Ayışığı manastırı restore edildi..!
Suzan Sabancı ve Haluk Dinçer çifti 30 yıldır harebe şekilde duran Ayışığı’nı restore ettirdi.
Artık manastır Türkiye'nin tanıtımına katkı sağlayacak etkinliklere ev sahipliği yapacak. İlk davet Kemal Derviş ve Rodrigo de Rato'nun da aralarında bulunduğu Akbank Danışma Kurulu'na.
Ayvalık'ta Cunda Adası, sanatçıların, gazetecilerin, yazarların ve son dönemde de iş dünyasının dilinden düşürmediği bir uğrak yeri oldu. Adanın son sakinleri arasında Katrinli Ailesi'nden harabeyedönüşmüş Ayışığı Manastırı'nı satın alan Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer ile Sabancı Holding Perakende Grubu Başkanı Haluk Dinçer çifti de var. Suzan Hanım ve ailesinin Cundalı olma hikâyesi, adanın kuzey ucunda bulunan Ayışığı Manastırı'nın 1 70 dönümlük araziyle birlikte satın alınmasıyla başladı. Suzan Hanım restorasyon çalışmalarıyla ilgili bilgi verirken maliyeti açıklamadı ancak Haluk Bey şöyle bir açıklama yaptı: "Normalde 12 ayda tamamlanacak bir proje 3 yılı buldu. Doğa koşulları başta olmak üzere önümüze ciddi zorluklar çıktı. İşi Koray İnşaat üstlendi. Mimarımız ise Ersen Gürsel'di. Elimizde bir tek siyah beyaz bir kartpostal vardı ve aslına uygun olması için hiçbir maliyetten kaçınmadık."
BELGE BULUNAMADI KİTABI ZOR YAZILDI
Peki restore edilmiş Ayışığı Manastırı, Cunda'ya ne katacaktı? Bunun cevabı da Suzan Hanım'dan geldi: "Burası yaşayan bir yer olmak zorunda. Manastırı ayakta tutmak için ev gibi kullansak da, yabancı konukları ağırlayarak, çeşitli sanat-kültür etkinliklerine ev sahipliği yaparak bölgenin ve ülkemizin tanıtımına katkıda bulunacağız. İçinde yaşanmayınca manastırı ayakta tutmak pek kolay olmaz. Nitekim manastırı satın aldığımız önceki sahipleri Katrinli Ailesi buradan taşındıktan sonra manastır harabeye dönüşmüştü. Mesela öncelikle Akbank'ın Uluslararası Danışma Kurulu (Kemal Derviş'in başkanlık ettiği Kurul'daeski IMF Başkanı Rodrigo de Rato, İngiltere hükümetinin eski ekonomi danışmanlarından Lord Nicholas Stern gibi önemli isimler var) toplantıları burada yapılabilir. Dar katılımlı dünyaca ünlü düşünce kuruluşlarının toplantılarına ev sahipliği yapabilir. Burayı rahmetli amcam Sakıp Sabancı'nın Emirgan'daki Atlı Köşk'ü gibi planladık. Amcam, Atlı Köşk'ü müze ev gibi kullanırdı. Nitekim sonra da kendi adını taşıyan müzeye dönüştürdü. Biz de aynı geleneği burada sürdüreceğiz."
Bu arada manastır için bir de kitap hazırlandı. Dr. İpek Akpınar'ın, belge bulamadan başladığı kitap zamanla manastırın eski sahipleri Katrinli Ailesi'nin anlattıkları ve Cundalıların aktardıkları öykülerle tamamlandı.
CUNDA KOMŞUSU PATRONLAR
Cunda'nın son ev sahibi patronları da Suzan Sabancı ve Haluk Dinçer çifti oldu. Yeni komşularını daha eski Cundalılar Ümit-Cem Boyner, Alev-Halis Komili ve Güler Sabancı da yalnız bırakmadı. Davete Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Rahmi Gencer, Muhtar Kent'in kuzenleri Salih Madra ve Sezai Madra da katıldı. Ayrıca misafirler arasında Ayvalık Uluslararası Müzik Akademisi Kurucu Başkanı Prof. Filiz Ali ve Ayışığı Manastırı'ndaki ilk yatılı konuklardan Prof. Esra Ekmekçi ile eşi de vardı.
"İKİ GÖZ EVİM VAR SIK SIK GELİYORUM"
Açılış iş dünyasının iki büyük ailesini Cunda'da buluşturdu. Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç, 30 yılı aşkın bir süredir Ayvalık'a yolunun sıklıkla düştüğünü vurgularken "Burada iki göz bir evim var. Orada kalırım. Ayışığı Manastırı'nın harabeye dönüşünü bizzat gördüm. Bir ara ben de burayı almayı düşündüm, sonra vazgeçtim. Suzan Sabancı Dinçer-Haluk Dinçer çiftini kutluyorum dedi.
SABANCI'DAN AKADEMİ KÖYÜ
Sabancı Holding Başkanı Güler Sabancı da 40 dakikalık tekne yolculuğuyla Ayışığı Manastırı'na ulaştığımızda bizi karşılayan Suzan Sabancı'ya sarıldı ve "Çok güzel iş çıkardınız dedi. Güler Hanım Cundalı olma hikâyesini ise şöyle aktardı: "Ben de Alev-Halis Komili sayesinde Ayvalıklı oldum. Pateriça Köyü'ndeki taş evi yaptırmak için 6 yıl uğraştım. Burada Sabancı Üniversitesi'ne bağlı Akademik Köy oluşturmak istiyorum.
UZANLAR DA İSTEDİ
Manastırın önceki sahibi aileden Fazıl Katrinli bir dönem Uzanlar'ın da manastıra talip olduklarını belirtirken restorasyonun çok başarılı olduğunu söyledi. Katrinli, Manastır'ın ailesine veriliş tarihini anlattı: "Burası mübadele döneminde dedemlere verilmiş. Babamdan sonra buraları fazla koruyamaz olduk. Hele SİT alanı ilan edildikten sonra dokunamaz hale geldik. Zamanla buradan taşınmak zorunda kaldık. Biz taşınınca iyice sahipsiz hale geldi ve günden güne eridi."
Yavuz Barlas / Gazete Habertürk
Yorum Yaz