Aynur Kocaoğlu, Eskişehir'deki Malhatun Konağı'nı 100 bin liraya restore ettirdi!

Eskişehir'in Odunpazarı bölgesinde yer alan, yöresel lezzetleri ve tarihi dokusuyla ziyaretçilerine unutulmaz anlar yaşatan Malhatun Konağı Cafe-Restoranı, aynı zamanda bünyelerinde verdiği pansiyon hizmeti ile fark yaratıyor. Eskişehir'deki kadın girişimciliğinin en başarılı örneklerinden birini sergileyen işletme sahibi Aynur Kocaoğlu tarafından 100 bin TL yatırımla restore edilen ve toplam 270 metrekare alana sahip Malhatun Konağı'nda müşteriler ev sıcaklığında ağırlanıyor.  Aynur Kocaoğlu, iş hayatına nasıl başladığını, Malhatun Konağı'nın restorasyon sürecini ve KOSGEB'den nasıl destek aldığını KOBİDEN okurları için anlattı.

 

 

Tam olarak sekiz yıl önce yemek yapma hikayem Ankara'da başladı. Aslına bakarsanız yemek konusunda hiç de iyi sayılmazdım. Büyük kızım 5, küçük kızım2 yaşındaydı. Evde çocuklarımla ilgileniyordum ama hayata katılmak ve üretken olmak da istiyordum. Hem çocuklarımla ilgileneceğim, hem de para kazanacağım işi bulmak bir yıl kadar sürdü. Bir gün evime yakın olan işyerlerine yemek yapmak fikri aklıma geldi. Çok değil 30 kişilik yemek yapacaktım. Çevremdeki kişilerle fikirlerimi paylaştığımda sadece iki kişi bu işe olumlu baktı, diğerleri, "böyle bir şeyin mümkün olmayacağı" yönünde olumsuz ifadelerle beni vazgeçirmeye çalıştılar. Ben de iş fikrim hayata geçene kadar onlarla hiçbir şey paylaşmadım. Öncelikle yakın işyerlerine gidip görüşmeler yaptım. Çok olumlu yaklaştılar. Hemen hemen çoğu ev yemeğine hasretti ve onlara "altyapımı hazırladığımda haber vereceğimi" söyleyerek ayrıldım. Altyapıyı hazırlamak hiç de sandığım kadar kolay değildi. Her şeyden önce malzemelerimi aldım. Sefer tasları, büyük bir ocak, büyük tencerelerÖ Çocuklarım küçük olduğu için yarım gün bana yardım edebilecek bir bayan ve en önemlisi ise yemekleri taşımak için bir araba ve onu kullanacak bir şoför gerekiyordu. Çünkü ne arabam vardı, ne de araba kullanabiliyordum. Dolayısıyla çevremde hem arabası olan hem de öğle vaktinde bana bir saatini ayırabilecek birini araştırmaya başladım ve uygun olan birini buldum. Böylece yemek yapmaya başladım. Yaklaşık altı ay sonra da kendime küçük bir minivan aldım ve kullanmayı da o dönem öğrendim.

Evde yemek yapmaya başladıktan dört yıl sonra Ulus'ta bir pasajın üçüncü katındaki bir esnaf lokantasını- devraldım. Her şeyin çok iyi gittiğini düşündüğüm bir dönemde başlayan küresel krizden maalesef bizde etkilendik. Esnafın durumu çok kötüydü. Siftahsız kapattıkları günleri biliyorum. Simit satışları o dönem çok artmıştı tabii. Üç yıl süren esnaf lokantası sürecinin sonunda büyük kızım Eskişehir'deki Anadolu Üniversitesi'nin Devlet Konservatuvarı İlköğretim Okulu Müzik Bölümü'nü kazandı.

 

Eskişehir küçük ama kültürel zenginliği çok olan bir şehir. Aile olarak Eskişehir'e yerleştik ve çok çabuk uyum sağladık. Buraya yerleştikten yaklaşık bir yıl sonra yine evde yemek yapmaya başladım. Eczane ve sağlık ocakları ağırlıklı olmak üzere işyerlerine bır yıl boyunca yemek dağıttım. Yeniden bir işletme açmaya cesaretim yoktu. Çünkü diğer esnaflarla birlikte yaşanan krizde ben de çok zor dönemler geçirmiştim. Ta ki KOSGEB'in girişimcilik eğitimlerine katılana kadar...KOSGEB'te Hasan Bakır hocamızdan aldığımız eğitimler ve desteklerin sayesinde tekrar kendime ait bir işletme açma düşüncesi gelişti.

 

 

Öncelikle sanayide iş yerlerine hizmet veren bir restoran açmayı düşünüyordum. Hiç unutmuyorum bir gün KOSGEB'ten bayan arkadaşlarımızla Odunpazarı'nda bir mekanda toplandık. Arkadaşlarım bana 'Aynur senin yerin Odunpazarı, sanayiye gitme, senin kıymetin burada daha iyi anlaşılır, hem şehirde olursun, her zaman gelir görürüz' dediklerinde, onlara 'burası benim hayallerimin de ötesinde, mümkün olacağını sanmıyorum' dedim. Şimdi buradayım. Odunpazarı bölgesi tarihi dokusu, otantik havası ve sürekli artan turizm potansiyeline sahip. Burada açtığım için de çok memnunum. Çünkü enerjisi yüksek, çok huzurlu bir mekan oldu. Gelen müşterilerimiz kendilerini evlerinde gibi rahat hissediyorlar ve bir gelen bir dahaki gelişinde yanında mutlaka birilerini getiriyor. Odunpazarı turistik bölgesinin girişinde yer alan konumumuz itibariyle gezmek için gelen turistlerin yanı sıra Eskişehir'in yerli halkına da hizmet verebiliyoruz.

 

 

Mekanımız iki eski Odupazarı evinden oluşuyor. Her iki evi de 100 TL yatırım yaparak restore ettik. Toplam yatırım maliyetimiz de 140 bin TL.  Hizmet verdiğimiz toplam alan 270 metrekare. Bunun 170 metrekaresini kafe-restoran olarak işletiyoruz. Değişken olmakla birlikte günde ortalama 150 kişi ağırlama kapasitesine sahibiz. Yerimiz geçen yıl Ramazan ayına birkaç gün kala açıldı. İftar yemekleri verdik, turist gurupları ağırladık, yemekli-yemeksiz iş toplantıları düzenledik, doğum günleri, nişan ve kına geceleri yaptık. Birçok genç sevgilisine evlenme teklifini Malhatun Konağı'nda yaptı. Ayrıca Mehmet Ali Baysak'ın 3. Fotoğraf Sergisi de konağımızda açıldı. Her geçen gün artan bir ilgiyle karşılaşıyoruz. Başlangıçta sadece orta yaş grubuna hitap eden bir mekan olacağını düşünürken, herkesimden gelen bir müşteri portföyümüz oluştu. Şu an üç kişi çalışıyoruz. Fakat guruplar ve organizasyonlar olduğunda çok sayıda çalışanımız oluyor. 

 

 

Çift kişilik, 3 odayla pansiyon hizmeti veriyoruz. Yaz dönemi bir oda daha eklemeyi planlıyoruz. Odalarımız tamamen Odunpazarı'nın otantik yapısına uygun bir şekilde, ev rahatlığında dizayn edildi. Misafirlerimiz geldiklerinde kahvaltı dahil pansiyon hizmetlerimizden faydalanabiliyorlar.

 

 

İşletme kurmak çok zor. Maddi sıkıntılar çok yüksek boyutlarda ama ne olursa olsun pes etmek yok. O güç burada var ve böyle devam edecek. Mekanımızda her şeyden önce sosyal etkinliklere yer veriyoruz. Türk Halk Müziği grubu ve resim gurubu çalışmalarına, çeşitli  sergilere ev sahipliği yapıyoruz. Bu amaçla ilerleyen dönemlerde işletmemizin kültür ve sanat merkezi olmasını istiyoruz.

 

 

Çalışmak bir yaşam biçimidir ve ne kadar mutluysak, o kadar da yaşam kalitemiz ve verdiğimiz hizmet artar. Bu yüzden yaptığımız işi sevmek birinci öncelik...Mutlu olmak için en iyi bildikleri ve severek yapabilecekleri işleri yapsınlar. Girişimciler, fikirleri hayata geçirenlerdir. Yolun sonunda kazanmak da var,  kaybetmek de var. Ama her iki durumda da girişimcinin yönü hep ileriye doğru olmalıdır.

 

 

Rrestoranda Eskişehir'e has lezzetlerden olan çiğbörek, kaşık börek çorbası, mantı, yaprak sarma, gözleme ve kahvaltı verdiklerini, bunun yanında kafe hizmeti de sunduklarını belirten Malhatun Konağı Cafe-Restoranı İşletmecisi Aynur Kocaoğlu, şu bilgileri verdi:"İnsanlar geldiklerinde sohbet edebilecekleri, vakit geçirebilecekleri bir yapıya sahibiz. Ayrıca özel gün ve gecelere, yemekli toplantılara ev sahipliği yapıyoruz. İstendiğinde canlı müzikli eğlenceler de yapıyoruz. Sabah saat 08.00'den, gece 02.00''ye kadar açık olan konağımızda, gelen tüm misafirlerimiz ev havası sıcaklığında karşılanıyor. Eskişehir'e gelen herkesi çiğböreğin en güzelinin tadına bakmaları için mutlaka Malhatun'a davet ediyoruz."