maritbet girişmaritbet
Kriz, 2010 yılının ilk yarısına kadar sürecek?

Kriz, 2010 yılının ilk yarısına kadar sürecek?

Krizde ev sahibi olmak mantıklı mı? En değerli semtler nereleri? Yeni yerleşim bölgelerinin ilgi görmesinin sebebi ne? En merak edilen soruları İstanbul Emlak Odası Başkanı Sabri Ateş yanıtladı

Kaynak: Sabah Emlak

Bu kriz döneminde ev sahipleri yeni bir ev almayı düşünüyorlar mı?
Türkiye'de bir gerçek var. Türkiye'de %20 zengin, %80 de fakir var. Bu %20 Türkiye'nin gerçeği… Şimdi ne yapıyor bunlar? Örnek veriyorum; X firma Anadolu veya Avrupa yakasına insanların yaşamını kolaylaştıracak binalar hayata geçiriyorlar (residance gibi…) ve bunlar her zaman yüksek değerden alıcı ve kiracı bulabiliyor. Buna bir örnek olarak; Mecidiköy, Zencirlikuyu ve Maslak'ta yapılan yapılan yüksek katlı binalar gibi… Bunlar büyük paraları olan vatandaşlar tarafından rağbet görülüyor. Bunun sebebi ise, satın alan kişinin “nasıl olsa aldığım günden bu yana burası çok büyük prim yapacak” diye düşünmesidir. Böyle yerlerden bir daire alıp kiraya vererek devamlı kazanç sağlarlar. Türkiye'nin varolan % 20 zengini, rant getirecek her binada yerlerini alıp ve karlı olarak satarlar.

Ne zaman fiyatların artmaya başlayacağını düşünüyorsunuz?
Her zaman söylediğim bir şey var. Türkiye dönem dönem böyle sıkıntılı günler geçiriyor. Ama Türkiye'de ve dünyada ilk defa yaşanan bir olay değil bu geçmiş yıllarda da belli zaman aralıklarıyla meydana gelmişti. Şuan ki ekonomide ki istikrarsızlığın bizden değil dünyadan kaynaklandığını düşünüyor ve 2010 yılının ilk yarısına kadar mutlaka sürecek diyorum. Çünkü dünyadaki emlak sektörünü incelediğimizden bizden daha büyük sıkıntılar yaşandığını görüyoruz. Düşünün Amerika'da şuan da 500 dolara bir daire sahibi olabiliyorsunuz. Bakın fiyatlar ne kadar aşağı düştü hala da düşüyor.
 
Türkiye'deki vatandaşlarımız Amerika'dan ev almayı düşünüyor mu?
Tabii ki talep çok fazla... Aklınıza gelen çok ünlü sanatçılardan tutun normal vatandaşlarımız da dahil hepsi "Benim Amerika'dan da evim olsun" diyorlar.
 
Yurtdışında ki ev fiyatları tabana yayıldı mı?
Yayıldı. Çok ucuzladı. Şuan Türkiye'de siz 500 dolara gecekondu bulamazsınız. Ama Amerika'da 5000 dolar veya 10000 dolara çok güzel evler var.
 
Peki siz aldınız mı?
Hayır almadım. Ben çok milliyetçi bir adamım. Tatil yaparım ama almam. Zaten yurtdışına kaç kere gidebiliyoruz ki…
 
Evet ama 10 sene sonra değerlenebilir?
Bizim Türkiye'nin taşı toprağı zaten altın. Havası çok güzel… Bir günde 4 mevsimi yaşıyoruz. Onlar bize gelsinler.
 
Yurtdışından Türkiye'ye talep var mı peki?
Tabi ki. Çok büyük talep var.
 
Mesela İngilizler en çok yatırım yapan milletler arasında yer alıyor ama onlarda kredileri batırmış durumda… O nedenle yurtdışıyla ilgili piyasasının duracağını tahmin ediyoruz. Siz ne düşünüyorsunuz?
Zaten kendi vatandaşları Mortgage kredisiyle geçmiş yıllarda konut elde edebilme imkânı bulabilmişler. Kira öder gibi konut sahibi olmak yani “Mortgage” onlarla yüzyıllarca var. Bizde yeni başladı ama bir türlü hayata geçiremedik.
Türkiye genelini saran kriz ortamı emlakçıları da etkiledi mi? Krize rağmen ev değiştirmek isteyenler var mı?
Bu krizin iyi tarafları da oldu, kötü tarafları da… Her şeyden önce vatandaşların bir kısmı; "Nasılsa 2010 ile 2014 arası mutlaka deprem olacak deniliyor. O zaman bende ev değiştir miyim bu senede geçiştireyim" diyor. Evlerinin sağlamlığına güvenmeyenlerin çoğu ise yeni yerleşim bölgelerine doğru gittiler. Özellikle de kirası pahalı olanlar bu yolu tercih etti. Bir kısmı da; Aynı evde oturmak isteyenler kiralarından indirim istediler. Mal sahipleri de “Eğer ben indirim yapmazsam kiracı kaçacak ve yeni bir kiracı bulmakta zorlanacağım” diye düşündü ve kabul etti.
 
Canlılık olduğunu söyleyebilir miyiz?
Geçmişe şöyle baktığımız zaman gayrimenkul fiyatlarının astronomik bir şekilde ve milyon dolarlık düzeyde düzeldiğini görüyoruz. Devlet eliyle alt gelir grubuna TOKİ veya İstanbul da KİPTAŞ gibi üretim yapılıyordu. Müteahhitler konutları sattıkları fiyatların çok üstünde satıyorlardı.  Yani yüzde en az 1000 kar elde ediyorlardı. Sonradan TOKİ Başkanı dedi ki “100 de 500 kar edin” daha sonra da “…ya bırakın da 100 de 100 kar edin” dedi.
 
Konut kiralarında yüzde kaçlık geri çekilme var?
Yani kiralarda 1000 YTL ye evinizi kiraya vermişsiniz şuan 700 TL istemişsiniz evinizin yüzünü bakan yok. Onun için de yeni yerleşim bölgelerine gidişin Metrobüsün etkisi de oluyor. Ulaşımının da rahatlamasıyla vatandaş daha ucuz diye daha uzağa gidebiliyor ve artık vatandaşlarla depreme dayanıksız yerleri biliyor ve oraları terk ediyor.
 
Hangi semtlerde bu sebeplerden dolayı hareketlilik görüyorsunuz? Yani nerelerden nerelere kayış var?
Mesela Avcılardan tutun Beylikdüzü, Büyükçekmece, Küçükçekmece… Bu tarafta Kurtköy tarafı… Mesela Pendik'te yeni evler yapılıyor. Kartal, Sultanbeyliği, Maltepe'de yapılıyor... Yani vatandaş özellikle Anadolu ve Avrupa yakasında da olsa sağlam olmayan zeminin öldürmediğini, öldürenin binaların olduğunu yani depreme dayanıklı olduğunu öğrendi. Onun niçin de artık vatandaş depreme dayanıklı olduğunu biliyor. İstanbul eskiyeleşim bölgelerindeki binaların artık erozyona uğradığını biliyor. O için de dediğimiz gibi Çatalca dahil olmak üzere Silivri de çok değerli konutlar üretildi, çok değerli arasalar var. Silivri il olacağı veya havaalanı yapılacağı söylentileri hem konut hem de arsa fiyatlarının arttırdı.
 
Silivri gibi başka örnekler de var mı? Krize rağmen fiyatı artan ve talep gören yerler nereler?
Geçen sene Beylükdüzü'nün de 50-60 TL'ye de yer bulabiliyordunuz. Ama şimdi 100 bin liranın üstüne çıktığını görüyorsunuz. Nedeni; depreme dayanıklı olması, sosyal tesisleri olan konutlar üretilmesi ve yeni yerleşim bölgelerden biri olması… Bunun yanında Tuzla'nın da yıldızı parladı ve Ömerli civarı da çok büyük prim yapamaya başladı.
Kemerburgaz, Göktürk, Zekeriyaköy, Bahçeköy, Beykoz, Kurtköy dahil olmak üzere o güzergahta bulunan bölgeler deprem bölgesi olduğu için satılamıyor. Sağlam zemin önemli değil sağlam bina yapabiliyorsanız eğer satabiliyorsunuz.
 
Kaçılan semtler var mı?
Eski semtlerde ve etrafında düzensiz yapılaşmalar var. Örnek veriyorum; Bebek'te boğazda otururken etrafında gece kondular olduğunu görüyorsunuz. Bir taraftan diyorsunuz ki hem bunlar erozyona uğramış yaşlı binalar hem de ben niye gecekonduların içinde oturayım.
Küçükçekmece'de ilk defa depreme dayanıklı binalar üretildi. Yani gecekonduları tamamen temizlediler. Orda bir ilk başlattılar yani. Herkese daire verdiler. Tabi fazlada ürettiler. Fazla üreterek hem satış yaptılar hem de orda ki gecekondulara birer daire sahibi yaptılar. O bölgede yeniden yapılaşarak değer kazanmaya başladı. Yani “Kentsel dönüşüm projesi”ni soktular.
 
Kentsel dönüşümün hareket getirdiğini söyleyebilir miyiz?
Kentsel dönüşüm İstanbul'un her tarafında başlatılmadı. En büyük sıkıntı burada… Siz şimdi yüksek binaları yaparak kentsel dönüşümü başlatamazsınız. Kağıthane'nin bir kısmı hala gecekondu… Yani çok pahalı olan bölgelerde bile gecekondu var. Maltepe, Sarıyer ve Etiler'de bile var. Kentsel dönüşümü gecekondulaşmanın olduğu bunun gibi eski yerleşim bölgelerinde başlatmak lazım.
Kentsel dönüşüm deyince vatandaş diyor ki: Ya kardeşim benim 5 katlı binam var 5 katlı binada 10 dairede 10 kişi oturuyor. Bunlar zamanında 30 sene evvel emekli olunca devlet memuru daire alabiliyordu. O zaman alınan el değiştiren daireler… Şimdi bunlar özellikle Ihlamur Dere Caddesi üzeri Ortaköy Dere Boyu Caddesi ve vatandaş diyor ki mütait buraya yap o zaman mütaitte benim sizi bir yere taşımam lazım.
Nişantaşın'da bunu yapabildiler. KİPTAŞ'ın inşaatı iyi gidiyordu. Göztepe, Erenköy civarında sanıyorum?
Hayır. Burada ki 5 katlı binada 10 daire sahibi olduğunu düşünün müteahhit diyor ki ben sizin yerinizi alıyım. Diyelim burada 5 binayı kentsel dönüşüme sokacaksınız. Bu 5 bina 10 dönüme oturuyor. Hemen yeni plan çıkartılır. Bu on dönümü devlet diyecek ki tamam kardeşim ben sizi geçici olarak yaptığım evlerde barındırıyorum veya 5 binada oturanlara müteahhit diyecek ki ben sizin geçici olarak kiralarınızı ödeyeceğim. Bu 10 dönümü 5 dönüme indirecekler. Yani 5 binayı 5 dönüm içerisinde tek binada birleştirecekler. Yani 30 katlı bina yaptıracaklar. O zaman 10 dönümde 5 tane binada oturan her binada 10 kişi olsa 50 kişi tek binada toplanacak. En az 50 tane dairede mütaitte kalacak. Yani müteahhitte diyor ki 50 dairede bana kalacak. İşte kentsel dönüşüm bu. Ve ne oluyor siz her gökdelen altına her daire için de 2 tane de otopark yapıyorsunuz. Bu 10 dönümün içine siz 5 dönüme 100 dairelik binayı koydunuz. Ne oldu? Siz 5 dönümlük yeşillik alan oluşturmuş oldunuz.
 
İnsanları bir araya getirip böyle bir anlaşma yapmak zor değil mi?
En kolayı bu… Devlet elini sürmeden müteahhit onların kiralarını öder.
 
Peki Türkiye'de ki zorluğu nedir? Neden yapılamıyor?
Hiç bir zorluğu yok. Sadece işlerine gelmiyor.
 
Mülk sahiplerinin mi?
Mülk sahiplerinin değil birilerinin işine gelmiyor! Yani bunun mutlaka başlaması lazım yani… Buna depremden sonra başlamış olsaydık, İstanbul'un bu eksi yerleşim bölgeleri bize yetiyor olacaktı. Yani yeni ilçelere gerek kalmayacaktı. Bize eski İstanbul yetiyordu. Bunu yapamadılar yani. Yıllardır herkes vaad ediyor ama niye eski bölgelerde uğraşıyım diyorlar. Ben bunu İBB ve TOKİ başkanlarına anlattım. Fikrimi beğendiler ama olmadı.
 
Galata sizin bu anlattığınız örneğe benzer bir durum mu?
Etrafında çok güzel yapılaşmalar başladı. Galatanın etrafında çok güzel yapılaşmamalar başladı. Esasında yatırım için değil oturmak için cazip gelsin. Gelmiş geçmiş bütün iktidarların görevi. İnsanlarını koruyup adam gibi yaşamasını sağlayacaksınız. Beyoğlu'da ki yapılaşmayı ben beğeniyorum. Bitince güzel bir örnek olacak.
 
Yapılaşma sırasında tarihi güzelliklerine de dikkat ediliyor mu?
Eskisine uygun bir yapılaşma var sadece orda değil ama orda ne yapıyor bu fiyatta satacaksın. Orada bir tekeleşme var eğer benim dediğim istediğim sistemi uygularlarsa…
TOKİ ve Büyükşehir Belediyesi Başkanı: “Vallahi bugüne kadar biz bunu düşünemedik dediler. Bende gelin mene Etilerin karşısında koskoca gecekondulaşma var. Üniversitenin yerini işgal ederek Armutlu'yu yeniden yapılaştırabilirsin. Kardeşim sana bir tane daire vereceğim. Ama TOKİ'nin elini taşın altına koymasına gerek yok. Bu adamlar Ahmet'in Mehmet'in hakkını da gasp etti. Yıllardır burada gecekonduda, müstakil evde oturdu… 10 daire çıkıyor. 1 tanesini gecekonducuya bedel almadan vereceğiz. Geri kalanın da 4 tanesini devlet olarak bana veriyorsun. 5 taneyi de müteahhit sen al.
O zaman bir kere o bölge gece kondu bölgesine çıkıyor ve lüks bir bölge olarak karşımıza çıkıyor. Ve o zaman ne yapıyorsun mütaite para ödemiyorsun kar paylaşımına da girmiyorsun. Acaba satar mı satmaz mı diye de düşünmene gerek yok. Vatandaşında işgal ettiği yerden 4 daire elde ediyorsun. Gelire ihtiyacın varsa gelir elde ediyorsun. Ben fakir fukarayı mal sahibi yaptıracağım diyorsan da gel kardeşim benim 4 tane elde ettiğim dairem var buradan elde ettiğim 4 daire m var gel buyur otur diyorsun. İşte sosyal devlet bunu yapar.
 
Evet ama onun için önümüzde zaman var ama di mi?
Zaman geçiyor. Bir taraftan Tekirdağ ile bir taraftan İzmir-Adapazarı ile birleştik.
 
Şuan müteahhitler eski yerleşim bölgelerinde iş yapabiliyor mu?
Tabii ki... Türkiye'de deprem beklentisi var. Anadolu'da da büyük şehirlerde de var. Konya'da olmaz diyorlardı ama Konya'da da oldu. Bundan kaçış yok. Demek ki eski yerleşim bölgelerinde mal sahipleri diyor ki kardeşim gel %60 senin olsun, %40 benim olsun. Benim binamı yeniden yap. Çünkü tüm sahibi mal sahibi ve arada kiracı ve ıvır zıvır kimseler yok.
 
Örnek hangi semtler var mı?
Nişantaşı… Güzel yapılaşmalar başladı.
 
Deprem bölgesi değil mi?
Orda da değerleri çok yüksek… Vatandaşın korktuğu deprem… Ama çarşısı ve alışveriş merkezleri cezbediyor. Zekeriyaköy'de oturuyor. Ama haftanın birkaç günüde Nişantaşı'nda aldığı evde oturuyor. Bir kokteyl için, bir film izlemek için veya arkadaşları ile akşam yemek yemek için, Nişantası'nda bir yer satın alıyor.
 
Konut kredileri ile ev almak mantıklı mı?
Hayır efendim mantıklı değil!
Ama bu yeni projeleri etkileyen bir şey o zaman…
Çok etkiliyor tabi ki… Türkiye'de birkaç sene evvel mortgage hayata geçti. Kira öder gibi konut sahibi olması yasallaştı. Diyorlar ki siz ona göre gidin dışarıdan kredi bulun. Ama dışarıda kredi yok. Onun içinde artık Türk bankaların çok büyük kar etme olaylarını bırakması lazım. 1 lira mı koyup 100 lira kazanıyım devri geçti. Bankalarda az kar etmeyi öğrensinler. Türk ekonomisinin lokomotifi olan inşaat sektörünün ayağa kalkması lazım…
 
Bu dönemde emlakçılar da emlak karlarından, komisyonların feragat etmek zorunda kaldılar mı?
Garibanlar ne yapsınlar. Feragat etmek zorundalar tabi. Ev sahipleri evlerini kiraya veremiyorlar. Dünyada olan gerçek olaylar bizde de yaşanmaya başladı. Diyor ki; “Bir komisyon ben veriyim benim evimi birinci sıraya al ki ben hemen para kazanıyım. Aidatlarını ben ödüyorum, çok kötü durumdayım” diyor.
Dünyada kiracı kesinlikle komisyon vermez! Devlet kanun çıkartmıştır. Bütün sorumluluk elakçıdadır. Emlakçıyla alışveriş yapacaksınız demiştir. Emlakçı yapmış olduğu işlemleri de devletine bildirir. Sadece mal sahibi komisyon verir. Bizde de kiracı ev tutacak, evin tadilatını-tamiratını-boyasını yaptıracak, depozite verecek, emlakçıya komisyon verecek. Adamın zaten içeri girerken çok zor duruma giriyor. Ama yurt dışında ev kiralarken böyle bir şey yok!
 
Emlakçıların feragati ne oldu demiştim?
Şimdi emlakçılar aman yeter ki ben bu evi kiraya vereyim. Ne versen ver Allah bereket versin demek zorundalar yoksa vatandaş diyor ki kira düşmüş 1000 liradan 700 liraya düşmüş. %6 sını versem olur mu diyor emlakçı da peki diyor.
Bakın 140 TL aidatı yılda bir kere ödemesi gereken aidatını bu krizi bahane ederek o aidatı ödemiyor. Düşünün siz 9-10 bin tane üyenin bunu bahane ederek ödememesi … İşte bu yüzden maddi sıkıntılara neden oluyor.
Yani ekonomik istikrarsızlığın bahane edilmesi bankaların oluşturduğu bahane bunlar biriktiği zaman hiç bir sıkıntısı yokken fabrika sahibi diyordu ücretsiz izin veriyorum diyor işçilerine. Burada krizi bizler tetikledik. Bu kriz dünyada başlayınca biz bu krizden dünya kadar etkilenmeyeceğiz dedim. Ama bizde herkes krizin arkasına saklanıyor.
İnşaat sektörü de konut üretirdi. İnşaat sektörünün ürettiği bu konutu vatandaş hemen alıyor. Ben hep zengine üreteyim. Zenginde ticaret yapmaya başladı. Alıyordu satıyordu. Bankanın vermediği faizi konuttan çok kazanıyordu.
 
Zincir emlakçılarının avantajı daha mı iyi durumda?
Her şeyden evvel zincir emlakçılar devamlı eğitim alıyorlar. Onun için de tercih ediyor. İçerde çalışanlara bakıyorsunuz hemen hemen çoğu üniversite mezunu. Güzel bir porföy sunuyorlar. Sizi mutlaka konut sahibi veya kiralık sahibi yapıyorlar. Kiralık sahibi mutlaka yapıyorlar. Ve sizin istediğiniz değere de yapıyorlar.
 
Zincirler oluştu mu?
Ben buna karşıydım ama gelişme kurduğunuz bir ülke de incelediğimizde mutlaka zincir kurma gereksinimi olduğunu gördüm. Ben bu zinciri kurdum.
Birde gelim en önemli konuya emlakçıların bu durumdan bahsettim siz bahsettiniz vatandaşın ve benim çok büyük sıkıtımız var. Ben bu odayı kurmak için 26 yıl mücadele ettim. Ama İstanbul ticaret odasında da meslek komiteleri var. Ben diyorum ki ey hükümet ne olur emlak komisyoncuları ve müşavirliğini hayata geçirelim. Herkese yalvardım ve en sonunda bir şeye karar verdik. Oturduk yönetim kuruluyla toplantı yaptık. Bizim engellerimiz milletvekilleri imiş!
 
Emlak sektörünün internet mecrası emlakçıların işine yarıyor mu?
Gelişmiş ülkelerde bu sistem çok güzel yürüyor. Ama Türkiye'de böyle değil. Örnek veriyorum bütün gazetelerin emlak siteleri var. Beni ziyarete geldiklerinde "Niye satılanları kiraya verilenleri çıkartmıyorsunuz? Neden vatandaşı güç duruma düşürüyorsunuz?" diye sorduğumda bana söyledikleri, "Ama Sabri Bey ben reklam alamıyorum. İlan sayım o zaman düşer." şeklinde oluyor. Türkiye'deki gerçeklerle Avrupa'daki gerçekler çok farklı yani o emlak sitesinin editörü para kazanmak için satılan ilanları sitesinden çıkartmadığı için vatandaş kesinlikle o sitelere güvenmiyor.
Emlakçıya site yapıyorum. Bedava girebiliyorlar sitemize. Mesleki yazılar yayınlıyorum. Okudun mu diyorum. Kaç kişi girdi okudu diye bakıyorsun 60 kişi veya 20 kişi. Yani emlakçınında eğitilmesi lazım. Türkiye'de herkes için gayrimenkul edinmek çok önemli ama bu sektör ilkokul arkadaşların elinde... Onun içinde diyorum ki vergisini ödemiş ilkokul mezunu ya da X üniversitesinde okumuş kişilere zaman verilmeli.
 
Emlakçıların üniversite mezunu olması zorunlu mu?
Emlakçılık meslek yüksek okulu var. Ben stajyer olarak 6-7 tane aldım yanıma ama bir tanesi kaldı. Onlara bir şey sorun, hiç bilgi yok. Onun için bu bölümü 4 yıllık yapacaksınız ki Tabu mevzuatını da pazarlamayı da bilecek. Yurt dışına gidiyorum hayran kalıyorum. İstanbul'a geliyorum midem bulanıyor.
 
Peki yeni gözde yerler nereleri?
Beylikdüzü çok önemli bir yer. Bir taraftan Avrupa'ya açılan bir kapı. Şimdi siz Edirne'ye kadar 3 boğaz köprüleriyle beraber. Transit taşımacılığı koymıyacak mısınız? İş yerleri örnek veriyorum. Bayilik verecek iş yerleri en gözde yerler haline gelecek.
Konuta başladım diye söylemiyorum. Çok büyük rant elde edilecek. Önemli olan iş adamı hem kara yoluna hem de hava yoluna yakın olması lazım. Nasıl bugün Ataşehir gibi olacak. Yani 2. Ataşehir olacak. Bunu da iddia ediyorum.
 
Benim ne yapmam gerekir emlakçı olmak için?
Hemen başla. Bakın Türkiye'de ilk defa Türkiye'nin başkanlarını toplayarak sorunlu standart tebliği yayınlattım. Ama denetim için memur istememe rağmen ilgilenen olmadı.
 
Türkiye'de veya İstanbulda kaç emlakçı var?
İstanbul'da kayıt dışı 100 bin emlakçı var. İstanbul ve bende kayıtlı 13 bin emlakçı var. Yazık değil mi benim kayıtlı emlakçılarıma?
 
Ciddi bir vergi kaybı söz konusu olmuyor mu?
Vergi daireleri benim dostum olmuş. Denetim yapın diyorum. Tespit ettiklerimizi yıllardır. Devlete faydam var bak devamlı vergi ve para kazandırıyorum.
 
Caydırıcı cezaları var mı?
3-5 lira para cezası bir daha yaparsan kulağını çekerim diyorlar. Bir daha yapmam deniliyor ama sonra memur gidince gene dükkânlara istediklerini asıyorlar.
 
Bu tasarının bir örneği var mı sizde?
Var ama veremem onu size… Ancak Başbakan beni çağıracak göster bakalım diyecek o zaman...
 
Sizin odaya kayıtlı kaç emlakçı var?
8800 civarında...
 
Emlakçıların alması gereken bir eğitim var mı? Bu eğitimi kimler sağlıyor?
Var tabii ki. Siz bile verebilirsiniz. Bakkal ve manav dahi verebilirsiniz. Bunu Emlak Odası verirken Milli Eğitim herkese açtı. X okulundan mezun emlakçıda bir kurs açıp eğitim verebiliyor.
 
İyi iş yapan emlakçı kaçak olmasına rağmen odan standartlarının tabir ettikleri bir zincir var mı?
Yurt dışında emlakçılar çok disiplin içerisinde... Zincirin halkası içerisine girmenize gerek yok. Resmi odalar hem vatandaşı hem emlakçıyı koruyor. Bunun dışında da başka yetkili yok. Ve aldığınız sertifika 2 yıl geçerli oluyoır. Sertifikanın süresi dolduğunda seni imtihana alıyor. Yenilikleri mesleğiniz geliştirmiş mi bakıyor. Eğer kriterlere uygun olmadığını gördüğünde "Büronu kapat sen emlakçılık yapamazsın" diyor.
Bizde de zaten ben sertifika versem ne olur vermesem ne olur. Beni resmi daire yapıyorsunuz. Ama defterdara diyorum ki "benden aldığın diplomaya göremeden izin veremezsin" diyorum ama "beni ilgilendirmez" diyor. Türkiye bu zihniyetten dolayı bir adım ileriye gidemiyor. Her yıl sertifika yenileme yapsan da. Odalara bu yetkileri verirsen devlet vergisini de toplar. Ama bir türlü olumlu bulunmuyor ve hayata geçirilmiyor.

Yorum Yaz

Benzer Haberler

İspanyolları konut kredileri yaktı!
  • 30.06.2015 10:33

İspanyolları konut kredileri yaktı!

Ekonomik krizden en çok etkilenen ülke olan İspanya'da, konut kredilerini ödeyem ...

Avrupa'dan Yunanistan'a ret!
  • 28.06.2015 12:08

Avrupa'dan Yunanistan'a ret!

Euro Bölgesi maliye bakanları bu ay sonunda süresi dolan Yunanistan'ın kurtarma ...

‘Faizler düşerse ev fiyatları artar’
  • 16.06.2015 14:40

‘Faizler düşerse ev fiyatları artar’

Konut kredisiyle ev almak isteyenlerin aklındaki tüm sorulara Ekonomist Prof. Dr ...

Silverline 2015'te 100 ülkeye ihracat hedefliyor!
  • 18.06.2012 17:23

Silverline 2015'te 100 ülkeye ihracat hedefliyor!

Silverline CEO'su Laçin, 2015'te 100 ülkeye ihracat yapan 250 milyon lira cirolu ...

Avrupalı emekli Türkiye'de ev alıyor!
  • 19.05.2012 11:35

Avrupalı emekli Türkiye'de ev alıyor!

Alman 'Die Welt' gazetesi, Euro Bölgesi'ndeki kriz nedeniyle Avrupa'da emekliler ...

Komşunun üç haftalık parası kaldı!
  • 12.09.2011 17:18

Komşunun üç haftalık parası kaldı!

Avrupa borç krizi deyince ilk akla gelen ülke olan Yunanistan yine endişelendiri ...