Sektörden Haberler
09.09.2015 20:10
Okuma Süresi: 04:43 dakika

Emaar Square için 2016 teslimlerin yılı oluyor

Anadolu yakasının iddialı karma kullanım projesi olan Emaar Square'de 2016 yılı teslimlerle anılacak.

İstanbul'da markalı konut liginin en üst sırasında önemli bir yer edinen Emaar Square, sona yaklaşıyor. Şehrin gelişen trendlerine ayak uydurmak için projesi değiştirilen Emaar Square'de 2016 yılı teslimlerle anılacak. Projede yer alan konutlar ve The Address İstanbul hizmete girerken alış veriş caddesi de bölgenin yaşamında önemli bir yer edinecek.

Emaar Square'de sona yaklaşmanın sevincini ve gururunu yaşadıklarını dile getiren Genel Müdür Yardımcısı Ümit Türüdü Şen, zorlu bir çalışma maratonunda ipi göğüslemeye az kaldığını söyledi. Projedeki konutların ve rezidansların yüzde 80'den fazlasını sattıklarını belirten Şen, projeyi gören herkesin ekonomik durumunu zorlayarak mutlaka alım yapmak istediğini, alacak olanlarında daha büyüğünü tercih ettiğini belirtti.

Emaar Square'in arsasının alınıp proje geliştirmenin başladığı 2008 yılında takıma katıldığını ifade eden Şen, dönemin fırsatlarını çok iyi kullandıklarını söyledi. Proje üzerinde titizlikle çalışıldığını ileri süren Şen, “Projenin şehirler kurması, firmanın vizyon ve büyüklüğüne uygun olarak şehirdeki eksiklikleri tamamlayan bir proje olması istendi. Bu da 3.5 yıl sürdü. Zamanla şehrin sosyal yaşamındaki trendler değişince projede değişikliğe gidildi. Detaylı araştırmalar yapıldı ve yeni fikirlerle proje yeniden şekillendi” diye konuştu.

Uzun, zor ve o kadarda keyif verici bir süreçti

Sürecin içinde yer almaktan duyduğu memnuniyeti her haliyle belli eden Şen, “Nişantaşı stilinde şehrin içinde yaşamayı sevenlerin tarzı olan rezidanslar ve 30 katlı binada modern yaşamı sevenlerin tercih edeceği konutlar olarak iki tip tasarlandı. 2013'te başlanan satışlarda çok iyi bir lansman dönemi yaşandı. İlk 700 evin büyük kısmı hemen satıldı” dedi.

Yıl 2015… The Address İstanbul zamanı…

Bu yılda The Address İstanbul'u lanse ettiklerini dile getiren Şen, markanın Körfez ülkeleri başta olmak üzere yurtdışında çok iyi tanındığını söyledi. Emaar'ın Türkiye'ye ilk kez getirdiği konaklama ve rezidans markası The Address İstanbul'un aynı zamanda yatırım aracı olduğunu söyleyen Şen, “Biz 5 yıldızlı otelin üzerinde mobilyalı 197 rezidans hazırladık. Yine The Address ismiyle çıkıyoruz. İlk lansmanını Dubai'de yaptık. 100 rezidansı satışa çıkardık ve 60'ını hemen orada sattık. Burada çok güzel bir yöntem var. İşletilmesi için otelin havuzu ile anlaşıp kazançtan oransal bir pay alıyorsunuz. İlginç ve bilinen bir sistem. Yabancıların tanıdığı bir sistem olduğundan şimdi de Türkiye'de lanse ediyoruz” şeklinde konuştu.

Emaar Square'de teslim yılı: 2016

Yıl sonundan itibaren teslimlere başlamayı planladıklarını kaydeden Şen, “2016 bizim teslim yılımız olacak. Konutlardan ve heigts'lardan başlayacağız. İstanbul'daki diğer ‘Cadde' dediğimiz bir alış veriş caddemiz var. Eylül 2016 gibi açılışı için tüm ekip heyecanla çalışıyoruz. Bu dönemde birde The Address İstanbul'un teslimi olacak. 15 ay sonra Emaar Square tam dolulukla hayattaki yerini alacak” diye konuştu.

Emaar Square İstanbul'un ihtiyaçlarına göre yeniden şekillendi

Toplam 3.5 yıl süren projelendirmenin tüm yorgunluğa değdiğini dile getirerek sözlerine başlayan Şen, dönemin fırsatlarını iyi kullandıklarını söyledi. Proje üzerinde titizlikle çalışıldığını ileri süren Şen, “Emaar'ın vizyonuna ve büyüklüğüne göre Square projesi şekillendi. İstanbul'daki eksikliklerin bu projede giderilmesi istendi. Ayrıca ekonomik durgunluğu değerlendirdik ve projelendirme safhasını uzun tuttuk. Detaylı araştırmalar yapıldı ve yeni fikirlerle proje yeniden şekillendi. Konutları azaltarak bir ofis kulesi eklendi” diye konuştu.

İçeriğe önem verildi

Projedeki değişikliğin tepeden tırnağa yansıdığını söyleyen Şen, “Önce içeride hangi konseptlere yer verileceği konuşuldu. Rezidans, Otel ve AVC'de (alışveriş caddesi) olacaktı. Bunları çeşitlendirdik. ‘Daha Nişantaşı, daha geleneksel ve daha ailelerin de yaşayacağı evler yapalım' dedik. Bu bütünlüğün içinde bir de ofis bloğunun olmasına karar verildi. O konumlandırıldı. Her ne kadar evlerde hemen nakde çevirseniz de ofis için 3 ev kulesi 2'ye indi. Birisi ofise çevrildi. Proje grubunun işi en zoruydu. Ciddi değişiklikler yapılarak beş farklı mimari grubun koordinasyonu yapıldı ve çizimler gerçekleşti. Şehrin farklı ellerden çıkması gibi Emaar'da ayrı ellerde şekillendi. Zor bir işti” diyerek ö dönemi özetledi.

Zamansız projeler geliştiriyoruz

Projenin zamansız olmasını çok önemsediklerini deklare eden Şen, “Emaar projeye ismini verdiği için ‘işi yaptık, sattık ve bitti' şeklinde davranamıyor. Projenin her zaman en iyi ve ‘zamansız' olmasını istiyor. Proje grupları işin içinde. Beş mimari grup sürekli sunum yapıyor. Süreçler ciddi zaman alıyor ama emeği olan herkes sonuçtan çok memnun” dedi.

Square'e tüm dünyadan beğeni geldi

Proje konseptinin yerli ve yabancı piyasada çok beğenildiğini belirten Şen, kalitenin çok yüksek olmasına önem verdiklerini kaydediyor. Türkiye'deki inşaat kalitesinin genel anlamda yüksek olduğunun altını çizen Şen, “Ama bu proje özelinde ve fiyat-kalite parametresinde kalite gerçekten çok yüksek. İstanbul veya Türkiye'de bulabileceğiniz en yüksek konsepti ve malzeme kalitesiyle çalışıldı. O mantıkla bakıldığında insanlar farklılığı kesinlikle gördü. Birçok insan yatırım yapmak için geldi. Ama gördüğü standart karşısında alacağı evi kendisi kullanmaya karar verdi. Bu algı bir projede çok önemli. İnsanlar uzun vadede yatırımlarının çok değer kazanacağını biliyor ama yaşamaya da uygun buluyor” dedi.

“Cadde” gibi yaşamak isteyenlerin tercihi

Şehrin merkezinde bu kadar uygun yerin zor bulunduğuna değinen Şen, “Merkezdesiniz. Baktığınızda iki metro hattının arasında ve bütün her şey elinizin altında. Eğlence, yiyecek, içecek, her şey… Şehirde nasıl sokağa çıkıyorsanız burası da öyle. Buna ek olarak Cadde'de bulamayacağınız şeyler, havuz, otopark, sosyal tesisi… Cadde gibi yaşamak isteyenlerin fazla alternatifleri yok aslında” şeklinde konuştu.

Emaar gelecekte neler yapacak?

Avrupa'ya gittiğimizde takip ettiğimiz designer outletin benzerini Büyükçekmece'de geliştiriyoruz. Fingen Group'la birlikte 35 bin metrekare kapalı alan üzerine yurtdışından getirilen tekstil ürünlerinin satılacağı bir outlet yapılıyor. Sonra eklemelerle 20 bin metrekare daha artırılacak. Büyüyen bir outlet olacak. Türkiye'de bu anlamda bir yer yok. Daha sonra Anadolu yakası, İzmir ve Antalya'ya da açılması düşünülüyor. Bunu niçin yer araştırması yapılıyor. Ayrıca birkaç tane büyük daha çalışmalar var. Yani Emaar'ın Türkiye'de yatırım iştahının olması çok güzel” dedi.

Emaar Cityspace'de bu yıl gösteri yapacak

Emaar'ın Körfez'de büyük, saygı duyulan, vizyoner ve köklü bir firma oılduğuna vurgu yapan Şen, “Emaar her zamankinden değişik ve büyük bir konseptle fuarda yerini alacak ve bizde Adress'i anlatacağız. Ayrıca 400 bin metrekare kiralanabilir alana ek olarak 100 bin metrekarelik Opera Bölgesi geliyor. Fuar aynı zamanda onun lansmanı da olsun isteniyor. Keyifli ve kocaman bir stand yapılacak. Bu yıl Türkiye'den de 60 civarında Türk firmanın yer alması bekleniyor” şeklinde konuştu.

Herkes bekle – gör'e geçti

Türkiye'deki ekonominin gidişatını da değerlendiren Şen, “Türk tüketiciler ev sahibi olma konusunda ‘bekle – gör'e geçtiler. Bu duruma dövizdeki artış getirdi. Ama iyi haber yavaştan normalleşiyoruz olmamız. Birde kredi ve faizlerin netleşmesi gerekiyor. Piyasamız için konuşursak yabancı yatırımcı bunu yatırım zamanı olarak değerlendiriyor. Ben gayrimenkule hep inandım. Türkiye'nin gerçekten büyük lokomotifi. Çok şey zamanla iner ve çıkar ama doğru proje ve firma her zaman kazandırır. Biraz daha müşteriler doğru ev ve firmaya bakacak. Elemenin olması bazen iyi oluyor. Uzun dönemde aynen gideceğimizin kanaatindeyim” diyerek sözlerini noktaladı.