New York Times Mimar Sinan’ın Michelangelo’dan daha iyi olduğunu yazdı!
New York Times, Türkiye'yi ziyaret edecek Amerikalılar için Mimar Sinan'ı tanıtmış. Gazetenin dediğini özet olarak şu şekilde toparlamak mümkün. 'İtalyan heykeltraş ve mimar Michelangelo, Mimar Sinan ile kıyas edilemez. Böyle bir kıyas Sinan'a haksızlık olur. Sinan, dünyanın ilk yıldız mimarıdır. Eserleri bugün de Belgrad'dan Mekke'ye kadar hizmete devam etmektedir
New York Times, Türkiye'yi ziyaret edecek Amerikalılar için Mimar Sinan'ı tanıtmış. Gazetenin dediğini özet olarak şu şekilde toparlamak mümkün. 'İtalyan heykeltraş ve mimar Michelangelo, Mimar Sinan ile kıyas edilemez. Böyle bir kıyas Sinan'a haksızlık olur. Sinan, dünyanın ilk yıldız mimarıdır. Eserleri bugün de Belgrad'dan Mekke'ye kadar hizmete devam etmektedir...'
Bu cümleler bizim için lalettayin olabilir. İtibarlı bir gazetede yer alması ise çok önemlidir. Bilmiyoruz Kültür Bakanlığı, ülkemiz adına bu gibi takdirkâr haber ve yorumlara münasip bir dille teşekkür etmekte midir? Nasıl ki aleyhimize yapılan bir çalışma, dâvâ mevzuu olmaktaysa lehimize olanlar da karşılığını görmelidir.
NYT'nin "dünyanın ilk yıldız mimarı" dediği, günün geçerli tabiriyle marka insan demektir. Sinan ibni Abdülmennan/Abdülmennan oğlu Sinan, Müslüman Türk'ün ebediyete dek ışığı sönmeyecek yıldızı ve değeri artarak devam edecek markasıdır.
Şu var ki bir değer tek başına yükselmez.
Onu besleyen iklim gereklidir.
Devlet reisliğinde Muhteşem Süleyman, şiirde Mahmud Abdülbaki, tasavvufta Aziz Mahmud Hüdaî, nesirde Evliya Çelebi... varsa mimaride de Sinan diye bir kutup yıldızı yükselecektir. Cemiyet, tırmanışa geçmişse hadise, âdil devlet idaresi, akçe sağlamlığı, ahlak muhkemliği, şiir terennümü ve mekân tezyini ile birlikte topyekûn gerçekleşmektedir. Verdiğimiz isimler birer misaldir. On dört, onbeş, onaltı ve on yedinci asırlar boyunca hep böyle ola geldi. Devlet-i aliyyeden önceki devletlerimizde de aynısı vardır. Buhara Hanlıkları, akla ziyan bir medeniyet coğrafyasıdır. Endülüs başka ne? Kartal, çelik gövdesi, yakut gagası, delici bakışları ve rüzgârdan kanatlarıyla birlikte göklere ağar.
Habere rağmen bugün Belgrad'da pek bir eserimizin mevcut olduğunu sanmıyoruz. İstanbul'un tabiî hududu Belgrad'dı. Bu şehirde 251 camimiz varken yirmi sene evvel bir tane kalmıştı. Bosna Harbi esnasında Sırp vicdanı bu yadigârı da ateşe verdi. Tarih önündeki medârı iftiharımız Mimar Sinan, hangi mekânda hangi âbideyi yükseltmişse Sırbistan ve Hicaz dışında hemen tamamı ayaktadır. Sinan'ın eserleri bir değil on hayata sığmayacak kadar zengindir. O zaman makina parkları yoktu, elektrik yoktu, vinç yoktu, motor gücü yoktu. Ama O, zorlukları mağlûb ederek yaradan aşkı, Peygamber sevdası ve devlet bekası uğruna her biri diğerinden şahaser olan 350 civarında eser verdi. Bunlar camidir, mesciddir, köprüdür, su yoludur, bimarhanedir, medresedir, konaktır vs.
Şehzadebaşı Camiîni çıraklık eseri saydığı doğrudur. Acaba bugünkü tekamül etmiş dünyanın bütün mimarları bir araya gelse o çıraklık devri eserini mahcup edecek bir yapı inşa edebilirler mi?
Sinan'ı Osmanlı medeniyetinden çıkartsanız bu medeniyet ciddi ölçüde yara alır. O öyle büyük bir insandır. Osmanlı, Sinan mimarisiyle beylik dönemi üslûbundan küresel mimariye yükselmiştir.
Sinan, bugün Süleymaniye'nin dış tarafındaki son derecede mütevazı bir kabirde yatıyor. Kendisi ise eserleriyle yaşamakta.
Sadakayı cariye sahipleri hep yaşar.
O eserler, tükenmez iyiliklerdir.
Rahim Er/Türkiye Gazetesi
Yorum Yaz