Cushman & Wakefield Türkiye, ikinci çeyreğin gayrimenkul raporunu yayınlandı!
Gayrimenkul kullanımı ve yatırımlarının her alanında müşterilere danışmanlık ve temsil hizmetleri sunan, dünyanın en büyük özel sermayeli ticari gayrimenkul hizmetleri firması Cushman & Wakefield’ın Türkiye temsilciliği tarafından yayınlanan hazırlanan 2013 2. Çeyrek Gayrimenkul Pazar Analiz Raporu’nu yayınlandı
Gayrimenkul kullanımı ve yatırımlarının her alanında müşterilere danışmanlık ve temsil hizmetleri sunan,
dünyanın en büyük özel sermayeli ticari gayrimenkul hizmetleri firması Cushman & Wakefield'ın Türkiye temsilciliği tarafından yayınlanan hazırlanan 2013 2. Çeyrek Gayrimenkul Pazar Analiz Raporu'nu yayınlandı
Birinci çeyrekte yeniden yükselme
2012 ikinci yarı etkilerinin yavaş yavaş ortadan kalkmasını takiben 2013'ün ilk çeyreğinde ekonomi %1,6'lık büyüme kaydetmiştir. Nisan ayında gerçekleştirilen önemli ihracatlar ve Mayıs ayı banka kredi artışları piyasada toparlanma belirtileri göstermiş olsa da, bu durum cari açığın büyümesine katkıda bulunmuştur. Bununla birlikte son dönemde ortaya çıkan Gezi Parkı protestoların 2013'ün ikinci yarısı ve sonrasında kalıcı bir etkiye sebep olmaması beklenmektedir.
Cari açık yükseliyor
Geçtiğimiz yılki cari açık nedeniyle uygulanan önemli iyileştirmelerin ardından bu yılın ilk çeyreğinde son iki yılın en büyük artışı kaydedildi. Özel tüketimde meydana gelen önemli artış; söz konusu daralmanın etkilerini ortadan kaldırmış, Nisan ayında ihracatta gerçekleşen %10 büyüme ise ekonomik büyüme beklentilerini güçlendirmiştir. Bu bağlamda iç ve dış kaynaklı dalgalanmalar karşısında son zamanlarda gerçekleştirilen güçlendirme politikalarının, sermaye girişi ve tüketimin soğutulması önlemleri açısından da etkili olması beklenmektedir. Diğer taraftan T.C. Merkez Bankası'nın piyasaya daha fazla müdahalede bulunması olası görünmektedir.
Finansal piyasaların tepkisi
Türkiye, görece daha yüksek olduğu kaydedilen faiz oranları ve güçlü GSYİH artışı ile pek çok diğer gelişmiş ekonomilerde mali piyasaların rahatlatma politikaları sayesinde büyük ölçüde likidite elde eden yatırımcıları cezbetmiş ve Türkiye'ye Nisan 2013 ayında önemli oranda sermaye akışının yönelmesine olanak sağlamıştır. Fakat kısa süre sonra ABD Merkez Bankası'nın (FED) kendi mali piyasalarını rahatlatma politikasında ivme yaratacağı beklentisi, hükümet ile hükümet karşıtları arasındaki sürtüşmeler ve cari açığın yeniden büyümeye başladığına dair ortaya çıkan haberler yatırımcıların Türkiye piyasasına olan güvenini etkilemiştir. Bu nedenle Türkiye'nin Likidite Piyasa Endeksi, Mayıs ve Haziran sonu döneminde % 24'e varan endeks kaybına uğramış ve Türk lirasına yapılan döviz kuru müdahalelerine karşın hızla değer yitirmiştir.
Genel görünüm
Son zamanlarda meydana gelen protestolar ve finansal piyasalardaki krize rağmen ekonominin 2012'ye nazaran daha güçlü bir şekilde toparlanması beklenmektedir. Düşük enflasyon karşısında alım gücünün yükselmesi, yüksek işgücü piyasası ve güçlü banka kredilerinin tüketici harcamalarını artıracağı öngörülmektedir. Öte yandan hükümetin düşük borç ve bütçe açığından fayda sağlamak amacıyla yatırım harcamalarını hızlandıracağı tahmin edilmektedir. Tüm bu iç talebe yönelik olumlu gelişmelere rağmen cari açığın daha da genişlemesi muhtemeldir. Bununla birlikte son 12 aylık dönemde meydana gelen mali piyasaları rahatlatma politikası, faiz oranlarını düşürmüş olduğundan, bu durumun dış talebi iyileştirerek yatırımcıların desteklenmesine olanak sağlaması muhtemeldir.
Yorum Yaz