Nikahsız beraberliklerde taraflar birbirinin mirasçısı değildir!
Posta Gazetesi Köşe yazarı Tamer Heper, bir okuyucusuna nikahsız eş durumda gayrimenkullerin aile içinde nasıl paylaşılması gerektiği hakkında bilgi verdi
Babam yurt dışında çalışmak amacı ile kaldığında bir hanımla nikahsız yaşamış iki de çocuğu olmuş. Biz dört kardeşiz annemiz sağ. Babam kazandığı para ile gayrimenkul sahibi oldu. Oradaki hanıma doğrudan onun adına iki daire bir yazlık almış, bize de yurttaki gayrimenkullerini satacak. Bu halde dahi yurt dışındaki hanım, 'orada bizim de hakkımız var diyormuş. Bu doğru mudur? .T.K.
Birinci sırada nikahsız yaşayan hanımın sözüne açıklık getireyim, sonra ikinci sıraya geçeyim. Malvarlığında bizim de hakkımız var sözü kendisi için geçerli değil. Nikahsız yaşayan hanımlar, nikahsız yaşadıkları erkeklerin mirasçısı değildir. Onların mirasta hiç payı yoktur.
Dolayısı ile onu bir kenara yazın. Ancak bu hanımdan olan iki çocuğun evlatlar arasında yer alması ve mirasçı olması söz konusu. Bu söz onlar için söylendiğinde doğrudur. Peki babanız size gayrimenkullerini satacak ise durum ne olur?
Gayrimenkuller gerçekten satış yolu ile devralınacak ise hiçbir şey olmaz. Gönül ferahlığı ile satış alabilirsiniz. İleride ihtilaf çıktığında bakılacak husus gerçekten satış işlemi yapılıp para ödenip ödenmediğidir.
Burada vurgulamak istediğim önemli bir husus var. Bizde hukuk kuralı şudur: Kanuni deliller söz konusu olduğunda bunların aksini ispat ancak aynı güçteki belgelerle olur. Bu cümleyi olaya tatbik edersek. Siz bu yerleri satın alacaksınız.
Satım işlemi elbette tapuda yapılacak. Tapuda bir de satış bedeli görülecek. Yani satış işleminin görüldüğü yer resmi bir kurum ve satış işlemi sırasında imzalanan satış sözleşmesi resmi senet.
Yani buradaki hukuki durum, satış. Bunun aksini iddia eden, bunu ancak aynı güçte bir resmi belge ile belgelemek durumunda. Bu demektir ki aksini iddia eden bunu aynı güçte resmi bir belge ile ispatlayacak yani sizin konumunuzdaki birileri satışın ciddi olduğunu ispata çalışmayacak. Ancak tatbikata gelindiğinde bunun tersi oluyor.
Aleyhine dava açılan satışın doğru olduğunu ispatlamak için kendini paralıyor, hakimi iknaya çalışıyor. Bu iş terstir, dava açan ispatlamalıdır ama olmuyor. Bu nedenle ben diyorum ki bu kadar didişmeye gerek yok, satış bedelini bankaya babanızın hesabına havale edersiniz, paranın ödendiği de görüldükten sonra endişeye gerek yok.
Tamer Heper/Posta
Yorum Yaz