Hüseyin Arslan "İşimizi terzi hassasiyetiyle yapıyoruz"
YDA Group Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Arslan, 3 kıtada, 9 ülkede projeye imza attıklarını, işlerini terzi hassasiyetiyle yaptıklarını ifade etti
40 yılı geride bırakan YDA Group, bu güne kadar 6 milyar dolarlık proje hayata geçirdi. Grubun Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Arslan, "3 kıtada, 9 ülkede projeye imza attık. İşimizi terzi hassasiyetiyle yapıyoruz" dedi.
Temelleri 1954'te atılan YDA Group bünyesindeki ilk firma AKSA İnşaat 40 yılı geride bıraktı. Grubun kurucusu Yaşar Dede Arslan'ın adına ithafen kurulan YDA İnşaat ise 20 yılda Türkiye'nin en büyükleri arasına girdi. Bugüne kadar yaklaşık 6 milyar dolarlık projeyi tamamlayan grup, 8 bin kişiye de istihdam sağlıyor. İnşaat ve taahhüt dışında havacılık, medikal-sağlık, enerji, tarım, madencilik ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren YDA Group'un Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Arslan yeni projelerini Sabah Gazetesi'ne anlattı.
40 yıllık bir şirkette siz ikinci kuşak mısınız?
Biz aslında hem birinci, hem ikinci kuşağız. İkinci kuşak olarak, babamızdan kalan bir düzen üzerine geldik, ancak aynı zamanda birinci kuşağız da diyebilirim. Babadan kalma hiçbir mal varlığına dokunmdık. Sadece devraldığımız itibarı sermaye olarak kullandık. Dolayısıyla YDA'yı sıfırdan kurduk.
8 BİN KİŞİ ÇALIŞIYOR
Şirketi ne kadar sermayeyle kurmuştunuz? Bugün hangi noktaya geldi?
YDA'nın bugünkü iş hacmi 5.08 milyar dolar. Bugüne kadar yurtiçi ve yurtdışında havalimanı, yol, köprü, tünel, endüstriyel tesisler, hastaneler, okullar, finans merkezleri, müze ve yüksek teknolojik yapılarla binlerce konut olmak üzere 5.9 milyar dolarlık inşaat projesini başarıyla tamamladık. Grup bünyesinde 8 bin kişi çalışıyor. Ailelerini de hesaba katarsanız, yaklaşık 40 bin kişilik bir aileyiz. En büyük sermayemiz de itibarımız.
Geldiğiniz noktayı neye bağlıyorsunuz?
21 yıllık bu büyüme aslında babamızdan aldığımız itibarın yanı sıra benim, kardeşimin ve çalışma arkadaşlarımızın özverili çalışmalarının ürünü. Bugün 3 kıtada 9 ülkede projelere imza attık. Türkiye'de çok az firmanın sahip olduğu, yurtdışında her kategoride iş yapabileceğimizi belgeleyen limitsiz yurtdışı müteahhitlik sertifikasına sahibiz. Astana Milli Tarih Müzesi ve Kiev Uluslararası Havaalanı gibi çok büyük uluslararası projelerimiz var.
İKİNCİ TAHVİL İHRACIMIZ BU AY
Birden fazla sektörde bulunan bir firma olarak yönetimi nasıl sağlıyorsunuz ?
Her işimizi adeta terzi hassasiyetiyle yapıyoruz. Bakın koalisyon döneminde, Türkiye'nin en büyük okul müteahhidiydik. Aynı anda 22 vilayette 26 şantiyeyi eş zamanlı yaptık. 10 ayda teslim ettik, eğitim sezonuna yetiştirdik. Hepsinin de projeleri farklıydı. Bu çok büyük bir operasyonel güç gerektirir, bununla gurur duyuyoruz.
Son dönemde hem reyting hem de tahvil konusunda çalışmalar yapıyorsunuz. Farklı açılımlarınız olacak mı?
Uluslararası derecelendirme kuruluşu TURKRating'den TR AA ve TR A1 kredi notunu aldık. Bunu inşaat-taahhüt sektöründe alan ilk firma olduk. Reel sektörde de en yüksek notu aldık. 2014'te SPK'dan 300 milyon liralık tahvil çıkarma izni aldık. 100 milyon TL'lik arzımızın çok üstünde talep geldi.
7 HAVAALANININ İNŞAATINI BİTİRDİK
Havacılık alanındaki yatırımlarınız nedir?
Dalaman Uluslararası Havalimanı Dış Hatlar Terminali, ilk Yap-İşlet-Devret (YİD) tecrübemizdi. Havalimanı yapan bir firma her işin altından kalkabilir. Çünkü havalimanları bizim sektörde en komplike işlerin başında gelir. Bugüne kadar 7 havalimanı inşaatı yapmışız, bunlardan iki tanesini işletiyoruz. Şu anda Diyarbakır Uluslararası Havalimanı'nı yapıyoruz, 2015'in sonunda teslim edeceğiz. Dalaman'da 1 milyar euroluk bir yatırıma imza atıyoruz.
BEN TÜRK OLMASAM DA YİNE TÜRKİYE'YE YATIRIM YAPARDIM
2015 yılı için sektör olarak beklentileriniz neler?
Ben, Türkiye'nin geleceğine çok inanıyorum. YDA olarak birçok ülkede faaliyet gösteriyoruz. Objektif kriterlerle değerlendirdiğim zaman bile Türk olmasam da mutlaka Türkiye'ye yatırım yapardım. Dinamiklerine, sosyo-ekonomik verilere, gelecek beklentilerine bakınca bile çok ciddi avantaj ve hedefler var. Sonuçta ticaret risk ve kazanç dengesi üzerine kurulur. Gelişmekte olan piyasalar içinde en minimal risk Türkiye'de. Kazanç oranları da hayli tatminkar. Avrupa'da risk yok ama kazanç marjları bu kadar yüksek değil.
İstanbul ve Türkiye'nin dünyadaki algısı nasıl?
Son küresel kriz en çok gayrimenkul sektörünü etkiledi. Ancak, Türkiye'ye baktığımız zaman, burası farklı. Türkiye bir Dubai, Amerika değil. Burada Dubai'de olduğu gibi fiktif bir talepten bahsedilmiyor. Artan nüfus nedeniyle reel bir talep var.
4D OLURSA GAYRİMENKULDE BALON RİSKİ OLMAZ
Peki söylendiği gibi siz sektörde bir balon riski görüyor musunuz?
Gayrimenkul sektöründe bir balon riskinden bahsetmek doğru olmaz. Öncelikle, İngiltere yüzde 81, İspanya'da 60 olan konut kredilerinin GSYİH'e oranı Türkiye'de halen yüzde 5 seviyelerinde. İstatiksel olarak da halen konut açığımız var. Sonuç olarak 4D'yi bir araya getirmeliyiz. Yani doğru makul fiyat politikasıyla, doğru lokasyonda, ihtiyaçlara cevap veren doğru proje ve doğru, dürüst, kaliteli iş yapan, sözleşmede belirtilen teslim süresine sadık kalan, güvenilir firmaların yapacakları markalı konut projelerinde ne bir balon ne de bir talep riski olacağını düşünmüyorum.
Sinan Özedincik/Sabah
Yorum Yaz