Gayrimenkulde alınacak uzun bir yolumuz var
Çelen Gayrimenkul Değerleme Yönetim Kurulu Başkanı Güniz Çelen, 40 yıllık gözlemlerini emlaktasondakika.com’a aktardı.
Gelişen inşaat ve gayrimenkul sektörlerini 40 yıldır gözlemleyen Çelen Gayrimenkul Değerleme Yönetim Kurulu Başkanı Güniz Çelen, Türkiye'nin inşaatta her zaman iyi bir konumda olduğunu ileri sürdü.
ENR'nin 35 yıldır müdavimiyiz
Kurumsal anlamda 20 yıldan bu yana hizmet verdiğini belirten Çelen, “Sektörde ise 40. yılımı kutluyorum. Dolayısıyla Türkiye'nin bu alanlardaki gelişimini yakinen takip etme imkanımız oldu. İnşaat müteahhitliği konusunda Türkiye kendini 1980'lerde zaten ispatlamıştı. ENR sıralamalarında o zamanlarda yer alırdı” dedi.
Kabuk değiştiren ve gelişen kısmın gayrimenkul olduğunu belirten Çelen, “Gayrimenkul sektöründe müthiş bir gelişme olduğunu düşünüyorum. Çok donanımlı bir nesil ve uluslararası alanda rekabet edebilecek kurumlarımız oldu. Kurumsal yatırımcı için büyük imkan olabilecek gayrimenkul yatırım fonlarının yaygınlaşması ile birlikte patlama olacağına inanıyorum. Bu sektörler ekonomik kalkınmanın ve refahın lokomotifi olmakla birlikte, sürdürülebilirlik için temel gerek olan teknoloji geliştirmeye çok ciddi yatırım yapmamız ve çaba göstermemizin gerekli olduğuna inanıyorum” diyerek bu konuda fikirlerini dile getirdi.
Nüfus ve refah artmıyor
İstanbul başta olmak üzere gayrimenkul fiyatlarının yükselişini Türkiye'deki gayrimenkul fiyatlarının artışının belirli ürün tiplerindeki ağırlığına ve talebin arzdan fazla olmasına bağlayan Çelen, “Dolayısıyla geliştirilecek arsa kıtlığı olan yerlerde bu daha da fazla kendini hissettirmektedir. Talebin kaynağı olan refah artışı, nüfus artışı veya dış talebe bağlı olarak fiyatlar etkilenmektedir. İstanbul'da başta kentsel dönüşüm olmak üzere birçok vesile ile başta konut olmak üzere ciddi bir stok üretilmekte, buna karşın nüfus ve refah artmamaktadır” diye konuştu.
Körfezli yatırımcı beklentisi fiyatları yükseltiyor
Yabancı ülkelerdeki fiyatlar ile İstanbul kıyaslandığında rakamların nereye gidebileceğini konusunda bir tahminde bulunmayan Çelen, sadece Orta Doğu'dan gelen alıcıların etken olduğuna dikkat çekerek, “Bu durumda uzunca bir süre fiyatların dalgalanacağını, bilahare ulaşım sorunları ve alıcının beğenisini kazanan ürün tiplerindeki kıtlık dolayısıyla belirli bölgelerdeki belirli ürün tiplerinin fiyatı artacaktır diye düşünüyorum. Nereye kadar artacağı konusu; birkaç parametrenin bileşkesinin fonksiyonu olduğundan bu konuda fikir yürütmek uygun olmaz” şeklinde konuştu.
Endeksi piyasa olan seçimlere takılmıyor
Türkiye'nin son iki yılda 4. seçim kez seçime girecek olmasına farklı bir bakış açısıyla yaklaşan Çelen, piyasa ekonomisine uygun işi olanların seçime endeksli yaşamadıklarını dile getirdi. Ülkenin sıkıntılı bir dönemden geçtiğini kabul eden Çelen, “İş hayatının akışı durdurulamadığından bu ceremeyi çekmekten başka çareleri yok. Erken seçim vatandaşa fayda değil, zarar getirmektedir. Türkiye doğal kaynakları açısından dünyanın en zengin ülkelerinden biri aslında. Kaynakların milli menfaatler doğrultusunda verimli kullanımı bizi çok başka yerlere taşıyacaktır” dedi.
Sahip olduğumuz zenginliklerden insan gücüne dikkat çeken Çelen, “Genç insanların politika ile daha çok ilgilenmesini arzu ediyorum. Zira yeni nesiller daha paylaşımcı ve bilge olmanın yanısıra demokratik düşünce ve değer altyapısına sahip. Vatansever genç insanların çizeceği yolun çok ama çok daha menfaatimize olacağını düşünüyorum” diye konuştu.
Yok başka İstanbul
Dünyayı gören birisi olarak İstanbul gibi başka bir kentin olmadığı kanaatini taşıyan Çelen, “Tüm konuşmalarımda da ‘başka İstanbul yok' diyorum. Daha da ötesi burasının benim kentim olduğunu düşününce müthiş heyecan, gurur ve mutluluk duyuyorum. Yurt dışında yabancı olarak yaşamamış insanların kendi yurdunda, hatta kendi köyünde yaşamanın ne denli tılsımlı bir şey olduğunu kavrayamadıklarını müşahade ediyorum” dedi.
İstanbulla ilgili karar alan mercilerin sonradan kurgulanan kentleri örnek almasını anlamlandıramayan Çelen, “İstanbul'u içselleştirememiş kişilerin görevde olması, önemli etkenlerin en başında geliyor. Kimi Dubai'yi, kimi New York'u örnek alıyor. Sonradan yapma kentlere öykünmemiz için bir sebep yok, zira İstanbul'un kimliği o kadar özgün ki örnek alacağı kimse yok. “Kim ne yaparsa yapsın İstanbul yine bizim, düzeltir çocuklarımız evelallah” diye kendimi teselli ediyorum. Bir yandan da “Hiç kimse kendinden daha iyi birşeye sahip olamaz” diye düşünüp “demek ki biz buyuz” diyorum. Daha geniş bir perspektiften baktığımda da “Ne yaparlarsa yapsınlar İstanbul o denli muhteşem bir kent ki bozamazlar” diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.
Doğaya ve tarihe değer biçemiyor
Bir değerlemeci olarak değer takdiri yapamadıkları iki alanın olduğunu belirten Çelen, “Biri tabiat, diğeri de tarih. Biz ikisini de hunharca yok etme seferberliğinde olduğumuza göre aslında yerine konulamayacak şekilde İstanbul'u yok ettiğimizi de düşünebiliriz. Düşündüğüm nesil iş başına geçerse insanlarımı mutsuz eden bu yağma ve talanın duracağına inanmak istiyorum” diyerek sektör hakkındaki fikir ve kanaatlerini noktaladı.
Safiye Ayla'nın evini ofis olarak kullanıyorlar
Çelen Gayrimenkul Değerleme'nin ofis olarak sanatçı Safiye Ayla Targan'ın evini kullandıklarını belirten Çelen, bunun kendileri için en büyük anlamını ‘Gençlerinin eğitimine destek ve katkıda bulunuyor olmak' şeklinde açıkladı. Ödedikleri kiranın eğitime katkı sağladığını belirten Çelen, “Safiye Ayla Hanımefendi varlığını Türk Eğitim Vakfı'na bağışladığından bizim TEV'e ödediğimiz kira da gençlerin eğitiminde kullanılan burs kaynağı oluyor. Bu da bize haz veriyor. Evin nostaljisini yaşatmak imkanımız olmadı zira biz kiraladığımızda bizden önce burayı kiralayan kuaför ne yazık ki yapıya çok zarar vermişti, dolayısıyla bizim de iç mekanın orijinal halini görmek imkanımız olamadı. Yapı özellikleri olarak bizim bahçe-ofis konseptimize çok uygun. Yapıyı ve bahçeyi olabildiğince bu anlamda korumaya çalışıyoruz. Mümkün olduğu kadar bahçede tabiata daha yakın zaman geçirmeye önem veriyoruz. Artık nerede çalışılacağı konusundaki kabuller ofis formatını çok radikal bir biçimde değiştiriyor, bu 15 yıldır bizim için de geçerli” diyerek sözlerini bitirdi.
Hüseyin Belibağlı/Emlaktasondakika.com
Yorum Yaz