İNDER'DEN DEPREM AÇIKLAMASI
İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER), "İnşaat sektöründe mühendislik ve uzmanlık ön planda olmalıdır, Kentsel Dönüşüm en önemli konumuzdur" açıklaması yaptı.
Van Depremi'nin ardından Türkiye'deki mevcut yapı stokuyla ilgili sorular tekrar gündeme gelirken, İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım, deprem ve yapım yönetmeliklerine uygun, mühendislik bakış açısıyla proje inşa edilmesinin önemine dikkat çekti.
Durbakayım, “Konut projelendirmek ve üretmek bir mühendislik işidir. Mevcut yönetmelikleri uygulayacak, standartları tutturacak bir bilgi birikimine, eğitime sahip olmak çok önemli. Mühendis olmadan da müteahhitlik yapılabilir, ama projelerin mutlaka mühendisler tarafından projelendirilmesi ve inşası gerekir” dedi. Durbakayım, vatandaşlara da konusunda uzman ve güvenilir firmalar tarafından geliştirilen bu tarz projelerden konut sahibi olmalarını tavsiye etti.
Van Depremi'nin ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ülkemizdeki konut stokuna ilişkin yaptığı açıklamalar, inşaat sektörünün yeniden mercek altına alınmasına neden oldu. Bu açıklamaların ardından Türkiye'deki 19,5 milyon konut stokunun yaklaşık 10 milyonunun 10 yıl içerisinde yıkılıp yeniden inşa edilmesi gündeme geldi.
İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, doğru konut projelerinin üretilmesinin bir mühendislik işi olduğunu ve uzman mühendisler tarafından mevcut deprem ve yapı denetim yönetmeliğine uygun, orijinal projeye sadık kalınarak inşa edilen projelerin sağlam ve güvenli yaşam alanları olduğunu vurguladı. İNDER'in misyonlarından en önemlisi; inşaat mühendisliği bilgileri ile sağlam ve güvenli bina yapılması için yapı müteahhitlerine öncülük etmektir” diyen Durbakayım; “Bugün istihdamın yüzde 7,5'i inşaat sektöründe ve vasıfsız işçi çalıştırılma oranı oldukça yüksek. Bu yüzden sertifikasız işçi çalıştırılmaması da bu bilincin yaygınlaştırılmasında son derece önem taşımaktadır” dedi.
1999 depremi, irili ufaklı müteahhitleri bugüne taşıyacak bilinci vermiştir
Deprem ve inşaat sektörü kapsamında değerlendirmelerine devam eden Durbakayım; “Günümüzde kullanılmakta olan Deprem Yönetmeliği, 1959 tarihli, 7296 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısı İle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun'a dayanılarak oluşturulmuştur. Yönetmelik, güncel teknolojik gelişmelere, aksaklıklara, özellikle 17 Ağustos depreminde yaşananlara göre oluşan ihtiyaçlara cevap verecek şekilde güncellenmiş ve uygulanması konusunda sıkı denetim mekanizmasını da beraberinde getirmiştir ve yönetmeliğin uygulanmasından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı sorumlu tutulmuştur. Bakanlık, il müdürlükleriyle, belediyelerle sıkı bir takip organizasyonu kurarak yönetmeliğin uygulanmasını sağlamaktadır. Türkiye'de şu anda Bakanlar Kurulu'nun 1996 tarihli kararıyla yürürlüğe giren ve "Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik" ile birlikte kullanılan "Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası" da mevcuttur. Tüm illeri alfabetik sırayla el alan bu harita, 1996 yılında kitap şeklinde yayınlanmıştır. Haritadaki derecelendirmeler, günümüzdeki yönetmelikte yer alan deprem kuvvetlerinin hesaplanmasında kullanılacak etkin yer ivmesi katsayıları için de referans oluşturmuştur.
Harita Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) Zorunlu Deprem Sigortası poliçe primlerinin belirlenmesinde de kaynak olarak kullanılmaktadır. Bu Yönetmeliğe göre deprem bölgelerinde yapılacak binalar, malzeme ve işçilik koşullan bakımından Türk Standartları'na ve ilgili Bakanlığın "Genel Teknik Şartnamesi" kurallarına uygun olmak zorundadır. Verdiğim bu örneklerden de görüldüğü gibi Türk inşaat sektörü uzun yıllardır birçok teknik yönetmeliğe sahiptir ve bu yönetmelikler zaman zaman güncellenmektedir. Uzun yıllardır bu yönetmeliklere ve genel mühendislik disiplinine uygun tasarım ve inşaat yapan firmalarımız mevcuttur ve bu firmaların projeleri sapasağlam ayakta durmaktadır. Yapılması gereken bu yönetmeliklere uyumu daha sıkı denetlemek ve uymayanları cezalandırmaktır.
Müşteri gözünde her dönem kabul görmüş inşaat firmalarının bu disiplin ve kurallarla daha da güçlendiğini vurgulayan Nazmi Durbakayım; “İnşaat mühendisliği bilgilerini her zaman, her şartta ve her türlü malzemelerde bir harç gibi kullanarak güvenli bina yapanlar Yapı Müteahhidi olarak tanımlanıyoruz” açıklamasında bulundu.
Deprem gerçeği, kentsel dönüşüm projelerini tetiklemektedir
Kentsel dönüşüm, yıpranmış eski yapıların boşaltılmasını ve burada yaşayan kişilerin daha güvenli evlerde oturmasını sağlamak için gereklidir” dedi. Durbakayım sözlerini; “Deprem gerçeği ile daha hazırlıklı bir şekilde yüzleşmek için tüm ilgili resmi ve özel kurum ve kuruluşlara kanun ve yönetmeliklerde belirtildiği üzere görevler düşmektedir. Ancak tüketicinin de bu konuda artık daha bilinçli davranması gerekmektedir. Örneğin konut almak için seçimini yaparken, satış vaatlerine ve popülaritesine bakmaksızın projeyi kimin geliştirdiğine bakarak satın alması ve aldıktan sonra da projenin orijinal haline sadık kalması da son derece önemli bir husustur” diyerek sonlandırdı.
Yorum Yaz