BAYRAKTAR İLK KEZ AÇIKLADI
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı afet riski taşıyan bölgelerde yapılacak dönüşümle ilgili olarak Afet hazırlık Kanun Tasarısı’nı açıkladı. Bakan Erdoğan Bayraktar tarafından yapılan açıklamaya göre Kanun Tasarısı’nın gerekçesi aşağıdaki şekilde açıklandı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı afet riski taşıyan bölgelerde yapılacak dönüşümle ilgili olarak Afet hazırlık Kanun Tasarısı'nı açıkladı. Bakan Erdoğan Bayraktar tarafından yapılan açıklamaya göre Kanun Tasarısı'nın gerekçesi aşağıdaki şekilde açıklandı.
Anayasamızın 56'ncı maddesi; herkesin sağlıklı, dengeli ve güvenli bir çevrede yaşama hakkına sahip bulunduğunu hükme bağlamakta ve Devlet'e bu hususta görevler yüklemektedir. Yine Anayasa'nın 23 üncü maddesine göre Devlet, “sosyal ve ekonomik gelişmeyi sağlamak ve sağlıklı ve düzenli şehirleşmeyi gerçekleştirmek ile görevlidir.
Bilindiği üzere, Ülkemizin çok mühim bir kısmı, başta deprem olmak üzere tabiî âfetlerin riski altındadır. Buna rağmen, mevcut yapıların büyük bir kısmının muhtemel âfetlere karşı dayanıklı olmadıkları ve orta şiddetteki bir depremde bile ağır derecede hasar görüp yıkıldıkları, bundan dolayı sosyo-ekonomik problemlerin yaşandığı ve Devlet'in beklenmedik bir ânda büyük malî külfetler ile karşı karşıya kaldığı bilinmektedir. Onbinlerce insanın ölümüne ve çok yüksek malî kayıplara sebebiyet veren ve 1999 yılında meydana gelen büyük deprem felâketleri ve müteakip depremler ile, bu gerçek acı bir şekilde tecelli etmiştir. Ülkemizin bâzı yerleri ve buralardaki yerleşim merkezleri hâlen çok yüksek deprem riski altındadır. Bir örnek olarak, İstanbul'un yakın bir zaman içinde çok şiddetli bir depremle karşı karşıya kalacağı, bu hususta ihtisas sahibi ilim adamlarınca ifade edilmektedir. Bâzı yerleşim merkezlerinin jeolojik durumu ve zemin özellikleri ise, buralarda iskânın tehlikeler arzettiğini ve âfet riski altında bulunan bu yerleşim merkezlerinin bir ân evvel bulundukları yerlerde dönüştürülerek buralardaki iskânın yeniden düzenlenmesini ve hatta bunların başka yerlere nakledilmesini zarurî kılmaktadır.
Yürürlükteki 15/05/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumî Hayata Müessir âfetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun, âfet tehlikesine maruz kalmış veya kalması muhtemel bölgelerin tespit edilip Bakanlar Kurulu'nca “âfet maruz bölge” olarak ilân edilmesini öngörmekte ve böylece “âfet maruz bölge” olarak ilân edilen yerlerdeki meskenlerin ve işyerlerinin âfet tehlikesinden masun yerlere nakledilmesi, bahsedilen Kanun'daki usûl ve esaslara göre yürütülmektedir.
Deprem âfetine ve diğer âfetlere maruz kalabileceği ilmî ve teknik araştırmalar ile sabit olan yerlerdeki iskânın kaldırılması ile başka yerlere tahliye ve nakli işleri, etraflı çalışmaları ve büyük harcamaları gerektirmekte, bu masrafların karşılanmasında zorluklar bulunmakta ve 7269 sayılı Kanun'a göre belirli bir yerin “âfete maruz bölge” ilân edilmesi, bu bölgede normal hayatın akışını aksatmakta, “olağanüstü” bâzı tedbirlerin alınmasını gerekli kılmakta ve sosyal problemlere de yolaçmaktadır. Bu sebeple, âfetler bakımından tehlikeliliği ilmî ve teknik araştırmalar ile belirlenmiş bölge ve yerler için 7269 sayılı Kanuna göre “âfete maruz bölge” kararı alınmasına hacet olmaksızın, buradaki meskenlerin ve işyerlerinin öncelikle “gönüllülük” esasına dayanılarak dönüştürülmesine ve gerekirse başka yerlere nakline imkân sağlayacak yeni kanunî düzenlemelere ihtiyaç duyulmaktadır.
Anayasa'dan kaynaklanan ve yukarıda bahsedilen Devlet görevleri ve ihtiyaçlar gözetilerek hazırlanan Tasarı'daki düzenlemelerle, öncelikli olarak -7269 sayılı Kanun'daki “kanunî mecburiyet” esası yerine- âfetler karşısında riskli bulunan alanların ve buralardaki yapıların sahipleri ile anlaşma sağlanarak bu riskli yapıların yıktırılıp bu alanların dönüştürülmesinde ve yeniden yerleşimin temin edilmesinde “gönüllülük” esası getirilmekte; ancak, bu esasa uymayanların yapılarının idarece yıktırılması ve riskli yapılar ile alanların tahliyesi suretiyle uygulamada bulunmak da öngörülmektedir.
Riskli alanların dönüştürülmesi, mülkiyet hakkını ve mülkiyetin dışındaki sınırlı aynî hakları etkileyeceğinden; Tasarı'da bu hususta tanzimlere yerverilmiştir. Ayrıca, Tasarı'nın öngördüğü dönüştürme uygulamaları için uygun arazilere ihtiyaç olacağından, Hazine'nin ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının gayrimenkullerinden ihtiyaç duyulanların dönüşüm hizmetleri için tahsis edilebileceğine ilişkin tanzimlerde bulunmaya gerek görülmüştür.
Diğer taraftan, riskli alanların dönüştürülmesine ilişkin uygulamalar için büyük malî kaynaklara ihtiyaç bulunduğundan, Tasarı'da “Dönüşüm Gelirleri” öngörülmüş ve bunların neler olacağı belirtilmiş ve dönüştürme hizmetleri için gerekli görülen diğer hükümler de Tasarı'da yeralmıştır.
Kanun sayesinde, başta deprem olmak üzere tabiî âfetler sebebiyle meydana gelmesi kuvvetle muhtemel can ve mal kayıpları önlenecek; mülkiyet haklarına saygı, sağlıklı ve düzenli yerleşme, daha az maliyet ile en fazla sosyal faydanın temin edilmesi, kaynakların plânlı, sağlıklı ve verimli kullanılması ilkelerinin hayata geçirilmesi de mümkün olacaktır.
Tasarı'daki tanzimler, dönüştürme, yeniden yerleştirme ve yapılaşma hizmetlerinin Bakanlar Kurulu kararı alınarak Devlet ve ilgili kamu kurum ve kuruluşları eliyle belirli bir plân, program ve düzen içinde gerçekleştirilmesini öngörmektedir. Bundan dolayı Tasarı, belirli bir yerleşim merkezinin karşı karşıya olduğu âfet tehlikesinden haberdar olanların ferdî teşebbüsleri ile âfet tehlikesinden masun olduğunu düşündükleri ve fakat böyle olmayabilen bölgelerde yetersiz yapı teknikleri ile inşa ettikleri yapılara taşınmaları suretiyle meydana gelen ve gelebilecek olan düzensiz yapılaşmaların ve böylece yolaçılan israfın da önüne geçecektir.
Özellikle belirtilmelidir ki: Âfet riski alında olduğu kabûl edilen yerlerde deprem âfeti meydana gelmeden önce buralardaki meskenlerin, işyerlerinin ve sanayi tesislerinin yeni alanlara nakledilmesi sayesinde, yerleşme ve yapı emniyeti temin edilecek ve muhtemel can ve mal kayıpları ile iktisadî ve sosyal diğer zararların en az'a indirilmesi mümkün olacaktır. Ayrıca, Tasarı'nın kanunlaşıp hayata geçirilmesi ile, hâlihazırda yaşanabilirlikten uzak, köhnemiş, can ve mal emniyeti bakımından riskli ve görüntü itibarı ile de çirkin olan yapılaşmalar ortadan kaldırılabilecek, estetik yapılar elde edilecek ve halkın daha sıhhatli ve emniyetli şartlar altında ikametleri de temin edilecektir.
Tasarı, âfet meydana geldikten sonra “yara sarma” değil de, “yara almama” anlayışına dayanmakta; böylece Anayasa'daki “sosyal hukuk devleti” ilkesinin hayata geçirilmesi için mühim ve tesirli bir adım atılmasını temin etmek suretiyle, vatandaşın ve Ülkemizde yaşayan herkesin Devlet'e olan itimadının daha da pekiştirilmesini hedeflemektedir.
Ülkemizde Tasarı ile öngörülen dönüştürme uygulamalarına konu edilecek olan alanların ve yapıların oldukça fazla oluşu ve bu konuda verilecek olan hizmetlerin o derecede çok malî kaynak gerektirmesi sebebiyle, Tasarı'nın öngördüğü dönüştürme hizmetlerine en fazla riskli alanlardan ve yapılardan başlanması düşünülmektedir.
Hazırlanış gerekçeleri ve maksadları yukarıda özetlenen Tasarı'nın öngördüğü uygulama ile ilgili olabilecek diğer kanunlarda da değişikliklerde ve yeni tanzimlerde bulunmak gerekli görülmüş; bu husustaki düzenlemelere de Tasarı'da yer verilmiştir.
Yukarıda işaret edilen gerekçelerle işbu Kanun Tasarısı hazırlanmıştır.
Emlaktasondakika.com
Basın Toplantısı ile ilgili detaylar Emlaktasondakika.com'da.
Yorum Yaz