece proje yatırımcısının ve üstlenicisinin isimleri anılırdı. Son zamanlarda ise mimar adlarını da sıkça duyar olduk. Projelerin mimarlarıyla anılması aslında bir tür gelenektir. Bu geleneğin günümüze uyarlanmış halinde ise kişilerden değil mimarlık ofislerinden söz ediliyor. Geleneğin yeniden ortaya çıkmasında şüphesiz mimarların uluslararası yarışmalarda aldıkları ödüllerin de etkisi var.
İki Design Group, 65 kişilik bir mimari kadrodan oluşuyor. Kurucuları İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'nden 1991 yılında birlikte mezun olan iki arkadaş; Murat Kader ve Sema Eser Özsaruhan. Türkiye'nin en kalabalık mimarlık ofislerinden biri olan iki design group, Dubai merkezli Emaar'ın Çamlıca'daki Square Projesi, ardından Soma Grubu bünyesindeki Tilaga'nın Maslak'taki Spine Kulesi ile dikkatleri çekmiş olsa da asıl başarılarını yurtdışında edinmiş bir grup.
Katar, Azerbaycan ve Ukrayna'nın en yüksek binalarında imzası olan, Rusya'da, Türkmenistan'da stadyumlar tasarlayan bu ekip, Emaar Boulevardi projesi ile önce Avrupa'nın sonra da dünyanın en iyi karma kullanımlı mimari tasarım ödülünü kazandı. Kısa bir süre sonra da Türkmenistan'daki Avaza Hotel projesiyle "Uluslararası Gayrimenkul Ödülleri Asya Pasifik En İyi Otel Mimarisi Ödülü"nün sahibi oldu. İstanbul'da yaklaşık 5.5 milyar dolarlık beş projenin mimarı olan iki designın kurucu ortağı Murat Kader ile gayrimenkul sektörünü mimari açıdan değerlendirdik...
Bu başarıyı nasıl elde ettiniz?
1995 yılından bu yana hizmet veriyoruz. Fonksiyonel, ilham verici ve "zamansız" projeler tasarlıyoruz. 2005 yılına kadar projelerimizin yüzde 70'i yurtdışındaydı. Bu süreçte büyük çaplı projelere imza atarak büyük bir deneyim elde ettik. En yeni önekler olarak Türkenistan'da Avaza Hotel, İnter Continental Bakü, Rusya'da Vladikavkaz Stadyumu, Aşkabad Olimpik Stadyumu, Tanzanya'nın Arusha kentinin master planını sıralayabilirim. Biz yurtdışında deneyim edinirken, ülkemizde büyük değişimler oldu ve ayakları yere basan bir yatırım ortamı oluştu. Bu da gayrimenkul sektörünün gelişmesini sağladı. İki design group olarak yurtdışında edindiğimiz deneyimi ülkemizde değerlendirmek büyük bir avantaj sağladı ve kendimizi bir anda büyük projelerin içinde bulduk.
Yeni projeleriniz hangileri?
İlk olarak Emaar Türkiye'den davet aldık ve bu projenin dizayn ofisi olduk. Avrupa'nın şu anda kapalı alandaki en büyük karma projesi. Akabinde ülkemizin vizyoner yatırımcılarından biri olan Tilaga (Soma) ile Spine Tower projesini geliştirdik. Emaar Square ile dünyanın En İyi Karma Kullanım Mimari Tasarım Ödülü'nü aldık. Spine Tower ile Avrupa'nın En İyi Ofis Mimarisi Ödülü'nü kazandık. Bunların ardından Artaş ile Maslak'ta Eclips projesine başladık. Vadi İstanbul projesinin yarışmasına katıldık. Artaş'ın yanı sıra Aydınlı Grup ve Keleşoğlu İnşaat konsorsiyumu ile Ayazağa'da Evyap arazisi üzerinde, bana göre İstanbul'un en önemli kentsel dönüşüm projelerinden birini geliştiriyoruz. Genelde kentsel dönüşüm denilince çarpık ya da sıhhi olmayan yapıların dönüşümü algılanıyor ama Vadi İstanbul, kentsel dönüşümün bir başka boyutunu, sanayi ve lojistik bölgenin kente kazanımını simgeliyor. Bu projenin ardından da Tema Park'ın yarışmasına girip kazandık. Mesa, Kantur-Akdaş, Artaş, Öztaş İŞ Ortaklığında inşa edilen bu proje mahalle konseptini yansıtan çok fonksiyonel bir örnek olacak.
"Kentsel dönüşüm daha hijyenik kentler demek"
Türkiye'de kentsel dönüşümün "tapuların toplanıp eski konut binalarının yıkılması, yerlerine yeni konutlar yapılması" şeklinde algılandığına değinen Murat Kader, "Bugünün mimarlığında anahtar bir kavramdır kentsel dönüşüm. Tüm dünya genelinde, gerekçeleri aynı ya da farklı olsun, eskiyen kent parçalarının, canlılığını kaybeden kentsel alanların dönüşmesi gereğinden bahsediliyor" diyor. Kentsel dönüşümün, kentin tümüyle süreklilik kuran, kentin geçmişi ve geleceğiyle ilişki kuran bir fiziki oluşumu ortaya koyması gerektiğini savunan Kader, Türkiye'yi geleceğe taşıyacak kentsel dönüşümün endüstriyel alanların daha derli toplu bir şekilde kent dışına taşınmasını da içermesi gerektiğini vurguluyor. Kentsel dönüşümün yaşanabilir kentler açısından önemine değinen Kader, "Çünkü bu dönüşüm ile daha hijyenik, daha sağlıklı kentlere kavuşmak mümkün. Kentsel dönüşüm nedeniyle yer değiştiren insanlar hem daha hijyenik yaşam alanlarına kavuşacak, hem de boşalan eskimiş semtler temizlenerek daha sağlıklı bir yapıya dönüştürülecek" diyor. Bu açıdan kentsel dönüşümün Türkiye açısından büyük bir fırsat olduğunu dile getiren Kader, kentin kimyasal atıklardan temizlenmesinden trafiğin rahatlamasına, hijyenik binalardan inşaat ömrünün uzamasına kadar bir dizi avantajın da beraberinde geleceğini belirtiyor.
"Kent yükseldikçe yeşil alan artacak"
Vadi İstanbul Sheraton Adana atarak büyük bir deneyim elde ettik. En yeni örnekler olarak Türkmenistan'da Avaza Hotel, Inter Continental Bakü, Rusya'da Vladikavkaz Stdyumu, Aşkabad Olimpik Stadyumu, Tanzanya'nın Arusha kentinin master planını sıralayabilirim. Biz yurtdışında deneyim edinirken, ülkemizde büyük değişimler oldu ve ayakları yere basın bir yatırım ortamı oluştu. Bu da gayrimenkul sektörünün gelişmesini sağladı. İki desing group olarak yurtdışında edindiğimiz deneyimi ülkemizde değerlendirmek büyük bir avantaj sağladı ve kendimizi bir anda büyük projelerin içinde bulduk. Yeni projeleriniz hangileri? İlk olarak Emaar Türkiye'den davet aldık ve bu projenin dizayn ofisi olduk. Avrupa'nın şu anda kapalı alandaki en büyük karma projesi. Akabinde ülkemizin vizyon İstanbul'da ve dünyanın değişik kentlerinde yüksek binalara imza atmış bir mimar olarak, "İstanbul'un siluetini bozan projeler" tartışması konusunda Murat Kader'in tercihi, "tarihi yarım adanın siluetini bozmadan kentin yükselmesi" yönünde. Kent yükseldikçe insanların daha fazla sosyal donatı ve yeşil alana kavuşacağını savunan Kader, bu konuda şu önerilerde bulundu: "Konu sadece bir mimarlık sorunu değil. İstanbul oldukça hareketli bir fiziki coğrafyaya sahip; tepeleri ve vadileriyle alçalıp yükselen bir kent. Şehrin bu haline uyum sağlayarak üretilen Ayasofya Cami, Topkapı Sarayı, Sultanahmet Cami, Süleymaniye Cami gibi abide yapıları yüzyıllardır hayranlıkla izliyoruz. Ne yazık ki, şehre ahenk katan bu yapılardan sonra günümüzde yükselen yapıların kendi konumunu ve kentsel verileri göz ardı ederek İstanbul siluetine katılmasını kabul etmek çok zor. Ancak kentin yaşayanları, kentin planlama sorumluları ve yöneticileri tarafından bu siluetin tanımını ortaya koyarak bir çalışma yapılması gerekiyor. Yüksek binalar kentin neresinde olacak, kentin hangi noktalarında yükselecek, hangi noktalarında alçalacak buna karar verilmeli. Bunun en güzel örneği hiç kuşkusuz Paris'tir. Eski kente dokunmadan, yüksek binalar Defense bölgesinde inşa edilmiştir. Benzer bir uygulama çok geç kalmadan Türkiye'de de yapılmalı."
ner yatırımcılarından biri olan Tilaga (Soma) ile Spine Tower projesini geliştirdik. Emaar Square ile Dünyanın En iyi Karma Kullanım Mimari Tasarım ödülünü aldık. Spine Tovver ile Avrupa'nın En İyi Ofis Mimarisi ödülünü kazandık. Bunların ardından Artaş ile Maslak'ta Eclips projesine başladık. Vadi İstanbul Projesi'nin yarışmasına katıldık. Artaş'ın yanı sıra Aydınlı Grup ve Keleşoğlu inşaat konsorsiyumu ile Ayazağa'da Evyap arazisi üzerinde, bana göre İstanbul'un en önemli kentsel dönüşüm projelerinden birini geliştiriyoruz. Genelde kentsel dönüşüm denilince çarpık ya da sıhhi olmayan yapıların dönüşümü algılanıyor ama Vadi İstanbul, kentsel dönüşümün bir başka boyutunu, sanayi ve lojistik bölgenin kente kazanımını simgeliyor. Bu projenin ardından da Tema Park'ın yarışmasına girip kazandık. Mesa, Kantur-Akdaş, Artaş, Öztaş İş Ortaklığı'nda inşa edilen bu proje mahalle konseptini yansıtan çok fonksiyonel bir örnek olacak.
Türkmenistan'daki Avaza Hotel projenizle ödül aldınız. Bu ödüller Türkiye'nin, uluslararası arenada müteahhitlikten sonra mimaride de önemli başarılara imza attığı anlamına geliyor diyebilir miyiz?
Uluslararası alanda etkili, ileri yapım teknolojilerini kullanan bir müteahhitlik birikimimiz var. Uluslararası alanda faaliyet gösteren mimarlık aktörleriyle başlayan proje bazlı işbirlikleri sayesinde özellikle genç kuşak mimarlar yeni birikimler elde etti. Bugün artık Türkiye'nin mimarlık temsilcileri dünya standartlarını yakalamaya çalışmıyor, bilakis uluslararası standartları yükselten kalitede tasarımlara imza atıyor.
Yurtdışında Türk mimarlarla çalışma isteğinde bir artış gözlemliyor musunuz?
Yaptığımız büyük projeler ülkemizi dünyada temsil ediyor ve birer model olarak kabul ediliyor. Yurtdışındaki ilgi sadece mimarlık ve mühendislik firmalarımıza yönelik değil; yatırımcılar ve hatta devletler de Türkiye'deki projeleri ülkelerinde uygulamak istiyor. Örneğin TOKİ'nin hasılat paylaşım modeli ve kentsel dönüşümdeki imar yol haritası Tanzanya'da, mimari tasarımını bizim üstlendiğimiz bir projeye ilham verdi. Tanzanya hükümeti TOKİ modelini inceledikten sonra orada bir kentsel dönüşüm çalışması başlattı. Şu anda Tanzanya Arusha'da 10 bin nüfusluk yeni bir şehir tasarlıyoruz. Mimar ve mühendislerimizi buradan Tanzanya'ya götürdük, bir anlamda ihracat yapıyoruz.
Para
Yorum Yaz