Binalardaki farklı mimari tasarımlar kentin siluetine nasıl yansıyor?
pRchitect İletişim Kurucusu Mimar Yasemin Şener ‘Farklı mimari yaklaşımlar İstanbul’un siluetini nasıl etkiler?’ konusunu ele alarak İstanbul’daki mimari yapıların kente yaptığı etkiyi değerlendirdi
Geçmişten günümüze gelen mimari yapılardaki değişikliği ele alan Mimar Yasemin Şener şu açıklamalarda bulundu: İstanbul asırlar boyunca görenleri büyüleyen bir coğrafyaya ve benzersiz bir mimari siluete sahip bir kent olarak varlığını sürdürdü. Tarihe baktığımızda Osmanlı İmparatorluğu zamanında siluette korunan uyum ve bütünlüğün, padişah fermanlarıyla sabitlenen yasaklar ve o yasaklara uymayanlara verilen şiddetli cezalarla sağlandığını görüyoruz.
İstanbul'daki yapısal bozulma, 1950'li yıllarda kırsal yaşamdan kente doğru başlayan büyük göç dalgasıyla başladı. Kentin, yeni sakinlerini barındıracak konut potansiyeline sahip olmayışı ve 1965'te çıkan Kat Mülkiyeti Yasası ile başlayan Yapsat'çı düzen İstanbul'un çarpık yapılaşmasının en önemli dönüm noktaları oldu. Günümüzde o yıllara dayanan plansız büyüme alışkanlıklarının sonucu olarak ve güncel rant hırslarının da katkısıyla hiçbir estetik bütünlüğe sahip olmayan, birbirinin varlığına saygı göstermeyen yapılar yığınında nefes almaya çaba gösteriyoruz.
Yorum Yaz