Gayrimenkul borsası için tüm çalışmalar tamamlandı
Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, Türkiye Katılım Bankaları Birliği'nin (TKBB) 16. Olağan Genel Kurulu toplantısında önemli açıklamalarda bulundu.
Canikli, Türkiye Katılım Bankaları Birliği'nin (TKBB) 16. Olağan Genel Kurulu toplantısında yaptığı konuşmada, içinde bulunulan şartlar itibarıyla katılım bankaları sektörünün hedeflerin gerisinde kaldığını belirtti.
Katılım bankacılığının, faizsiz finans sisteminin özü itibarıyla bankacılığın gölgesinden kurtulması gerektiğini vurgulayan Canikli, "Bankacılık sisteminin arkasından gelmek yerine kendi özgün araçlarıyla onlarla birlikte yürümek durumundadır. Bunu bir eleştiri olarak kabul etmeyin. Faizsiz finans sistemi bankacılık sisteminin ürettiği araçları bir miktar makyajlayarak ve dönüştürerek büyük oranda takip ediyor. Kolay olmadığını biliyorum. Ama bundan başka çare de yok." ifadelerini kullandı.
Canikli, bunun hem daha özgün araçların geliştirilmesi hem de yöntemin daha özgün olduğunun kamuoyuna anlatılmasıyla başarılabileceğini söyledi.
Faizli finansal ürünlere hassasiyeti olan insanların yatırımlarını sisteme dahil etmek suretiyle ilave kaynak üretme açısından katılım bankalarından beklenti olduğuna işaret eden Canikli, yastık altında farklı formatlarda yüksek kaynakların bulunduğunu belirtti.
Canikli, bu kaynakların konvansiyel bankacılık marifetiyle sisteme dahil edilmesinin kolay olmadığını ancak yastık altındaki kaynakların katılım bankacılığı kanalıyla sisteme girebileceğini dile getirdi.
Faizsiz finans sisteminin yurt içi ve yurt dışından kaynak bulma konusunda konvansiyonel bankalara göre daha büyük imkanları olduğuna dikkati çeken Canikli, bunun daha aktif şekilde hayata geçirilmesi gerektiğini ve katılım bankalarından beklentinin büyük olduğunu ifade etti.
Canikli, kamu otoritesinin katılım bankacılığına sınırsız desteğini bir kez daha anımsatarak, şunları kaydetti:
"Sistemde olmayan kaynakları sisteme dahil etmek için hem araç hem de yöntemleri bulmanız gerekiyor. Bu konuda daha agresif bir yaklaşım bekliyoruz. Hedef ve beklentilerimizi daha kısa sürede yakalamak için bankacılığın gölgesinden kurtulmanız lazım. Kendi ayakları üzerinde durabilen ve bağımsız bir faizsiz finans sistemi olarak, konvansiyonel bankalarla anılmaksızın bir sistemi oluşturmanız gerekli. Bunu herkes sizlerden bekliyor."
"Bankalar arasında kaynak kapma yarışı var"
Nurettin Canikli, gayrimenkul sertifikalarının bankaların yükünü azaltacak çok önemli bir faizsiz finans aracı olduğunu vurguladı.
Gayrimenkul sertifikasını çok küçük tasarruf sahiplerinin de alabileceğini belirten Canikli, bölgesel dönüşüm ve alt yapı projelerinin finansmana da imkan sağlayacak şekilde büyük yatırımcıların ilgisini çekebileceğini söyledi.
Canikli, zaman zaman bankalar arasında mevcut kaynağı kapma yarışı ortaya çıktığını, bu yöntemle yeni bir kaynağın oluşmadığını aksine mevcut kaynağın maliyetinin yükseltildiğini ifade etti.
Mevduat kapma yarışı yoluyla faizlerin artırılması gibi bir tabloyu istemediklerini ve bunun hiç kimseye faydası olmayacağını dile getiren Canikli, "Maliyetlerin en aza indirilmesi temel hedeflerimizden bir tanesi. Bunu takip etmeye devam edeceğiz." dedi.
Canikli, döviz cinsinden ve yurt dışında ihraç edilmek koşulu ile katılım bankalarının da aktiflerini kısmen ya da tamamen menkulleştirerek satma imkanına sahip olacağını söyledi.
Hem konvansiyonel hem de katılım bankalarının aktiflerini menkulleştirmek suretiyle "yurt dışına" ve "döviz cinsinden" olmak şartı ile ihraç edebileceğini vurgulayan Canikli, bunun için yurt dışından talep olduğunu, konuya ilişkin çalışmalarda sona gelindiğini ve yakın zamanda somut olarak hayata geçirileceğini aktardı.
Canikli, bu yeni kaynakla birlikte bankacılık sektörü üzerindeki kaynak baskısının da azalacağına işaret etti.
İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) ülkelerinin katılımıyla uluslararası bir gayrimenkul borsası kurmak için tüm çalışmaları tamamladıklarını anımsatan Canikli, İslami Kalkınma Bankası'nın bu konuda da büyük katkıları olacağını ifade etti.
"Türkiye orta gelir tuzağında bekleme hakkını yeteri kadar kullandı"
Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, 16 Nisan'dan sonra Türkiye'nin yeni bir döneme girdiğini ve beklentilerin de arttığını söyledi.
Yeni döneminin ana parametrelerinden ilkinin "daha güvenli bir Türkiye" olduğunu ve bundan sonra da daha güvenli olacağını belirten Canikli, diğer bir parametrenin ise "daha özgür bir Türkiye" olduğunu ifade etti.
Canikli, insanların özgürlük kavramı içerisinde olumlu anlamda değerlendirebilecekleri bütün düzenlemeleri yaptıklarının altını çizdi.
Ancak burada algı anlamında bir problemin bulunduğuna işaret eden Canikli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bütün kısıtlamaları kaldıracağız. 'Bir taraftan özgürlük deyip, diğer taraftan OHAL'i devam ettiriyorsunuz' diyebilirsiniz. OHAL ile bu kavram çatışmıyor. Klasik anlamda OHAL'in özellikle temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasıyla ilgili düzenlemeleri hayata geçirilmiş olsaydı bu düşünce doğru olabilirdi. OHAL uygulandığı dönemde hiç bir vatandaşın kendi özgürlük alanında bir kısıtlama olmamıştır ve olmayacaktır. OHAL dönemlerinde kamuya temel hak ve hürriyetleri sınırlandırma imkanı vermesine rağmen biz bu konuda en ufak bir kullanım yapmadık. Hiç bir vatandaşımız OHAL'in bu yönünü hissetmemiştir ve hissetmeyecek. OHAL'i biz aslında kamuya ilan ettik."
Canikli, yeni dönemin ana parametrelerinin üçüncüsünün ise "daha zengin bir Türkiye" olduğunu belirtti.
Türkiye'nin orta gelir tuzağında bekleme hakkını yeteri kadar kullandığını ve yeteri kadar geciktiğini ifade eden Canikli, "Bundan sonra orayı aşmamız gerekiyor. Özellikle uzun vadeli ve daha düşük maliyetle finansman ayağını hallederek, teknoloji yoğun, bizi üretim sıçramasına, bir başka kulvara taşıyacak olan yeni üretim araç ve yöntemlerini devreye sokacağız. Çok hızlı bir şekilde kişi başına milli geliri 20 bin doların üzerine çıkaracak yeni üretim modeli ve araçlarına geçmemiz gerekiyor. Bunun içini dolduracak çalışmalar şu anda yoğun şekilde yapılıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Yorum Yaz