Çoklu mülkiyet ofis pazarında dezavantaj mı?
Cushman & Wakefield Yönetici Ortak Tuğra Gönden, çoklu mülkiyet veya home-ofis projelerini değerlendirdi
Projelerde parçalı satış, özelikle konut pazarında sıkça karşılaşılan bir proje finansman yöntemi. Geleneksel birim satışlar ve çoklu mülkiyet, ofis pazarında da sıkça karşılaşılıyor. Son dönemde çoklu mülkiyet veya home-ofis şeklinde geliştirilen projelerin sayısı da ciddi şekilde arttı.
Çoklu mülkiyetli ofis binaları İstanbul'daki toplam arzın yaklaşık dörtte birini teşkil ediyor. Yakın gelecekte, inşaat halinde olan projelerin tamamlanması ve yeni planlanan ofis projeleriyle birlikte oranın yaklaşık yüzde 40'ı bulacağını tahmin ediyoruz. 2016 yılı sonuna kadar da çoklu mülkiyetli ofis arzı, toplam arzın yaklaşık üçte birini oluşturacak gibi görünüyor.
Ancak bu, büyük ölçekli ofis kullanıcıları tarafından kurumsal açıdan çok tercih edilen bir mülkiyet yapısı değil. Bu projelerin bir çoğu bireysel yatırımcılara hitap ettiğinden birim satışı olan ofis projeleri bu yöndeki talebi karşıladı. Ancak kiracı veya nihai kullanıcılar nezdindeki talebin aynı trendi izlemediğini gözlemliyoruz. Bilhassa gelişen bölgelerdeki nispeten yüksek kira ve aidatların olduğu projelerin geri dönüş konusunda beklentileri karşılanmıyor. Tekli mülkiyet yapısı olan binalar var olduğu sürece, büyük ölçekli ofis kullanıcıları için çoklu mülkiyet yapısının gerçek alternatif olmadığını da görüyoruz.
Geçmiş yıllarda ofis alanlarının daha kısıtlı olması nedeniyle pazarın pek çok bölgede kiraya veren lehine olduğunu görüyorduk ancak artan arz ile birlikte ilk kez 2013-2014 yıllarında genel anlamda daha dengeli bir pazardan bahsetmek mümkün. Yeni eklenecek arz ile birlikte pazar şartlarının genel anlamda kiracı lehine olacağını bekliyoruz ancak bölgesel olarak arz talep dengesi ve ekonomik istikrar ile paralel olarak orta ve uzun vadede kiraların artma ihtimalinin de yüksek olacağını düşüyoruz.
Yorum Yaz