"Askeri alanların tamamı yeşil alan olacak"
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, gündeme ilişkin bir çok konuda açıklama yaptı.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, terörden zarar gören şehirlerdeki çalışmalara ilişkin, "7 bölgede yoğun çatışma yaşandı. Bu bölgedeki yıkılan az ve çok hasarlı yapı sayısı 70 bin civarında. Bunun 26 bini ağır hasarlı, yani yıkmak zorunda olduğumuz ve ev vermek durumunda olduğumuz vatandaşların konutları. Diğer kısımlar az hasarlı olduğu için onların parası ödendi. Öbür konutların hepsinin yapımına başladık, bir kısmı bitti teslim ettik, bir kısmı da devam ediyor, yakında teslim edeceğiz. En geç 6 ay içerisinde bütün konutlar bitecek ve hak sahiplerine vereceğiz, onda bir sorun yok." dedi.
Özhaseki, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda editör ve muhabirlerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı, açıklamalarda bulundu.
Depreme karşı vatandaşın güvenliğine ilişkin durumlarda taviz verilmeyeceğini belirten Özhaseki, bunu belediye başkanlığı yaptığı dönemde de uyguladığını anlattı.
Büyükşehir sınırlarına dahil olmayan yerlerde yüksek katlı konutların fotoğraflarının çekilip sosyal medyada yayıldığını aktaran Özhaseki, "Sorumluluğu olmayan, bana bağlı olmayan yerlerdeki birtakım işleri aleyhimize kullanıyorlar. Kullansınlar, ben doğru bildiğimi söylemeye devam edeceğim." dedi.
"En geç 6 ay içerisinde bütün konutlar bitecek"
Terör örgütü PKK'ya yönelik operasyonların ardından, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın başlattığı proje kapsamında devam eden konut inşaatlarına ilişkin soru üzerine Özhaseki, şöyle devam etti:
"7 bölgede yoğun çatışma yaşandı. Bu bölgedeki yıkılan az ve çok hasarlı yapı sayısı 70 bin civarında. Bunun 26 bini ağır hasarlı, yani yıkmak zorunda olduğumuz ve ev vermek durumunda olduğumuz vatandaşların konutları. Diğer kısımlar az hasarlı olduğu için onların parası ödendi. Öbür konutların hepsinin yapımına başladık, bir kısmı bitti teslim ettik, bir kısmı da devam ediyor, yakında teslim edeceğiz. En geç 6 ay içerisinde bütün konutlar bitecek ve hak sahiplerine vereceğiz, onda bir sorun yok."
Bakan Özhaseki, vatandaşın, bakanlık ile anlaşma yaptığı zaman, evinden ilk çıktığı günden itibaren, yeni evine girene kadar kira yardımı aldığını dile getirerek, bina bedelinin yüzde 12'sini de eşya bedeli olarak ödediklerini bildirdi.
Sur'daki çalışmalar
Diyarbakır'ın Sur ilçesindeki tarihi yapılarda tamamlanan çalışmalara ilişkin görselleri paylaşan Özhaseki, tarihi eserlerin hepsinin restore edildiğini, tarihi dokunun korunduğunu vurguladı.
Sur'da ticaretin kalbi olan Melik Ahmet Caddesi'ndeki dükkanların tamamıyla yüzlerinin değiştirildiğini aktaran Özhaseki, bu çalışmanın sene sonunda bitirileceğini belirterek, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne Sur sokaklarında yaptığı peyzaj çalışması için de teşekkür etti.
Diyarbakır'da Sur içindeki vatandaşlar için Üç Kuyular mevkisinde hazırladıkları evlerin de görsellerini gösteren Özhaseki, Sur içinden ayrılmak isteyen vatandaşların kurayla bu evlerden birine sahip olabileceğini söyledi. Bakan Özhaseki, vatandaşa tercihlerin sunulduğunu, parasını isteyenlerin parasını aldığını, "Mardin'de bir ev gördüm onu istiyorum" diyen bir vatandaşın da onu alabildiğine işaret etti.
"Evlerin fiyatını yüzde 30 geriye çektik"
Silopi'de, İdil'de, Cizre'de o yöreye uygun evler yaptıklarını aktaran Özhaseki, evlerin fiyatını yüzde 30 geriye çektiklerini, borçlanma gerekiyorsa uzun vadeli faizsiz borçlandırdıklarını, vatandaşı ev sahibi yapmak için ellerinden geleni yaptıklarını ifade etti.
Özhaseki, sosyal medyada "Biz de mi devlete kafa tutsaydık, silah sıksaydık kardeşim" gibi ifadelerin yer aldığına değinerek, şu görüşlere yer verdi: "Doğru değil. Bu insanlar masum insanlar... Devlet olarak biz bu insanlara demişiz ki, 'Burada teröristler var, mahalleyi boşaltın, size bir zarar gelmesin.' Adam sessizce yatağını yorganını almış oradan çıkmış. Hatta, teröristler 'çıkmasın' diye baskı yapmışlar. Onları kullanmak istiyorlar. Ön tarafa siper edecek çocuklar ölsün istiyorlar. Dünyaya da çocuk ölümlerini göstermek istiyorlar. Fakat vatandaş onları dinlememiş. Bizim sözümüzü dinlemiş, evini terk etmiş. Biz de teröristlerle çatışmışız, canına okumuşuz. Şimdi bu adamlara ev vermeyecek misiniz? Devletin iki tane eli var. Biri kudret eli, bu kötüye, anarşiste vurur ama bir de rahmet eli, şefkat eli var. Bu da yaraları gider sarar. Bizim yaptığımız doğrusu oradaki o mazlum insanların yarasını sarmak. Bunun böyle net bilinmesi lazım. En geç önümüzdeki senenin altıncı ayına 'evimi alamadım' diyen vatandaş kalmayacak diye inanıyorum."
"Rezerv alan için askeri alanları da kullanılabilir"
Şehir içindeki askeri alanlara ilişkin Özhaseki, "Şehir içerisinde kalan askeri alanlar, bundan 50-60 yıl kadar önce bazen daha eski, şehirlerin çeperlerinde yer alan askeriyenin kullanacağı yerlerdi. Şehirler öyle büyümüş ki askeri alanları içine almış ve yutmuş. Buraların dışarıya taşınması çok doğru bir fikir. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı var, hepsi yeşil alan olacak. O konuda kimsede ters bir düşünce yok." ifadesini kullandı.
Nereye taşınacağının, taşındığı yerdeki binaların yapılması, eğitim alanlarının yapılmasının biraz zaman aldığını aktaran Özhaseki, "Eğer deprem meselesinde rezerv alan bulamıyorsak, bazı alanları böyle değerlendirmek faydalı olabilir. Çünkü depremin her şeyden önceliği var." dedi.
İnsanoğlu için ilk gerekli olan şeyin nefes, sonra su, sonra yemek-içmek, sonra barınma olduğuna dikkati çeken Özhaseki, şu değerlendirmelerde bulundu: "Yediğiniz, içtiğinizden sonra ilk barınma geliyor, ondan sonra diğer ihtiyaçlar geliyor. Barınma ihtiyacını mutlaka gözetmeniz gerekiyor. Eğer bir deprem geliyorsa, bir binada sevdiklerinizi alıp götürüyorsa, bunun için her şeyi feda edersiniz. Bu yüzden deprem için bazı yerlerde rezerv alan bulamazsak, askeri alanlar da kullanılabilir. Bunları ara ara söylemeye çalışıyorum ki, 'niye yeşil dediniz de buna hazırlık yapıyorsunuz' denmesin diye."
Özhaseki, askeri alanlardan bir ticaret merkezi oluşturmak gibi bir dertleri ve düşünceleri olmadığını vurgulayarak, "Geniş askeri alanlar var. Mesela İstanbul'da 12 bin 600 hektarlık askeri alan var. Ankara'da 18 bin 800 hektarlık, İzmir'de daha çok, 26-27 bin hektarlık büyük alanlar var. Bunların içinde cüzi alanları, depreme hazırlık için rezerv alanları olarak kullanılabilir. İstisna olarak bu var. O da yüzde 1-2'ye tekabül eder." dedi.
"Otopark yönetmeliği son aşamaya geldi"
Bakan Özhaseki, binalarda her daire için bir otopark yapılmasını da içeren yeni "Otopark Yönetmeliği"ne ilişkin bir soru üzerine, bu yönetmelik üzerinde birkaç aydır çalışmalar yaptıklarını, hangi konuyla ilgili olursa olsun bir yönetmelik yayımlarken, belediye ve müteahhit odaları gibi ilgili kuruluşların da fikirlerine başvurduklarını bildirdi.
Fikrini bakanlıkla paylaşan herkesi bir araya getirip en makul çözümü aradıklarına işaret eden Özhaseki, "Bu yönetmelik son aşamaya geldi. Kendi içimizdeki bazı prensip kararları verdik, 10-15 gün içerisinde Başbakanlığa yayımlanması için göndeririz." dedi.
Özhaseki, eski yönetmeliklerde 3 tane daireye bir tane otopark gösterme zorunluluğu olduğunu belirterek, "Yeni yönetmelikte, daire başına bir tane göstereceksiniz, 12 daire yapıyorsanız 12 otopark yeri. Yoksa yapamazsınız. Eskiden 'otopark yeri sıkıntılı efendim çok yok, biz bunun parasını verelim, belediyede bir fonda biriksin sonra da oradan otopark yapılır' gibi bir düşünceyle paraya çevirme vardı. Hayır, bu yok, çünkü bunun kötüye kullanıldığını gördük." ifadesini kullandı.
Yeni gelecek yönetmelikte, bodrumda gözükmemek ve emsalden sayılmamak kaydıyla çok katlı otopark yapılabileceğine dikkati çeken Özhaseki, binaların bahçe alanlarının komşu bahçelerle birleştirilerek ortak otopark çalışmasının da yapılabileceğini bildirdi.
Bakan Özhaseki, çarşı içesinde ev ve iş yeri bulunanlar için de yapıcı çalışmalar yapıldığını vurgulayarak, şunları kaydetti: "Bina sahiplerinden biri derse ki, 'Ben bunu ABD'de gördüm otomatik asansörlü otoparklar var, şu binamı otoparka çevirmek istiyorum.' Çeviremez, yıksın yapsın. Gidip belediyeden plan tadilatı falan bir sene uğraşmasın. Belediye bazen 'yok' diyor, 'belediyemize şu kadar yardım yap, oradan şu kadar para kazanacaksın' diyor. Şimdi böyle bir şey yok. Yıkıp otopark yapabilir. Oraya da vinç sistemini kurar çalıştırır. Bu binaların çoğu değişime uğrayacak, Türkiye'nin neredeyse yarısı değişime uğrayacak. O zaman yeni koyduğumuz yönetmelik kuralları devreye girecek, otopark işi yavaş yavaş çözüme kavuşacak."
Yorum Yaz