Yedikule'deki İmrahor İlyas Bey Camii yetkililerden ilgi bekliyor!
Dünyanın en küçük camii ve Bizans’ın en eski ayazması; İstanbul’un ayakta olan en eski dinî yapısı Studios Manastırı, İmrahor İlyas Bey Camii’nde bulunuyordu
Yedikule ile Samatya arasında yeralan ve Bizansın en büyük manastırlarından olan Studios Manastırı; Konsül Studios tarafından kendi mülkü olan arazi üzerine 454 yılında yaptırılır. Aziz Ioannes Prodromos'a (Vaftizci Yahya) ithaf edilen kilise fetihten sonra kapatılır. Yapı, II. Bayezid'in İmrahoru İlyas Bey tarafından 1486'da zaviye ve camiye çevirir.
Studios Manastırı'nı konuşurken “Osmanlı döneminin son tekkelerinin ve şeyhlerinin zannedildiği gibi zararlı olmadığı bilinmeli” diye söze başladı Semavi Hoca. Üstelik şeyhlerden ikisinin torunu Itri ve Hutbi Beyler Galatasaray Lisesi'nden okul arkadaşıydı hocamın.
Günümüze sadece mezarlarının ulaştığı Aydınoğlu Tekkesi şeyhinin albay olan oğlu İzmir işgali sırasında şehit olurken, Kadiri Tekkesi şeyhinin oğlu İstiklal Savaşında süvari kumandanı olarak Salihli'ye giren ilk asker olur.
Gelelim bu haftaki yazı konumuz olan Studios Manastırı'na. Studios Mirahur Tekkesi şeyhinin oğlu Şeyh Vahyî Efendi veteriner okulunda okurken Abdülhamit aleyhinde gösterilere katıldığı gerekçesiyle Trablus'a yani Libya'ya sürgün edilir. Abdülhamit'in tahtan indirilmesiyle yurda döner. Talebi sorulunca “şeyhliğimi isterim” der ve 1908 de Studios Manastırı İmrahor İlyas Bey Camii içerisindeki tekkesine geçer.
Dünyanın en küçük camii
Cumhuriyet devrinde tekkelerin kaldırılmasına -1925 yılına- kadar bu tekkede şeyhlik yapar. Yapıya sahip çıkar. Çatısı olmamasına rağmen bakmaya devam eder. Avluyu çiçeklendirerek şadırvanından sular akan bakımlı bir hale getirir. Mozaik kaplı zemine hasır yayarak ibadete devam edilmesini sağlar. Camiyi harabiyete terketmediği gibi, bulduğu tüm parçaları yapının bir tarafına adeta müze gibi dizerek sergiler. Nartekste (giriş kısmı) galerilere çıkan merdiven yerlerinden birini kapatıp, duvarlarını sıvayıp süsler. Mini bir mimber ve mihrap yaptırınca ortaya kare (2,5 x 2,5) bir camii çıkar. Yani dünyanın en küçük camii; İstanbul'un ayakta olan en eski dinî yapısı Studios Manastırı İmrahor İlyas Bey Camii'nde bulunuyordu.
Şeyh Vahyi Efendi ile Semavi Eyice; öğrenci iken tanışırlar ve şeyh tüm bilgilerini aktarır. Şeyh'in vefatından sonra eşi ve çocugu devam ettirir bu vazifeleri. Gelenlere kapı açılır, ziyaret imkanı tanınır. Taa ki Müzeler
Müdürlüğü el koyana kadar (1940 civarı Müzeler Müdürlüğü'ne bağlanan yapılar Khora Manastırı - Kariye Camii; Pammakaristos Manastırı -Fethiye Camii, Lips Manastırı - Fenari İsa Camii, Mirelion-Bodrum Mesih Paşa Camii'dir.) Ama gereken bakım yapılmaz. Çiçekler solar, şadırvan kurur, ibadet sona erer.
Ayasofya'dan sonra dokunulmazlık sağlayan en önemli ikinci yapı olan Studios Manastırı'na sığınanlar arasında Malazgirt savaşında Alpaslan'a yenilen IV. Romanos Diogenes de bulunmaktadır. Manastırda kütüphane, sarnıç, ayazma, keşişlerin kaldığı hücreler ve ekilip-biçilen araziler bulunur.
Bizansın en eski ayazması
Studios Manastırı'nın sağ tarafında bulunan sarnıç önce şarap mahzeni yapılır. Daha sonra sarnıç plastik atölyesi olarak kullanıldığında çıkan bir yangın sonucu yanar.
Başka sarnıçta olmayan özelliği ise bitişiğinde -bir de küçük bir apsisi olan iki sütunlu- bir ayazması oluşudur. Bizansın en eski ayazması budur.
Bu manastırda yaşayan keşişler; nöbetleşe olarak gece-gündüz ayin yapmalarından ötürü uykusuzlar (akometoi) olarak bilinir. Kesintisiz nöbetleşe dua ettikleri için bu isimle anılan cemaat, özellikle ikonoklasma döneminde gösterdiği sert tepkiler ile Bizans dünyasında büyük bir ün kazanır.
700 keşişin yaşadığı manastır, devrinin en büyük teoloji merkezidir. Bu manastırda hazırlanan ikonalar, minyatürler ve el yazmalarının kültür tarihinde çok önemli bir yeri vardır.
Bu durum Osmanlı döneminde de değişmez ve Seyyit Abdullah Efendi, Süleyman, Seyyit Hüseyin ve Seyyit Hasan gibi ünlü hattatların yetiştiği önemli bir merkez olur.
Manastır 1204 Latin istilasında zarar görür ve değerli eserler çalınır. Yapı II. Andronikos Palaiologos'un kardeşi Konstantinos Palaiologos tarafından 1293'de tamir ettirilir. Etrafı da yüksek bir duvarla çevirerek eski ihtişamına kavuşur.
Fetihten sonra kapatılan bu manastırın kilisesini II. Bayezid'in İmrahoru (emir-ahur / padişah ahırlarına ve gereçlere bakan kimse, ahırbeyi) İlyas Bey, 1486'da zaviye ve camiye çevirir. Zaviyesi kaynaklarda “İmrahor Tekkesi” veya “Mirahur Tekkesi” olarak geçer. Halvetiliğin Sünbüli koluna bağlı olan tekkede hizmet edenlerin kabirleri halen bahçede bulunmaktadır.
Ahşap çatıdan hiç iz yok
Yapı, Bizans döneminde olduğu gibi Osmanlı döneminde de şehrin en büyük ve önemli dinî yapılarından olur. Arnavut asıllı olan ve orada da camii olan İlyas Bey yapıya akar sağlamak için Langa'da bir çifte hamam ve dükkânlar yaptırarak Vakıf kurar. Türk devrinin önemli camileri arasında bulunan yapı daha sonraları zaviye olarak kullanılır.
1782'deki büyük Samatya yangınında büyük zarar görür. Sağ taraftaki sütunları yok olur, 1790 tamiratında ahşap yuvarlak direkler yapılır ve sol taraftaki sütunlar gibi boyanır. Ancak ahşap çatısından da hiçbir iz kalmaz. (Günümüzde ayakta duran) soldaki sütunları yangın nedeniyle süslemelerini tümüyle yitirir. Bu sütun başlıkları korint türüdür. Narteks bölümü sütunları daha iyi durumdadır.
Binayı III. Selim'in (1789-1807) harem hazinedarlarından Nazperver Kadın tamir ettirir ve kendi adının yazıldığı bir tamir kitabesi koyar. 1894 depreminde zarar gören binanın 1909'da çatısı kar birikmesinden dolayı çöker, 1920'de büyük bir yangın geçirir ve kendine akar olan hamam ve dükkânlar da yanar. Bir daha da onarım görmez.
Lahit parçaları Arkeoloji Müzesi'nde
Dışarı taşkın apsis dıştan üç cepheli, içerden ise yarım yuvarlak olup, Osmanlı devrindeki tamirlerde açılmış olan Barok tarzında pencereleri var.
Zemin ise dekoratif desenleri içeren mermer plaklarla kaplı. Aralarda küçük panolarda kakma tekniğinde motifler var. Bu kompozisyonların iyi etüd edilmesi gerekiyor. Yer mozaikleri ise bina ile yaşıt değil. Bu mozaik türü bin yılından sonra başlıyor. Pantakrator İsa Manastırı' nda ve Ayasofya'da omphalionda (Doğu Roma İmparatorlarının taç giydiği bölüm) var bu mozaik türü.
İstanbul Rus Arkeoloji Enstitüsü'nce 1907'de yapılan çalışmalarla bulunan Bizans dönemine ait lahit ve mozaik parçaları bugün İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde. Yüzyıldan fazladır çatı sistemi olmayan yapının statik bakımdan araştırılarak üstünün kapatılması, en önemli restorasyon noktası. Binanın üst örtüsü erken devir Bizansın klasik çatı örtüsü olan çift meyilli ahşap çatı ile kaplı olmalıdır. Semavi Eyice hoca restore edilirse sekulirize edilip (esas fonksiyonundan çıkarılması) bırakılmasının yapının yaşamasına engel olduğu, dolayısı ile camii olarak kullanılmasının daha doğru olacağını düşünüyor.
BELKIS KAMUT AKTÜRK / Taraf
Yorum Yaz