Kentler farklı mimariye bürünüyor!
Neşecan Çekici bugünkü yazısında konut mimarisinin farklı şekiller aldığını, bunları oluştururken de kent oluşturma sorumluluğunda bulunuduğunu belirtiyor
"Sadece proje mimarı değil, kent mimarı olmak ağır bir sorumluluk..." Gayrimenkul piyasasının son yıllardaki dinamizmi esnasında birçok proje üretildi.
Özellikle konut sektöründe yüzlerce konsept oluşturuldu. Genelde apartman tarzında geliştirilmiş rutin görüntülere alışan konut alıcıları, son yıllarda farklı çizgi ve görüntüdeki konseptlerle karşılaşmaya başladı..
Projeler farklı özellikler ve duruşlar sergilemek adına birbirleriyle yarışıyorlar...
Tüketiciler; mekân, sosyal donatı, renkler, cephe kompozisyonları çeşitliliği ile tanıştılar.
Geliştirme yapılan konut alanlarında gerek yabancı, gerekse Türk mimarlarının tasarımları hayat buldu.
Arsa üzerinde yükselecek yaşam mekânları için çoğu kez mimari yarışmalar düzenlendi. Özellikle İstanbul'da, şehrin siluetini değiştiren iddialı mimari çizgiler oluştu. Projelerin mimari özellikleri hakkında uzmanlarca farklı kritikler yapıldı, yapılmaya devam ediyor...
OLUMSUZLUKLAR VAR
Ticari kaygılar bazı projelerde maalesef kötü sonuçlar ortaya çıkardı.
Şehirlerimiz zaten planlama harici gelişiyorken, bir de yüksek kâr elde etme güdüsüyle ortaya çıkan bazı projeler birtakım olumsuzlukları da beraberinde getirdi.
Farklılaşmak adına zorlama yaşam alanları oluşturuldu.
Firmanın kimliğine, bölgenin özelliklerine, hedef kitlenin profiline uygun olmayan yerleşkeler oluştu birtakım yerlerde...
Bazı projelerde ne yazık ki arsa, çevre, yönetmelik gibi mimari tasarımı etkileyen veriler üzerinde pek fazla durulmadı.
Bazılarında mekân planlanmasına itina gösterilmedi. Fonksiyonel olmayan, kullanım esnasında zorluklar ortaya çıkaran üniteler doğdu. Doğal doku ve çevreyle uyumlu olmayan yapay ortamlar bazen kötü görüntülere neden oldu.
En önemlisi bazı konut projelerinde tüm bu daireleri kullanacak ve o ortamlarda yaşayacak insanların psikolojik etkilenimleri üzerinde geliştirme aşamalarında yeterince çalışılmadı.
Birçok geliştirici firma ve başarılı mimarımız ise, "mimar kimliği ve kreatif doğası"na uygun, aklı başında ve takdir gören çizimler yaptılar.
"Tüketmenin" çok kolay olduğu ülkemizde esprili, kişilikli ve kimlikli bir yapı kültürü oluşturmak adına birçok gurur verici çalışmanın ortaya çıktığı da yadsınamaz.
OPTİMUM ÇÖZÜM
Sanatsal yaklaşım, üretim koşulları, politik çevre, yasal kısıtlar ve kullanıcı davranışlarının ortak ve optimum çözümünü de bulmak çok kolay değil. Bu zorlukları aşarak, kafa yorarak ortaya çıkarılan mimari çizimler de her zaman benimseniyor ve ilgili herkes tarafından hak ettiği yere konuluyor.
Arsa, arsa sahibi, geliştirici firma, imar mevzuatı dörtgeninde, sadece en yüksek getiriyi sağlayan projeyi üretmek yeterli değil; Türk yapı kültürüyle ve sosyolojisiyle birleştirmek en doğru yaklaşım...Yüzlerce yıl ayakta kalacak ve şehri şekillendirecek mimari çizgiler tasarlamanın bir yandan da sosyal sorumluluk olduğunu unutmamak gerek... Ticari kaygılar; mimari uyum, estetik, şehirlerin kültürel ve tarihi dokularının korunması önceliklerinin önüne geçmemeli kuşkusuz...
Bizden sonraki nesillere eser niteliğinde, yaşanabilir yapılar bırakan ve bırakacak olan sorumluluk sahibi tüm mimarlarımıza teşekkür ve saygılarımızla...
Neşecan Çekici / Habertürk Emlak
Yorum Yaz