maritbet girişmaritbet
İstanbul'da en yüksek bina yarışı

İstanbul'da en yüksek bina yarışı

Tamamlanan ve inşaatı süren binalarla İstanbul'un özellikle Levent-Maslak bölgesi gökdelenler şehri haline geliyor


Hızlı nüfus artışı sonucu gayrimenkul sıkıntısı yaşayan İstanbul, problemi 'gökyüzüne yükselerek' aşmaya çalışıyor. 181 metreyle uzun süre Türkiye'nin en yüksek binası olan İş Bankası, unvanını 261 metrelik Sapphire'e kaptırdı. Bu yıl tamamlanması planlanan 'İstan-bul'un Elmas'ı ise 270 metreyle zirveye ulaşacak. Gökdelen inşa edilirken çevreye etkilerinin dikkate alınması önemli bir husus.

 
Resmi verilere göre 13 milyon nüfusa ulaşan İstanbul, dünyanın en fazla göç alan şehirlerinden. Birçok Avrupa ülkesinden daha fazla nüfusa sahip megakentin bir başından bir başına gitmek için 150 kilometre yol kat etmek gerekiyor. Mesken ihtiyacını karşılamak için sürekli yeni yerleşim alanları imara açılırken, eski yerleşim alanlarında ise binalar adeta gökyüzüne doğru büyüme gösteriyor.
 
Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği Başkanı Turgay Tanes, "Nüfusun sürekli artması, şehirlerde kullanılan sahaların azalması ve yatay yapılaşma için kullanılacak arsa fiyatlarının çok yüksek olması gibi sebeplerle yapılaşma yukarı doğru büyüme eğiliminde." diyor. Ancak dikey yapılanmanın sürdürülebilirlik açısından fırsatlar sunduğuna dikkat çeken Tanes, azalan ulaşım talebi, artan toplu taşıma imkânı ve şehrin yürünebilir ya da bisiklet kullanılabilir olmasının zehirli gaz salınımını azalttığına dikkat çekiyor.

Dünyada yirminci yüzyılda Amerika'nın önderliğinde başlayan yükselme yarışına Türkiye ancak yüzyılın sonlarına doğru katıldı. Amerika'daki 1885'te tasarlanan 10 katlı Home Insurance Building, gökdelenlerin ilki kabul ediliyor. Şimdilerde metreyle ölçülen binalar 400 metreleri aştı. İş Bankası'nın 181 metrelik kulesi uzun süre Türkiye'nin en yüksek binası olma unvanını elinde tuttu. 200 milyon dolara inşa edilen Sapphire 261 metreye ulaşarak bu unvanın yeni sahibi oldu. 2010'da tamamlanması beklenen Maslak'taki 53 katlı 'İstanbul'un Elmas'ı projesi 180 milyon dolar maliyetle 270 metreye ulaşacak. Yukarı doğru büyümekten başka çaresi kalmayan Levent-Maslak bölgesinde artık güneşi görmek mümkün olmayacak.
 
Yüksek binalarda kullanılan su ve enerji, zehirli gaz ve atık meydana getiriyor. Ayrıca bu binaların bakımı sırasında kullanılan kaynaklar da sayısız etki oluşturuyor. Yükselirken çevresel sürdürülebilirlik kavramının daha fazla önem kazandığına işaret eden Dernek Başkanı Turgay Tanes, tasarımcı mimar, mühendis ve yatırımcıların bunu göz ardı etmemelerini istiyor. Sürdürülebilir binalar üzerine yapılan çalışmalar sonucu, 'yeşil bina'larla çevreye olumsuz etkilerin azaltılması planlanıyor. Tanes, yeşil binaların hayati önem taşıdığı görüşünde:
"Türkiye'de de bu konuda bilinçlenme başlamıştır, hâlihazırda yeşil bina olarak sertifikalanmış binalarımız mevcuttur. Sektörün önemli bir gündem maddesi niteliğinde olan sürdürülebilirlik, yavaş yavaş bütün yatırımcıların da zihninde yerini bulmaktadır."

DÜNYA YÜKSELME YARIŞINI BIRAKTI, ÇEVRECİ BİNALARA YÖNELDİ
Avrupa'nın hiç girmediği gökyüzüne doğru büyüme yarışından Amerika da çekilmiş gibi gözüküyor. Yarış, başını Dubai'nin çektiği Körfez ülkeleri ile Uzakdoğu'da devam ediyor. Bu yıl içinde 200 metrenin üzerinde 100'den fazla bina tamamlanacak. Bunlardan en yükseği 450 metre ile Nanjing Greenland Financial Center olacak. Burj Dubai binasıyla birlikte insanoğlu yerden 828 metreye ulaşacak. Uzun süre de bunun üzerine kimse çıkamayacak. İleriki dönemlerde de hem krizin etkisi hem de bu yarışta doğal sınırlara ulaşılması sebebiyle yeni yapılacak yüksek bina sayısında ciddi düşüşler bekleniyor.
 
Türkiye'de yükselme talebinin ne kadar devam edeceğini kestirmek güç. Görünen o ki mimari, bir süre daha binaları yükseltmeyi tercih ettikten sonra çevreye uyumlu yeşil binalar yapmaya yönelecek. Yeşil binalara standartlar koyan dünya kriterlerini yerine getirenlere sertifika veriliyor. Amerika kökenli LEED (Enerji ve Çevre Dostu Tasarımda Liderlik) ve İngiliz kökenli BREEAM (Bina Araştırma Kuruluşu Çevresel Değerlendirme Metodu) en bilinenleri. Araştırmalar, çevreci binalarda işletme maliyetlerinin yüzde 8-10 arasında, bina ömrü boyunca enerji sarfiyatının da yüzde 40 azaldığını gösteriyor. Diğer taraftan dünyadaki çevreci binalara eğilim yüzünden binaların pazarlama şansı da artıyor.
 
Kaynak: SERKAN ŞAHİN, BAYRAM KAYA  / ZAMAN
  • Etiketler:

Yorum Yaz