HABOM Tesisi 35 futbol sahası büyüklüğüyle çevrecilikte zirvede
Altensis rehberliğinde LEED Gold sertifikası alan Sabiha Gökçen Havaalanı’ndaki HABOM, çevreci yapısıyla dikkat çekti.
Türk Hava Yolları tarafından 2014 yılında hizmete giren ve Türkiye'de ilk LEED Gold sertifikası alan HABOM tesisi, çevrecilikte Altensis rehberliğinde LEED Gold sertifikası alarak zirveye oynuyor.
Türkiye'nin uçak bakım alanındaki ilk çevre dostu tesisi olan ve 35 futbol sahası büyüklüğünde kapalı alana sahip olan HABOM, aynı zamanda Türkiye'nin sertifikalı en büyük çevre dostu projesi olarak dikkat çekiyor.
Altensis rehberliğinde hareket eden Habom Sabiha Gökçen Tesisleri, THY Teknik AŞ'nin sektörel platformda teknik bakım/onarım kabiliyetini, kapasitesini artırmak, havacılık alanında kapsamlı bir ekosistem oluşturmak için İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı'nda hizmet veriyor.
Yeşil bina konusundaki uzmanlığıyla HABOM'a bu süreçte eşlik ettiklerini dile getiren Altensis'in kurucu ortaklarından Emre Ilıcalı, yeşil bina değerlendirme standartları doğrultusunda enerji verimliliği, ekolojik ürün kullanımı ve doğal yaşamın korunması çerçevesinde tasarlandığını söyledi.
Dünyanın ekonomik kullanımı önemli
Suların kullanımı, enerji tasarrfu, geri kazanılan enerjinin öne çıkarılması gibi konulara ağırlık verdiklerini dile getiren Emre Ilıcalı, HABOM'da 100 bin aydınlatma ampülüne eş değer güneş enerjisi üretildiğini dile getirdi. Tesiste yağmur suları ve evsel atık sular geri dönüştürülerek yüzde 40 su tasarrufu sağlandığına dikkat çeken Ilıcalı, “Tesiste Türkiye'nin en yüksek kapasiteli toprak kaynaklı ısı pompaları kullanılmıştır. HABOM tipik enerji verimli bir binaya göre yüzde 30 daha düşük enerji tüketim oranına sahiptir. Hibrit, elektrikli ve düşük emisyonlu araçlara ayrılacak özel park yerlerine sahip olan HABOM'da kullanılan aydınlatma ve mekanik sistemlerde enerji verimliliği ön planda tutulmaktadır. Binada solar su ısıtma sistemleri ile sıcak su ihtiyacının enerji tüketimi en aza indirilmektedir” dedi.
Taze hava sirkülasyonu yüksek
Binalarda her türlü sistemin enerji sarfiyatları enerji analizörleri ve bina otomasyon sistemi vasıtasıyla gözlemleneceğini belirten Ilıcalı, bu sayede enerji verimliliği hedeflerinin ne ölçüde yakalandığı anında analiz edilebileceğini söylledi. Binanın yapımı sırasında kullanılan inşaat malzemelerinin yerel olmasına ve en az yüzde 20 oranında geri dönüştürülmüş içeriğe sahip olmasına dikkat edildiğini söyleyen Ilıcalı, bina kullanıcılarının iç yaşam konforu ön planda bulundurulduğu için, bina içerisine verilen taze hava oranlarının Amerikan ASHRAE 62.1 standardının en az yüzde 30 üzerinde tutulduğunu ifade etti.
Yorum Yaz