Melkan Tabanlıoğlu, Galerist'i çekim merkezi haline getirecek!
Murat Pilevneli tarafından 2001 yılında Teşvikiye'de kurulan ve Mısır Apartmanı'na taşındıktan sonra Türkiye'deki çağdaş sanat dünyasının kalbine yerleşen Galerist 2001'de el değiştirmiş ve mimar Melkan Gürsel Tabanlıoğlu ile sanat koleksiyoncusu Taha Tatlıcı'nın yönetimine girmişti
İstanbul'un Tepebaşı ve Hasköy gibi iki farklı bölgesinde hizmet vermeye devam eden galerinin sanatçıları arasında: mentalklinik, Arık Levy, Arslan Sükan, Ayça Telgeren, Elif Uras, Gavin Türk, Haluk Akakçe, Hüseyin Çağlayan, Mustafa Hulisi, Nil Yalter, Rasim Aksan, Sarkis, Serkan Özkaya, Seza Paker, Viron Erol Vert ve Youssef Nabil var. Geçtiğimiz aylarda Haluk Akakçe ve Erwin Wurm'u ağırlayan galeri, eylül itibarıyla Tepebaşı'nda Gavin Türk ve Hasköy'de Viron Erol Vert'in sergilerine ev sahipliği yapacak. Zor günleri geride bırakan Galerist'in kapalı kutusunu Melkan Gürsel Tabanlıoğlu yardımıyla açmaya çalıştık.
Destekti, devirdi, teslimdi... Nasıl oldu tüm bunlar?
Önce Galerist'in destekçisiydik. Bir iki proje ürettik birlikte. Sonra baktık iyi gidiyor, birlikte devam edelim dedik. Murat galerici, Taha koleksiyoner, ben mimarım. Neden olmasın dedik ve ortak olduk. Bu tabii hem maddi hem fikirsel bir ortaklıktı. Zaten para için galeri işine girilmez. Bu ondan öte bir iş, biraz gönül işi. İlk başta Murat yöneticiydi. Ama zaman içinde süreçte aksaklıklar oldu; sanatçı kopuşları başladı. Şirketin genel idaresine bakışımızda ayrılıklar olduğunu fark ettik ve ayrılma kararı aldık. Biz Taha'yla yeni bir şirket kurduk ve Galerist'in isim hakkını aldık. Yani kurumu değil, ismini aldık. Sanatçılarla yeni anlaşmalar yaptık ve onları devraldık. Şimdi iyi bir isim ve iki yeni sahip olarak yola devam ediyoruz.
Çok önemli bir galeride bilmediğimiz bir sürü problem yaşanıyor, hatta galerinin sanatçıları bir bir ayrılıyor. Daha genç galerilere de yol göstermesi açısından soralım: Bir galeriyi zor durumda bırakacak şeyler neler?
Galerist'te birtakım yönetimsel hatalar vardı. Elimizdeki bir sanat kurumu da olsa kurumsal bir anlayışı olmalı. Nasıl denir, herkes işine sahip çıkmalı. Bir şefin yönetmesi değil de herkesin kendi sorumluluğu alması gerekli. Bir de eskiden Galerist piyasanın yüzde 70'ini elinde tutuyordu ama bugün öyle değil. Çünkü galerilerin sayısı arttı. Ayrıca yurtdışından gelen işletmeler var. Farklılık oluşturmak ve öne çıkmak çok zorlaştı. Tabii ki iyi sergiler yapmak ve iyi sanatçılarla çalışmak önemli ama bunların arkasında İsviçre saati gibi işleyen bir sisteminiz olmalı. Eğer bunu yapamazsanız belli bir süre iyi görünür, sonra yok olursunuz.
Galerist şimdi nasıl çalışıyor ve neler yapıyor?
Galeriyi devralır almaz yeniden yapılanma işine giriştik ve önemli danışmanlarla çalışmaya başladık. Önce sergi programımızı oturttuk ve vizyonumuzu belirledik: Biz bir Türk galerisiyiz ama bu konuda yerel olamayız çünkü sanat evrensel bir şey. Sonra amaçlarımızı ortaya koyduk: Kendini ispatlamış Türk sanatçıları temsil etmek, kendini ispatlamış yabancı sanatçıları temsil etmek ve gelecek vaat eden gençleri temsil etmek... Zaten önümüzde bir bienal vardı; bu çok önemli bir sınavdı. O sırada yeni mekanımız Hasköy İplik Fabrikası'nda :mentalklinik'in büyük bir sergisi olacaktı. Mekânın dönüştürülmesi önemliydi. Sonuçta bir sanayi alanını bir sanat alanına dönüştürmek de sanatın bir parçası. Geçtiğimiz aylar içinde Açık Kapı Festivali ve Tiyatro Festivali'ni destekledik. Şimdi Hasköy'ün yönetimini doğru bir sisteme oturtmaya çalışıyoruz.
Bienal sırasında görünür olmak çok mu önemliydi? Böyle apar topar...
Apar topar değil. Bir sergi en az 7 aylık bir süreçte hazırlanıyor, planlanıyor.
Yine de bienal zamanına denk getirilmeye çalışılan bir sergi, bir açılış söz konusu... Masraflar çıkarılabiliyor mu?
Sadece tanıtım için yaptık zannediyorsunuz ama öyle değil. Hayatta her iş bir nedenden yapılır. Önemli olan sonuçta varmak istediğiniz nokta. Bir de bizim gösteri yapmaya ihtiyacımız yok ki...
Sanatçıları nasıl ikna ettiniz Galerist'le tekrar çalışmaya?
İkna etmekten daha önemli bir şey var: Karşıdakine ikna olacağı bir ortam hazırlamak. Bir sanatçısınız diyelim. Sizi ve eserlerinizi temsil edecek bir kurum olmalı karşınızda. Kafanızdakini size sunabilmeli ve siz kendinizi rahat hissetmelisiniz. Fuara katılmak mesela... Eserleri götürmek getirmek, yer kiralamak... Çok ciddi çabalar. Ama sanatçıya verdiğiniz değer ve hizmetin içinde bunlar da var. Sergisini yaptığınız, temsil ettiğiniz sanatçının arkasında durmak... En önemlisi bu.
Önümüzdeki aylarda Galerist'te sürpriz bir ismin sergisini görebilecek miyiz?
Önümüzdeki aylarda Tony Cragg'in sergisini yapacağız.
Jülide Karahan / Zaman
Yorum Yaz