İtalyan Il Sole 24 Ore, RE/MAX Türkiye ile İstanbul’un gayrimenkul piyasasını değerlendirdi!

Singapur Turkey Investment Company'nin tahminlerine de yer verilen haberde tahminlere göre 2013 yılında İstanbul'daki gayrimenkul projeleri için beş milyar dolar harcanacağı öngörülüyor dendi. Habere göre; Türk gayrimenkul sektörünün 2013 yılında %4 ile %5 arasında büyüme göstermesi, ortalama 450.000 bin evin satılması ve sektör büyüklüğünün 170 milyar dolara (127,6 milyar Euro) ulaşması bekleniyor. Gayrimenkul analistlerinin tespitlerine göre fiyatlar 2012 de son beş yılda olduğu gibi en az yüzde on artış gösterdi. Yeni yönetim merkezlerinin haricinde finans merkezlerinin bulunduğu gökdelenler bu gelişimin gözle görülür göstergelerinden bir tanesi. Şehrin yapısı son yıllarda inşa edilen yüksek binalar sayesinde değişiyor. 

 

IL SOLE 24 ORE'nin haberinde bazı ilginç istatistik ve oranlara yer verilirken RE/MAX Türkiye Pazarlama Direktörü Gökhan Karahan'ın açıklamaları da ilgi gördü. Haberde “Marmara Denizi'nden görülebilen vinçlerin sayısından ve Gayri Safi Milli Hasıla verilerinden de anlaşılabileceği üzere inşaat sektörünün öncülüğünü yaptığı ekonomik büyüme Türkiye Başbakanı Erdoğan'ın başarılarından bir tanesi. Gayri Safi Milli Hasıladaki büyümenin %8 den %4 e düşmüş olmasına rağmen sektörün uzmanları sektördeki büyümenin sona ermeyeceğini düşünüyorlar” yorumunda bulunuldu ve Türkiye Pazarlama Direktörü Gökhan Karahan'ın görüşlerine yer verildi. Karahan, gazeteye verdiği görüşte şu değerlendirmede bulundu. ”Gayrimenkul sektörü negatif konjonktürde bile büyüdü ve büyümeye devam edecek, gayrimenkule yatırım yapma düşüncesi geleneksel olarak Türkler arasında yaygın ayrıca yabancıların gayrimenkul satın almasını kolaylaştıran mevzuat değişikliklerinden sonra Körfez ülkeleri de dahil olmak üzere yabancı ilgisi de gittikçe artıyor” 

 

IL SOLE 24 ORE'nin haberi şöyle devam ediyor, “Son yapılan araştırmalara göre şehrin merkezi yerlerindeki gayrimenkul projelerinde orta gelir düzeyine mensup kişilerin yaşadığı, şehrin kenar bölgelerindeki inşaat faaliyetlerini biraz azalttığı görülüyor. Şehrin bu bölgelerinde metre kare başına fiyatlar 800 ile 1600 Euro arasında değişiyor. Lüks semtler, piyasanın kalbinin attığı yerleri oluşturuyor. Lüks semtlerdeki fiyatlar son on yılda altı kat arttı, fiyatların gelecekte de artması öngörülüyor." 

 

 

İstanbul'daki yüksek iş potansiyelinin yanı sıra şehirdeki Osmanlı ve Bizans dönemine ait tarihi eserler, şehrin kozmopolit yapısı, bundan dolayı farklı ülkelerinin mutfağını yansıtan birçok restoranın şehirde bulunması ve Avrupa'daki başkentlerle boy ölçüşebilecek bir gece hayatının bulunması şehrin gayrimenkul açısından yüksek bir potansiyelinin olmasını sağlıyor. Şehirdeki trafik yoğunluğu ve bundan dolayı şehrin iki yanı arasıdaki geçişlerin zor olması nedeniyle lüks semtlerin çoğunluğu Avrupa yakasında bulunuyor. Yabancılar tarafından en fazla rağbet gören bölgelere baktığımızda büyükelçiliklerin ve farklı tarihi binaların bulunduğu Beyoğlu semtinin öne çıktığını görüyoruz. Fiyatların, binanın deniz görüp görmemesine bağlı olarak değişmesi nedeniyle bu semt için ortalama fiyat tahmininde bulunmak zor. RE/MAX tarafından hesaplanan ortalama fiyat metre kare başına 2239 Euro, bu rakam 6 bin Euro'ya kadar rahatlıkla çıkabiliyor üst sınırsa 7500 Euro. Bu semte komşu diğer bir semt olan Beşiktaş'ta ortalama fiyat biraz daha yüksek: metre kare başına 2281 Euro. Şehir merkezinden birkaç kilometre uzaklıkta bulunan Sarıyer'de fiyatlar daha düşük, bu semtte ortalama fiyat 2248 Euro, tavan fiyatsa belirtilen diğer semtlere göre daha düşük. Fiyatların nispeten düşük olduğu Asya yakasında bulunan Kadıköy semtindeyse ortalama fiyat 1770 Euro'ya kadar düşüyor. 

 

Gayrimenkul fiyatlarına % 3 komisyon, % 3 satın alma vergisi ve yaklaşık 600 Euro tutarındaki yasal masraflar ve kayıt masraflarının da eklenmesi gerekiyor. 

 

 

İstanbul'un en lüks semtleri yeniliklere öncü olmaya başladı. Beyoğlu'nun yakınında bulunan Nişantaşı'nda teknoloji ve mimarinin karışımı sayesinde park alanı özel tasarımlı buluşma noktasına dönüştü. Belediye'nin 250 araç kapasiteli bir otopark oluşturmak istemesiyle başlanan bu konseptin hayata geçirilmesinden önce yatırımcılar otomasyon sayesinde 1200 metre karelik bir alanın sadece üçte birinin kullanılabileceğini geri kalan alanın ofis gibi yatırımlar için değerlendirilebileceğini keşfetti. Bu şekilde 276 aracın park edilebileceği, araç kullanıcısının park alanına gelmeden aracını bırakmak suretiyle büyük camlardan oluşan ve mimarlar tarafından tasarlanmış bir alana ulaşabileceği bir konsept geliştirildi. İş dünyasının merkezinde uygulanan bu konsept kısa bir süre içerisinde buluşma ve randevu noktalarından birisi haline geldi. Bu proje gayrimenkul sektöründe inovasyonun müşterilere daha iyi hizmet vermek ve daha fazla kar ve gelir etmek için nasıl kullanılabileceğinin Türkiye'de uygulanan güzel bir örneği olarak nitelendirilebilir.