Depremlerde yıkılmayan duvarlar yapmak artık mümkün!
Türkiye konum itibariyle deprem kuşağında yer alıyor. Ancak sağlam, depreme dayanıklı yapılar ile deprem riski azaltılabilir.
Bir deprem ülkesi olan Türkiye'de yapıların güvenli inşa edilmesi çok önemli. İki ana deprem kuşağını barındıran ülke topraklarımız, aktif faylarla oldukça hareketli bir coğrafyaya sahip. Ancak sağlam, depreme dayanıklı yapılar ile deprem riskini en aza indirmek mümkün.
Türkiye'nin yüz ölçümünün % 92'si, nüfusun % 95'i deprem kuşağında. 20. yüzyılda depremlerde yüz bini aşkın vatandaşımız hayatını kaybetti. Ülkemiz için deprem kaçınılmaz bir gerçek. En aktif deprem kuşaklarından Alp-Himalaya deprem kuşağında yer alan ülkemizde son aylarda yaşanan depremler, güçlü ve nitelikli yapı ihtiyacını yeniden gündeme getiriyor.
1999 yılı öncesinden kalan 10-15 milyon yapı bulunuyor. Bunların en az yarısının riskli olduğu düşünülüyor. Yani 6-7 milyon binanın yenilenmesi, depreme dayanıklı yapılar inşa edilmesi gerekli. Deprem nedeniyle yapılarda oluşan hasarlar ve göçmeler, yaralanmalara, ölümlere sebep oluyor. Can ve mal güvenliği göz önüne alındığında yapıların daha sağlam olması ve depremleri en az seviyede hasarlar ile atlatabilmesi büyük bir zorunluluk olarak karşımıza çıkıyor.
Ülkemizde beklenen depremler konusunda acil önlemler alınması gerektiğini söyleyen Ortadoğu Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Barış Binici şunları söyledi: “Riskli yapılarımızı belirlemeli ve yetersiz olanları güçlendirmeli veya yenileri ile değiştirmeliyiz. Yeni binaların taşıyıcı sistemlerini güncel yönetmeliklerimize uygun şekilde tasarlamalı ve inşa etmeliyiz. Yapısal olmayan dolgu duvarların hasar almaması için de gerekli önlemleri almalıyız. Dolgu duvarları, düzlem içi ve dışı etkilere dayanıklı tasarlanmayan veya imal edilmeyen yapılar, duvarların hasar görmesi veya yıkılması durumunda ciddi deprem riski oluşturabilir.”
Ar-Ge'ye yaptığı yatırımlar ve tamamen yerli Minepor, Emiblok gibi inovatif ürünleriyle öne çıkan AKG Gazbeton İşletmeleri, nitelikli ve güvenli yapı ihtiyacını bir üst seviyeye taşımak için bu kez de Degas ürününü geliştirdi.
Degas, depremleri hasar almadan atlatabilen gazbeton duvar teknolojisinin adı. Ülkemizde ve dünyada deprem yönetmelikleri betonarme sistemin güvenliği için tüm kuralları söylüyor. Sonradan ilave edilen bölme/izolasyon/akustik amaçlı kullandığımız duvarların deprem anında çatlamamasını, devrilmemesini sağlamak için Degas yeni bir teknoloji sunuyor.
AKG Gazbeton Pazarlama ve Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Sırrı Güvenç, “Degas özellikleri itibariyle farkını ortaya koyuyor. Deprem bloğumuz, gazbeton dışındaki yapı malzemeleri ile de uyum içerisinde çalışıyor. Duvar deprem anında hasar almıyor, devrilme veya yıkılma sorunu oluşturmuyor. Bu yeni duvar teknolojisini ülkemizin en önemli problemlerinden birine cevap verebilmek için kapsamlı bir Ar-Ge çalışması ile gerçekleştirdik” diye konuştu.
AKG Gazbeton blok ile donatılı ürün grupları, Yeni Nesil Isı Yalıtım Plağı Minepor ve tamamlayıcı ürünleriyle AKG Gazbeton İşletmeleri, Türkiye'deki yaygın dağıtım ağının yanı sıra, Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere yirmiden fazla ülkeye ihracat yapıyor.
Yapı malzemesi sektöründe ilk CE işaretini 2005 yılında alan AKG Gazbeton, 2015 yılında, Minepor Isı Yalıtım plağı ile Avrupa Teknik Değerlendirme Kurumu'nun ilk ETA belgesinin sahibi oldu.
Yenilikçi Ar-Ge anlayışı ile sektörün ilkleri arasında yer alan AKG Gazbeton, Entegre Yönetim Sistemi kapsamında OHSAS 18001 iş sağlığı ve güvenliği yönetim sistemi, ISO 9001 kalite yönetim sistemi ve ISO 14001 çevre yönetim sistemlerini uyguluyor.
İnsana, çalışanına ve çevreye, duyduğu saygıyla yapı malzemesi sektörünün lider kurumu olan AKG Gazbeton,1.750.000 metreküp üretim kapasitesiyle, Türkiye ekonomisine önemli katkı ve tüketicimize konfor sağlıyor.
Yorum Yaz