Deloitte’e göre Türk şirketler yurtdışı yatırımlarını arttırıyor
Türk şirketler yurtdışında yaklaşık 6,5 milyar dolarlık birleşme ve satın alma işlemi gerçekleştirerek etkinliklerini artırıyor
Deloitte Türkiye'nin raporuna göre, 2012-2013 döneminde, Türkiye ekonomisinde yaşanan hızlı büyümeyi ve krizin etkilerini üzerlerinden atamayan gelişmiş ülkelerdeki nispeten düşük varlık fiyatlarını fırsat bilen Türk şirketler, yurtdışında 100'den fazla işlemle yaklaşık 6,5 milyar dolarlık birleşme ve satın alma işlemi gerçekleştirerek, yurtdışı yatırım fırsatlarına olan ilgilerini artırarak sürdürdüler. 20 Şubat 2014, İstanbul - Türkiye'de profesyonel hizmetler alanında 27'nci yılını dolduran Deloitte Türkiye, ‘2012-2013 Dönemi Yurtdışı Birleşme ve Satın Almalar Raporu'nu yayınladı. Türk şirketlerinin yurt dışında gerçekleştirdiği birleşme ve satın almaların genel görünümünü ortaya koyan rapora göre, 2012-2013 döneminde 106 adet işlem gerçekleşirken, geçmiş yıllara göre yıllık işlem sayısında gözle görülür bir artış yaşandı. İki yıldaki toplam işlem hacmi ise yaklaşık 6,5 milyar dolar oldu. Rapora göre, Türk şirketlerinin yurtdışında yatırım yapma eğilimleri, uzun vadeli büyüme planları ve uluslararası pazarlardaki etkinliklerini artırma stratejileri çerçevesinde, geçtiğimiz iki yılda artarak devam etti. Pazar ve ürün çeşitliliği, maliyet avantajı ve marka satın alma yoluyla daha hızlı bir büyüme hedefleyen Türk şirketleri, yoğun bir şekilde yurtdışındaki fırsatları takip ederek satın alma faaliyetinde bulundular.
Deloitte Türkiye Kurumsal Finansman Ortağı ve İşlem Danışmanlığı Hizmetleri Lideri Başak Vardar rapora ilişkin olarak şunları söyledi: “Türk şirketler yurtdışında yatırım yapmayı sevdi. Belli bir sermaye gücüne sahip gruplar düzenli bir şekilde yurtdışında, çok farklı coğrafyalarda yatırım yapmaya başladı. Ayrıca sektörlerinde önde gelen Türk firmaları da finansal ve operasyonel performanslarını artırmak için yurtdışındaki yatırım fırsatlarını artık gündemlerine alıyor.”
Büyük holdingler yurtdışı birleşme ve satın alma işlemlerindeki hareketliliğin temel aktörleri olurken, Anadolu Grubu, Doğuş Holding, Esas Holding, Yıldırım Holding ve Yıldız Holding gibi gruplar, düzenli olarak yaptıkları yurt dışı yatırımları ile öne çıktı. Ayrıca, sektörlerinin önde gelen oyuncuları olan ve finansal gücü yüksek büyük ve orta ölçekli şirketlerin de büyümelerini hızlandırmak amacıyla yurtdışı yatırımlara giriştiği gözlendi. Türk şirketleri çoğunlukla kontrol hissesi veya yüzde yüz hisse satın almayı tercih ettiği gözlemlenirken, Türk grupların yurtdışında ihale yoluyla satışı yapılan veya imtiyazı devredilen varlıklara ilgi gösterdiği de görüldü.
Türk şirketlerinin gözde adresi Avrupa oldu
Hedef pazar olarak Avrupa ülkeleri, 2012-2013yılında yaklaşık 2,8 milyar dolarlık hacme sahip toplam 56 işlemle öne çıktı ve Türk yatırımcılar arasındaki popülaritesini bu dönemde de sürdürmeye devam etti. Avrupa'yı, 12 işlem ve toplam 1,1 milyar dolarlık işlem değeri ile Rusya, Ukrayna ve Türki Cumhuriyetler izledi. Ülkeler bazında ise İtalya ve ABD 10'ar işlem ile listelerde ilk sırada yer alırken, Rusya, komşu pazar Irak, ana ticaret ortakları Almanya ve İngiltere ile finansal sıkıntı yaşan İspanya ve Yunanistan, Türk yatırımcıların ilgi gösterdiği diğer pazarlar olarak sıralandı. Öte yandan Türk şirketlerinin, Brezilya, Meksika ve Tayland gibi gelişmekte olan ülkelerde faaliyet gösteren şirketlere de yönelmesi sonucunda, bu ülkeler de hedef şirket listelerinde ilk defa yer aldı.
Özel sermaye fonlarının Türkiye'deki portföy şirketleri yurtdışında atak yaptı
Türkiye'de birleşme ve satın alma pazarının en önemli oyuncularından olan finansal yatırımcılar, 8 işlemde, portföy şirketlerinin yurtdışında yaptığı yatırımlarla göze çarptı. Özel sermaye fonları, ağırlıklı olarak halihazırdaki portföy şirketlerinin operasyonlarını güçlendirmek ve büyümesini hızlandırmak amacıyla yurtdışında aynı sektördeki şirketleri satın aldılar. Ayrıca, sayısı az da olsa, yeni yatırımlar ile mevcut portföylerini genişleten Türk fonlar da oldu.
Enerji, üretim ve gayrimenkul sektörleri ön plana çıktı
2012 ve 2013 yıllarında enerji, üretim ve gayrimenkul en çok işlemin görüldüğü sektörler oldu. Geçmiş dönemlerde olduğu gibi gıda, hizmet, finansal hizmetler sektörleri Türk yatırımcıların ilgisini çekmeye devam ederken, yurtdışındaki altyapı ve turizm varlıklarına da Türk şirketlerin ilgisi vardı.
Finansal krizin süregelen etkilerinin yoğun bir şekilde hissedildiği Avrupa ülkeleri ile Çin, Hindistan ve Brezilya gibi önemli maliyet avantajları sunan ülkelerdeki üretim varlıkları Türk şirketlerin ana hedefleri arasında olurken, çeşitli Avrupa ülkelerindeki turizm, gayrimenkul ve altyapı varlıkları da Türk şirketlerinin ilgi alanındaydı. Önümüzdeki yıllarda finans, gıda işleme, hazır giyim ve lojistik alanlarında aktivite bekleniyor.
Ortalama işlem büyüklüğü düştü
Büyük holdinglerin yanı sıra, orta ölçekli Türk şirketlerinin de yurt dışı satın alma faaliyetlerine yönelmesiyle gerçekleşen daha küçük ölçekli işlemler ile kriz sonrası toparlanma sürecinde sıkıntı yaşayan gelişmiş ekonomilerdeki nispeten düşük varlık değerlemeleri ortalama işlem büyüklüğünün, geçmiş yıllara göre daha düşük bir seviyede oluşmasına neden oldu. Böylelikle, 2007-2011 yılları arasında 111 milyon dolar olarak gerçekleşen ortalama işlem büyüklüğü, 2012-2013 döneminde 61 milyon dolar oldu.
2014'te Türk şirketleri potansiyel global yatırımcı olacak
Deloitte Türkiye Birleşme ve Satın Almalar ve Borç Danışmanlığı Hizmetleri Lideri Mehmet Sami rapora ilişkin şunları söyledi: “Türkiye, sağlam altyapısı, dünya ticaretindeki konumu ve yüksek büyüme potansiyeli ile birlikte bölgesel bir üretim ve servis üssü olma yolunda ilerliyor. Son yıllarda yaşanan bölgesel entegrasyon, Türk şirketlerine, yakın coğrafyada, yatırım yapma fırsatı sağlamakla birlikte dış yatırımların risklerini de öğretmeye başladı. 2014 ve sonrasında Türk şirketlerini, konfor alanlarının dışında uzak pazarlar olan, Asya, Afrika ve Amerika'da daha fazla yatırım fırsatı değerlendirirken göreceğiz. Deloitte'un 150'den fazla ülkedeki ofislerinin, işbu fırsatları değerlendirip bizimle paylaşması, Türk şirketlerinin artık potansiyel global yatırımcılar olmaya başladığının en somut göstergesi.”
Yorum Yaz