maritbet girişmaritbet
Nüfus şehirlere kayıyor, SERA GÖKDELENLER GELİYOR!

Nüfus şehirlere kayıyor, SERA GÖKDELENLER GELİYOR!

Uzun vadede gıda ihtiyacınızı karşılamanın en akılcı yolunun büyük şehirlerde inşa edilecek dikine seralar veya sera gökdelenler olduğunu söyleyen Despommier'in bu alanda tasarladığı projeler adeta bülüm kurgu romanlarından çıkmış gibi duruyor

Columbia Üniversite mikrobiyoloji uzmanı Prof. Dickson Despommier, yakında dünya nüfusunun yarısının şehirlerde yaşayacağını, bu durumda tarımın da kırsal kesimden büyük şehirlere göç etmesinin şart olduğunu belirtiyor. Çevreye daha fazla zarar vermeden, uzun vadede gıda ihtiyacınızı karşılamanın en akılcı yolunun büyük şehirlerde inşa edilecek dikine seralar veya sera gökdelenler olduğunu söyleyen Despommier'in bu alanda tasarladığı projeler adeta bülüm kurgu romanlarından çıkmış gibi duruyor.
DÜNYA nüfusu hızla artarken, tarım arazileri azalıyor. Yapılaşmaya ayrılan alan sürekli büyüyor. Türkiye'de sağlıklı ve güncel istatistik bulmak mümkün değil. Ancak eldeki sınırlı veriler bile, bu endişe verici gelişmeyi açıkça ortaya koyuyor:

 • 1988-2008 yılları arasında Türkiye nüfusu 54,1 milyondan 73,5 milyona çıkarken (+ yüzde 36), işlenen tarım alanları 24,9 milyon hektardan 21,5 hektara geriledi (- yüzde 13).
• 1991-2001 yılları arasında kullanılabilir tarım alanları yaklaşık 3,2 milyon dekar azalırken, yapılaşma ve turizm alanları 1,5 milyon dekar arttı.
• Aynı dönemde 1,2 milyon dekar tarım arazisi yapılaşmaya ve turizm tesislerine açıldı.
 
TARIM DA ŞEHİRLERE GÖÇ ETMELİ
Özetle şehirler, yollar, barajlar, fabrikalar ve turizm tesisleri tarım alanlarının aleyhine hızla genişliyor. Şehirler, kırsal alanları yutmaya devam ediyor. Uzmanlar bu gelişmenin hızlanarak süreceği ve tarımsal üretimdeki verimlilik artışının, hızla artan nüfusun gıda ihtiyacını karşılamaya yetmeyeceği görüşünde. Genetik yapısıyla oynanmış ürünler (Genetiği Değiştirilmiş Organizma - GDO) ise kamuoyunda ciddi bir tepki ve dirençle karşılaştığı için, şimdilik tarımsal ürün açığı ve açlık tehdidine çare oluşturmuyor.
Ve araştırmacılar, tarımsal ürün açığını kapatmak için en çılgın projeleri hazırlamaktan kaçınmıyorlar. New York Columbia Üniversitesi'nden mikrobiyoloji uzmanı Prof. Dickson Despommier'in projesi işte böyle bir hayal. Prof. Despommier'nin temel fikri belki de gerçekçi:
• Yakında dünya nüfusunun yarısı şehirlerde yaşayacak. Şehir nüfusu artarken köy ve tarımla uğraşan nüfus azalacak. Bu durumda, tarımın da kırsal kesimden büyük şehirlere göç etmesi şart. Çevreye (daha fazla) zarar vermeden, uzun vadede gıda ihtiyacımızı karşılamanın en akılcı yolu, büyük şehirlerde inşa edilecek dikine seralar, yahut sera gökdelenler.
Prof. Despommier'in tasarladığı ‘geleceğin tarımsal üretim merkezleri' bilimkurgu romanlarının Mars'taki kolonilerini andırıyor: Megapollerin hemen yamacında hatta göbeğinde inşa edilen dikine çiftlikler, camdan sera-gökdelenler.
 
TOPRAKSIZ TARIMLA TASARRUF
Çevreden tamamen tecrit edilen bu seralarda, tüm değişkenler bilgisayarlarla denetlendiği ve düzenlendiği için, kimyasal gübre ve ilaç kullanmaya gerek kalmayacak ve topraksız tarım sayesinde su en verimli şekilde ve asgari kullanılacak. Proje ayrıca atık maddelerin geri dönüşümüyle enerji ihtiyacının karşılanmasını ve bitkilerin terlemesiyle de temiz su elde edilmesi öngörülüyor.
Mevsimlerden ve tabii iklim şartlarından ‘korunan' bu sera ortamında, daha hızlı ve (aynı alanda yapılacak tarıma kıyasla) 10 kat daha fazla ürün elde edilecek. Les Echos gazetesine verdiği demeçte (22 Şubat 2010) Prof. Despommier, “Biyolojik tarım değil, post-biyolojik tarım söz konusu” diyor. Profesör, dikey-seralarla tarımsal üretimi tüketiciye yaklaştırarak (yani şehrin göbeğinde tarımsal üretim yaparak) taşımacılığın, soğuk hava depolarının ve genelde soğuk zincirinin sebep olduğu ‘sera gazı' üretiminin de asgariye ineceğini öne sürüyor. Ayrıca, tarımsal üretim sera-gökdelenlerde yapıldığı için, toprak ve araziyi yeniden ağaçlandırmak ve ‘doğaya geri vermek' de mümkün olacak.
Kaynak: Hürriyet Emlak
 
  • Etiketler:

Yorum Yaz