Frank Polzler gayrimenkul girişimci adayları için ipuçları verdi
RE/MAX Avrupa ve Kanada’nın kurucusu 81 yaşındaki Frank Polzler gayrimenkul sektörü girişimci adaylarına başarıya dair ipuçları verdi
Gayrimenkul sektörü girişimci adaylarına başarıya dair ipuçları veren RE/MAX Avrupa ve Kanada'nın kurucusu 81 yaşındaki Frank Polzle sektöre dair bazı açıklamalarda bulundu.
Kana'da ve Avrup'daki RE/MAX'leri kurarak önemli başarılar elde edilmesini sağladınız. Sizi başarıya ulaştıran faktörler nelerdi?
Başarıya ulaşabilmek için her şeyden önce gelişmeye açık bir zihne ihtiyacınız var. Ben her zaman işin olumlu yanlarını görmeye çalışıyorum. Bir işin olumsuz yanlarından ziyade, o konunun potansiyelini görmeye çalışırım. Dünyanın her yerinde insanların %85'i olaylara olumsuz yaklaşmaya meyillidirler. Yeni bir fikirle karşılaştıklarında “bu fikir çalışmaz, işe yaramaz” derler. Avrupa kıtasına RE/MAX franchise'ı fikriyle gelirken, bunu duyanlar “Avrupa'da RE/MAX franchise'ı çalışmaz” dediler. Aynı şekilde Türkiye'ye ilk girdiğimizde de “franchise fikri Türkiye'de iş yapmaz” dediler. Bu olumsuz tepkilerin karşısında “Evet, çalışır” dedim. Çünkü RE/MAX ile doğru bir müşteri hizmeti sunacak, işe olumlu bakacak, açık bir zihne sahip olacak, değişim sağlayacak, işi profesyonelleştirecek ve Avrupa'da o zamana kadar eşine az rastlanır bir seviyede hizmet sağlayacaktık.
Bu insanları, yeni girişiminizle ilgili şüpheci davranmaya iten sebep, franchise sistemiyle ilgili genel kuşkuları mıydı, başka sebepler de var mıydı?
İnsanların çoğu her konuda şüphecidirler. Sabah yataklarından kalkıyor ve “şu anda hava güneşli ama öğleden sonra yağmurlu olacak” diyorlar. Güneşli havayı görüp, ondan yararlanmaya çalışmanın çok daha etkili olacağını düşünüyorum. Yaşamın olumlu taraflarını görüp, her şeyin en iyisini aramalısınız. Daha sonra zamanınızı yaptığınız işin en iyisini yapmaya adamalısınız. Bu benim yaşam felsefem olmuştur. 1980 yılında Kanada'da RE/MAX'i kurduğumuzda bu kadar gelişeceğini düşünmemiştim, çok çalışıp neler yapabileceğimize bakacaktık. Sektörü profesyonelleştirmeyi hedeflemiştik. Bu farklı bir konseptti ve çok pozitif bir şeydi. Biz başardık! Sonrasında da Kanada'da 5 eyalet, Amerika'da 9 eyalet ve Türkiye'de dâhil olmak üzere 30'dan fazla Avrupa ülkesinde hızlıca büyüdük.
Kuzey Amerika'da işler gayet yolundayken RE/MAX'i Avrupa'ya getirmenizi tetikleyen ne oldu?
Kuzey Amerika'da gayet başarılı olmuştuk. Bu başarının ardından benim yeni bir mücadeleye ihtiyacım vardı. Avrupa pazarına ilgi duyduğum bir dönemdi. Avrupa ile ilgili negatif duyumlar alıyordum. İnsanların Avrupa'da evlerini satmadıkları, başka bir eve taşınmadıkları ve doğdukları evde ölene kadar yaşadıkları söyleniyordu. Söylenenler aslında doğruydu fakat ev satışı da oluyordu. Bu nedenle Avrupa'nın da profesyonel hizmete ihtiyacı olduğunu düşündüm.
Sizce Kuzey Amerika'da, gayrimenkul sektörü hangi açıdan farklılıklar taşımakta?
Şu anda Kuzey Amerika'da gayrimenkul sektörünün çok daha ileri ve profesyonel durumda olduğunu düşünüyorum. Profesyonellik alanında –RE/MAX Kuzey Amerika ile- şu an Avrupa'yı geliştiriyoruz. Bizim Türkiye de dâhil Avrupa'daki alanımız, yaklaşık 200 milyon konuttan oluşuyor. Bu da çok büyük bir iş potansiyeli olduğuna işaret ediyor. RE/MAX olarak gayrimenkul danışmanlarının kendilerinin iş oluşturmalarını öğretiyoruz ve fırsatlara karşı açık olmalarını sağlıyoruz.
Gayrimenkul sektöründe büyük değişiklikler oldu. 81 yaşındayım… 54 sene önce ben işe başladığımda, elektrikli daktilolar yoktu, faks makinası yoktu, dizüstü bilgisayarlar yoktu, internet yoktu, hiçbir şey yoktu, fotoğraf çekiliyordu fakat bu fotoğrafı internete koyamıyordunuz, şimdi bir fotoğraf yüklendiğinde dünyanın her tarafından görüntülenebiliyor. Bütün bu değişikliklere rağmen işin asıl incelikleri değişmedi, bütün bu teknolojiye, bütün yeni akımlara rağmen işin aslı müşteriye hizmet vermek…
Bizim asıl görmek istediğimiz, müşteri RE/MAX'ten bir gayrimenkul aldığında o kadar memnun olmalı ki bütün arkadaşlarına övgüyle bahsedebilsin ve 5-6 sene sonra tekrar böyle servise ihtiyacı olduğunda tekrar bize geri dönsün ve bu şekilde bir döngü oluşsun.
Türkiye pazarı ile uzun zamandır ilgilenen biri olarak, Türkiye'de ki gayrimenkul sektörünü nasıl görüyorsunuz, diğer ülkelerden farklılıkları nelerdir?
RE/MAX olarak amacımız Türkiye'de gayrimenkul sektörünü daha profesyonel bir seviyeye taşıyabilmek. Ülkedeki emlak algısını daha üst seviyeye çıkartmak. Bunu da en baştan gayrimenkul danışmanlarına ve brokerlarına en iyi eğitimleri vererek sağlamaya çalışıyoruz.
RE/MAX, Türkiye'ye girerken özellikle uygulamak istedikleri ilkeler var mıydı? Türkiye'de işin asıl işleyişini değiştiren kültürel farklılıklar görüyor musunuz?
RE/MAX, dünyada 90'dan fazla ülkede faaliyet gösteriyor. Farklı kültürler her yerde olduğu gibi Türkiye'de de var. Fakat esas olan insanlardır. RE/MAX toplantı ve kongrelerine gelen insanları görmek beni mutlu ediyor. Hevesli, öğrenmeye açıklar, eğlenmek istiyorlar, bu nedenle kongreye geliyorlar. RE/MAX çalışanları olarak biz mesleğimizi iş olarak değil hayat biçimi olarak görüyoruz ve bundan da keyif alıyoruz.
Bulunduğunuz pozisyondan Türkiye'nin imajını, ekonomik durumunu nasıl görüyorsunuz?
RE/MAX olarak Türkiye'nin her zaman iyi bir imaja sahip olduğunu görüyoruz. Her zaman iniş çıkışlar, çalkalanmalar olacaktır. Eğer pozitif düşünüp, pozitif davranırsanız her zaman kazanırsınız. Ben 6-7 büyük ekonomik kriz yaşadım. 1980'lerde RE/MAX'i kurduğumuz zaman Kanada'da faizler %20 civarlarındaydı. Fakat biz bunun iyi bir fikir olduğuna inanıyorduk. Biz o zaman negatif yorumlar yapan insanları dinlemedik. En önemli şey hayatta pozitif yaklaşımdır, bu şekilde başarılı olursunuz ve mutlu olursunuz.
Yorum Yaz