Çevreye dost binalar diğerlerine fark atıyor! İşte detaylar...
Leed ya da Breeam benzeri yeşil bina sertifikası alan binalar, çevre dostu olmayan binalara göre pek çok özelliği bünyesinde barındırır
Altensis Kurucu Ortağı Serkan Emin, inşaatında bile çevre dostu malzemelerin kullanıldığı bu binaların, enerji tasarrufu, gri suların kullanımı, yenilenebilir enerji sistemlerine yer vermesi gibi çeşitli üstünlüklere sahip olduğunu dile getiriyor
Türkiye'deki gayrimenkul yatırım seferberliği çerçevesinde özellikle son 10 yıldır birçok gayrimenkul projesi hayata geçti. Sunduğu sosyal yaşam imkanları, güvenliği, estetiği ile geçmiş yıllardaki pek çok sitelerden farklı bir anlayış sunan gayrimenkul projelerinden bazıları rekabet üstünlüğünü ele geçirmek adına uluslararası çevre dostu bina- yeşil bina sertifikalarına sahip oldular ya da almaya aday oldular.
Alanında sektörün vizyoner ve lider firması, Altensis'in Kurucu Ortağı Serkan Emin, inşaatında bile çevre dostu malzemelerin kullanıldığı yeşil binaların, enerji tasarrufu, gri suların kullanımı, yenilenebilir enerji sistemlerine yer vermesi gibi çeşitli üstünlüklere sahip olduğunu dile getiriyor. Serkan Emin bunlar arasında Türkiye'nin mevcut iklim ve ekonomik koşulları düşünüldüğünde suyun ve enerjinin tasarrufuna yönelik önlemlerin hayati önemde olduğunun altını çiziyor.
Tek bir reçete yok ama ortak amaç çevre!
Bununla birlikte yeşil binalar için tek bir reçete bulunmadığına işaret eden Altensis Kurucu Ortağı Serkan Emin “Binanın fonksiyonuna, büyüklüğüne, bulunduğu yere ve tamamlanma biçimine göre değişik kriterler belirlenebilir. Mesela şehir merkezindeki bir bina, toplu taşımaya ve çeşitli sosyal donatılara yakınlığı gibi kriterlerle ön plana çıkarken, yeterli miktarda yeşil alana sahip olmayabilir. Bunun tam tersi şehir dışında geniş yeşil alanlara sahip bir bölgedeki bina ise, kullanıcılarına sunduğu bitkilendirilmiş alan, doğal yaşamın korunması ve yenilenebilir enerji kullanımı gibi özelliklerle ön plana çıkarken, ulaşımla ilgili gerekli özellikler konusunda zayıf kalabilir” yorumunu yaptı.
Yine de tüm yeşil binaların ortak amacının, çevreyi korumak olduğunu dile getiren Serkan Emin, sözkonusu binaların çevre, kullanıcılar ve yatırımcılar bazında ortaya koyduğu farklılıkları şu başlıklarla özetledi:
Daha az su tüketir
Yeşil binalarda kullanılan su armatürleri sıradan binalardaki armatürlere kıyasla %50 ila %70 daha az su tüketir. Böylelikle, şebekeden veya diğer kaynaklardan kullanılan su miktarı önemli seviyede azaltılmış olur. Yeşil binalarda bahçe sulamasında kullanılan sulama sistemi damla sulama gibi verimli sistemlerdir. Böylelikle, sıradan binalardaki konvansiyonel sulama sistemlerine kıyasla %50 seviyelerinde su tasarrufu sağlanabilir.
Hanelerin enerji faturalarını düşürür
Yeşil binalar sıradan binalara kıyasla %25 ila %50 oranında daha az elektrik, doğal gaz veya diğer enerji kaynaklarını tüketirler. Böylelikle, binanın enerji tüketimi ve masrafları önemli oranda azalmaktadır.
Yenilenebilir enerji sistemlerine sahiptir
Yeşil binalar sıradan binalarda bulunmayan yenilenebilir enerji sistemlerine sahiptir. Güneşten veya rüzgardan veya jeotermal enerjiden veya benzeri yenilenebilir enerji kaynaklarından faydalanarak tükettiği enerjinin bir bölümünü kendisi üretir. Böylelikle, tükettiği enerjinin bir kısmını bedavaya mal etmektedir.
Peyzaj bitkisi yerel iklime uygundur
Yeşil binaların sıradan olan binalara nazaran yeşil alanları daha fazladır ve peyzajında kullanılan bitkiler yerel iklime uygun ya da uyum sağlamış bitkilerdir. Böylelikle, mevsim yağmurları ile su ihtiyaçlarının büyük bir kısmını doğal olarak sağlarlar. İlave sulamaya ihtiyaç asgari seviyededir.
Yağmur suyunu geri kazanabilir
Yeşil binalarda bina arsasına düşen yağmur suyu geri kazanılıp tekrar kullanılabilir. Lavabo, eviye, duş gibi giderlerinden elde edilen “gri su” arıtma sisteminden geçirilerek temiz su olarak geri kazanılır ve tuvaletlerde, pisuvarlarda, bahçe sulama ve otomobil yıkamada kullanılır
Işık kirliliğine yol açmaz
Yeşil binaların çevre ve peyzaj aydınlatmaları ışık kirliliğine yol açmayacak ve enerji tasarrufunu azami ölçüde sağlayacak şekildedir.
Ozon tabakası ile dosttur
Yeşil binalarda bulunan klima cihazları, buzdolapları, derin dondurucular gibi soğutma ekipmanlarında kullanılan soğutucu akışkanlar (soğutma gazları) atmosferimizdeki ozon tabakası ile dosttur.
Yeşil binaların sıradan binalara göre sera gazı salımları %25 ila %50 seviyesinde daha düşüktür. Böylelikle, yeşil binaların karbon ayak izi sıradan binalara göre çok daha küçüktür ve çevreye dosttur. Atmosferimizdeki sera gazları miktarının artışına sebep olmaz ve küresel ısınmanın sağladığı etkileri asgari seviyeye çekmede yardımcı olur.
Çalışan verimliliğini artırır
Ofis binalarında işyeri kaynaklı hastalıkların azaldığını, devamsızlığın ve işten ayrılmaların azaldığını, çalışma veriminin arttığını; hastanelerde kalma sürelerinin azaldığını, okullarda sınav sonuçlarının iyileştiğini ve devamsızlıkların azaldığını gösteren birçok akademik ve sektörel çalışma ve rapor sonucu görülebilir.
ABD'de ofis binalarında yapılan çalışmada birçok firmanın eski binaları ve yeni yeşil binaları karşılaştırılmış, buna göre yeşil binaya geçen firmaların ekonomik faydalar haricinde işe devamsızlık ve işten ayrılma oranlarında %20 ila %30 arasında azalma gibi çalışan performansına yönelik pozitif sonuçlar ortaya koyduğu tespit edilmiştir.
İlaveten, standartların üzerinde taze hava ve insan sağlığına zararlı olmayan boya, yapıştırıcı, dolgu malzemeleri sayesinde sağlıklı ve hastalık risklerini asgariye indiren yaşam alanları; günışığından faydalanılması sayesinde yüksek seviyede ferahlık duygusu ve psikolojik fayda, konfor standartlarına uygun ısıtma ve soğutma yapılması sayesinde tam konfor seviyesinde sıcaklığa sahip yaşam alanları gibi artıları bulunmaktadır.
Ticari gayrimenkulde operasyonel maliyetler azalır
Oteller gibi ticari gayrimenkullerde operasyonel maliyetler yüzde 50'ye yakın azalmaktadır. Örneğin doluluk oranları normal oteller kıyasla daha fazla olan yeşil otellerin yüzde 70'inin enerji maliyetleri yıllık ortalama %15 düşüyor. Yatırımcıların % 70'inden fazlası mülk değerinde ortalama %11, bina yatırım geri dönüşlerinde de ortalama % 15 artış olduğunu aktarıyor.
Yorum Yaz