Emre Çamlıbel: Not artışının ardından işler açıldı! İnşaat sektörü 2013’te yüzde 10 büyüyebilir!
Soyak Holding CEO'su Emre Çamlıbel, 2012'nin ilk üç çeyreğinde ekonomide frene basılmasıyla satışların ciddi seviyede gerilediğini belirtiyor
Soyak Holding CEO'su Emre Çamlıbel, 2012'nin ilk üç çeyreğinde ekonomide frene basılmasıyla satışların ciddi seviyede gerilediğini belirtiyor. Ancak işler son çeyrekte açılmış. Çamlıbel, "Bizim son çeyrek satışlarda ilk 9 aya göre yüzde 50 artış var. Çektiğimiz sıkıntıya değdi" diyor. Çamlıbel'e göre gayrimenkul sektörü 2013'te yüzde 10'a ulaşan bir büyüme gösterebilir.
Soyak Holding CEO'su Emre Çamlıbel, 2013'e son 3 ayda ilk 9 aya oranla yüzde 50 artan satışların morali ile giriyor. Çamlıbel'e göre gayrimenkul sektörü 2013'te yüzde 10'a ulaşan bir büyüme gösterebilir.
Soyak Holding gayrimenkul, döküm, çimento ve enerji sektörlerinde faaliyet gösteriyor. Yani ülke ekonomisinin üreten tarafında dört koldan mücadele veriyor. Bu sayede ekonomideki gelişmelere dair ilk sinyalleri alma imkanına sahip. CEO Çamlıbel 2012 yılını nasıl geçirdiklerini şöyle anlatıyor: "2012 yılı tüm sektörler için iyi başladı ancak biz 3'üncü aydan itibaren yavaşlama sinyallerini almaya başladık. Ekonomi yönetiminin bilerek, not artırımını sağlamak, orta vadeli programı tutturmak amacıyla, 2013 ve 2014'teki büyümelerin alt yapısını sağlamak amacıyla aldıkları önlemler söz konusu oldu." Çamlıbel'e göre bu noktada Türkiye'nin sermaye problemi işleri biraz kilitleyen faktör oldu: "Türkiye'de bütün şirketlerin özkaynak, sermaye sıkıntısı var. İşlem hacimlerinin her sektörde daralması sıkıntıyı artırdı. Yatırım yapmak zorlaştı, satış yapmak zorlaştı, nakit çok kritik hale geldi. Burada dış kaynağa erişim kısıtlanınca 2012'nin ilk 9 ayı zor geçti."
İlk 9 ay zor geçti, peki ya son aylar? "Çektiğimiz sıkıntıya değdi. Not artışı ile birlikte moraller arttı, geleceğe dair beklenti düzeldi, faizler düşmeye başladı. Bu, sektörlerin önünü açtı, işler düzelmeye başladı." Çamlıbel düzelmeyi özellikle gayrimenkulde net olarak gözlediklerini anlatıyor. Rakamlar net: İlk 9 aya kıyasla son çeyrek satışları yüzde 50 artmış. Sektör genelinde ise artış yüzde 10 seviyesinde. Gayrimenkul sektörü GSMH'nın yüzde 7'si ancak sadece bu sektörde düzelme yeterli mi? Çamlıbel, enerji, döküm ve çimento sektöründe de düzelmenin satışa yansımaya başladığını belirtiyor.
Gayrimenkulde son 3 aylık düzelmeye rağmen yılın geneli pek de parlak değil. Kur destekli bir ihracat artışı ile bu yıl Türkiye'nin yüzde 3 büyümeyi yakalanacağını belirtiyor Çamlıbel. Ancak 2013'e dair beklentileri çok daha olumlu: "Türkiye yüzde 4-5 büyürse gayrimenkul sektöründe büyüme yüzde 5 ila 10'u bulabilir" diyor. 2013'e dair en önemli tedirginliği Avrupa finans piyasalarındaki dalgalanmalar. Çamlıbel umutsuz değil, Türkiye'nin 2001'de yaşadığı gibi bir yeniden yapılanma ve silbaştan yapılacak yeni düzenlemelerle Avrupa'nın 5 yıl içinde toparlanacağını öngörüyor. Bu arada Türkiye'ye ikinci bir not artırımını bekliyor.
800 milyon TL'nin 300'ü gayrimenkulden geliyor
Soyak Holding, 2012 yılında 800 milyon TL ciro yapmış. Emre Çamlıbel bunun 300 milyon TL'sinin gayrimenkulden geldiğini, 200 milyon TL'sinin çimento, 200 milyon TL'sinin döküm ve 100 milyon TL'sinin ise enerjiden geldiğini anlatıyor. Bu rakamlar, holdingin 4 ana sektördeki faaliyetlerinin toplam içindeki ağırlığını da ifade ediyor. 2013 yılında cironun 900 milyon TL olması hedefleniyor. Çamlıbel, yeni yıldaki dağılımı ise şöyle açıklıyor: "Gayreminkul ciromuz 400 milyon TL'ye çıkacak, diğer sektörler ise aynı kalacak olarak hesaplıyoruz."
Halka arz için tüm hazırlıklar tam ancak muafiyet kalkar mı?
Emre Çamlıbel'e göre gayrimenkul sektörünün önündeki en önemli handikap özsermaye yoksunluğu. "Türkiye son 30 yılda çok hızlı büyüdü" diyor Emre Çamlıbel, bu süreçte Türkiye'deki şirketlerin sermaye yapısını güçlendirmek için fırsat bulamadığını anlatıyor. "Biz sektör olarak bu kentsel dönüşümü özkaynaksız nasıl yapacağız" diye soran Çamlıbel, özkaynak yetersizliğini gidermenin 3 formülünü sıralıyor: Halka arz yaparsınız, yabancı bir ortak alırsınız, tüketiciden finansmanınızı sağlamak üzere ön satış yaparsınız. Çamlıbel şöyle devam ediyor: "Şimdi biz halka açılalım diyoruz ancak burada sektöre vergi muafiyetinin kaldırılması söz konusu. Yabancı ortak alalım diyoruz ama ruhsat iptalleri yabancılar açısından risk olarak görülüyor. Maketten satış denince ona karşı da çalışma yapılıyor."
Soyak Holding geldiği noktada halka arz için tüm hazırlıkları tamamlamış durumda. Çamlıbel gayrimenkul başta tüm sektörlerdeki şirketleri ile halka arz gerçekleştirebileceklerini söylüyor. Ancak GYO'lara vergi muafiyetinin kaldırılmasına dair söylentiler keyifleri bayağı kaçırmış görünüyor. Çamlıbel, "30'a yakın GYO var. Bunların hepsi yabancılara da büyük montanlı hisse sattılar. Bunu yaparken de vergi muafiyeti var diyerek sattılar. Şimdi bu değişiklik yurtdışından gelecek finansman kaynağına nasıl bir mesaj verir" diye soruyor.
Yabancı yatırımcı önce vergi muafiyetini soruyor
Çamlıbel yabancı yatırımcının konuyla yakından ilgilendiğini şu örnekle anlatıyor: "GYODER olarak SPK ve Merkez Bankası ve Başbakanlık Yatırım Ajansı ile Londra'da bir roadshow düzenledik, sektörü yabancı yatırım fonlarına tanıtmak üzere... Tam da not artırımı sonrasında. Londra'da çeşitli sunumlar yaptık. Yabancı fonların ilk sorduğu soru 'GYO'lara vergi muafiyeti kaldırılacak mı' idi. Türkiye'ye yatırım kararlarında bu önemli bir etken olacak." Çamlıbel bu noktada sektör genelindeki KDV düzenlemesi beklentisinden rahatsızlığı da ortaya koyuyor. Küçük ama lüks konutların KDV'sinin düşük olmasına kendilerinin de itiraz etmediğini vurgulayan Soyak Holding CEO'su burada metrekare bazında değil, konut fiyatı bazında bir düzenlemenin daha hakkaniyetli olacağını vurguluyor. Çamlıbel, KDV artışının gerçekleşmesi halinde ekonomistlerin yaptığı hesaba göre GSMH'da 9 milyar dolar küçülme, 300 bin kişilik istihdam kaybının söz konusu olacağını, bu verilerle önerilerini de Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile paylaştıklarını anlatıyor.
100 bin liralık konutun 13 bin lirası vergiye gidiyor
Çamlıbel'e "Sektörde çok iyi para kazanıldığı gibi bir algı var. Bu algının bu tip yeni düzenlemeleri tetiklemesi söz konusu olabilir mi" diye soruyoruz. Yanıtı sektörde de böyle bir kanının olduğunu ortaya koyuyor. Çamlıbel şöyle devam ediyor: "Burada yanlış bir algı var. 2010'dan beri yeni konut fiyatları yüzde 25 arttı. İnşaat maliyetlerin artışı ise yüzde 35 seviyesinde. Ayrıca vergi yükümüz çok yüksek. Tapu harçlarında yüzde 33 artış oldu. 100 bin liralık bir konutun vergisi KDV hariç 13 bin lira. Her aşamada ödenen damga vergileri ve harçlar toplanınca böyle bir rakama ulaşılıyor. Ayrıca emlak vergisi ödüyoruz. Arsayı aldıktan sonra satana kadar vergiyi biz ödüyoruz. Bu, galeride plaka takmamış bir araca otomobil vergisi ödemek gibi bir şey."
Tüm bu sıkıntılara rağmen yabancı yatırımcının Türkiye ilgisi artarak devam ediyor. Soyak'a da ciddi bir ilgi olduğunu anlatıyor Çamlıbel, "Alt kırılımlara böldüğünüzde yabancılarla ortaklık istediğimiz bir şey. Ancak bu risk algısı nedeniyle onların beklentileri belirli seviyelerde oluyor. Şu anda bize sermaye dışında katacak pek bir şeyleri yok. Doğru fiyatın oluşmasını bekliyoruz."
1 milyar dolarlık enerji yatırımı 3 yılda tamamlanacak
Emre Çamlıbel, önümüzdeki süreçte enerji sektörünün gayrimenkul ile birlikte ağırlıklı sektörlerinden biri olacağını söylüyor. Soyak halen 3 baraj işletiyor. Kayseri Bayramacılı Barajı, Erzurum Güllübağ Barajı, Bolu'da Hasanlar Hidroelektrik Santrali toplam 160 MW elektrik üretiyor. Bunlara ilave olarak Sivas Kangal'da 135 MW'lık bir termik santral yatırımına başlanmak üzere. O bölgede holdingin kömür ocakları bulunuyor. Ege'de tahsis aldığı bölgede sıcak su bulan holding 50 MW'lık bir jeotermal yatırımına hazırlanıyor. Biri Ege, diğeri Trakya'da toplam 125 megawattlık rüzgar lisansı var ve ölçüm süreci devam ediyor. Tamamlandığında 500 MW'lık bir enerji yatırımı söz konusu olacak. 1 milyar doların üzerinde bir yatırımı ifade edecek. Çamlıbel yeni yatırımların inşaatının devam ettiğini, 2014 ve 2015 yıllarında söz konusu projeleri tamamlamayı hedeflediklerini açıklıyor.
Soyak, gelcek 10 yılda döküm ve çimentoda tevsi harici yeni yatırım planlamıyor. Holding'in Kırklareli'ndeki çimento fabrikası 2 milyon tonluk kapasitesinin tamamını kullanıyor ve üretiminin yüzde 30'unu Balkanlar'a ihraç ediyor. Çamlıbel, "Bölgede çok az fabrika var, o nedenle krize rağmen ihracatımızda bir gerileme olmadı" diyor. Bu fabrikadan az miktarda da olsa gemiyle Kuzey Afrika ve Rusya'ya da ihracat yapılıyor. Toplam ihracat 60 milyon TL'yi buluyor. Holding dökümde ise Lüleburgaz'da bulunan fabrikasında otomotiv ve beyaz eşya sektöründe devlere üretim yapıyor. Boru ekleme parçalarında Türkiye pazarının yaklaşık yüzde 50'sine sahip.
Artık yeni bir sektöre girmek çok zor
"Artık yeni bir sektöre girmek çok zor. Bırakın yeni sektörü sektörünüzdeki bir başka halkaya, ya da farklı bir şehire gitmek de artık oldukça zorlu. Biz bunu İzmir'de yaşadık. Biliyorsunuz İstanbul'dan sonra İzmir'e yaklaşık 7 yıl sonra girdik ve 5 bin konutla faaliyet gösterdiğimiz, milyar dolarlık yatırım yaptığımız bir yer. Oturtana kadar ciddi sıkıntı çektik, şimdi rahatız. Ama 50 yıldır yaptığınız bir işi bile yeni bir yerde yaparken zorluk çekiyorsunuz."
Kızım; 'Tüm babalar sürekli doktora yapmaz mı?' diye soruyor
Soyak'ta yaklaşık 20 yıldır, hemen her pozisyonda çalışmış Emre Çamlıbel. Ağırlıklı olarak gayrimenkul sektöründe 5 sivil toplum örgütünün yönetim kurulunda. Yeşil binalar konusunda doktorasını yeni bitirmiş. Bu yıl için hedefi çocukları ile daha fazla zaman geçirmek. Çamlıbel, "2 çocukla doktora yaparken açıkçası zorlandım. 1500 kişilik bir grubuz burada, yönetim kadememizin çok güçlü olması büyük destek oldu. Kızım 2 yaşındaydı doktoraya başladığımda. Şimdi 7 yaşında. Doktoram bitince kızım 'Nasıl yani bütün babalar doktora yapmaz mı' diye sordu" diyor.
'Delikanlı' olmayan şirketin ayakta kalması zor olacak
Yeşil binalar konusunda öncü konumdaki şirketlerden Soyak, yeni projelerinde bunu iş modeli olarak belirlemiş. Emre Çamlıbel doktorasını da yeşil binalar konusunda yapmış. Çamlıbel'e göre şirket yönetiminde güvenilirlik gelecekteki en önemli trend olacak, güvenilir olmayan şirketin ayakta kalması zorlaşacak. Sürdürülebilirlik, güvenilir olmanın bir koşulu. "Sürdürülebilirlik, sözüne güvenilirlik, delikanlılık, paylaşım, sosyal sorumluluk gibi konulara içten katılımla kamuoyu nezdinde itibar teşkil eden kurumlar ayakta kalabilecek" diyor.
Özlem Ermiş Beyhan/Dünya
Yorum Yaz