Hasan Rahvalı: Gayrimenkulün prangaları çözülüyor!
Son 10 yıldır ekonomimizdeki büyüme ve makro göstergelerdeki olumlu gelişmelerin sağlanan siyasi istikrar ve uygulanan isabetli ekonomik politikalann sonucunda oluştuğu genel kabul gören bir olgudur
Son 10 yıldır ekonomimizdeki büyüme ve makro göstergelerdeki olumlu gelişmelerin sağlanan siyasi istikrar ve uygulanan isabetli ekonomik politikalann sonucunda oluştuğu genel kabul gören bir olgudur. 2012 yılında uygulamaya konulmakta olan teşvik paketi dışında; ekonomimizin çarklarım tıkayan ve kalkınmamızın önündeki en büyük engelleri oluşturan, çağın gerekleri ve icapları dışında kalmış kanunlarımız revize edilerek günün koşullarına uygun hale getirilmekte. Bu düzenlemelerin 2012'nin ikinci yansından itibaren ekonomimizde, son yıllarda örneği görülmeyen derecede olumlu gelişmeleri sağlayacağına hep birlikte şahit olacağız.
Yapısı itibarıyla emek yoğun bir durum arz eden inşaat sektörü eğitim almamış insan kaynağımızdan, sanat erbabı ustaya, ara elemana, teknisyene ve en üst düzeyde eğitim görmüş mimar, mühendis ve işletme yöneticisi gibi insan kaynağımıza kadar geniş bir yelpazeye istihdam sağlamaktadır. İnşaat işyerlerimizde doğrudan çalışan sayısı mevsimlik dalgalanma göstermektedir. SGK verilerine göre toplam 1 milyon 910 bin kişi ile rekor denebilecek sayıya ulaşmıştır. 2012 temmuz ve ağustos aylannda bu rakamın 2 milyon 100 binlere ulaşacağını beklemekteyiz. Sektöre malzeme tedarik eden sanayi işletmeleri ve nakliye kuruluşlarının istihdamı ile bu rakam 3 milyonun üzerinde gerçekleşecektir.
Bu şu anlama gelmektedir: Ortalama hane halkı sayısı ile 12 milyonluk nüfusumuzun geçimini inşaat sektörü sağlamakta ve gelir dağılımı için bir sosyal denge görevini de ifa etmektedir.
Mütekabiliyet yasası ise döviz kazandma işlemleri hızlandıracak, cari açığa her yıl 10 milyar dolarlık katkı sağlayacak. Şu anda TBMM gündeminde bulunan ve kamuoyunda mütekabiliyet yasası olarak bilinen yabancıların gayrimenkul edinimlerinin önündeki en büyük engeli teşkil eden karşılıklılık ilkesi kaldınlıyor. ABD, İngiltere, Fransa gibi gelişmiş ülkelere baktığımızda bedelini ödeyen gerçek veya tüzel yabancı kişilerin ülke aynmı yapılmaksızın mülk edinebildiklerini görmekteyiz.
Londra'da bir Rus vatandaşı Hyde Park'ın yanında bir rezidansın penthouse'u için 135 milyon pound ödeyip dekorasyon için de 50 milyon pound harcıyor. Aynca her yıl 88 bin pound aidat ödeyecek. Bu ödemeleri yapabilenin o dairede yaşadığı sürece alışveriş ve eğlence için harcayacağı parayı siz hesap edin. Bir İspanya seyahatimizde otelimize gece geç vakit ulaşmış, yol yorgunluğuyla hemen odalarımıza çekilmiştik. Sabah ezan sesi ile uyandım, önce rüya olduğunu düşündüm, ancak ses çok yakından ve net geliyordu. Hazırlanıp çıktığımda otelin hemen karşısındaki mescidi gördüm. Suudi Arabistan Kralı'nın sarayı ve yanında bir mescit. Nerede? İspanya'da dünya jet sosyetesinin uğrak yeri Marbella'da. Kralın sarayı, edinim maliyeti hariç yıllık 150 milyon dolar bütçeli.
Bu örneklerin sayısını çoğaltabiliriz. Bizler bugüne kadar niye bu pencereden bakmadık demenin bir faydası yok, yanlışı bugün düzeltebiliriz. Çok şükür yasa, Adalet Komisyonu'ndan geçti, Meclis Genel Kurulu gündemine alınacak.
Ancak yasa taslağında düzeltilmesi gereken iki hususa dikkat çekmekte fayda görmekteyiz. Biri yasanın yürürlük tarihi, diğeri mülk edinen kişilerin oturma izni alabilmeleri. Bu hususlar yasanın işlerlik kazanması açısından son derece önem arzediyor. Oturma izni olmayan yabancı mülkü niçin edinmek ister ki? Bunu düşünmek zorundayız.
Şu anda yürüyen projelerden yapılan ön sahşlann toplamı sadece bir şirkette bin adede ulaşmış durumda, hasılat da 300 milyon dolan buluyor. Eksik çıkacak yasanın yabancının iştahını kaçırabileceğini, hazırlanacak yönetmeliklerin süratle ve şimdiden düzenlenmesini beklemekteyiz.
Bir diğer konu da imar durumu. Yürürlükteki imar yasası ve yönetmeliklere göre, bir arsa satın alındığı zaman mevcut imar planına göre imar durum belgesi alınmakta. Bu belge proje geliştiricinin arsa üzerinde ne kadar inşaat yapabileceğini gösteren resmi belge hüviyetinde. Daha sonra imar durumundaki kriterlere göre hazırlanan proje yapı ruhsatı belgesine bağlanmakta. Yapı ruhsatı, projenin imar planına ve yönetmeliklere uygun olarak hazırlandığını tescil eden resmi bir belgedir. Bu belgenin verilmesini müteakip süresi içinde inşaatını yapan, projeye ve yönetmeliklere uygun imalat yapan müteahhidin haklan sınırlandınlmamalı. Müktesep hakkın, imar durumu belgesi ile kazanılmış haklann korunması hususunun 3194 sayılı imar kanunu ve yönetmeliklerinde sağlanması için düzenlenmesine ihtiyaç vardır. Resmi kurumlarca verilen belgeye güven sağlanması, girişimcinin yeni projeler geliştirme iştahını artıracaktır.
Yapısı itibarıyla emek yoğun bir durum arz eden inşaat sektörü eğitim almamış insan kaynağımızdan, sanat erbabı ustaya, ara elemana, teknisyene ve en üst düzeyde eğitim görmüş mimar, mühendis ve işletme yöneticisi gibi insan kaynağımıza kadar geniş bir yelpazeye istihdam sağlamakta.
Zaman
Hasan Rahvalı
Yorum Yaz