maritbet girişmaritbet
Hillary Clinton Feriköy Pazarı’nda!

Hillary Clinton Feriköy Pazarı’nda!

Üç hafta önce düzenlenen 'Suriye'nin Dostları' toplantısı için İstanbul'a gelen ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın organik ürün sevdası, adamlarını harekete geçirdi.

Kocası gitti, First Lady'si kaldı dünyaya yadigâr... Şu Clinton'lar da ne aileymiş ama... Bir ara Bill Clinton'la yatıp kalkıyorduk, adamın Oval Ofis muhabbetlerine kadar bilmediğimiz yönü kalmamıştı. Buralara kadar gelip depremzede Erkan bebeğe burnunu bile sıktırmıştı. Sonra gün oldu devran döndü silindi gitti politikadan. Her ne kadar Henry Kissinger, “Politikacıların yüzde 90'ı kalan yüzde 10'nun adını lekeliyor” dese de Clinton'lar herhalde yüzde 10'luk kısma dahil olmalı. Yoksa kocasının ardından, Hillary'yi ‘yeni dünya'nın en etkili Dışişleri Bakanı yapar mıydı adamlar? 

CLINTON AĞZINA İÇKİ KOYMAZ 
Bu satırları okuyunca “İzzet yine uçtu” diye düşünenleriniz çoğunluktadır mutlaka. Yok yok, korkmayın politikaya falan takılacak kadar kafayı yemedim henüz. Anlatacaklarım başka... GeçenlerdeHillary Clinton, Suriye'nin Dostları Konferansı'na katılmak üzer İstanbul'a gelmişti ya. Gazeteleri karıştırırken hanımefendinin bir fotoğrafı dikkatimi çekti. Baktım önünde bir bira şişesi. “Hiç de bira içecek bir tipe benzemiyor” diye mırıldandım kendi kendime. Masanın karşı tarafında sabah kahvaltısı olarak altıncı hamburgerini mideye indirmekte olan Gargamel “Yok abi, o kadın ağzına bir damla bile alkol koymaz” demez mi? Hoppalaaa... “El âlemin sabık First Lady'sinin içki içip içmediğini nereden biliyorsun oğlum” dedim. Sırıttı... “Şimdi bak, ben Al Bushra'da krallar gibi ağırlandım. Bir humus yapıyorlar ki, ellerini de birlikte yersin” demez mi? Bu mahluk beni deli etmek için yaratılmış olmalı. Biz ne konuşuyoruz, o ne anlatıyor. Ama tabağındaki yedinci hamburgeri kapınca “Tamam abi kızma” dedi “Her şeyi açıklayacağım.” Meğer bizim Gargamel, geçenlerde Hilton Oteli'nin içindeki Lübnan restoranı Al Bushra'ya gitmiş. Bir yandan yemek yerken bir yandan da her zaman olduğu gibi etrafa kulak kabartmaya başlamış. Hillary Clinton da aynı günlerde Hilton Oteli'nde kaldığı için bizimki -huyu kurusunne olmuş ne bitmiş her şeyi öğrenmiş yine. Hillary için otelin 7. ve 8. katları tamamen kapatılmış. Hilton zaten bir Amerikan oteller zincirine ait olduğundan eski First Lady pek rahat etmiş. Yanına otelden 24 saat ona eşlik etmek için bir de butler vermişler. “Butler ne oğlum” dedim... “Abi kâhya gibi bir şey işte” dedi. “Kadının keyfinin kâhyası...” İçinde mutfağı da olan kral dairesinde kalmış Hillary. Ama peşindeki koruma ordusunu ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Adamlar onun Sezar salatası ve ızgara tavuğu yapılırken mutfaktaki aşçıları bile uzaktan dikizlemişler. Olur ya, yemeklerin içine zehir mehir atar belki sivri akıllının biri...

ORGANİK BESLENİYORMUŞ 
Yemek demişken eski First Lady tam bir organikçiymiş. Odasına gelmeden önce buzdolabı boşaltılmış, Clinton'ın ekibinin getireceği organik ürünlere yer açılmış. Ne kadar yüzde yüz organik ürün varsa doldurmuşlar hepsini dolaba. Bu arada kim söylediyse (Artık bizimki o kadarını öğrenememiş), Feriköy Pazarı'nı keşfetmiş Amerikalılar. Oranın organikleri de malum, yeme de yanında yat... Bu arada Bayan Clinton sadece yağsız yoğurt ve müsli yemiş, kahveyi de kremalı içmiş. Gün boyunca bitki çaylarını tercih etmiş. Ve Türk kahvesi, tabii ki az şekerli... Masaj yaptırmak için de randevu almış ama daha sonra vakitsizlikten iptal etmiş. Bunların yanı sıra, oteldekilerin Hillary Clinton hakkında genel izlenimi şu: Hillary, çok dominant bir kadın olmasına rağmen, hiç kaprisi olmayan muhteşem bir varlıkmış. Hatta her yanına gelenle fotoğraf çektirmekten de kaçınmamış... Ama denilen o ki otel personeli daha önce yine Hilton'da kalan Barak Obama'dan bile çok çekinmiş Hillary Clinton'dan. Eh kadın sonunda ‘yeni dünya'nın Dışişleri Bakanı... Gargamel bir çırpıda bunları anlattı ama aklı Al Bushra'da yediği humusta kalmış bizim obezin..

BODRUM'DA SON DURUM
ÇEŞME, Alaçatı demişken Bodrum'u es geçmek olmaz. Sortie gibi yeni sezona Erol Kaynar'ın başkanlığında giren Kum Otel'in içinde Kalamata ve Nişantaşının ünlü İtalyan'ı Cento Per Cento yer alıyor. Kalamata'da balık pazarındaki gibi açık tezgâhlar olacak ve balıkların fiyatları üzerlerinde yazacakmış. Ayrıca Cento Per Cento'nun efsane partileri de gece yarısından sonra Kuum Otel takım kaptanı Memo Davran öncülüğünde Bodrum gecelerini coşturacak anladığım kadarıyla. Bu arada unutmadan söyleyelim, Ulus 29 da Bodrum'daki Maki'nin plaj ve işletmesini almış... 

GECE ÂLEMİ HARIL HARIL YAZA HAZIRLANIYOR
GEÇEN gün, İstanbul gece hayatının süper lig takımlarından Reina'nın yeni sezona nasıl hazırlandığını anlatmıştım. Şimdi devamını getirelim, ama önce Reina'yla ilgili es geçtiğimiz önemli bir notu daha yazalım. Madonna'nın İstanbul konseri sonrası verilecek olan after partisinin burada yapılacağı neredeyse kesinleşmiş durumda... Patron Ali Ünal son pürüzleri gidermeye çalışıyormuş. Artık hayranları nasıl bir izdihama sebep olur bilinmez. Buyurun diğer takımlarda durum ne ona bakalım... Ortaköy'ün ağır toplarından Sortie de ilk kez kendi restoranını açıyor. Mekânda dünya mutfağının örnekleri sunulacak. Bu yıl orta bar yok, başkan Erol Kaynar, teknik direktörüne orta barın yıkılıp yerine VIP localar inşa edilmesi emrini vermiş. Sortie'nin de Zanetti'ye karşı bomba gibi bir yerli transferi var; Emre Çapa, W Otel'deki bu kışın gözde restoranı Minyon'u, aynı adla Sortie'ye taşıyor. 

HAZIRLIKLAR TAM GAZ... 
Anjelique
 de kapılarını bugün yarın açıyor. Onlar da transfer sezonuna ayak uydurmuş olmalılar ki, Fransız şef Julian'ı bağlamışlar renklerine. Anjelique, Akdeniz mutfağının seçkin yemeklerini küçük tabaklarla ortaya servis yaparak ağırlayacakmış misafirlerini. Rixos Pera da Emre Ergani'nin kaptanlığında hazırlanıyor yeni sezona. 8 Mayıs'ta burada üç ayrı mekânın kapılarını açacak Ergani. 360 derecelik panoramik manzaralı Park Şamdan'ın, Nişantaşı'ndakinden daha şık, genç ve trendy olacağını söylüyor. Emre'nin Rixos'taki ikinci mekânı Jack Russell, kendi tabiriyle çok ‘fırlama' bir yer olacakmış. İsveçli ünlü şeflerin yanı sıra mesleğin duayenlerinden Gül ise Ergani'nin takımının gizli santrforu. Sizin anlayacağınız fusion yemek ve uçuk kaçık bir mönü olacak. Aynı yerde Shima adlı bir de suşi bar yer alıyor. Emre ayrıca İngiliz konsolosluğunun şapelinin bahçesinde bir de brasserie açıyormuş. Hani Paris'e her gidenin dönüşte “Neden bizde böyle yerler yok” diye yakındığı Fransız brasserie'sine artık İstanbullular da kavuşuyor. Doğrusunu isterseniz Emre bu yaz Arı Maya gibi çalışacak. Bu arada Çeşme'ye de uzanmış ve Güneri Cıvaoğlu'nun isim babası olduğu Bobou'yu Seaside'ın içinde açıyor. Anlaşılan bütün bunlar da kesmemiş olmalı ki Emre'yi; Alaçatı'da, Biber'in hemen yakınında henüz adını koymadığı bir İngiliz Pub'ı da açma hazırlıkları içinde. Kimilerine çok güç gelebilir ama bana sorarsanız bu kadar işin altından rahatlıkla kalkar başarılı teknik direktör Ergani..

Çapamarka'nın sürprizleri var
BÜTÜN bunlar olup biterken İzzet Çapa ne yapıyor diye soracak olursanız... Vallahi bendeniz bir taraftan her sabah saat 8'de müdürüm Mehmet ile amirim Kadir'den “Yazı yine geç kaldı” fırçası yemekten, diğer taraftan Sarp, Burak ve Barış'ın “Patron biraz işine sarıl” sitemlerini duymaktan şamar oğlanına döndüm. Ama Çapamarka'nın ortaklarından Gazi ve Bilal bu yaz için muhteşem sürprizler hazırladılar. Bu kadarını söylemekle yetineyim. Daha fazlasını yazarsam “Adam kendi reklamını yapıyor” derler. Haklılar da köşe babamızın malı değil. Bizi de artık diğer dostlar yazsın... Birden aklıma geldi, Türkiye gece kulüplerinin açılışını, yaz-kış neler olacağını eskiden hep can dostum, usta gazeteci Şenay Düdek'ten öğrenirdi. Umarım bu yazıyı okuyunca “Becerememişsin otur sıfır!” demez. 

‘Depoyu doldurmam lazım biraz'
SON bir not da bendenizden... Birkaç satır önce biraz sızlandım ama şu işe girdiğimden beri vallahi gecem gündüzüme karıştı. Şöyle biraz yaz uykusuna yatıp bedeni dinlendireyim diyorum. Bu nedenle yazılara biraz ara vereceğim. Aman yanlış anlaşılmasın, sevgili gazetemle hiçbir sorunumuz yok, ama benim biraz depoyu doldurmam gerekiyor. Ama belli mi olur? Adımız çıkmış ‘Deli İzzet'e... Bakarsınız pat diye yine karşınızdayım...

İzzet Çapa-Habertürk

Yorum Yaz

Benzer Haberler

Hillary Clinton için ofis kiralandı!
  • 06.04.2015 11:11

Hillary Clinton için ofis kiralandı!

ABD'de gelecek yıl kasım ayında yapılacak başkanlık seçimi öncesinde heyecan şim ...

Jak Kamhi'nin yaşamı Gördüklerim Yaşadıklarım ismiyle kitap oldu!
  • 16.09.2013 11:16

Jak Kamhi'nin yaşamı Gördüklerim Yaşadıklarım ismiyle kitap oldu!

Profilo Şirketler Topluluğu Başkanı Jak Kamhi'nin 88 yıllık yaşam öyküsü kitap o ...

Hillary Clinton Feriköy Pazarı’nda!
  • 24.04.2012 14:25

Hillary Clinton Feriköy Pazarı’nda!

Üç hafta önce düzenlenen 'Suriye'nin Dostları' toplantısı için İstanbul'a gelen ...