Aziz Torun: Gayrimenkul sektörü çeşitlenerek büyürken, yabancı yatırımcı talebi de hızla artıyor!
Türkiye’nin gayrimenkul platformu, Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) “Türkiye Gayrimenkul Sektörü Temel Göstergeleri 2012” raporunu açıkladı
2013 yılına ilişkin görüşlerini dile getiren GYODER Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Torun “Gayrimenkul sektörü 2012 yılında beklentilerimizin altında büyüdü. Ancak 2013 yılındaki öngörümüz; sektörün çeşitlenerek büyümesi ve mütekabiliyet yasası ile birlikte yabancı yatırımcının talebinin artması olacak. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde yabancı yatırımların artmasının, Türkiye'nin cari açığının kapanmasında önemli bir etkisi olacak” dedi.
Türkiye'nin lokomotif sektörlerinden Gayrimenkul Sektörü'ne yönelik referans veriler üretme ve katma değer sağlama misyonuyla hareket eden GYODER, “Türkiye Gayrimenkul Sektörü Temel Göstergeleri 2012” rapor verilerini düzenlediği basın toplantısı ile açıkladı. Toplantıya GYODER Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Torun, Eğitim ve Yayınlar Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Feyzullah Yetgin ve Sektörel Bilgi Üretimi Komitesi Başkanı Dr. Emre Çamlıbel katıldı.
Anadolu Şehirlerinde Gayrimenkul Sektörünün Gelişimi Artıyor…
Gelişen anadolu kentlerinin konut pazarındaki konumunun yapı ruhsatı alımı, konut satışları ve konut kredileri kullanımında giderek güçlendiğini belirten Aziz Torun “İstanbul gayrimenkul sektöründe halen Türkiye'nin büyük bölümünü kapsıyor. Ancak son yıllarda Anadolu şehirlerindeki olumlu değişimi de gözden kaçırmamak gerekiyor. 2010 yılında yüzde 75 oranında artış gösteren yapı ruhsatları, 2011 yılında yüzde 39 oranında ciddi bir düşüş gösterdi. 2012 yılında ise yüzde 14'lük artış ile tekrar yükselişe geçen yapı ruhsatı alımı, 741 bin 592 adet olarak gerçekleşti. Yapı ruhsatı alımında, üç büyük şehrimiz İstanbul, Ankara ve İzmir dışındaki illerin payı artarak devam ediyor. 2012'de üç büyük ilimizin yapı ruhsatı bazında aldığı pay yüzde 37 iken, diğer illerin payı yüzde 63'e yükselmiştir” dedi.
Anadolu şehirlerinde gayrimenkul sektörünün gelişiminin daha belirgin olduğunu ve sadece yapı ruhsatı alımında değil konut üretimi, satışı ve konut kredisi kullanımında da ciddi bir gelişim gösterdiğini belirtti. Torun, “2012 yılında bu illerin konut satışındaki payı yüzdesel olarak 10 puan yükseldi. Önümüzdeki süreçte de üç büyük dışındaki illerin payındaki artışın devam edeceğini düşünüyoruz. Konut kredilerindeki artış ise 2012 yılında bir önceki yıla göre yavaşlamış olsa da konut kredisi kalitesi yükselirken, konut kredisi kullanımının Türkiye genelinde yaygınlaştığını görüyoruz. Özellikle gelişen kentlerin konut satışı ve üretimi ile birlikte konut kredisi payı da artıyor” dedi.
Gayrimenkul sektörü çeşitlenerek büyüyor…
Yabancıların gayrimenkulde en çok AVM yatırımlarını tercih ettiğini anlatan Aziz Torun “Yabancı yatırımcılar daha büyük ölçekte ve uluslararası standartlarda olduğu için en çok AVM yatırımına yöneliyor. Ancak gayrimenkul sadece AVM'den ibaret değil. Son dönemde yabancı yatırımcıların AVM'lerin yanı sıra ofis, otel, lojistik ve fuar alanı gibi nitelikli gayrimenkullere olan ilgileri de artıyor. Bu sebeple gayrimenkulü bu alanlarda da çeşitlendirerek büyütmek ve nitelikli gayrimenkuller üretmemiz gerekiyor. Avrupalı yatırımcılar açısından Türkiye ve özellikle İstanbul cazibe merkezi olmaya devam ediyor. Özellikle mütekabiliyet yasası ve oturma izninin 1 yıla çıkarılması ile birlikte konuta olan yabancı yatırımcı talebi de hızla artıyor. Nitekim geçtiğimiz yıl yabancılara 2.64 milyar Dolar'lık gayrimenkul satışı yapıldı” dedi.
GYO Piyasasının büyümesi gerekiyor…
Türkiye'deki borsaya kote şirketlerin sayı ve hacimlerinin büyümesi, yani nicelik ve nitelik bakımından güçlenmesi gerektiğini altını çizen Aziz Torun, “Türkiye'de işlem gören şirketlerin GSMH içerisindeki payı yüzde 28, piyasa değeri ise 332 milyar Dolar civarında. Gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 70, Amerika'da ise yüzde 100'ün üzerinde. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde dünyanın en büyük 10 ekonomisi içerisine girmeyi hedefleyen Türkiye'de GSMH'nın 2 Trilyon Dolar olacağı öngörülüyor. Borsada işlem gören şirketlerin değerinin de en azından bu rakamın yüzde 50'sine tekabül eden, 1 trilyon Dolar'a ulaşması gerekir. Bu da bugünkü borsa büyüklüğünün 3 katına çıkması anlamına geliyor. Şuanda Türkiye'de borsada işlem gören şirketler içerisinde GYO'ların payı yüzde 2,5 (8,5 milyar Dolar), gelişmiş ülkelerde ise bu oran yüzde 10'a kadar çıkıyor. Türkiye GYO sektörü yabancı yatırımcılara yeterli güveni vermiyor ve tanınmıyor. Bu nedenle Avrupa'daki iskonto oranları yüzde 10 seviyesinde iken, bu rakam Türkiye'de yüzde 50 civarında. GYO'ların sayısından çok nitelikleri önemli. GYO piyasasının büyümesi için büyük ölçekli, portföy değeri yüksek ve istikrarlı temettü dağıtma potansiyeli olan GYO'ların halka arz olması gerekiyor” dedi.
Yorum Yaz