Ahmet Ümit ile İstanbul'a dair!
7- 11 Mayıs 2012 tarihleri arası Taşkışla Şenlik'18 adıyla gerçekleştirilen etkinlikler kapsamındaki konferanslar serisinin konuğu 9 Mayıs Çarşamba günü Ahmet Ümit oldu
7- 11 Mayıs 2012 tarihleri arası Taşkışla Şenlik'18 adıyla gerçekleştirilen etkinlikler kapsamındaki konferanslar serisinin konuğu 9 Mayıs Çarşamba günü Ahmet Ümit oldu.
Romanlarında tarihi ve özellikle de kent tarihini ilginç bir şekilde işleyen ünlü yazar, Roma İmparatorluğu'ndan Osmanlı'ya, Cumhuriyet Dönemi'nden bugüne İstanbul'un geçirdiği dönüşümü tartıştı.
Konuşmasına, Gaziantep'ten İstanbul'a geliş öyküsünü anlatarak başlayan Ümit, yıllar içinde İstanbul'u nasıl öğrenmeye başladığı ve bir anda bu kente nasıl bağlandığını anlattı. Kent tarihi üzerine yazma isteğinin ise Zeugma'yı keşfettikten sonra ortaya çıktığını söyleyen Ümit, sanat sayesinde kentle tanışmaya başladığını belirtti. Beyoğlu Rapsodisi romanını yazarken Beyoğlu tarihiyle ilgili dikkatini çekenleri dinleyicilerle paylaşan Ümit, Beyoğlu'nda yer alan ve bugün adından söz edilmeyen Afrika Han, Rumeli Han ve Anadolu Han üzerinde durdu. Roma İmparatorluğu dönemindeki İstanbul'un önemli yapıtlarından da bahseden yazar, bu dönemde kentte geniş meydanların ve anıtsal yapıtların bulunduğunu vurguladı.
O dönemde çok tanrılı dini inanışın hakim olduğunu ve tanrıların varlığını simgeleyen birçok anıtsal yapıtın ortaya çıktığını, tek tanrılı dine geçildikten sonra ise bu anıtların ve geniş alanların giderek yok olduğunu belirten Ümit, bugünkü Taksim Yayalaştırma Projesi'nin de geçmişteki geniş kamusal alanların yıkımına örnek olarak değerlendirilebileceğini belirterek manidar benzetme yaptı. Konuşmasını Osmanlı döneminde inşa edilen Mihrimah Sultan Camisi, Ayasofya gibi önemli yapıtların öyküsünü anlatarak devam eden Ümit, Cumhuriyet döneminde giderek anıt niteliğindeki binalardan vazgeçildiğinin altını çizdi. Konferans boyunca İstanbul tarihi hakkında eğlenceli bir konuşma gerçekleştiren Ümit, "İstanbul denince akla doğa ve tarih gelir. İstanbul hala güzel ve hala kurtarılacak bir şeyler var." şeklinde konuştu. Romanlarında ise İstanbul'un biricikliğini anlatmaya çalıştığını ve şehre borcunu ödemeye çalıştığını söyleyen Ümit, salondan gelen soruları değerlendirerek konuşmasını sonlandırdı.
arkitera.com
Yorum Yaz