Konut fiyatlarında artış sürecek mi?
Döviz kurundaki artış ve yükselen üretim maliyetleri, birçok sektör gibi inşaatı da etkiliyor.
Sektör girdilerinde yaşanan yüzde 16 düzeyindeki maliyet artışı, konut satış fiyatlarına da yansımış durumda. KONUTDER Başkanı Ömer Faruk Çelik, "Döviz kurunun bu seviyede kalması, konut satış fiyatlarına yüzde 10-15 arasında etki edecektir" diye konuşuyor.
Peki konut piyasasındaki fiyat hareketliliği daha ne kadar sürecek? Tüketici iştahı ne düzeyde? Bu dönemi fırsata çevirmek mümkün mü? Türkiye'nin her yıl 500-600 bin yeni konuta ihtiyaç duyduğunu belirten Çelik'e göre özellikle yatırım amaçlı alımlar için iyi bir fırsat dönemi başlamış durumda. Merak edilenleri KONUTDER Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk Çelik, Capital dergisine anlattı.
Son dönemde kurdaki artış, konut pazarını nasıl etkiliyor?
Kurdaki artış, öncelikli olarak inşaat maliyetlerini etkiliyor. Dövize endeksli olan seramik, demir, çimento gibi sektörler kurdan etkilendiği için döviz arttığı takdirde fiyatlara da yansıyor. Bir müddet sonra ise enerji bağımlılığı olan sanayilerde fiyatlar artıyor. Bunlara bağlı olarak da inşaat sektöründeki maliyetler ciddi bir şekilde yükseliyor.
Döviz artışına bağlı olarak inşaat sektöründe yüzde 15-16 gibi bir artış yaşanıyor. Döviz artışlarının devam ederek maliyetlerin artması, konut satış fiyatlarını baskı altına alıyor. Bu durum konut fiyatlarına yansıdığı için konut almak isteyen yatırımcıları da zora sokmuş oluyor. Döviz kurunun bu seviyede kalması konut satış fiyatlarına yüzde 10-15 arasında etki edecektir.
Son verilere göre TÜİK Konut Fiyat Endeksi nasıl değişti?
Konut fiyatlarında 2015 yılında yüzde 18 seviyesinde bir artış yaşanırken 2016 yılında yüzde 6 oranında bir artış görüldü. Konut fiyat artışlarında yavaşlama yaşanırken satış adetlerinde ise yüzde 2 oranında bir büyüme sağlandı.
Türkiye'deki konut arzı yıllık nedir? Arz-talep dengesi sağlıklı mı?
Türkiye'de nüfus artışına baktığımızda aile yapımız küçülüyor. Eskiden evlerde büyükanneler-büyükbabalar bir arada yaşardı. Şimdi ise ev halkında bir küçülme görülüyor. Nüfus artışı ise devam ediyor. Bu durumda her yıl Türkiye'de 500-600 bin yeni konut ihtiyacı doğuyor.
Kurdaki artış, tüketicinin alım gücünü nasıl etkiliyor?
Döviz artışlarına bağlı olarak maliyetler yüzde 16 civarında artarsa konut fiyatları da bundan etkilenerek yüzde 10-15 oranında artacaktır. Bu durum konut alıcılarının konutu daha yüksek fiyata almasına yol açacağı için ödeme konusunda zorlanmalar yaşanabilir.
Bazı bölgelerde fiyat düşüşleri de var. Bunun ardındaki dinamikler neler?
Konut piyasasının genel ortalamasına baktığımızda fiyatlar, özellikle İstanbul'da yüzde 6 oranında artıyor. Fiyatlarda bir düşüş gözlenmiyor. Ancak lokasyon olarak baktığımızda bazı bölgelerde arz talep dengesine göre fiyatlarda bir miktar düzeltme olması kaçınılmazdır. Bu durum fiyatların düştüğü anlamına gelmez, konut stokları olan firmaların güdüleriyle olur.
Kiralamalardaki düşüşün nedenine baktığımızda iki tip konut alıcısı olduğunu görüyoruz. Bir kısmı oturmak için, bir kısım ise yatırım için konut sahibi oluyor. Yatırım amaçlı alınan konutlar ise gelir seviyesi orta ve az olanlara kiralanıyor. Yatırım için konut sahibi olanlar, bu dönemde yatırım enstrümanları çok arttığı için evini bir an önce kiraya vermek istiyor. Rekabet dolayısıyla da kiralarda düşüş yaşanıyor, ancak bu düşüşün uzun vadeli olacağı düşünülemez.
Özellikle hangi bölgelerde düşüş izleniyor? Bu düşüş daha ne kadar sürecektir?
Konut artışının fazla, talebin az olduğu bölgelerde yaşanıyor. Bazı bölgelerde farklı dinamiklerden dolayı konut satış fiyatlarında düşüş görülebilir, ancak istikrarlı ve belli bir seviyede düşüş beklemek doğru olmayacaktır.
Peki bu dönemi fırsata çevirmek mümkün mü? Tüketici nasıl bir strateji izleyebilir?
Aslında her dönemi fırsata çevirmek mümkündür. Ticaret ve ekonominin genel bir kuralı vardır. Piyasalarda her zaman yüzde 20'lik kesimin işleri iyi, yüzde 20'lik kesimin ise kötüdür. Aradaki yüzde 60'lık kesim ise piyasayı belirler. Bu nedenle her zaman bir fırsat oluşturulabilir. Örnek vermek gerekirse bir tüketici oturmak için ev arıyorsa ve bütçesi için uygun şartlarda ev buluyorsa onun için fırsat dönemidir. Herkes fırsat dönemini kendi oluşturur. Döviz birikimi olan ve yatırım yapmak isteyenler ise her dönem için kazançlı bir yatırım aracı olan gayrimenkule yönelebilir. Döviz ve altın birikimlerinden kazanç elde ettiğini düşünenler gayrimenkul yatırımıyla ikinci bir fırsat yakalamış olur. Sektör açısından baktığımızda kurun dengelenmesi gerekiyor. Stabil bir fiyat oluşması sektör açısından daha sağlıklı olacaktır.
Bu dönemde satın alma planlayan tüketiciye önerileriniz neler?
Döviz ve altın yatırımı olanların bu dönemde gayrimenkule yönelmesini öneririm. Aylık ödemeler makul ise bu fırsat dönemini kaçırmasınlar. Fiyatlar her halükarda artacağı için fırsat bugündür. Eğer dövizde uluslararası bir hareket yaşanmazsa bu yılın zirvedeki yatırım aracı gayrimenkul olabilir.
Markalı konut tarafında nasıl bir hareketlilik var?
Markalı konut projelerinin sektöre yön verdiği bir döneme girdik. Özellikle 2002 yılından bu yana milli gelirden artan paylar nedeniyle herkesin gelir seviyesi de değişti. Statüsü ve gelir seviyesi değişen tüketiciler ise markalı projeleri tercih ettiler. Bu sürecin bir süre daha devam edeceğini öngörüyoruz. Oyuncular arasında farklılık olabilir ancak markalı konutlar sektördeki pazar payını bir süre daha büyütmeye devam eder.
Bu yıla dair öngörüleriniz neler? Sektör yılı nasıl kapatır?
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre Türkiye genelinde 2015 yılında 1 milyon 289 bin, 2016 yılında ise 1 milyon 341 bin konut satışı gerçekleşmiş görünüyor. Bu oran doğrultusunda 2016 yılında konut satışlarının yüzde 4 düzeyinde arttığını söyleyebiliriz. 2015 yılında yaptığımız öngörülerde, 2016 yılında gayrimenkul sektörünün yatay geçeceğini ve pazarda yüzde 3-5 arasında bir büyüme yaşanacağını belirtmiştik. Tahminlerimiz gerçekleşti. 2017 yılında da yüzde 3-5 arasında bir büyüme olacağını öngördük. Ancak hükümetimizin yaptığı vergi düzenlemeleriyle konut alıcıları için teşvik arttı. Bu durumda 2017 yılına dair büyümenin yüzde 5-6 civarına ulaşması da mümkün olacaktır.
Yorum Yaz