Mimarlar sınır tanımıyor Çin'den İran'a projeler yarışıyor

Mimari projeler artık ülke, coğrafya, sınır ve politika dinlemiyor. Sadece ülkeler ve şehirleri ön plana çıkaracak projelerin dışında farklı ülkelerden mimarların yaptığı projeler de birbiri ile yarışıyor. İtalyan mimarlar Yunanistan'ın uyuyan devini canlandırmak için proje hazırlıyor, Hong Konglu mimarlar ise İran'ı uluslararası arenaya çıkaracak proje için birbiri ile yarışıyor. Küresel dünyada ortaya çıkan mimari projeler sınır tanımazken Yunanistan'ın Pire şehrine ithafen yapılan Piraeus Tower İran'ın Kirpi şeklindeki projesi ile yarışabiliyor. Avusturya'lı mimarlar Çin'deki çalışanların kutu katlarında nefes alabileceği bin ofis projesine imza atarken ABD'de ise mimarlar sırtını üniversiteye dayayan ilginç bir müze projesine ev sahipliği yapıyor.

 

Missisipi Nehri manzaralı 'milföy' kütüphane
ABD'de Missisippi Nehri'nin hemen kenarında yer alan Riverside Centroples olarak adlandırılan eski şehir kütüphanesini yeniden ele alan Tharan Mimarlık ekibi ortaya işte bu milföy hamuru benzeri projeyi çıkardı. Katlar arası geçişlerde yarattığı farklılık ile dikkati çeken proje hem basit hem de sade tasarımı temsil ediyor. Kentsel dönüşüm kapsamında ele alınan yapı arena, fuar alanı, balo salonu, performans sanatları merkezi ve kütüphane olmak üzere 5 bölümden oluşuyor.

 

İtalyan mimar Yunanistan'ın 'uyuyan dev'ini uyandıracak
Ekonomik krizle savaşan Yunanistan'ın başkenti Atina'da inşa edilen 'Piraeus Tower' projesi son günlerde protesto görüntüleri ile akıllara gelen şehre renkli bir görünüm kazandırmayı hedefliyor. İtalyan mimar Marco Acerbis tarafından tasarlanan proje 84 metre uzunluğunda ve 22 kattan oluşuyor. Dupont gibi farklı materyallerden kaplamalarla da oluşturacak bina enerji maliyetlerini de düşürmeyi hedefliyor. Güneş şemsiyeleri ile kaplanan binada güneşin konumuna göre açılıp kapanan şemsiyeler binanın dışında renkli bir görüntü oluşturuyor.

 

Çinli çalışanlar 'kutu katları'nda nefes alacak
Avusturyalı mimar Hans Hollein tarafından Çin'de yapılan 42 katlı ofis projesi olan SBF Tower Schenzen şehrinin en lüks projelerinden biri olacak. 200 mette yükseliğinde inşa edilen ve her 6 katta bir bahçe ve ilginç rezidnas seçeneklerine yer verilen projede 'kutu katları' adı verilen özel bölümler yer alıyor. Proje içinde yaratılan bu alternatif bölgeler çalışnların sosyal ihtiyaçlarına cevap verebilecek alanlar olacak. Gökyüzü bahçeleri ile de renklendirilen projede yüksek teraslar da projeyi hareketlendirecek unsurlar olacak

 

Sırtını üniversiteye dayayan müze
Clevaland'de yapılan bu proje şehir gençleştirme projelerini temsil eden bir örnek olması açısından önem taşıyor. Şehrin kültürel konsantrasyon merkezlerinden birinde bulunan müze projesi Foreign Office Architect (FOA) tarafından tasarlandı. Üniversite kampusünün ortasında bulunan ve eğitim binaları ile çevrelenen proje 34 bin metrekare alan üzerinde ve 4 katlı olarak inşa ediliyor. Dışarıdan siyah ve üçgen şeklindeki mimarisi ile sırtını üniversite kampusüne veren bina içeride ise esnek galeri alanları, lobi ve insanların vakit geçirebileceği yaşam alanları ile hareketlendiriliyor.

 

İran'ı mimaride uluslararası arenaya çıkaracak 'Kirpi'
Hong Kong'lu Cheungvogl Mimarlık tarafından tasarlanan Kirpi adı verilen proje İran'ın başkenti Tahran'ı mimari alanda da uluslararası arenaya çıkaracak ilk proje olacak. Karma kullanımlı bir proje olan Kirpi'de binanın dışı yumuşak abajurlar ve parlayan PVC ile kaplandı. Direkt güneş ışınlarına karşı koruma kalkanı oluşturacak olan dış cephe özellikle de İran gibi sıcak iklimin hakim olduğu bölgede bir alternatif olarak ele alınacak. Projede ayrıca yağmur sularını toplayıp depolayacak bir sistem de bulunuyor.

 

'Mikro küp' ağaç otel
İnsanların farklı yerlerde tatil yapma merakında doğadan bir yanıt geldi. Tham & Videgard Mimarlık tarafından yapılan ve Mikro Küp adı verilen proje ile ilginç tatil alternatifi arayanlar ağaçta tatil yapılabilecek. Uzun bir ağacın 4 ile 6 metre uzunluğundaki bölümüne 30 metrekarelik kabinlerin yerleştirilmesiyle oluşturulan ağaç otelin dışı tamamen ayna kaplandı. Dışının ayna olması nedeniyle doğayı yansıtması amaçlanan proje ağaçlar, çiçekler, bulutlar yani çevrede ne varsa ona gönderme yapacak. Projenin beğenilmesi üzerine Avustralya, Yeni Zelanda ve ABD'den teklifler gelmeye başladı.