Mehmet Özdemir: Katarlı BBMred Gayrimenkul Ankara'ya yatırım yapacak!
Yüzde 100 Katar sermayeli bir yatırım fonu olan BBMred Gayrimenkul Geliştirme ve Yatırım, Katarlı fon adına Türkiye'de ve Doğu Avrupa'da yeni yatırımlar peşinde. Al Mohannedi ailesinin yatırım fonu diğer yabancı yatırımcıların tersine gayrimenkul yatırımı için İstanbul yerine Ankara'yı tercih ederek Türkiye'deki ilk büyük gayrimenkul yatırımını hayata geçirmeye hazırlanıyor. Biz de şirketin CEO'su Mehmet Özdemir'e Türkiye'deki yatırım ortamını, yabancıların beklentilerini ve yatırım için neden A
BBMred Gayrimenkul Geliştirme ve Yatırım A.Ş.'den ve Katarlı fondan bahseder misiniz?
BBMred Katarlı Al Mohannedi ailesinin Türkiye ve Doğu Avrupa'daki yatırımlarını gerçekleştirmek için kurulmuş bir şirket. Katarlı fon başta Afrika'da ve Kuzey Amerika'da olmak üzere enerji, maden ve tarım sektöründe faaliyet gösteriyor ve 2,2 milyar dolarlık bir ciroya sahip. Ayrıca Kuzey Amerika'da gayrimenkul yatırımları var. Şimdi de Doğu Avrupa'da gayrimenkul yatırımlarına başladı. Merkez olarak da Türkiye'yi seçti. BBMred olarak bu fonun Doğu Avrupa'daki yatırımlarını yönetiyoruz.
Türkiye'deki gayrimenkul yatırımınız bugün için ne aşamada?
Biz BBMred olarak ilk yatırımımızı Ankara'ya yapıyoruz. Önümüzdeki üç sene içinde yaklaşık 175 milyon doları bulacak bir yatırım olacak. Ankara merkezinde Gaziosmanpaşa ve Çankaya'da hasılat paylaşımlı, kat karşılığı bir iki yer var ve bunlar için görüşmelerimiz devam ediyor. Proje için Türkiye'nin en önemli gayrimenkul geliştiricilerinden biriyle görüşüyoruz. Eylül-Ekim gibi görüşmelerin sonucunu açıklayabiliriz.
Genellikle yabancıların tercihi İstanbul olur. Siz niçin Ankara'dan başlıyorsunuz?
Yabancıların gözünde, özellikle Körfez bölgesinde Türkiye dediğiniz zaman algı İstanbul. Gayrimenkul yatırımı için olsun, bireysel yatırımcı için olsun bu böyle. Böyle bir yatırımın Ankara'ya çekilmesi aslında önemli bir başarı. İstanbul'da merkezi lokasyonda yapı stokunun eski olması ve arazi maliyetlerinin yükseldiği nedeniyle çevre akslara kayış oldu. Belli düzeyde geliri ve tahsili olan çalışanlar şehir merkezinden dış akslara kaydı. Fakat son beş yılda merkezi akslara yakın bölgelerde, yapı stokunun yenilenmeye başlamasıyla merkeze yeniden hücum başladı. Ama Ankara'da bu süreç daha başlamadı. Şu an Ankara'da İncek, Çayyolu, Eskişehir Yolu gibi alternatif akslara taşınmalar başladı. Bunun sebebi de merkezdeki yapı stokunun eskimesiydi. Fakat dünya başkentlerine baktığınız zaman Kraliyet Sarayları, Cumhurbaşkanlığı Sarayı gibi merkezi idarenin çevresinde şehir merkezleri oluşur. Ankara için de kaçınılmaz gerçek Cumhurbaşkanlığı Köşkü etrafındaki Gaziosmanpaşa, Çankaya çemberinin Ankara'nın merkezi olması. Biz de Ankara'nın prestijli yaşam tarzına ne katabiliriz diye düşündük. Sıfırdan arazi geliştirme ve dönüşüm şeklinde bir potansiyel olduğunu gördük ve bunu Katarlı fon sahiplerine sunduk. Yatırım komitesi bunu mantıklı buldu ve dönüşümün başlamış olduğu İstanbul'dansa başlamamış olan Ankara'nın merkezine yatırım yapmayı uygun gördüler. Hedefimiz burada 700 konut üretmek.
Mütekabiliyet Yasası Türkiye için ne kadar etkili oluyor?
Mütekabiliyet yasası İstanbul'da etkili oldu. Yasa sektör için bir itici güçtür, ama odaklanmamız gereken konu, bireysel alıcıdan ziyade, kurumsal yatırımcıyı kentsel dönüşüm sürecine nasıl dahil edebiliriz olmalı. 8 milyar dolarlık 20 yılı kapsayan bir kentsel dönüşümden söz ediyoruz. 8 milyar dolarlık bir dönüşümü finanse edecek uluslararası yatırımcıyı gayrimenkul yatırımına nasıl çekeriz, buna kafa yormak lazım.
Uluslararası yatırımcı Türkiye'den ne bekliyor?
Uluslararası yatırımcının bakış açısında griye yer yok. Ya siyahtır ya da beyaz. Stabilite önemli, ekonomik istikrar gibi bölgesel parametreler var. Bir de sizin elinizde olmayan parametreler var. Dünyada ekonomik dengeler değişiyor, çok kaygan bir yapı var. Fed bir açıklama yapıyor, üç gün içerisinde bütün gelişmekte olan piyasalar çöküşe geçiyor. İki gün sonra iyimser bir açıklama yapıyor, düzelmeler oluyor. Körfez bölgesinden gelen yatırımcı bazı parametrelere dikkat ediyor. Bu parametreler içinde regülasyonlar önemli. KDV gündeme geldi, altı ayda sonuca bağlandı. Mütekabiliyet Yasası geldi, açıklanana kadar bir sene geçti. Bu süreçler bizim için hep gri süreçler oldu.
Türkiye Körfez Bölgesi'nden gelen yatınım artırmak için ne yapmalı?
Türkiye'nin enerji güvenliği önemli bir konu başlığı. LNG (sıvılaştırılmış doğalgaz) terminallerine, yerli kömüre teşviklerin uygulanması gündemde tartışılıyor ve ben bir sonuca ulaşılacağına eminim. Bu anlamda Katar gibi ana geliri doğalgaz ve sıvılaştırılmış doğalgaz olan ülkelerin tecrübelerinden yararlanılmalı. Körfez bölgesindeki yatırımcıyı nasıl çekebiliriz diye düşündüğümüzde biraz çeşitlilik yaratmak lazım. Sadece gayrimenkul olarak düşünmemek lazım. Enerjiye yatırım olarak, reel sektöre yatıran olarak düşünmek lazım.
Sinan Koparan/Boomber Business Week
Yorum Yaz