İstanbul'un asıl sahibi İBB'dir!
Hasan Pulur bugünkü yazısında alt yapı sorunlarından sorumlu tutulan sadece belediyelerin ilk akla gelen kurum oldudile getiriyor
İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş haklı, “gökten taş düşse bizden biliyorlar” demiş...
Doğru, hem de dosdoğru, belediyeler “aspirin” gibidirler.
O da ne demek?
Şu demek!
Başınız ağrırsa ne yaparsınız, aklınıza önce ne gelir?
Aspirin!
Oysa başağrısı için o kadar ilaç var ki!
Ama ille de aspirin!
İstanbul'da İSKİ var, TEDAŞ var, Karayolları var, TOKİ var, günlük hayatımıza ortak olan nice kurum var ama, belediye ilk akla gelen, daimi hedef!
Su akmıyor, belediye nerede, elektrik kesik, belediye nerede, çevre yolunda arıza var, ah belediye vah belediye, hele trafik!
Hepsinin başı belediye!
İlkokulda öğretirlerdi:
“Bir şehrin asıl sahibi belediyelerdir.”
Şehrin sahibine uygun olmak var.
Yalnız şikâyet etmek değil.
Bizim, sizin, çok kişinin anılarında “tek bir tünel” vardır. O da Beyoğlu'nu Karaköy'e bağlayan tünel, anneler, babalar, öğretmenler, çocukları tüneli öğrensinler, diye götürürlerdi...
Doğrusu çok da hoşumuza giderdi, hele yukarıdan aşağıya inişi...
Şimdi İstanbul'un tünelleri hakkında bir bilginiz var mı?
Dolmabahçe'den girin, Feriköy'e uğrayıp, Kâğıthane'den çıkın...
Böyle bir tünelden haberiniz var mı, kaçımız sahipleniyoruz?
Hele “metrobüs”, İstanbul'un tarihinde çok büyük ve önemli kilometre taşı, kim farkında, biz ne zaman geçsek bomboş, sanki terk edilmiş gibi...
Belki tesadüf!
Sayın Topbaş haklı, “Gökten taş düşse, bizden biliyorlar!” demiş...
O lafın bir başkası da vardır:
“Muhallebiden taş çıksa, dişini kırsa bizden bilinir!”
Evet, Sayın Topbaş, doğru söylüyor ama, geçenlerde Avcılar'da metrobüs için yapılan bir köprü çöktü, televizyonlardan birlikte seyrettik.
O çöken köprü var ya, kim bilir kimlerin aklına neler getirdi:
“Yahu biz geçerken tünel çökmesin!”
Böyle bir şeyi nasıl düşünebilirler?
Düşünürler, insanoğlu bu!
Yasalar karşısında her yer, her insan eşittir, aynı yasayla yönetilir.
Yani Kadıköy'de başka yasa, Şişli'de başka yasa, Eyüp'te başka yasa uygulanmaz. Eyüp'te meyhane açılmaz.
Meyhane açılmaz ama, Eyüp'te içki içilir.
Bazı bakkalların, manavların, aşçıların arka tezgâhlarında içki içilirmiş, içenler söylerdi, hem de 30, 50 yıl önde...
Anlatırlardı, Orhan Peksayar'a sormalı.
Onun için Eyüp'te içki yasağı yeni bir şey değil!
O zaman yasaklamak bazılarına tuhaf gelirdi, devir değişti şimdi yasaklamamak...
Hasan Pulur / Milliyet
Yorum Yaz