Neşe Sert'in Çubuklu'daki tarihi evi!

Bu ay cemiyet hayatında 'Kedi ve Melek' ikilemesi ile tanınan Neşe Sert'in Çubuklu'daki tarihi evindeyiz. Yüksel İnşaat'ın sahibi Ünsal Sert'in eşi olan Neşe Sert, geçmişi 200 yıl öncesine dayanan tarihi köşkün dışı kadar içini de yaşanmışlıkla dekore etmiş. Kendisi ve ailesi 20 yıldır bu köşkte yaşıyorlar. Köşk, bahçesi hariç oturma alanı olarak 650 metrekare. Üç kez restorasyon görmüş. Her restorasyonda da tarihi geçmişine sadık kalınarak çalışılmış. Öyle ki; zamanında dört tarafı ortancalarla çevrili olan bahçe düzeni bile aynen devam ettirilmiş. Ağaçlar bile tarihi olduğundan koruma altında. 

 

Evin içi kadar bahçe de büyük bir özen ve titizlikle düzenlenmiş. Ortancaların 200 yıllık hakimiyeti halen devam etmekte. Manolyalar bile tarihi eser kapsamında; bu yüzden bahçedeki ağaçlara el sürmek yasak çünkü tarihi değerleri açısından onlar da koruma altında. Bahçenin sonunda beyazlar içinde bir kamelya yer alıyor. Burada ve havuz kenarında kullanılan tüm eşyalar Kervan'dan alınmış. Kamelya'nın içinde bir de şömine bulunuyor. Neşe Sert tam bir hayvan sever özellikle de kedilere olan sevgisini bilmeyen yoktur. Bir de melekler... Bahçede minyatür hayvan heykellerinin yanı sıra elinde kedi olan melek heykeli Çubuklu'da yaşayan bir ressama yaptırılmış.

 

Oturma alanı 650 metrekare olan köşkün içi kadar bahçesi de bir hayli büyük. Bahçede yazın sıcak günlerinde hem serinlemek hem de güneşlenmek amacıyla bir de havuz bulunmakta. Merdiven başlarında bulunan alemler antika, aynı alemlerden köşkün giriş kapısında da görmek mümkün.

 

Bahçede yer alan kamelyada tamamen beyaz hakim. Kervan markası ile dekore edilen kamelyanın şöminesi de var. 

 

İkiye ayrılan salonun merdiven karştsmnM bölümünde yer alan mor kumaş kaplı sedir ve puf Günseli Leyla Sanat Evi'ne ait. Duvarlardaki Osmanlı dönemi antika eserler Antik A.Ş'dea alınma. 

 

Neşe Sert, tarihi geçmişi ve anılarıyla önemli bir eser niteliğini taşıyan köşkün içini de yapınm bu özelliklerine uygun olarak dekore ettirmiş. Köşkün dekorasyonuna kendi eli değmiş olsa da tüm yenileme çalışmaları mimar Erol Sevimlisoy ve ekibi tarafından gerçekleştirilmiş.

 

Evin ikinci katında yer alan geniş salon ikiye ayrılmış. Her bölümde oturma grupları bulunuyor. Merdivenlerin karşısındaki alanın duvarlarında Osmanlı döneminde zengin halkın yaptığı yiyecek, içecek ve para yardımlarına karşılık, padişahların bu kişilere verdiği kendi mühürlerinin bulunduğu yazmalar yer alıyor. Bunlar Antik A.Ş.'den alınma. Yani kapıda başladığınız tarihi doku içeri girer girmez sizi etkisi altına alıyor. Salonda yazmaların tam altında, mor renkli sedir ve onun önündeki puf ise Günseli Leyla Sanat Evi'ne yaptırılmış. Dekorasyon konusunda daha çok samimi dostlarından yardım alan Neşe Sert, "Evdeki eşyaların çoğu yaşanmışlığı olan eşyalar. Mesela misafir yatak odası olarak dizayn ettiğim odadaki takım, 30 yıl önce çeyizim olarak getirdiğim takım" diyerek ne olursa olsun hatırası olan eşyalardan vazgeçemediğini gösteriyor. 

 

İkiye ayrılan salonun balkon tarafında yer alan bölümündeki orta masa Neşe Sert'in Amerika'da görüp beğenerek, fotoğrafını çektiği bir ürün. Sonrasında İstanbul'da aynısını yaptırmış. Yanlardaki sehpalar ise Metin Kaşo'ya ait ve yine Günseli Leyla Sanat Evi'nin elinden geçmiş. Fransız kanepe ve Ev sahibesinin İstanbul tabloları koleksiyonu dahilinde Ayhan Türker imzalı tablolar sergileniyor. 

 

Salondaki Fransız koltuk takımı Neşe-Sert'in kayınvalidesine! Orta sehpa ise özel yapım. Yan sehpalar Metin Kaşo'ya ait. EV sabah kahvelerini bu bölümde içmeyi tercih ediyor.

 

Evin en çok vakit geçirilen bölümü televizyon ve dinlenme odası. Bahçeye geçilebilen bu alan, lazer kesimli Damask marka desenli perde ile ayrılmış.

 

İçki dolabı Nuran &Çİİ in hediyesi ve salonun balkonlu bölümünde .. bulunuyor. 

 

Merdivenlerin etrafında Antik A.Ş.'den alınan alemleri görmek mümkün. 

 

Beyazın hakimiyetindeki banyolar İmaj Yapı imzalı.

 

Koltuklar da aslında oldukça eski; Neşe Sert'in kayınvalidesinden kalma, sadece dönem dönem döşemeleri değiştiriliyor. İçki dolabı ise cemiyet hayatının ünlü isimlerinden Nuran Erçil'in hediyesi. Evin en çok değişen kısmı ise perdeler. Mevcut görünen perdele, Aydın Perde'den, Fransız danteli kullanılmış. "Evin öz ruhunu yaşatmak istedim. Çünkü burası tarihi geçmişi olan bir ev. Saygı duymak gerektiğini düşündüğümden, her ayrıntıyı bu doğrultuda planladım" diyor ev sahibesi. Buradaki sehpanın üzerinde yer alan kahve takımı bile Fransız ve 250 yıllık; yani köşkten bile eski... Her iki salonun duvarlarında da resim tabloları var. İstanbul hayranı olan Neşe Sert, özellikle Ayhan Türker'e ait İstanbul tablolarının koleksiyonunu yapmış. Ayhan Türker dışında İsmail Acar'ın tabloları da köşkün duvarlarında sergileniyor. 

 

Evin en çok vakit geçirilen bölümü, girişten birkaç basamakla inilen kat Kapı dışında gördüğümüz Osmanlı alemler, kapı girişinde ve merdiven kenarlarında da yer almakta. Alemlerin hepsi antika. Merdivenlerden iner inmez sizi yemek masası karşılıyor. Yemek masası İtalyan tasarımı ve İngiliz sandalyelerle kombinlenmiş. Yemek dolabı, Pano Ahşap'a ait. Burası direkt olarak bahçeden yemeğe geçilebilmesini sağlıyor. Yemek bölümünün sağ tarafında televizyon ve dinlenme bölümü bulunuyor. Günün yorgunluğu bahçeye açılan bu bölümde atılırken, tüm sohbetlerde burada gerçekleştiriliyor. Her iki yaşam alanı, lazer kesimli Damask marka desenli perde ile ayrılmış. Mutfak ise tamamen beyaz, bu bölüm de birçok kere değiştirilerek yenilenmiş. Banyolar İmaj Yapı imzalı. Dört katlı köşkün içinde bir de küçük Türk Hamamı yer alıyor AD Misafir yatak odasındaki yatak takımı Neşe Sert'in çeyizinden...