Kazanç vergisine dahil değil!
Halk arasında kullanılan bir söz vardır, bilirsiniz: 'Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?' Vergi sistemimizde bu sözü akıllara getirebilecek bazı durumlarla karşılaşmak mümkün
Halk arasında kullanılan bir söz vardır, bilirsiniz: 'Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?' Vergi sistemimizde bu sözü akıllara getirebilecek bazı durumlarla karşılaşmak mümkün. 5 Mayıs 2012 tarihli Resmi Gazete'de 6 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği yayınlandı. Tebliğde açıklanan konulardan birisi de, yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanan kazançlarda istisnayla ilgili. Tebliğde uygulamadaki duraksamaları gidermek amacıyla 'teknik hizmetler' kavramı açıklanıyor. Buna göre;
Teknik hizmetler esas itibarıyla inşaat, onarım ve montaj işleriyle ilgili olarak yürütülen planlama, projelendirme, mimarlık ve mühendislik, etüt, fizibilite, harita tasarım, metraj, keşif, idari ve teknik şartname ile ihale dosyası hazırlama, ihale değerlendirme, mesleki kontrollük, inşaat kontrollüğü, tasarım kontrollüğü, işletmeye alma danışmanlığı, proje ve yatırım yönetimi ve benzeri hizmetleri kapsamaktadır.'
Bu yönüyle açıklayıcı ve yararlı olan tebliğ ile ilgili olarak asıl üzerinde durmak istediğimiz konu başka...
KAZANÇ GETİRİLMEZSE
Yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanan kazanç veya hasılat Kurumlar Vergisi'nden istisna edilmiş durumda. Yani, bu şekilde elde edilen kazanç için Türkiye'de vergi ödenmesi gerekmiyor.
İstisna uygulamasında, yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanan kazançların Türkiye'ye getirilmesi şart değil. Bu kazançlar, Türkiye'ye getirilmese bile istisna uygulamasına konu edilebiliyor.
KAZANÇ GETİRİLİRSE
Türkiye'ye getirilmesi gerekmeyen kazanç Türkiye'ye getirildiğinde kur farkı geliri ortaya çıkabiliyor. Tebliğde bu konu iki durum dikkate alınarak açıklanmış. Tebliğin, 'Yurtdışında tamamlanmış işlere ilişkin kazançların Türkiye'ye getirilmesi halinde kur farklarının durumu' başlıklı kısmının altında şu açıklama yer alıyor:
'İstisna uygulamasına konu olan ve yurtdışında yapılıp tamamlanan işlerden doğan kazancın Türkiye'ye getirilmesi halinde, söz konusu yabancı paraların değerlemesinden kaynaklanan kur farklarının istisna kazançla ilişkilendirilmesi mümkün değildir.'
Tebliğin 'Yurtdışında devam etmekte olan işlere ilişkin hasılatın Türkiye'ye getirilmesi halinde kur farklarının durumu' başlıklı kısmındaki açıklama ise şu şekilde:
'Yurtdışında yapılmakta olan işlerden elde edilen hasılatın Türkiye'ye döviz olarak getirilmesi halinde, anılan işlerin tamamlandığı geçici vergilendirme dönemine kadar söz konusu yabancı paraların değerlemesinden kaynaklanan kur farkları istisna kapsamında değerlendirilebilecektir.
Bununla birlikte söz konusu uygulamada yurtdışında gerçekleştirilen her bir işin bağımsız olarak değerlendirileceği tabiidir.'
Tebliğdeki açıklamalar dikkatle incelendiğinde; istisnadan yararlananların kur farkı dolayısıyla vergi ödemekten kurtulmak için önlerinde iki seçenek var: Ya işi tamamlanmamış gibi gösterecekler ya da kazancı Türkiye'ye getirmeyecekler.
KANUN DEĞİŞMELİ
Yurtdışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanan kazancın Kurumlar Vergisi'nden istisna edilmesi son derece doğru bir iş. Ancak, istisnadan yararlanmak için kazancın Türkiye'ye getirilmesinin gerekmemesini anlamakta zorluk çekiyoruz. Ülkemizde cari açık nedeniyle ciddi bir döviz ihtiyacı çekilirken istisnanın bu haliyle uygulanması ne işe yarıyor? Bir yerlerden yüklü bir döviz girişi oldu da bizim mi haberimiz yok?
Bu konuda yapılması gerekenlerden ilki; istisnadan yararlanmak için bu işlerden elde edilen kazancın Türkiye'ye döviz olarak getirilmesinin şart koşulması. Böylelikle döviz ihtiyacının giderilmesine katkı sağlanmış olur. İkinci olarak da bu şekilde getirilen döviz dolayısıyla ortaya çıkan kur farkının da istisna kapsamında değerlendirilmesi. Ülkemizin ekonomik gerçekleri bu istisnanın önerdiğimiz şekilde revize edilmesini gerektiriyor.
Boşaltma taahhüdünün geçerliliği
Kira sözleşmelerinde kimi zaman, talep halinde kiralanan şeyin boşaltılacağına ilişkin taahhütname alınabiliyor. Kiracılar da çoğunlukla çaresizlikten bu yönde bir taahhüt içeren sözleşmeleri imzalamak zorunda kalıyor.
Bu tür taahhütnamelerde tarih son derece önemli. Yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre; kira sözleşmesinden önceki bir tarihte imzalanan boşaltma taahhütleri geçersiz.
Yabancı uyruklu çalışanın emeklilik şartları
Gürcistan uyruklu bir hasta bakıcıyım. Türkiye'de çalışma izinli ve sigortalı olarak çalışmaktayım. Sigortalı olarak 1170 gün çalışmışım. Emekliliği hak etmek için 58 yaşında bir kadın olarak daha kaç iş günü çalışmalıyım? Nana
Türkiye'de ilk defa sigortalı olduğunuz tarihi belirtmemişsiniz. Zira emeklilik şartlarınız açısından belirleyici unsur, sigorta başlangıç tarihiniz.
Türkiye'de ilk defa 08.09.1999 tarihinden önce sigortalı olduysanız; emeklilik için 15 yıllık sigortalılık süresi, 3600 prim günü ve 58 yaş şartlarına tabisiniz. Prim gününüzü 3600 güne tamamladığınızda emekliliğe hak kazanırsınız.
Türkiye'de ilk defa 08.09.1999 tarihinden sonra sigortalı olduysanız; iki şekilde emekli olmanız mümkün. Ya prim gününüzü 7000 güne tamamlamanız veya 25 yıllık sigortalılık süresini doldurmanız ve 4500 gün prim ödemiş olmanız gerekiyor.
Akşam
Yorum Yaz