maritbet girişmaritbet
MİMAR BÜNYAMİN DERMAN

MİMAR BÜNYAMİN DERMAN

Doğadaki formlardan ilham alarak tasarımlarına hayat veren başarılı mimar Bünyamin Derman, çağının çocuğu olarak adlandırdığı projeleriyle kentin kimliğine değer katmaya devam ediyor.

Doğadaki formlardan ilham alarak tasarımlarına hayat veren başarılı mimar Bünyamin Derman, çağının çocuğu olarak adlandırdığı projeleriyle kentin kimliğine değer katmaya devam ediyor.

Dumankaya Modern Vadi 2, Batışehir, İstanbloom, İst-West, İstanbul Lounge ve Varyap Ataşehir Konutları gibi birçok başarılı projeye imza atan başarılı mimar Bünyamin Derman, 1997 yılından bu yana kente değer katan projeler geliştirmeye devam ediyor. Güncel, çağını yakalayan, çağının çocuğu olan projeler geliştirmeye çalıştığını belirten Derman, projelerini tasarlarken doğadan beslendiğini söylüyor. Günümüzde mimarların değerinin daha iyi anlaşılmaya başlandığını ifade eden Derman, yatırımcıların taleplerinin farklı olma yönünde geliştiğini vurguluyor. Bünyamin Derman'a nasıl bir yeni İstanbul hayal ettiğini soruyorum fakat verdiği cevaptan çok da umutlu olmadığını görüyorum. İstanbul'da kentsel planlamanın olmadığını belirten Derman, binaların sermayenin gücü yettiği kadar yükseldiğini ve bunun da kentin estetiğini bozduğunu söylüyor.

BD Mimarlığı tanıyabilir miyiz?

1997 yılında bir yarışma ekibi olarak kurulduk. Birçok mimarı inceledik ve yarışma yoluyla mimarlığa adım atılacağını öğrendik. Ulusal ve uluslararası yarışmalara girerek şirketi hayata geçirdik. Peyzaj tasarımından kentsel tasarıma, kentsel tasarımdan havalimanına kadar birçok alanda yarışmalara girdik. Bazılarını kazandık ve uygulama fırsatımız oldu. Bugün her türlü ölçekte hizmet verebiliyoruz.

Her mimarın kendine has bir tarzı vardır. Siz kendi tarzınızı nasıl tanımlıyorsunuz?

Güncel, evrensel ve çağını yakalayan yani çağının çocuğu olan yapılar olarak tanımlayabiliriz. Klasik öykünmeler gibi tarzımız yok. Bizi en fazla besleyen şey doğadır. Doğadaki formlar ve doğayla öykünen sistemler diyebiliriz. Evresel lisanları kullanabiliyoruz. Uluslararası arenada evrensel lisan neyse bu da muhakkak etkiliyor insanı. Gittiğiniz yerler, yaşadığınız ortam, yaşam koşulları… Bunları kendi sürecimizden geçirip projelerimize hayat veriyoruz. Bir projenin çağının çocuğu olması çok önemli. Sanki yıllarca orada duruyormuş gibi ama kendi içinde mütevazi ve estetik yönden insanın içindeki kazılı kodlara hitap eden.. Bu tabii ki bir ekip işidir. Herkesin kattığı bir şeyler var. Ama bir takım dili de yakalamaya çalışıyoruz.

Yatırımcıların talepleri ne yönde gelişiyor?

Yatırımcıların farklı olmak yönünde bir zorlaması söz konusu. Artık mal sahipleri bu yoğun rekabet ortamında farklı olanı üretmeye çalışıyorlar ve bizden talepleri de bu yönde oluyor. Teknolojinin gelişmesiyle artık her türlü yapının yapılabildiği bir döneme girdik. Bilgisayar çağında hem yapma hem de çizme anlamında büyük olanaklar doğdu. Her türlü form iyi bir şekilde inşa edilebilir hale geldi. Dönen kulelerden, hareketli, kinetik mimariye kadar her türlü örnekler var. Mal sahiplerinin talepleri birincil olmaya başladı. Farklılık istiyorlar, en yüksek olmak gibi. Türkiye'de mimarın da değeri daha iyi anlaşılmaya başlandı. 1960 ve 70'lerde daha iyiydi, sonra bozuldu. Şimdi yeni yeni tasarımcı mimarı dinler olmaya başladı. Bunun arkasında yatan, uluslararası sermayenin her yerde eşit şekilde dolaşması. İnternet ortamının ve bilgisayarın getirdiği hızlı tüketim insanları farklılaşmaya itiyor. Şimdi farklılaşacak bir şey de kalmadı, aynılaşmaya başladı. Neden? Çünkü bilgi çabuk eskiyor ve yeni çıkan bir ürün çok çabuk yayılıyor. Bu ortamda yeni bir şeyi yakalamak da çok zor. Evet, bir takım gramerler var ama bu tamamen arz-talep meselesi. Markalı bir ürüne sahip olmak artık bir değer oldu. Ama biraz kendini bilmekte fayda var. Gösteriye kaçmamak gerekiyor. Biz de elimizden geldiği kadar bu sektörde güçlü olan, fikirleri olan projelere yönelmeye çalışıyoruz.

Bir projeye hayat verirken nelere dikkat ediyorsunuz? Özellikle vazgeçemediğiniz bir detay var mı?

Proje çağdaş olmalı. Işığın çok iyi kullanılmasını istiyoruz. İç mekandan mümkün olduğu kadar gökyüzünü görmeye çalışıyoruz. Yerin altına da mümkün olduğu kadar inmek istiyoruz. İnsanlara her iki duyguyu da yaşatmak istiyoruz. Az da olsa bizim de vazgeçemediğimiz detaylar var. Işığı kullanma, yere ait olma, gökyüzüne yükselme gibi.. Bunları gerçekleştirdiğimizde mutlu oluyoruz.

Yaptığınız projelerden sizi en fazla yansıtan ya da heyecanlandıran hangisi?

Bir projede mekan etkisinin güçlü olması ve bir şeye karşı bir şey koymak bizi her zaman heyecanlandırmıştır. Yeni bir şey söyleyebildiysek, yeni bir şey kattıysak bu bizi mutlu eder. Yeniden keşiflemek değil de var olanın üzerine yeni bir şey katmak bizi heyecanlandırır.

Günümüz yapılarının yerel çizgilerini kaybettiği söyleniyor. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?

Yerel motiflerin kullanılması hem ölçek olarak hem de malzeme olarak her zaman mümkün olmayabiliyor. Bunu dizayn edebilirsiniz. Yerel bir malzemeyi çoğaltabilirsiniz ama bunun için sermayenin güçlü olması lazım. Yerel motifler, yerel dokular biraz zaman alıyor. Her şeyin çok hızlı üretilip tüketildiği için bazen hem mimarın hem de mal sahibinin düşünmek için fazla zamanı olmayabiliyor. Verilen süreler 3 ay bile değil. Bizim sektörde şu anda yerellikle ilgili sürdürülebilir bir çalışma yapmak çok zor. Bilmediğimizden değil, hızlı üretim olduğu için yapamıyoruz. Şu an ki talep de bu yönde değil zaten. İlla Osmanlı'dan bir şeyler olması gerekmiyor. Doğadan öykünmek, doğayla bir yere gelmek… Yine insanın içine kazılı olan şeyler vardır, yüceltmek gibi. Bazı projelere yükseklik katılarak yüceltilebiliyor. Bu tamamen sermayenin ve mimarın doğru yerde doğru zamanda bir araya gelmesi ile ilgilidir. Günümüz yapıları birbirini tekrar ediyor.  Çünkü talepler bu yönde geliyor.

Her yapının döneminden izler taşıdığı söylenir. Şimdi 50 yıl sonrasına gitsek ve bugünün yapılarını değerlendirsek siz neler söylersiniz?

50 yıl sonra bugünün yapıları bize gecekondu gibi gelecekler. Nasıl eski yapıları yıkıp bugün yenilerini yapmayı planlıyoruz, 50 yıl sonra da aynı şey olacak. Çünkü üst ölçekten baktığınız zaman master planı yok. Master planı olmadığı için de binalar ne kadar iyi olursa olsun kent olamıyorsunuz. Yapı iyi olabilir ama biri yüksek biri alçak olduğu zaman iyi bir kent olamıyorsunuz. Planlama yok, sermayenin gücü kadar yüksek oluyor binalar. Bir sürü yüksek binalar düşünün ama sokaklarda yürüyemiyorsunuz, arabanıza park yeri bulamıyorsunuz..

İstanbul'un yeniden yapılanması konuşuluyor. Siz nasıl bir yeni İstanbul hayal ediyorsunuz?

Mesela, eski Paris, yeni Paris, eski Berlin, yeni Berlin, merkez Londra yeni Londra vark. İstanbul'da da eski İstanbul yeni İstanbul olsun istiyorum. Tarihi İstanbul yeni İstanbul … Bunun çok iyi tanımlanması lazım. Yüksek yeni yapılar yeni İstanbul'da yükselmeli. Bugün Maslak yeni İstanbul olma yolundaydı fakat, gittikçe kentin içine büyüyerek geliyor. Bu büyümeyi o sınırda bitirmelilerdi. Zincirlikuyu'dan aşağı kadar ya da Beşiktaş meydana kadar inmeye başladı. Yeni bir İstanbul'dan bahsetmek mümkün değil. Beşiktaş, Üsküdar, Kadıköy tarihi bir meydan. Siz bunları iyi kurgulamazsanız gayet tabi ki bozulacaklardır. Yakında Beşiktaş meydanından bahsedemeyeceksiniz. Doğru yerlerde master yapmaz ve yükseklikleri tanımlamazsanız, sermayenin gücü yettiği kadar binalar yükselir. Bu kaçınılmaz bir şey. Sermayenin gücü karşısında ne bir belediye ne de bir başka kurum duramıyor. Duramadığı için de kent bozulacaktır. O nedenle 50 yıl sonra baktığımızda belki şık, yüksek binalar göreceğiz ama estetik bir kent göremeyeceğiz. Ama bu siyasi bir karardır, bunun mimarlarla çok da bir ilgisi olduğu söylenemez. Birçok yerin mimarisini politika belirlemiştir.

Benim sormak istediklerim bu kadardı. Sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı?

BD Grup'un akademik bir yönü de var. Mezun olduğumdan bu yana akademik yönde de çalışmalar yapıyorum. Mimarlık eğitimi yetersiz. Nitelikli mimar yetiştiremiyorlar. Çok mimar var ama nitelikli değil. Niteliği piyasa belirliyor. Piyasa da çok belirleyemiyor doğal olarak. Bu yönden baktığınız zaman da eğitimin çok iyi olmadığını düşünüyorum. Bununla ilgili de yapılması gereken yüzlerce şey var. Kentle ilgili sözler söyleyebilecek, nitelikli yapılar yapabilecek, bir söylemi olan alt yapı oluşmuyor.

Peki siz genç mimarlara başarı yolunda neler tavsiye ediyorsunuz?

Öncelikle mimarlığa inanacaklar. Bir hayal kuracaklar ve bu hayallerinin peşinde koşacaklar. Kolaycı, çabuk meşhur olmak isteyen yeni yüzyılın insanları bizim bel kemiğimizi büküyor. İnternet ortamında yabancılaşan bir toplum var. İnternet, bilgiye ulaşmak adına inanılmaz olanaklar sağlarken bir taraftan da insanı insana yabancılaştırıyor. Birbirine değmeyen, konuşmayan, aksine yazan, duygusunu doğru şekilde karşısındakine aktaramayan bir nesil yetişiyor diye düşünüyorum. Umutluyum, bilgiye çabuk ulaşıyorlar, umutsuzum çünkü edindikleri bilgiyi karşı tarafa sağlıklı bir şekilde aktaramıyorlar.

Farklılaşmak kaçınılmaz oldu

“İnşaat yatırımcıların mimarlara farklı olma yönünde zorlamaları var. İnternet ortamının ve bilgisayarın getirdiği hızlı tüketim insanları farklılaşmaya itiyor. Şimdi farklılaşacak bir şey de kalmadı, aynılaşmaya başladı. Neden? Çünkü bilgi çabuk eskiyor ve yeni çıkan bir ürün çok çabuk yayılıyor.”

Binalar sermayenin gücü kadar yükseliyor

İstanbul'da plansız bir kentleşmenin olduğunu belirten Mimar Bünyamin Derman, İstanbul'un eski ve yeni olarak ayrılması gerektiğini ve yeni yapıların yeni İstanbul'da yükselmesi gerektiğini söylüyor.

Bünyamin Derman imzalı projelerden bazıları

  • Dumankaya Modern Vadi 2
  • Batışehir
  • İstanbloom
  • İst-West
  • İstanbul Lounge
  • Dumankaya Adres 1 ve 3
  • Varyap Ataşehir Konutları
  • Zekeriyaköy Evleri

Şengül Kırmızıtaş

Exclusive Homes

 

 

Yorum Yaz

Benzer Haberler

Egeyapı Bağcılar Batışehir fiyat listesi! 186 bin TL’ye!
  • 27.10.2012 09:58

Egeyapı Bağcılar Batışehir fiyat listesi! 186 bin TL’ye!

Mimar Bünyamin Derman imzası taşıyan Egeyapı Bağcılar Batışehir projesinin inşaa ...

MİMAR BÜNYAMİN DERMAN
  • 11.01.2012 16:56

MİMAR BÜNYAMİN DERMAN

Doğadaki formlardan ilham alarak tasarımlarına hayat veren başarılı mimar Bünyam ...