Filmciliği bırak artık otoyollar inşa edeceğiz
TABA Başkanı Uğur Terzioğlu, sektöre nasıl girip nerelerden nerelere girdiğini anlatırken, ilginç anılarını da okuyuculara aktarıyor.
Ünlü İtalyan şirket Astaldi'nin baş danışmanı ve Türk Amerikan İşadamları Derneği Başkanı Uğur Terzioğlu'na bu ay Gentleman dergisinde macera filmlerini aratmayan hayat hikayesini anlattı. 22 yaşında Menderes'in danışmanlığını yaptım "Milaslıyım. Babam Terzizade Mustafa Zeki. 1926'da babamın zeytinyağı, sabun ve pirina fabrikaları varmış. Büyük miktarda tütün alımı yapan Amerikan tütün şirketlerinin de temsilcisiymiş aynı zamanda.
Babam 1951'de vefat etti. Ben 17 yaşındaydım. 18'inde de evlendim. 22 yaşında Adnan Menderes'in danışmanıydım. Babamın arkadaşıydı Adnan bey. Babam da demokrattı. Biz de öyle yetiştik. Ben koleje gidiyordum dedi ki:
"Sen haftada üç gün gel bize yardım et". Babam öldükten sonra mektepten üç ay izin aldım. O zaman üç ay Milas'ta oturdum. Ondan sonra hiç oturmadım. Öbür sene mektebe başlamıştım. Sonra evlendim sosyetik bir olay oldu. 54 senesinde Adnan bey beni Kaliforniya'ya gönderdi master yap dedi. 58'de Genç Demokratlar Teşkilatı?nı kurdum. Demokrat Parti'nin içinde. Parti değil hareket olarak. Ondan sonra da sen misin bunu yapan. 60 ihtilalinde "gel bakalım buraya" dediler. "Gençlik hareketi yapacaktın değil mi" diye 2,5 sene misafir ettiler. Sonra çıktık hayata. Bizim işleri derdest ettiler.
Babamın veraset vergisinin gecikme zammının faizinin zammından dolayı o zamanki parayla 1,5 milyon lira ceza verdiler. Beş fabrika-yı birden kapattılar. Uzun laf, fazla karıştırmayalım. Sonra o arada bana asker kaçağı dediler. Bir taraftan mahkeme devam ederken bir taraftan askerlik yaptım."
Askerlik bittikten sonra 3 yıl bir kimya fabrikasında genel müdürlük yapmış. 1971'de ise Roma'ya gitmiş Terzioğlu ve film işine girmiş. "Benim İsviçre'de arkadaşlarım var, şirket kurduk. Ben de onların Roma'daki müdürü oldum şeklen. Filmleri onlar alıp satıyorlar biz sadece seçiyoruz. Türkiye derken Yunanistan ve Hollanda'yı aldık. Sonra 18 ülkeye ulaştık. O zamanlar Amerikalılar Türkiye'ye film vermiyor. Paralarını alamıyorlar çünkü. Ülkede döviz yok. Filmleri Türkiye'ye de getiriyorduk. Türkiye'ye gelen bütün filmler 85 senesine kadar bizden geçti. Biz gönderiyorduk filmleri buradan TL alıyorduk. Onunla çimento mermer gibi ürünler alıp ihracat yapıyorduk. Böyle takas oluyordu."
Astaldi bekleyen müteahhitleri gördü, "Bu ülkeye gelirim" dedi
Bu noktada Terzioğlu'nun hayatı yeni bir döneme girmiş. Hem de o dönemin başbakanından gelen bir telefonla...
"Hollanda, Kenya, Tanzanya, Yunanistan ve Türkiye ile devam ederken bir gün Özal aradı telefonla. Dedi "filmciliği bırak İtalyan müteahhit bul da gel, otoyolları yapacağız". "Olur efendim" dedim. Zaten başbakan olmadan önce de İtalya'ya gelmişti konuşmuştuk biraz. Akşam bir Amerikalı dostum var. "Franco Astaldi ile konuşalım" dedi. Gittik "Türkiye'ye otoyollar yapılacak" dedik. "Paraları var mı" dedi. Amerikalı "ben yardım ederim bulunmasına" dedi. Böyle konuştuk. Sonra geldik Ankara'ya. Karayolları?nın önünde kalabalık. "Ne var burada" dedik. Çıktık genel müdürün odasına. Aşağıdaki kalabalığı sorduk. Dedi "müteahhitler iş bekliyor". Adam durdu durdu "ben bu ülkeye geliyorum" dedi.
Bolu Dağı'na yılan hikayesi dediler ama aslında inşaat 4 yıl sürdü
Gümüşova-Gerede 135 km ve Bolu Dağı projelerini aldık. O bir hayli uzun sürdü. Başladık hızlı gitti 1992'de hükümet değişti durdurdular. Sonra yine devam edelim dendi. Koalisyonlarda bir kısmı evet bir kısmı hayır dedi. Tam hızlandık 1999'da deprem oldu. Ortada bir dağ kalmıştı. Yılan hikayesi deniyor ama aslında inşaat toplam dört yıl sürdü. Ondan sonra altı ay önce Kadıköy Kartal Metrosu'nu bitirdik. Cumhuriyet bayramında çalışacak. Hep Astaldi ama orada bir konsorsiyumlayız. Yine konsorsiyumla Haliç köprüsünü aldık. O yapılıyor. Ben Astaldi'de 25 sene genel koordinatörlük yaptım. 1,5 sene önce emekli oldum şimdi başdanışmanım."
Uçakta yanıma bir adam oturdu MGM'nin patronuymuş
"Bir gün Paris'ten Roma'ya gidiyorum: Air France'ta beyaz saçlı bir adam oturdu yanıma Konuştuk. İki gün sonra Atina'daki toplantıya gideceğiz. O uçakta da yine sağımda oturuyor. Ben ona kartımı verdim. Bir sene sonra Roma'da oturmaya başladım. Bir gün bir telefon, İstanbul'u aramış Roma telefonumu vermişler. "Seninle konuşmam lazım" dedi. Adamın adını hatırlamaya çalışıyorum. "Ben Red, Concord ile Paris'e geleceğim. Öğle yemeği yiyip geri döneceğim" dedi. Ben de uçağa binip gittim. Paris'in en büyük otelinde buluştuk. "Sen filmcilik yapıyorsun" dedi. "Evet" dedim. "Zaten anladım" dedi, "Bizim filmlerin çoğunu sen alıyormuşsun". O zaman kartını verdi. Baktım Metro-Goldwyn-Mayer'in başkanı Red Silverstein. Sonra dost olduk. Ne zaman New York'a gitsem arardım. Aramazsam kızardı. Çok destekledi beni."
Çin yemeğini severim
Gitmekten hoşlandığınız mekanlar nereleri?
Türkiye'de her gün yeni bir yer açılıyor. Pek takip edemiyorum. Genelde hafta sonu rahat bir yerlere gidiyoruz. O da Bodrum'da. Hanımla yılbaşından beri oradayız. Orada balıkçılar var. Çin yemeğini severim. İstanbul'da en çok Büyük Kulüp'e giderim. Park Şamdan'a giderim. Ben rahat ettiğim yeri tercih ediyorum.
Hobileriniz nedir?
Senelerce tenis oynadım. Son iki senedir oynayamıyorum.
Yaşam felsefeniz nedir?
Çalışmak, insanları sevmek ve vatana hizmet etmek.
- Etiketler:
- uğur terzioğlu
- astaldi
- taba
Yorum Yaz