'Bıraksak İstanbul'daki ormanlara bina yapacaklar'
Özhaseki, "Tapudaki fiyatlarda bilirkişi değerleri arasında müthiş bir uçurum var. Bunun bir standarda oturtulması lazım" dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, emlak değerleriyle bilirkişi değerleri arasında büyük fark olduğunu, bunun bir standarda oturtulması gerektiğini belirterek, "Türkiye'de bilirkişilik müessesi, felaket şekilde kötü gidiyor. Bunun nasıl önünü keseriz, nasıl önlem alırız onu çok bilmiyorum ama çalışıyoruz. Dün yine 4-5 bakan arkadaş, 30 kadar bürokrat 2-3 saat kafa yorduk." dedi.
Bakan Özhaseki, Ankara Üniversitesi (AÜ) Uygulamalı Bilimler Fakültesi öğrencilerine yönelik gerçekleştirilen "Türkiye'de Kentsel Dönüşüm" konulu seminer dersine katıldı.
Özhaseki, burada yaptığı konuşmada, AÜ bünyesindeki Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetim Bölümü'nün önünün çok açık olduğunu ve hangi mesleki alanda eğitim alınırsa alınsın en iyisini yapmak için gayret edilmesi gerektiğini vurguladı.
Türkiye'de uygulamada yaşanan bazı aksaklıklara değinen Özhaseki, şöyle konuştu:
"Şu anda bir kötü uygulama Türkiye'de bilirkişilik müessesi. Felaket şekilde kötü gidiyor. Bunun nasıl önünü keseriz, nasıl önlem alırız onu çok bilmiyorum ama çalışıyoruz. Dün yine 4-5 bakan arkadaş, 30 kadar bürokrat 2-3 saat kafa yorduk. Bir gün evvel Maliye Bakanlığında yine kafa yorduk. 4-5 kişi avukat arkadaşlar bir araya geliyorlar. Birisi bilirkişi, öbürü iş alıyor, müşteri topluyor ortada, haritalar üzerinde çalışıyor. Sonra da piyasada 1 liralık malı, 3-5 lira yazıyorlar. Sonra da yüksek mahkemede o tescillenince emsal oluyor. Bir anda kamuya bir liralık bir mal 4-5 liraya mal olmaya başlıyor. Bir felaket kapı açıldı burada."
"Hayatımın belki de en güzel günleriydi"
Bakan Özhaseki, üniversite öğrencilerine kendi özgeçmişi hakkında bilgi vererek, 21 yıl belediye başkanlığı yaptığını anlattı.
Belediye başkanlığı dönemini "Hayatımın belki de en güzel günleriydi" diye niteleyen Özhaseki, "Çünkü önce olayı anlıyorsunuz, sonra bir hedef koyuyorsunuz, sonra şehrinizi ve insanlarınızı olduğu gibi oraya doğru taşımaya çalışıyorsunuz. Büyük bir program, orada mekan, insan, para, kriz, algı yönetimi var. Hepsi iç içe. Siz belediye başkanı olarak orkestra şefi gibisiniz. Birçok saz arkanızda onlara ayar veriyorsunuz. Her işi en iyi bilmeniz gerekmiyor. Orkestra şefi en iyi saz çalan, flüt üfleyen değildir ama hepsini çok iyi şekilde idare edendir." değerlendirmesini yaptı.
"Dünyayı en çok kirletenler sıralamasında da biz yokuz"
Bakan Özhaseki, değişimin zamana damgasını vuran en önemli olgu olduğuna ve yenilikleri takip etmenin önemine değinerek, bakanlık olarak hem çevre hem de şehircilik alanında önemli görevler üstlendiklerini aktardı.
Türkiye'nin dünyayı en az kirleten ülkelerden biri olmasına karşın çevrenin korunmasına yönelik birçok anlaşmaya taraf olduğuna dikkati çeken Özhaseki, şunları söyledi:
"Karbon salımını yüzde 21'e kadar çekeceğimizi Paris Anlaşması'nda taahhüt altına aldık. Daha Meclisimize getiremedik çünkü orada birtakım finansal sorunlar var. Onları tartışıyoruz ama takip ediyoruz. Geldiğimiz nokta itibarıyla da kötü bir durumda değiliz. Dünyayı en çok kirletenler sıralamasında da biz yokuz. Aslında dünyayı en çok kirleten ülkeler olarak Hindistan, Çin, Amerika hatta Avrupa Birliği ülkeleri gözüküyor. Bizimki yüzde 1'i bile bulmuyor."
Bu duruma karşın Türkiye'ye iyileştirmeler yapması için baskılar olduğunu belirten Özhaseki, "Yeşil İklim Fonu oluşturuyorlar. Bizi de orada 'para verilecek' ülkelerden çıkarıp, 'para ödeyecek' ülkeler sınıfına sokmaya çalışıyorlar. Bütün uluslararası görüşmelerde, o sözleşmelere taraf olduğumuz yerlerde, platformlarda kavgasını veriyoruz, devam ediyoruz biz." diye konuştu.
Bakan Özhaseki, çevreyi korumak adına atıksu arıtma tesislerini yaygınlaştırmaya çalıştıklarını ve Türkiye'nin mavi bayraklı plaj sıralamasında dünya ikincisi olduğunu anımsatarak, 2023'e kadar her evin dışarıya attığı kirli suları temizleyerek tabiata vermeyi hedeflediklerini belirtti.
"Bıraksanız bir santimetrekare orman koymayacaklar"
Bakan Özhaseki, sahilleri, sit alanlarını tahrip ettirmemek adına da müthiş bir mücadele verdiklerini de aktardı.
İnsanoğlunun doymak bilmeyen bir hırsı olduğuna dikkati çeken Özhaseki, "Şimdi bıraksak İstanbul'daki bildiğimiz o orman arazilerinin hepsine koca koca binalar yapılıp çıkacak. Bizim bakanlık elemanları bilirler nasıl bir mücadele verdiğimi, eline projeyi alan geliyor." şeklinde konuştu.
Özhaseki, Bakanlığa projeyle başvuran kişilerin "Özel orman efendim, benim arazim. Ben bu yapılaşmayı yapacağım" dediğini, bu kişilere "Burası birinci derece sit alanı, yapamazsın" cevabını verdiklerini anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kafaya koymuş, projeler yapmış, yurt dışına pazarlamaya gitmiş. Milyar dolarlardan bahsediyorlar. Bıraksanız şimdi İstanbul özeli çok önde olduğu için söylüyorum, bir santimetrekare orman koymayacaklar ama işimiz bu, koruyacağız, kollayacağız. Namusumuz gibi tutacağız. Emin olun benim namusum ne kadar kıymetliyse bu ülkenin de korunacak alanları o kadar kıymetli. Geleceğe bırakacağımız eserler onlar. Bunun mücadelesini veriyoruz, vereceğiz de zaten."
"Nüfus da iki misline çıkar"
Bakan Özhaseki, şehircilik alanında Türkiye'de sağlıksız ve kimliksiz yapılar bulunduğunu belirterek, kentsel dönüşüm süreciyle binaların bir taraftan da depreme hazırlıklı hale getirildiğini kaydetti.
Özhaseki, Şehircilik Şurası'nda kentsel dönüşüm, göç ve uyum, yerel yönetimler konularında çalışmaların sürdüğüne dikkati çekerek, konut sayısını arttırmadan binaların akıllı, yeşil, çevreci binalara nasıl dönüşebileceği üzerinde çalıştıklarını vurguladı.
Uygulamada çok ciddi yanlışların yapıldığını ifade eden Özhaseki, "İstanbul özelinde özellikle iki misli emsal çıkararak, konut sayısını iki misline çıkararak, kaba mantık şu, 'yarısı müteahhide, yarısı vatandaşa' konut sayılarını hep iki misline çıkarıyoruz. Zaten 15 milyona çıkmış bu nüfus, onu iki misline çıkarsan ne olur orada? Nüfus da iki misline çıkar." dedi.
Özhaseki, bu tip uygulamaların önüne geçecek yasalar hazırladıklarını, yerinde çözümün sağlanacağı, konut sayısını arttırmadan binaların akıllı, yeşil, çevreci binalara nasıl dönüşebileceği üzerinde çalıştıklarını kaydetti.
Kimlikli binaların çok rahat inşa edilebileceğine, kentsel dönüşümün bir fırsata çevrilebileceğine dikkati çeken Mehmet Özhaseki, 1999 öncesinde yapılan 15 milyon binanın yarısının dönüşmek durumunda kalması hesabıyla, her yıl 500 bin binayı, bağımsız birimi yenilemeleri gerektiğini bildirdi.
Hevsel Bahçeleri'nin açılışı yapılacak
Bakan Özhaseki, terörün zarar verdiği bölgelerde yapılan çalışmalara yönelik de bölgede vatandaşların ihtiyaçları gözetilerek 30 binden fazla ev yapıldığını, vatandaşlara kira yardımı gibi destekler sağlandığını anlattı. Sur'da ise tarihi dokuya uygun özel bir çalışma yürütüldüğünü aktaran Özhaseki, bin 200 tarihi eserin elden geçirildiğini, camilerin, kiliselerin restore edildiğini bildirdi.
Özhaseki, "Hevsel Bahçeleri dediğimiz Dicle Vadisi projesi var orada. Mesela 320 dönümlük ilk bölümünü bitirmek üzereyiz. Herhalde açılışını yapacağız, 15-20 gün içerisinde." ifadelerini kullandı.
Sur içerisinde doğru bir mantıkla hareket ettiklerini belirten Özhaseki, herkesin gıpta edeceği bir Sur'un ortaya çıkacağını dile getirdi.
Özhaseki, Gayrimenkul Borsası kurulması çalışmalarına ilişkin bu konuda çalışmaların son safhaya geldiğini ve yasasının çıkması gerektiğini aktardı.
"Emlak değerleri ile dışarıdaki bilirkişi değerleri arasında müthiş bir uçurum var"
Bakan Özhaseki, konuşmasının sonunda üniversite öğrencilerinin de sorularını yanıtladı.Tanzanyalı bir öğrencinin Afrika kıtasına yönelik sorduğu soru üzerine Özhaseki, Türkiye'nin açılabileceği en güzel alanlardan birinin Afrika olduğunu söyledi.
Gayrimenkul alanındaki değerleme uygulamasına yönelik sorular üzerine bu konuda uygulanan metotlarda iyi bir noktada olunmadığını ifade eden Özhaseki, şöyle devam etti:
"Eğer emlak vergisi ödüyorsak, gerçek değerinden kimse ödemiyor. Tapuya gidip alıp satıyorsak, gerçek değeri asla orada ortaya çıkmıyor. İstimlak ediliyorsa, devlet bir şeyi alıp satıyorsa değerler yine farklı. Emlak değerleri ile dışarıdaki bilirkişi değerleri arasında müthiş bir uçurum var. Tapudaki fiyatlarda bilirkişi değerleri arasında müthiş bir uçurum var. Bunun bir standarda oturtulması lazım."
Bakan Özhaseki, geçtiğimiz günlerde Bakanlar Kurulunda bir sunum yaptığını, belirterek, çalışmalara göre gerçek evin değeri 700 bin liraysa en fazla 300 bin lira bildirildiğini ifade etti.
Programda Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş ile Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Harun Tanrıvermiş de bir konuşma yaptı.
Yorum Yaz