Kadir Topbaş Ekümenepolis'i izlemeye gitmiyor!
Sayın Topbaş'a açık davet' başlıklı yazımda, 4 Mayıs'ta (yarın) vizyona girecek İstanbul belgeseli Ekümenopolis'i birlikte izlemek üzere sinemaya davet etmiştim İBB Başkanı Kadir Topbaş'ı
Sayın Topbaş'a açık davet' başlıklı yazımda, 4 Mayıs'ta (yarın) vizyona girecek İstanbul belgeseli Ekümenopolis'i birlikte izlemek üzere sinemaya davet etmiştim İBB Başkanı Kadir Topbaş'ı. Ha bugün ha yarın cevap umarak telefon elde dolaşıyorum. Derken dün aradı Başkan'ın makamı; 'Kendisi konuşacak' denilince eyvah! dedim kesin gelmiyor - yolladım evrene negatifi kazayla! Nitekim; İstanbul'un sorunları, gelişmeler, metrobüs reklam filminin kaldırılışı, evet tabii ki gerçeğe daha uygun yapılmalıydısı, hizmete açılan alt geçit sayısı (251), dikilen ağaç sayısı (2 milyon 700 + 50 bin erguvan), eski Türk filmlerinde Boğaz'ın kel kel görünen yerlerinin bugün nasıl yeşillendiği, Başkan'ın İstanbul'un 1 milyon olduğu zamanlardan bu yana İstanbul'u yaşadığı, bugüne kadar bu şehre tam 46 katrilyon yatırım yaptıkları gibi konular hakkında uzun uzun bilgilendikten sonra sadede geldik... Geldik diyorum da Başkan turbo! 20 dk boyunca araya girip gık bile diyemedim. Ee, üüü, kk EKÜMENOPOLİS dedim sonunda! 'Biliyorum filmi' dedi Başkan, sakin. 'Detaylı bilgim var, içeriğinde konuşan uzmanlar da çalışmalarını görüşlerini bildiğim temas ettiğim kişiler' (e, şahane işte gel gidelim şu filme Sayın Başkan!) Nuh diyor Peygamber demiyor, 'Mevlana'nın bir sözü var' diyor... Ve başlıyor düşünmeye Başkan. Hah tam lafı sinemaya getirme zamanı diyorum ama gene benden çevik Başkan; 'Gül düşünürsen gülistan, diken düşünürsen dikenlik bulursun' diyor bir nefeste. 'Onun için ben gül düşünürüm' diye de ekliyor. Anlayana sivri sinek saz adlı bu cevabın üstüne yenilginin kesif kokusu doluyor burnuma. Gülistanda bile diken düşünürüm ben, huyum öyle Sayın Başkan. Geliyor musunuz sinemaya, onu deyiverin hele... Yok. İmkanı yok gelmiyor Başkan; 'İstanbul'un işleri bitse ben de isterim eşimi alıp sinemaya, tiyatroya gideyim, kafelerde oturayım' diyor... Ah be Başkan, sizin de işiniz zor!
REDDEDİLDİM AMA DEĞDİ
Bir erkek tarafından reddedilen ilk sinema teklifim bu benim. Telefonu kapatıp Halil Sezai açasım var. Ama kuyruğu dik tutmak adettendir bu gibi durumlarda. Kıvrak bir manevrayla gözyaşlarımı geçiştirip (toz kaçtı toz...), eşiyle en son ne zaman sinemaya gittiğini soruyorum Başkan'a; '...iki yıl vardır'. Eh, iki yılın üstüne gide gide benimle gitmek olmaz tabii şimdi sinemaya! 'Tiyatro'ya ne zaman gittiniz en son peki?' Başkan kül yutar mı, 'Şehir Tiyatroları'na getirme bak şimdi konuyu' Yok Sayın Başkan, öylesine (tabii tabii)! Alıyor bir düşünce gene Başkan'ı; 'bir yıl olmuştur, bir sezon açılışına gitmiştik' Şehir Tiyatroları mı, Sayın Başkan? Evet, Şehir Tiyatroları'ymış. Basın danışmanı Ahmet Faruk Yanardağ'dan öğreniyorum detayı; eşiyle son izlediği film 'Babam ve Oğlum', gittikleri son oyun 'Yaşar Ne Yaşar Ne yaşamaz'... Sağlık olsun Sayın Başkan. Ben yarın gidip izleyeceğim Majestik sinemasında Ekümenopolis'i. Adres belli sayın İstanbul, haydi Majestik'e! Bu film çok önemli çok.
Artist'ik notlar
Bir İstanbul hikayesi, 'Ekümenopolis: Ucu Olmayan Şehir', bugün 18:10'da Artİst'te, sayın merakla bekleyen. 'Ekolojik eşikleri aştınız. Nüfus eşiklerini aştınız. Ekonomik eşikleri aştınız. Peki, nereye gidecek bunun sonu?' diye soran bu belgesel filmi enine boyuna konuşacağız canlı yayında. Artİst'inizi açmayı unutmayınız.
Sevim Gözay/Akşam
Yorum Yaz