'Doğu Anadolu Bölgesi'nde evlerin çoğu teslim edilme aşamasında'
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Tüm Kayserililer Yardımlaşma ve Kültür Derneği'nce (TÜMKAYDER) yapılan toplantıya katıldı.
Tüm Kayserililer Yardımlaşma ve Kültür Derneği'nce (TÜMKAYDER) Taksim'deki bir otelde bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen toplantıda konuşan Özhaseki, yangın yeri olan bir ortamda Türkiye'nin birliği ve dirliğinin bozulmaması için herkesin dua etmesi gerektiğini söyledi.
"Rabbim, dirliğimiz dağıtmasın, birliğimizi bozdurmazın" diye dua eden Özhaseki, dün başlayan Afrin Harekatı'nda da şehit haberlerinin gelmemesi temennisinde bulundu.
Bir arada bulunmalarına vesile olan hadisenin Kayserililik olduğunu, bunun ırkçılık olmadığını sadece bir dayanışma örneği gösterildiğini ifade eden Özhaseki, kente ilişkin bilgiler verdi. Kayseri denilince akla ticaretin, alışverişin geldiğini vurgulayan Özhaseki, şehir üzerine söylenen ve yazılan tüm fıkraların bu minvalde olduğunu bundan da gocunmadıklarını söyledi.
Alışverişin, ticaretin herkesin yaşantısına, kültürüne yansıdığını aktaran Özhaseki, "Bu bir iyilik olarak yansıdı. Ticarette başarılı oldular. Ticaretin o dürüstlüğü, kendine has tavrı, çok şükür bizim Kayserili iş adamlarına yansımış durumda. Hayır işlemeye devam ediyorlar. Şehirde huzur ortamı var. Bir hoşgörü ortamı var. Kayserililerin en büyük vasfı hayırseverliklerdir. Şimdiye kadar bizi geçen olmadı. Şehrimizle biraz övünürken boşuna da övünmüyoruz. Herkes doğduğu şehri sever. Bu fıtridir. Yaradılıştan gelir. Örnek olması hasebiyle bunları anlatıyoruz. O şehirlerin de bin bir türlü güzellikleri vardır. Son dönemde şehrimiz, şehircilik konusunda ortaya koyduğu projelerle örnek bir kent. Alt yapısı tamamıyla bitti." diye konuştu.
Bir şehrin geleceğinin o şehri yönetenlerin ufuklarıyla doğru orantılı olduğunu belirten Özhaseki, son dönemde sık sık Güneydoğu Anadolu'ya özellikle Diyarbakır, Şırnak ve Hakkari'ye gittiğini anlatarak, "Bölge insanlarına 'Bu şehri bu PKK'lılara nasıl teslim edersiniz? Nasıl verirsiniz onlara? Verdiğinizi kabul edelim. 2-3 dönem aldılar. Peki bir hayır işi yaptılar mı? Daha doğrusu şehircilik adına ortaya bir şey koydular mı? Gördünüz mü? Var mı öyle bir şey?' diye soruyorum. Ardından da ne olur aranıza bir set çekin. Bunlarla aranıza bir mesafe koyun bu adamlarla. Bu adamlara yüz vermeyin artık. Silopi'de benzer şeyler söylediğimde bir aşiret lideri kalkıp 'efendim doğru' dedi." diye konuştu.
"Dünyanın en eski yerleşim birimi Anadolu"
Mehmet Özhaseki, Anadolu coğrafyasının dünyanın en eski yerleşim yerlerinde biri olduğunu anımsatarak, şöyle devam etti:
"İnsanların topluca üzerinde yaşadığı iki yer var; birisi Mezopotamya diğeri Anadolu. En eski yerleşim yerleri burası. Dünyanın en güzel coğrafyalarından birisine sahibiz. Onlarca medeniyet yaşamış ve onlardan izler taşıyor. Bu bir avantaj aslında. Gelenek, göreneklerimizde bütün bu medeniyetlerin kodları var. Müthiş bir avantaj. Ayrıca son 10 yılda bu coğrafya mazlumların sığındığı yer olmuş. Balkanlar, Kafkaslar ve Arap coğrafyasında daralan kardeşlerimiz buraya gelmişler. Et ve tırnak gibi olmuş bir ve beraber olmuşuz. Bağımsızlığımızı ilan etmişiz. Bayrağımız hür bir şekilde dalgalanıyor, ezanlarımız okunuyor. Sonuna kadar da böyle gideriz diye dua ediyoruz."
Böyle olmasına rağmen bu coğrafyanın altının da üstünün de oynak olduğuna dikkati çeken Özhaseki, altının depremsellikten dolayı üstünün de terör olaylarından ötürü oynak olduğunu söyledi.
Özhaseki, şunları kaydetti:
"Terör örgütleri bitmek bilmiyor. Envai çeşit fitne odaklarına burada yer gösteriliyor. Bu fitneciler ve bu belalarla uğraşmak kolay. Ama alt tarafla savaşılmıyor. Ama alt tarafı da anlamak ve ona uygun hareket etmek lazım. Doğrusu budur. Üst tarafta 40 yıldır bir PKK belası var. Devlet aklıyla hep birlikte mücadele edildi. Devlet, kimi zaman sertçe kimi zaman yumuşakça mücadele etti. Ama son gelinen noktada özellikle haziran seçimleri öncesinde "üst akıl" ortaya bir şey koydu. 'Koalisyon görüşmeleri devam ederken şiddeti artırın, çukurları kazın öz yönetim ilan edin' denildi. Barzani'ye de aynı aklı verdiler. Suriye'de zaten devam ediyor. Üç parça oldu. Bir parça da İran'dan koparacaklar. Bir terör devleti kuracaklar. Türkiye'deki parça rolünü işlemeye başladı. Pohpohladılar. 7 Haziran'da barajı geçtiler. Şiddeti artırdılar. İki polisimizi şehit ettiler. Terörü başlattılar. Sokağa çıkma çağrısı yaptılar. Sonra eli kanlı katiller, öz yönetim ilan ettiler. Neticesinde Türkiye'den bir parça koparmayı hedeflediler. Dirayetli davrandık o eştikleri çukurlara katiller sürüsünü doldurduk. Ve neticesinde oradaki vatandaşların yaralarını sarmaya başladık."
"Güvenlikten asla taviz verilmez"
Son bir ay içerisinde Yüksekova, Hakkari, Şırnak, Cizre, Silopi ve Sur'a birkaç kez gidip geldiğini kaydeden Özhaseki, 70 bin civarında hasarlı evin bulunduğunu, 45 bin az hasarlı evin tüm hasar bedellerini ödediklerini ve 25 bin konutun yapımına başlandığını, evlerin çoğunun bittiğini ve teslim edilme aşamasına geldiğini söyledi.
Özhaseki, bölgede asla ihmal edilmeyecek iki önemli konunun bulunduğunu şu sözlerle dile getirdi:
"Orada iki şey eksik edilmeyeceğini çok dikkatli bir şekilde anladım. Birincisi güvenlik. Hiç zaaf gösterilmeyecek. Millet evine rahat gidip gelecekse, akşam çoluk çocuğuyla çorbasını rahat içebilecekse bunun birinci yolu güvenlik. Hiç taviz verilmeyecek. İkincisi de yaraları sarmak. Kardeşlik hukukunu geliştirmek. Oradaki insanların beklentilerine cevap vermek. İşte şimdi bunu yapıyoruz. Allah'a hamdolsun her yerin değiştiğini görüyoruz. Şimdi sokaklarda Türk bayraklarından geçilmiyor. Şırnak ve Hakkari'de sokaklarda Türk bayrakları var. Paçavralar yok ortalıkta. Çok şükür böyle bir yere geldik. Bölge insanıyla konuşurken bu kardeşlik hukukunu anlatıyoruz."
"Nereye demokrasi getirdi Amerika?"
"ABD Suriye'de niye var?" diye soran Özhaseki, "Hakikaten, Suriye'de Amerika niye var? Suriye'deki insanlarla kardeşlik hukuku mu var? ortak bir tarihleri mi var? komşuluk ilişkileri mi var? Geçmişte yaşanmışlıklar mı var? Ne var orada? Niye varlar orada? Efendim, 'demokrasi, hukuk, insan hakları konularında yardımcı olmaya geldi' diyorlar. Yapmayın ya! Hangi ülkeye gitti de demokrasi getirdi bunlar şimdiye kadar? Irak ve Libya'ya demokrasi mi geldi? Ne getirecek bunlar? Kan gözyaşı, bölücülük. Kendileri bir arada durmak için çırpınıyorlar. Amerika'da birçok eyalet var. Onlarca millet var mı? Var. Dil, dil, mezhep, ırk ayrımı var mı, var. Bir araya gelmek, ayrılmamak için çırpınıyorlar. Peki niye burayı buluyorlar? Niye parça parça etmek istiyorlar? Asrın başında cetvelle çizerek ülkelere böldüler, şimdi şehirlere bölüyorlar. Şehir şehir böldükleri gibi, mahalle mahalle bölüyorlar. Katalanya'da bir grup çıktı ve 'biz bağımsızlık istiyoruz' dediler. Ellerine silah almadılar. Kimseye vurmadılar, cinayet işlemediler. Terör de estirmediler. Avrupa Birliği'nden hiç destek çıkmadı. Burada bölücülere, katillere arka çıkanlar Katalanya'da kendi halinde demokrasi isteyen insanlara karşı çıkıyorlar. Allah Allah bu ikilik niye? Bir arada durmanın, beraber olmanın büyük olmanın, iri olmanın bir bereketi var. Onu hissettiriyorlar. Parça parça olunca, ufak olunca canınıza okurlar zaten. Hele hele bizim coğrafyamız zayıf devlet kaldırmaz. Hiçbir zayıf devlet bu coğrafyada barınamamıştır. Anadolu topraklarında eğer sizin devletiniz güçlü ise adilce, yüzyıllarca yaşarsınız, değilse yok ederler. Burası gel-git coğrafyası. Yarı güzel olanın gözüne uyku girmezmiş. Bu ülkede hepimizin uyanık olması ve bu tür oyunlara karşı çıkması lazım." değerlendirmesinde bulundu.
Anadolu ve Mezopotamya'ya göz dikenlerin çok bencil, çok materyalist olduklarını ve azıcık da olsa bir vicdana sahip olmadıklarını ifade eden Özhaseki, "Eğer azıcık vicdanları olsaydı, Suriye'den gelenlere kapılarını açarlardı." dedi.
"Böyle bir belayı atlattık"
FETÖ, PYD, YPG ve DHKP-C gibi terör örgütleriyle yapılmak istenenlerin farkında olduklarını örnekler vererek anlatan Özhaseki, sözlerini şöyle tamamladı:
"FETÖ ile Müslüman, milliyetçi, liberal insanlar muhatap oldu. Kim bunlardan böyle bir vahşeti umardı? En sonunda anlaşıldı ki, bunlar koca bir devletin elinde piyonmuş. O kadar çok değerlerimizi yok ettiler ki. En zeki çocuklarımızı yok ettiler. Sapık bir anlayış gelişti. Bütün değerlerimizin hepsinin canına okudular. Soru çaldılar. İftira attılar, kumpas kurdular. İslam'ın ne kadar temel hükmü varsa, hepsini iğdiş ettiler. Nasıl bir örgütmüş. Böyle bir belayı atlattık. Sonra DEAŞ diye bir örgüt çıktı. Bunların geleneksel bir tabanı yok. Uydurulmuş bir örgüt. Onu bahane ederek toplandılar. İşleri bitince, sakallarını kesip araçlara bindirip PYD'li yaptılar. DHKP-C, devlet düşmanı. Hangi devlette kaldı. Afrika'nın ilkel kabilelerinde bile kalmadı. Ama bizde var. Dışarıdan destekli olduğunu çok iyi biliyoruz. 5-10 bin kişilik ordular nasıl kalıyor? Birileri bunları sağlıyor. Oynanan bu oyunların tamamının farkındayız. Ve bunların hepsinin hakkından geliyoruz. Şükürler olsun biz duruma hakimiz. Geleceğe ümitle bakmaya devam ediyoruz. Allah dirliğimizi, birliğimiz bozmasın."
"Türkiye gelecekteki bütün kamburlardan kurtulacak"
Eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı ve Kayseri Milletvekili Yıldız da farklı gerekçelerle bir araya gelmenin insanlara katkı sağladığını ifade etti.
Afrin Harekatı'na değinen Yıldız, Türkiye'nin geleceğindeki bütün kamburlardan kurtulmak amacıyla başlatılan operasyona katılan tüm askerlere sağlık, sıhhat ve başarı diledi. Yıldız, "Türkiye'yi tehdit eden ister sınırlarımızın içerisinde adı PKK, FETÖ, PYD, YPG, türevleri ne varsa Türkiye'nin birliğine, beraberliğine, bütünlüğüne kast eden bütün unsurların yok edileceği, istikbalimize, istiklalimize doğru ve güzel şeylerin konulacağı bir Türkiye'yi hedefliyoruz." dedi.
Bu ülkenin son 10-15 yılında ortaya konulan güçlü irade ile Türkiye'nin bir önceki gününden daha güçlü olmasını sağlayacağına vurgu yapan Yıldız, şunları söyledi:
"Türkiye'de istikrarı sağlamak zorunda olanlar o ülkeyi yönetenlerdir. Ama istikrarın muhafaza edilmesine borçlu olanlar, iktidar, muhalefet, akademisyenler, iş adamları, STK temsilcileri ve toplumun her katmanı, erkeği-kadını, yaşlısı genci demeden herkestir. Bunlar Türkiye'nin istikrarını korunmasına borçludurlar."
Afrin operasyonu nedeniyle HDP'nin bir siyasi parti olarak attığı tweetleri ve yaptığı resmi açıklamalarının toplum tarafından görüldüğünü anlatan Yıldız, "Benim Kürt kardeşimi, kürtçülük adı altında isyana teşvik ediyor. Bu kabul edilemez. Her partinin hafızası, yalnızca o gün yaşadıklarıyla sınırlı değildir. O yüzden Türkiye dostlarını ayrıştırdığı kadar hele hele zor günlerde kendisine kast edenlere de çok daha net bir fotoğrafla beraber görmektedir. O yüzden bu tür kırılma noktaları, tarihimizde yaşandığı her dönemde, herkes ülkemiz adına, hiçbir siyasi ayrım gözetmeksizin ortak paydada Türkiye'nin menfaatlerini ön plana çıkarmak durumundadır. Gün o gündür. O yüzden bulunduğumuz koltuklarda adı ne olursa olsun Türkiye'nin gelişimine, büyümesine ve ilerlemesine hep beraber katkı koymuş olacağız." değerlendirmesinde bulundu.
Eski Bakan Taner Yıldız, Türkiye'nın özelikle son 13 yılda değişim ve dönüşümün ötesinde 15 Temmuz'da yaşanan hain darbe girişimiyle yalnızca siyasette değil, sınırlarını, fiziğini ve kimyasını değiştirmek için bir teşebbüste bulunduğunu söyledi.
TÜMKAYDER Genel Başkanı Muhammet Ali Temelli de dernek olarak yaptıkları hakkında bilgi verdi.
İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, Eski Kayseri Milletvekili Yaşar Karayel, Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu, Kalkınma Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Küçükoğlu, Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu, İbn-i Haldun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İrfan Gündüz ve pek çok davetlinin katıldığı program, plaket sunumunun ardından yapılan dua ile sona erdi.
Yorum Yaz