Jülide Ateş ve Emre İskeçeli Yeniköy’de yalıda yaşıyor!
Sunucu Jülide Ateş ve gazeteci eşi Emre İskeçeli’nin, oğulları Ali’yle yaşadıkları Yeniköy’deki bu yalı dairesi, konumu ve bahçesiyle çok etkileyici
Sunucu Jülide Ateş ve gazeteci eşi Emre İskeçeli'nin, oğulları Ali'yle yaşadıkları Yeniköy'deki bu yalı dairesi, konumu ve bahçesiyle çok etkileyici.
Boğaz'da her an değişim gösteren manzara, çift için burayı vazgeçilmez kılmış. Çift, InStyle Home dergisine evinin kapılarını açtı.
Ilık ılık esen bir yaz gününün öğle saatlerinde, Yeniköy'de ikinci dereceden tarihi eser dairenin zilini çalıyoruz. Kapıyı ekranda sabahın çok erken saatlerinde görmeye alışık olduğumuz o gülen sempatik yüzüyle Jülide Ateş açıyor. Ateş, hafta içi her sabah Celal Pir'le saat 06.40'ta başlayıp 09.00'da biten ‘Bugün' adlı haber ve aktüalite programını sunuyor. Aslında bu saatler onun normalde uyku saatleriymiş... Ateş, “İşimden dolayı gün benim için 04.00'te başlıyor. Ocak ayından bu yana yarasa gibiyim. Şu sıralar evi otel gibi kullanıyorum anlayacağınız” diye esprili bir şekilde anlatmaya başlıyor, evinin salonunda çiçeklerinin yerini itinayla düzenlerken. Yakında TV programı sezon tatiline gireceği için de, eşi ve oğluyla yapmayı planladığı tatilin rotasından bahsediyor. Emre İskeçeli'nin de iş temposu yoğunluk olarak onunkinden farklı değilmiş. “Hepimize iyi gelecek bu tatil. Özellikle de Ali çok mutlu durumdan. Alaçatı, Monaco ve ardından Amerika'daki kız kardeşimi ziyaret etmek istiyoruz” diyor gözlerinin içi parlayarak.
“Ali için tekrar buraya taşındık”
Onu ilk kez 1990'da Türkiye Güzeli seçildiğinde tanımıştık. O günlerden bu yana fiziki güzelliğinden de, etrafına yaydığı pozitif enerjiden de bir şey kaybetmemiş Ateş. “MAC Kanyon'daki Orçun Hocam sağ olsun. Beni çok sıkı çalıştırıyor” diye açıklama getiriyor hemen konuya. Üzerinde rahat bir şalvar pantolon ve siyah askılı bir tişört var. Ekran önünde olmanın getirdiği ciddiyetin aksine, gündelik hayatta rahat kıyafetlere meraklı olduğunu söylüyor.
Yıllar önce alınan Yeniköy'deki bu yol yalısına yeniden taşınma işine en çok Ali sevinmiş. “Burası evlendiğimizde oturduğumuz ilk evimizdi. Ayrıca Ali'nin de doğduğu ev olarak bizim için önemli” diyor Ateş. Sonrasında Kemer Country ve Kanyon'da oturmuşlar. Çift, birkaç yıl önce buraya dönme kararı almış. “Çünkü Ali bu bahçeyi çok seviyordu. Onun Boğaz kıyısında büyümesi fikri de eşimle hoşumuza gidiyor” diyor. Hakikaten de dört katlı yalının filmlerdekine benzer kademeli yükselen, altı dönümlük, yemyeşil, büyük bir korusu var. “Burada oturan sekiz aile var. Hepsiyle ilişkiler harika. Artık kocaman bir aile olduk” diyerek Yeniköy'e dönmekten duyduğu memnuniyeti ifade ediyor. “Çalıştığım yere daha önce hiç bu kadar yakın oturmamıştım. Ne büyük bir lüksmüş bu meğer! Yedi dakikada kanala varıyorum” diye anlatmayı sürdürüyor
Boydan boya Boğaz manzaralı
150 metrekarelik daire iki oda, salon, mutfak ve banyodan oluşuyor. Çift, yatak odasını büyüterek, bir bölümünü çalışma ve giyinme odası yapmış. Ali'nin odası, mutfak ve salon Boğaz manzarasına hakimken, kendilerine ait yatak odası tamamen koruya bakıyor. Her sabah koridordan salona doğru yürürken, Boğaz'ın aldığı farklı rengi görmenin onu nasıl mutlu ettiğini söylüyor Ateş. “‘Acaba bugün ne renk?' diye düşünüyorum. Güne hep iyi ve enerjik başlamamı sağlıyor bu manzara. Hava durumuna göre değişen Boğaz, bazen gümüşi, bazen turkuaz veya koyu lacivert oluyor” diyor. Buranın yoğun deniz trafiğini seyretmek hoşuna gidiyor. Tıpkı canlı yayın gibi izliyor. Bazen geçen dev bir tankerin salon camını boydan boya nasıl kapladığını anlatıyor coşkuyla.
Dömi-klasik tarzda dekore edilen eve gelince... Buradaki çoğu mobilya ve aksesuarın daha önceki evlerine göre tasarlandığından bahsediyor. İleride birkaç değişiklik yapmak istiyor. Salondaki koyu kahverengi L kadife oturma grubu, aynalı büfe ve ahşap yemek odası takımı, mimar Eda Demir tarafından yıllar önce Kanyon'daki eve göre yapılmış. Yerdeyse, vakti zamanında Amerika'daki ABC Carpet&Home'dan alınan desenli halılar serili. Krem rengi salon duvarlarında ressam Ergin İnan ve Hüsamettin Koçan'ın tabloları asılı. Salonun bir köşesinde özel olarak yaptırdığı küfeki taşından Selçuklu şömine var. “Eve ilk girdiğimde buraya tam da böyle bir şömine hayal etmiştim” diye anlatıyor Ateş. İlk fırsatta oğlunun odasında değişiklik yapmak zorunda olduklarından bahsediyor. “Ali şimdi dokuz yaşında. Doğal olarak odasında da artık kendi zevkine göre değişiklikler yapmak istediğinden bahsetti. Eve taşındığımızda çok severek kaplattığım mavi romantik duvar kağıtlarına yakında veda edecekmişiz gibi gözüküyor” diye neşeyle anlatıyor Ateş.
Evde en çok kekten yayılan vanilya kokusunu seviyormuş. Eşiyle evliliklerinin ilk yıllarında mutfaktan hiç çıkmadıklarından, sık sık kek, pasta, hamur işi, tatlı denemeleri yaptıklarından bahsediyor. “O kadar çok kilo almıştık ki, şaşırırdınız! Bizim evde beş çayları çok önemlidir. Yeniköy'deki Paşa Fırın hayat kurtarıcımız şimdilerde” dedikten sonra “Hadi hemen bahçeye” diye seslenerek yardımcısı Sakine Hanım'a beş çayı için hazırlıkların ne durumda olduğunu soruyor.
Salondaki koyu kahverengi L kadife oturma grubu, aynalı büfe ve ahşap yemek odası takımı, mimar Eda Demir tarafından yıllar önce Kanyon'daki eve göre yapılmış. Yerdeyse, vakti zamanında Amerika'daki ABC Carpet&Home'dan alınan desenli halılar serili. Krem rengi salon duvarlarında ressam Ergin İnan ve Hüsamettin Koçan'ın tabloları asılı. Salonun bir köşesinde özel olarak yaptırdığı küfeki taşından Selçuklu şömine var.
Milliyet
Yorum Yaz